Charles Gaines

Charles Gaines

Mevki: Forvet
Doğum Tarihi: 15.10.1981
Geldiği Takım: DKV Joventut Badalona (İspanya)
Kolej: Southern Mississippi
Boyu: 2.03 m
Kilosu: 101 kg


Forvet olarak görev yapan ABD?li Gaines, geçen sezon DKV Joventut Badalona forması giyiyordu. 26 yaşındaki oyuncumuz, İspanya Ligi?nde yarı finale yükselen takımıyla 34 maça çıkarken, 11.1 sayı ? 7.8 ribaund ortalamasıyla en üretken 5. oyuncu oldu. Gaines, Euroleague?de ise 10.3 sayı ? 1.3 top çalma - 6.3?lük ribaund performansı sergiledi.

Charles Gaines, bir önceki sezon ise Fransa?da Asvel forması giydi. Gaines, ligde 33 maçta 13.6 sayı ? 8.1 ribaund; ULEB Cup?ta ise 12 sayı ? 8.1 ribaund ortalamasıyla dikkatleri çekti.
 
Çok önemli işler yapıyor.Çok efektif maçta.Etkili.Gerektiğinde sırtı dönük bile oynayabiliyor.Büyük kazanç.
 
Dee ve Hüseyinden snra takımda en gvendiğim isim.Nedense çok beğendim oyununu.Gittikçe dahada iyi olacaktır bence.Hızı ve hırsı hiç dinmesin.
 
Özellikle ribaunları cok iyi sırtı dönük oyanayabiliyor.Bence owens tan sonra ilk üç macın adamıdır.
 
Charles Gaines röportaji

G.Saray Cafe Crown'un başarılı ABD'lisi Charles Gaines, kazanılan başarılara rağmen, 1-2 maç dışında boş tribünlere oynadıklarını söyledi, ?İnsanın sinirlenmemesi mümkün değil? dedi..

Galatasaray Cafe Crown'ın transfer sezonunda sessiz sedasız kadrosuna kattığı bir isimdi Charles Gaines. Oysa basketbolu yakından takip edenler, 2.03'lük ABD'li oyuncunun geçen sezon DKV Joventut Badalona forması ile Euroleague?deki istikrarlı performansını ve savaşçı oyun tarzını iyi biliyorlardı. Gösterişsiz oyun stiline rağmen geride kalan 14 maçta 11.6 sayı ve 8.2 ribaund ortalamaları tutturan Gaines, Galatasaray Cafe Crown'un liderliğinde büyük pay sahibi isimlerden biri. Tabii gösterişsiz dediysek özellikle Fenerbahçe maçındaki maç şovu Gaines'in sarı-kırmızılı taraftarların da gönlünde ayrı bir yer edinmesini sağladı.

Beşiktaş Cola Turka, Fenerbahçe Ülker ve Türk Telekom. Şampiyonluk için iddialı 3 takımı da yendiniz. G.Saray Cafe Crown'un şampiyonluktaki şansını nasıl görüyorsun?
Bana göre her geçen gün daha iyi oynuyoruz ve bunun sebebi de daha çok birlikte oynama şansı bulmamız. Böyle çalışırsak hem Türkiye'de hem de ULEB Cup'ta zirveye oynarız. ULEB Cup'ta da neden final olmasın diyorum. Ama şampiyonluğu konuşmak için henüz erken. Bence biz önce böyle iyi oynamaya ve kazanmaya devam etmeliyiz. Şampiyonluk için rakiplerimiz ise biliniyor zaten. Efes Pilsen, Türk Telekom, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Cola Turka.
Galatasaray Cafe Crown'a nasıl geldin?
Bu çok uzun bir hikaye. Geçen sezon sonunda Badalona ile sözleşmem bitmişti ve ben de iyi bir rakam istedim. Çok uzun süre bekledim onları. Ama zaman geçtikçe İspanyollardan ses çıkmadı ve Galatasaray Cafe Crown devreye girdi ve en iyi teklifi getirerek, transferi gerçekleştirdi.


Türkiye'yi nasıl buldun?
Öncelikle basketbol olarak benim düşündüğümden çok daha üst seviyede. Türkiye'ye gelmeden önce de çok fazla araştırma yapmadım. İstanbul çok güzel bir şehir, bir de trafiği olmasa idmanlar dışında da Etiler'deki TGİ Fridays'te vakit geçirmeyi seviyorum. İspanya ile karşılaştırdığımda sevmediğim tek şey seyircilerin basketbola ilgi göstermemesi. Oysa oynanan basketbol üst seviyede. İspanya'da deplasmanda bile binlerce seyircinin önünde oynuyorsunuz. Harika bir atmosfer vardı. Ama biz ligde ve Avrupa'da sürekli kazanmamıza rağmen buraya geliyoruz ve boş salona (Fenerbahçe Ülker ve Türk Telekom maçları hariç) oynuyoruz. İnsanın sinirlenmemesi mümkün değil.

Fransa, İspanya ve Türkiye. Üç farklı Avrupa ülkesinde bulundun. Gözüne çarpan farklılıklar neler?
Benim için Avrupa aşağı yukarı hep aynı. Üç ülkeyi de çok sevdim. Hepsinin değişik kültürleri var. Ama Türkiye onlardan biraz daha farklı. Türkiye bu iki ülkeye göre nasıl desem, daha fazla Amerikan... Daha Amerikalılaşmış. Bu da benim uyum sağlamamı kolaylaştırdı.

Maçlara nasıl hazırlanıyorsun?
Benim için her maç zordur ve bunun için hep en yüksek konsantrasyonu gösteririm. Hem hazırlanırken, hem de maçlarda.

Euroleague ile NBA'i nasıl kıyaslarsın?
NBA'de çoğu oyuncu play-off'a kadar maksimum oynamaz. Normal sezon daha yumuşak geçer. Euroleague?de ise her maç zor, her maç bir yarışma demek oyuncular için. Play-off'lar başlamadan bile büyük bir çekişme yaşanıyor. Bence fark bu. Avrupalı oyuncular ise uyum sağlarsa, bire bir basketbolunu geliştirirse başarılı oluyor, mesela Nowitzki gibi.

Kaynak: Sabah Gazetesi / Volkan Üstünyıldız
 
Re: Charles Gaines röportaji

Biz bile sinirleniyoruz onun sinirlenmeside normal.
 
Re: Charles Gaines röportaji

Gaines çok yararlı oynuyor.Kendisinden beklenenleri yeterince sahaya yansıtıyor.Her takımın böyle bir oyuncuya ihtiyacı var.Pis işleri yapacak,smaçlarıyla takımı ve taraftarı azdıracak,ribaunt kovalayacak, savunmada sırıtmayacak bir oyuncu... Tbl de pek böyle adam yok kıymetini bilmek lazım.Çoğu uzun tutmaktan önce atmayı düşünüyor.EE normal olarak önce tutanlar, savunanlar da kendilerini ve takımlarını daha üst sınıfa taşıyabiliyorlar.

Ayrıca bu oyuncular "UNDERSIZE" olsalar da pota altıdna ki güçleri ve becerileri ile hiç ama hiç sırıtmıyorlar...
 
Re: Charles Gaines röportaji

Çok tarz ve kaliteli bir oyuncu.Mümkünse en kısa zamanda mukavelesi en az 2 yıllığına uzatılmalı.
Yürekli ve fedakar amerikalı bulmak zaten çok zor,bir de üstüne iyi oyuncu çıktı mı değeri bilinmeli.
 
Re: # Charles Gaines

hırslı bir oyuncu ,sayılarının yarısını smaç yaparak buluyor,serbest atış yüzdesi kötü onu da geliştirse daha iyi olucak
 
Re: # Charles Gaines

taraftarı çekecek adam işte budur.. fenrbahçeye yaptığı cmaçlardan snra öyle bir sempati beslemeye baişladm ki anlatamam:).. GERÇEK GALATASARAYLI:)
 
Re: # Charles Gaines

gelecek sezon tkımda kalması gerekn ilk yabancı ben bu kadar yararlı olacağını düşünmemiştim inanılmaz ribauntçu nerdeyse her maç double doubl yapıyor iyi ki varsın gaines
 
Charles Wayne Gaines | Röportaj

Öncelikle basketbolcu olmasaydın ne iş yapardın?
Basketbolcu olmasaydım, iyi para kazanamayacağım, iyi bir işte olmayacağımı biliyordum. Berber olabilirdim herhalde, o konuda yetenekliydim. Kendi saçlarımı da kendim yapıyorum. İyi ki basketbolcu olmuşum. Bu verdiğim en doğru karar.

Basketbola nasıl başladın?
11 yaşındaydım basketbol başladığımda. Annem beni beladan uzak tutmak için gönderdi basketbola. Amerikan futbolu da oynadım. Korner back olarak oynadım. Onda da çok başarısız değildim. Daha sonra basketbolda devam ettim.

Amerika?da yaşadığın ortamdan bahseder misin?
Annemle babam, beladan uzak durmam konusunda benimle çok uğraştı. Kiliseye çok giderdim. Babam pederdi. Yazın evime döndüğümde yine kiliseye gidiyorum. Artık gidemiyorum. Ama İncil her zaman okurum. Kötü şeylerin peşinden giderek şeytana uymak istemiyorum açıkçası. Basketbol oynayan ağabeyim var. İkimiz de beladan uzak durduk, basketbolcu olarak.

Sahada çok saldırgan gözüküyorsun, yaşadığın ortamın getirisi mi?
Saha içinde öyle olmak zorundayım. Çünkü ben kazancımı bu şekilde sağlıyorum. Saha içinde benden iyi bir insan olmam beklenemez. Çünkü başarılı olma şansım olmaz. Ben ancak bu şekilde oynayarak başarılı olabilirim. Aslında saha içindeki mücadeleyi iyi görmek lazım. Benim basketbola bakışım bu şekilde. İşimi ciddi alırım ve bu yüzden her zaman güçlü olmak zorundayım.

NCAA?deki sezonlarında çok iyi ortalamaların var. Ama NBA şansın olmamış, bunu neye bağlıyorsun?
Okuduğum okul, yani kolejdeki takımım çok iyi değildi. Takım olarak çok iyi ortalamamız yoktu. Mesela Dee Brown?un takımı çok iyiydi. Onların takım olarak da çok iyi bir ortalaması vardı. Benim belki de kişisel olarak çok daha iyi istatistiklerim olsa da, kaybeden bir takımdaysanız kişisel averajlarınızın pek bir önemi olmuyor. Dee bana göre çok daha şanslıydı. Ben bu açıdan şanssızdım. İyi ortalamalar yakalamama rağmen kimsenin dikkatini çekemedim.

Avrupa'da ilk olarak İtalya?da oynadın, daha sonra Fransa ve İspanya, şimdi de Türkiye?desin. Eski kıtaya gelme kararını sorguladığın olur mu?
Avrupa kesinlikle çok farklı. Avrupa?daki ilk tecrübem çok kötüydü. İlk olarak İtalya?da oynadım. Ve iki ay kaldım. Kötü bir tecrübe oldu benim için. Geri dönmek istedim, başaramadığımı düşündüm. Sonraki sene Fransa?ya transfer oldum. Asvel?de iyi bir sezon geçirdim. Asvel?de beni tutmak için ellerinden geleni yaptılar. Orada güzel günler geçirdim. Ardından önce İspanya, sonra da Türkiye.

Türkiye ligi, şu günlerde İspanya ligi ile kıyaslanıyor. Sen geçtiğimiz sezon oradaydın. Senin karşılaştırman nasıl olur bu iki lig için?
Kabul etmek gerekir, İspanya bence Avrupa?nın en iyi ligi. Türkiye ligi ise Fransa liginden daha iyi bir lig. İspanya?da, diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha iyi bir organizasyon var.

Galatasaray?ı, yani Türkiye?yi tercih etme nedenin neydi?
Ben bu sezona da İspanya?da devam edebilirdim. Ama daha fazla para istedim. Onlar ücreti daha uygun olan bir oyuncu ile anlaştılar benim pozisyonum için. Antrenörümüz Murat Özyer, bana Galatasaray?da oynamam için teklif yaptı. Yaz başıydı ve menajerim ile görüştü. Sonrasında kendi takımımda sorunlar yaşadım ve Galatasaray?ın teklifini değerlendirdim. Joventut?tan bana sonra yine teklif geldi, beni takımda tutmak istediler. Ama ben Galatasaray?a gitmek istedim. Benim yerime zaten oyuncu almışlardı ve ben geri dönmek istemedim. Elimdeki alternatifler arasında da en iyi teklif Galatasaray?ınkiydi. Ve ben de şu anda Galatasaray?dayım.

Türkiye?yi nasıl buldun, bir günün nasıl geçiyor?
Çok fazla bir şey yapmıyorum. İstanbul?da inanılmaz bir trafik var. Bir yere gitme şansım olmuyor. Zaten çok da yoğunuz. Dinlenmeye de çok ihtiyacım var. O yüzden antrenman varsa Florya?da ya da Ayhan Şahenk?te antrenmandayız. Haftada iki maç yapıyoruz sezon başından beri. Deplasman kampları oluyor. Çok fazla boş günümüz olmuyor. Boş günlerde de evde uyuyorum. O yüzden günlerim için çok fazla bir şey söyleyemem.

Avrupa ile Amerika?yı karşılaştırdığında seni neler şaşırttı?
Avrupa ile Amerika çok farklı. Bizim kültürümüzde, tarihi bir geçmişimiz yok ama sizin tarihi bir geçmişiniz var. Yaşayış tarzımız farklı. Sabah uyanıyoruz, sonra kalkıp işimize gidiyoruz, belki günün devamında aynı şeyi yapıyoruz ama hayata farklı bakıyoruz. Dünyada birçok kültür var, her kültür hayata farklı şekilde bakıyor. Değişik yerleri dolaşmak, farklı kültürleri görmek güzel. İşimin böyle güzel bir yönü var.

Gelmeden önce böyle bir şehir bekliyor muydun?İstanbul şehir olarak çok güzel bir yer. Orta Asya ile Avrupa?nın arasında çok güzel bir yer Türkiye. Hatta ben gelmeden Orta Asya?da olduğunu düşünüyordum. Biraz da korkum vardı, Türkiye?nin Irak?a komşu olması ile ilgili olarak. Ama buraya gelince öyle bir korkunun yersiz olduğunu gördüm ve şimdi çok rahatım.

Karşıyaka maçı ile ilgili olarak neler söylersin. Başrolde sen vardın. O gün neler oldu orada?Ben yaptığım davranıştan ötürü özür diledim ve yine diliyorum. Ama şu var. Ben seyirciye fırlattığım maddeleri evden getirmedim. Ben bana gelen son maddeyi seyirciye fırlattım. Altını çiziyorum son maddeyi. Maç içerisinde hem takım arkadaşlarıma, hem de bana iki üç kez yabancı madde geldi. Bunlar bize isabet edenlerdi. Bir de isabet etmeyenler var ki, zaten herkes gördü. Sonrasında bir smaç kaçırdım ve ondan sonra rakip taraftarların saldırısı rahatsız edici boyuta ulaştı. Ben de, o sinirle bu hareketi yaptım. Ama güvenliğin ve sorumluların insanları önlemesi lazım. Sonuçta bunu yapan insanlara bu şans verilmemeli. Biz orada, o gün sadece basketbol oynuyorduk. Taraftarların bize bu şekilde saldırmasının hiçbir anlamı yok.

Takım ilk yarıyı lider bitirdi fakat ikinci yarı üst üste iki mağlubiyet geldi. ULEB Kupası ve ligde şansımızı nasıl görüyorsun?
ULEB Kupası için, iyi bir kura çektik. Biz bu iki takımı da eleyebiliriz. İlk sekize de kaldıktan sonra ne olacağı hiç belli olmaz. Şampiyon da olabiliriz o noktadan sonra. Türkiye liginin iyi takımlarında bir tanesiyiz. Hatta ilk üç takımdan bir tanesiyiz. Şampiyonluk şansımız tabii ki var. Büyük maçları kazandık. Sakatlık sorunları yaşadık daha sonra. Bizi etkiledi bu durum. Görüldüğü üzere tempomuzu devam ettirirsek şampiyonluk için ümitli olabiliriz. Küçük maçlardaki rahatlığın takımımız üzerinde olumsuz etkisi oluyor. Şampiyonluk için daha fazla odaklanmalıyız.

Salondaki atmosfer nasıl, Galatasaray seyircisi için ne düşünüyorsun?
Güzel bir taraftarımız var. Her yerde destek görüyoruz. Galatasaray taraftarının tüm ülkeye yayıldığını görebiliyorum. Ama içeride oynadığımız bazı maçlarda 100-200 taraftar geliyor. Seyirci önemli bir etken. Maçı çevirebilecek güce sahipler. Bize verdikleri destek çok önemli. Büyük maçlarda destek görüyoruz. Fakat küçük maçları onlarda bazen bizim gibi önemsemiyorlar. Bize her maçta destek vermeliler. Her zaman salonu doldurmalılar.


Gelecek-Hobiler-Fobiler
Charles?a gelecekteki hedeflerini sorduğumuzda, Napolyon tarzındaki cevabını alıyoruz. Sahada sonuna kadar savaşan oyuncumuz, bu işi neden bu kadar ciddiye aldığını hatırlatıyor bize ve ?Hedefim her sene daha fazla para kazanmak? diyor. Charles, çok da fazla olmayan boş vakitlerinde uyumuyorsa bowling ya da bilardo oynuyor. Bu kadar kocaman adamı korkutan şey ise yılan.

Röportaj: Tarık ÜNLÜTÜRK | Galatasaray Dergisi, Mart 2008, Sayı: 65
 
Re: Charles Wayne Gaines | Röportaj

Sezon sonu sorsalar kalmasını istedigin ilk yabancı kim diye Charles derim aldıgı para helaldir !!! İnsallah sezon sonu Charles ,Dee,Hite kalır diger iki yabancı icinse yorum yok .
 
Re: Charles Wayne Gaines | Röportaj

Gaines mütişh bir savaşçı iznanılmaz işeler yapıyo sahada ayrıca sitemizde cenk ilede ilgili bir röportaj yapılmış.İlk bize geldiğinde bazı arkadaşlar cenkin fenerbahçeli olduğunu yazmıştı tam tersi cenk koyu bir galatasaraylı fakat futbolla pek arası yokmu aynen söylediği cümle "Tabii ki Galatasaraylı'yım. Annemden aldım Galatasaraylılığımı."demiş oda umarım kendini geliştirir ve nba de bizi hem bir Galatasaraylı olarak hemde bir Türk olarak en iyi şekilde temsil eder.
 
Re: Charles Wayne Gaines | Röportaj

Korner back ne ya :) Ya corner back yazın yada korner gerisi yazın. Bu arada herhalde ortaokulda filan oynadı. Corner back dış koşucuların karşısındaki oyunculardır. Hani hız ve çeviklik gerektiriyor.
Pınar Hanım Gaines i de mi çağırsak ;)
 

Üst