Bizim için hayal kırıklıklarıyla, skandallarla, terbiye sınırlarının aşıldığı anlarla bir sezon geride kalmak üzere. Geride kalan sezonda ne kadar kötü günler yaşasak da bu şubenin yere düşen yüzünü kaldırmak için, hem de gayet realistik bir şans hala önümüzde durmakta. Şu an ligin en yenilmez takımı Fenerbahçe, bize en ters gelen Darüşşafaka'dır benim gözümde. Sene içinde saha avantajını alamasak da bitirdiğimiz sırayla bu iki takımdan da finale kadar uzak bir konumda konuşlanmış durumdayız. Hatta o kadar avantajlıyız ki normal sezonu 6. bitirdiğimiz bir yılda işler yolunda giderse, rakip taraftarın baskısını ensemizde hissedeceğimiz tek 1 maçla final görebiliriz. Efes serisinde ne olursa olsun böyle bir sıkıntı yaşamayız, muhtemel Beşiktaş serisinde de bu sıkıntıya girebileceğimiz tek ortam serinin ikinci, rakibin ilk seyircili maçı olur. Bu nedenlerle ne kadar umutsuz da gözüksek, en iyi halimizden çok uzak da olsak geleceğe hem umutlu, hem de gerçekçi bakmak için gerekli doneler var önümüzde. Umarım oyuncular ve teknik kadro da bunun farkındadır. Finale çıkıp muhtemel bir Fenerbahçe eşleşmesinden maç dahi alamasak gelinen noktada oynanan bir finali ben başarı olarak addederim. Yorgunluk bahane olmaktan çok uzakta, sakatlar iyileşti, taraftarlarla Ataman'ın arası hiç yoktan biraz soğudu. Efes serisine güzel bir başlangıçla yakın geleceğe daha iyi bakmamak için neden yok önümüzde. İnşallah bu maç da o fitili ateşleyen maç olur. Sene başından beri söylediğim gibi oyuncularımızın veya teknik kadronun iş disiplininden şüpheliyim ama yetebilirliklerine, kabiliyetlerine inancım tam. Umarım senenin son düzlüğünde üzerinde giydikleri formanın, başında oldukları kulüplerin armasını hatırlarlar da pek çok kötülükle geçirdiğimiz bu yıla birkaç güzel anı bırakabiliriz. Allah yardımcımız olsun.