EL Play-Off | 3. Maç | Galatasaray Liv Hospital 75-78 FC Barcelona

EL Play-Off | 3. Maç | Galatasaray Liv Hospital - FC Barcelona

Salondaydım. Maç sonu barca'nın alkışlanması büyük bir hareketti ama mancini istifa'da okadar yanlıştı.
O topu çıkaramadık maç orda bitti aslında ama gerçekten öyle bir kadromuz varki tam toplama.
Bonsu-Hairston-Marko-domercant ile yollar kesin ayrılmalı.


iPhone 'den Tapatalk aracılığı ile gönderildi
 
Taraftar üzerine düşeni yaptı fakat barca kadro kalitesi ile kazandı. Ben de salondaydım maçın sonunu yine çok kötü oynadık, yinede büyük iş yaptık. Teşekkürler Aslanlar...
 
Maç saati yollarda olduğum için yorum yapmayacağım ancak top 8 büyük başarıdır. Diğer top 8 takımları zaten buraya genelde gelen takımlar. Biz de bu top 8 kahvesinin müdavimi dayılardan biri olmalıyız. Bu sene Avrupa'da mission completed. Kimse boşa tırtır yapmasın. Son topta da top kaybı olur. Senin heyecandan kalbin çıkarken basketbolcularının da heyecanlaması normal. Sonuçta rakibimiz buraların demirbaşlarından biri. Biz hep buralarda olalım ben razıyım.
Zaten su yolunu bulduğu zaman arkasında Galatasaray markası varken ulaşması gereken yere ulaşır. Şüpheye gerek yok bu konuda :)
 
EL Play-Off | 3. Maç | Galatasaray Liv Hospital - FC Barcelona

Acısıyla tatlısıyla bu turnuva da sona geldik. Herkesi tebrik ediyorum mücadeleri için.Top 8 in rengiydik,süpriziydik. Geri kalan takımların hepsi buraları daha önce yaşamış klüpler. Bizim için bunlar hep tecrübe olacaktır inşallah önümüzdeki seneler için. Artık hedefimiz belli önce final sonra da kupa. O kupa kalkacak Arroyo'nun ellerinde. Bunu da başaracaklarına inancımız tam.
 
Tatava yapmiyorum ve bize bu sene tum olumsuzluklara ve sakatliklara ragmen top 8'i gosteren tum ekibimize tesekkur ediyorum :)

2 senedir basimiza gelmeyen kalmadi ciddi ciddi kursun filan mi doktursek ne yapsak!..
 
Kulübün mevcut şartlarını da dikkate alınca ciddi bir başarı gelinen nokta. Bize bu heyecanı yaşattıkları için teknik kadro ve oyunculara teşekkür etmekten başka yapılabilecek bir şey yok.

Yönetim de Galatasaray´ın bir futbol kulübü olmadığını, spor kulübü olduğunu dikkate alarak gelecek planları yapmalıdır. Bütçenin düşürülmesi vs. kulağa hiç hoş gelmiyor, hele de Kadın ve Erkek Takımımızın Avrupa´da elde ettiği somut başarıları göz önünde bulundurunca.
 
Önümüzdeki sezona Malik, Domercant, Bonsu yollanıp yerlerine güzel dokunuşlarla kadro kalitemiz level atlar ve F4 için ciddi aday oluruz. Dün atmosfer o kadar müthişti ki Tomic'in bu kadar aptallaştığını, Sada'nın bomboş turnike kaçırdığını gördüm inanamadım. Maçın kaderini Pullen ve Huertas değiştirdi. 10 sayı öndeyken Pullen skor üretti, maçın 2.yarısında Huertas ilginç basketler attı ve Barça ayakta kaldı. Dorsey'in blokları da noktayı koydu. Takımı tebrik ederim güzel bir karakter ortaya koydu. Seneye artık :)
 
manset_gs_ZN8YV-610x400.jpg


Galatasaray’ın özellikle Top 16 gruplarında iyi oyun planına sahip olduğundan ve bunu iyi uyguladığından bahsetmiştik. Kuban, Zalgiris ve CSKA maçları da bu öngörülerimizi doğrular nitelikteydi. Keza Barcelona karşısında da iyi bir oyun planına sahip Galatasaray izlediğimizi düşünürken, Arroyo’nun sakatlığı bütün planları alt üst etti. Onun olmadığı 6 periyotluk dönemde Galatasaray çok kırılgan bir görüntü çizdi. Hücumdaki keskin düşüşün tetiklediği kötü savunma yapan ve açık alanda geriye iyi koşamayan bir Galatasaray’ı izledik. Ancak üçüncü maçta Arroyo’nun oynaması Galatasaray’ın planlarını doğru uyguluması açısından önemliydi. Ancak Galatasaray son saniyeye kadar maçın içinde olmasına rağmen maçı kazanacak hamleyi yapamadı ve Euroleague’e veda etti.
Galatasaray maçın ilk periyodunda Arroyo’nun etkili performansı ile uzun oyuncularını devreye sokmaya başardı ve istediklerini sahaya yansıtarak iyi bir çeyrek oynadı. Özellikle Lampe’nin oyunda olduğu dönemlerde, Lampe’nin ikili oyun savunmasındaki zaafiyetini kullandı ve uzunlarını sürekli olarak koşturdu. Bu bağlamda ilk çeyrekte Galatasaray uzunlarının bitirdiği transition hücumlarına bir göz atalım;

Yapılan iyi bir savunma sonrası Furkan ribaundu çekiyor ve Arroyo’ya topu teslim ediyor. Arroyo yarı sahayı hızlı geçip, eksik Barcelona savunmasına cezayı kesme eğiliminde. Tabii Furkan ribaundu aldığı zaman Markoishvili ve Erceg ikilisi hücumda pozisyon almak adına hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya geçiyorlar ve Markoishvili sol forvet, Erceg de sol dip köşede pozisyon alıyorlar. Arroyo önce Markoishvili’ye pası çıkartıyor ve Marko’nun ekstra pası ile Erceg üç sayı isabetini buluyor. Bir diğer pozisyon da şu şekilde;

Arroyo’nun yarı sahayı hızlı geçtiği bir pozisyon ve yine iyi bir savunma sonrası Arroyo’dan ödülünü alan bir Furkan var. Arroyo’nun uzun oyuncuları maçın içine kattığı ve saha görüşünü ön plana çıkardığı no-look pası. Kısacası maçın ilk çeyreğinde Galatasaray, uzunlarını iyi koşturdu ve Barcelona’nın savunma dengesini bozmasını bildi. Bunun yanı sıra yukarıda da belirttiğimiz üzere ilk çeyrekte, Lampe’nin olduğu bölümde ikili oyunlardan iyi verim alınan bir set hücumu da şu şekilde;

Arroyo – Furkan arasında sağ forvette oynanan bir ikili oyun. Furkan screen’den sonra içeri devriliyor ve Lampe’nin Arroyo üzerinde kalmaya çalışması üzerine Arroyo hiç bekletmeden Furkan’a pasını çıkarıyor ve smaç ile sonlanan bir pozisyon. Galatasaray’ın uzunlarını etkili kullandığından sıkça bahsettik. Bununla birlikte içeri devrilen uzunun dip köşedeki oyuncuyu bulduğu ve savunma dengesinin bozulduğu pozisyonlara göz atalım şimdi de.

Bu sezon Furkan ve Macvan’da sıkça gördüğümüz bir özellik olan ‘içeri devrildikten sonra köşedeki şutörü bulma’ durumunu burada görüyoruz. İlk çeyreğin sonunda oynanan hücumda Arroyo – Macvan ikili oyununu görüyoruz ve Macvan screen’den sonra topu alıyor ve fake & dribbling kombinasyonunu uyguladıktan sonra dip köşedeki Erceg’i buluyor. Erceg de ekstra pas ile Ender’i buluyor ancak Ender atışında isabet yakalayamıyor. Buna benzer bir diğer oyun da üçüncü çeyrekte Arroyo’nun üçlüğü ile sonlanmıştı. Şimdi de o hücuma bir göz atalım;

Hücum sol forvette Hairston’ın topu yarı sahaya taşıması ile başlıyor. Hairston tepedeki Erceg’e pası veriyor ve bu sırada Arroyo sağ tarafta bir screen yapıyor. Sinan sağ forvete çıkarken, Arroyo da sağ köşede pozisyon alıyor. Sinan önce Erceg ile bir hand-off- pick&roll kombinasyonu yapıyor ardından da Macvan ile bir pick&roll oynuyor ve tepeye açılan Macvan’a pası çıkarıyor. Macvan aynı yukarıdaki hücum gibi fake & dribbling kombinasyonu ile boyalı alana atak yaparken, sağ köşedeki Arroyo’ya pası çıkarıyor ve Arroyo isabeti yakalıyor. Macvan’ın içeri drive etmeden Erceg’i bulduğu bir diğer pozisyon da şu şekilde;

Ender – Erceg ikili oyunundan sonra Erceg içeri devriliyor ama Ender tepedeki Macvan’ı tercih ediyor. Macvan içeri devrilen Erceg’e hiç bekletmeden pası veriyor ve Erceg için kolay bir basket. Burada da Macvan’ın ikincil paslarına dikkat çekme adına bir oyun var.
Şu ana kadar Galatasaray’ın hücumda yaptığı iyi olaylara göz atmaya çalıştık. Ancak Ergin Ataman’ın da belirtiği gibi Huertas’ın savunmasında sıkıntı yaşayan bir Galatasaray vardı. Galatasaray, İspanya’da oynanan ilk maçta Barcelona’nın pota altındaki size üstünlüğünü kendi lehine çevirmesinin yanı sıra, karar anlarında Huertas’ın sahneye çıkmasını amaçlayarak rakibi kontrolden çıkartmak istemişti. İlk iki çeyrek burada başarılı bir performans gösteren Galatasaray, bu maç için de benzer bir plana sahipti. Örneğin; Milano takımı Barcelona ile oynadıkları ve farklı kazandıkları maçlarda Tomic ve Dorsey’in perdelerine takılıp Huertas’ı şut kullanmaya zorlamıştı. Bugün Galatasaray’ın kısaları sadece Huertas’ın değil aynı zamanda Pullen ve Oleson’un perdelerine de sıkça takıldı ve özellikle Oleson’un cross-screen ile tepeye çıkışları sıkıntı yarattı diyebiliriz. Oleson’un tepeye çıkarak sayı yaptığı pozisyon şu şekilde;

Sada’nın yarı sahaya topu geçirmesiyle oynanmaya başlayan bir set. Önce Nachbar screen yaparak Oleson’u tepeye çıkarıyor. Markoishvili ilk screen çıkışında başarılı ancak Tomic’in getirdiği ikinci screen’e takılıyor ve Oleson en sevdiği orta mesafe atışlarından birini yapıyor. Oleson’un bu şekilde birçok pozisyonda sıkıntı yarattığını görmek mümkün. Keza Abrines oyunda olduğu zaman onun üzerinden de bu tarz oyunlar oynandı.
Ergin Ataman’ın basın toplantısında belirttiği gibi Huertas’ın savunmasında sıkıntıların yaşandığı ve Huertas’ın imza atışını yaptğı pozisyonlardan biri şu şekilde;

Huertas – Dorsey ikilisinin arasında oynanan bir tepe pick&roll’ü. Huertas’ın savunmacısı olan Ender, Dorsey’in perdesine takılıyor ve içeri doğru drive ediyor. Bu sırada Dorsey de içeri devrilerek bir alley-oop için tehdit oluşturmakta. Burada Macvan Dorsey’i savunmayı tercih ediyor ve Huertas’ın şutunu bozma adına bir çaba içerisine girmiyor. Bu oyunun bir başka benzeri de Bonsu’nun oyunda olduğu bir anda gerçekleşmişti.
Galatasaray adına başarılı bir Euroleague sezonu geride kaldı. Yaşanılan birçok sakatlığa rağmen Ergin Ataman ve ekibinin hedef maçlarda istediklerini almaları onları Final Eight’e kadar taşıdı. Ancak bu seviyede, hele de Barcelona gibi bir takıma karşı 5 maç üzerinden olan bir seriden çıkmak hiç kolay değil. Bunun üzerine takımın beyni Arroyo’nun olmadığı 6 periyotluk bir zaman diliminde Barcelona’yı geçmek neredeyse imkansız bir hal alıyor. Galatasaray’ın sahip olduğu sistemde bir oyuncunun üstüne gereğinden fazla kalınması normal ama bir adım sonrası için yani Final Four için en az Arroyo kadar performans koyabilecek, onun yokluğunda sahip olduğunuz sistemi işletebilecek bir oyuncuya daha sahip olma ihtiyacı bir kez daha ortaya çıktı. Eğer Galatasaray gelecek sezon Arroyo ile devam edecekse, onun yükünü paylaşabilecek, benzer evsafta bir oyun kurucuya sahip olmalı.

Yarısaha.com
 
İlk yarıyı 40-35 önde kapatıp, üçüncü çeyrekte maç kaybedildi ne yazık ki. Barselona öne geçtikten sonra uyutarak oynadı. Arroyo & Furkan ikili oyunlarını saymazsak pota altını doğru kullanamadık. Daha doğrusu Barça boyalı bölgeyi çok iyi box etti. Bu maçta Jawai gibi bir uzuna ihtiyaç duyduk. Bazı oyuncularımız çok istikrarsız maalesef. Mesela Ender'in bir önceki maçla oynadığı oyun arasında dağlar kadar fark vardı. Geçmiş yıllarda savunmasıyla göz dolduran Sinan'ı tanımak güç. Hairston'un hücuma katkısı yok gibi. Şuan takımın en keskin şutörü olarak görünen Marko'ya ise yeterince pozisyon hazırlanmıyor. Bütün bu sıkıntılara rağmen maçı son topa kadar taşımak, kazanma noktasına getirmek önemliydi ama, ne yazık ki acemice hatalarla topu potaya gönderemedik.

Top 8 yapmak elbette önemliydi, takımımızı tebrik ediyoruz ama, bütçemize bakarsak olağanüstü bir başarıdan söz etmek de mümkün değil. Mesela top 8 yapan takımlar içinde Real Madrid, Barselona ve CSKA'dan sonra en yüksek bütçe bize aitti. Şimdi şöyle bir baktığımızda, sözleşme yapmadan önce sakatlık riski yüksek 1 milyon doların üzerinde ücretlere anlaşıp sonra sakatlanarak hiç katkı alamadığımız Jawai, Domercant gibi oyuncular yerine daha dinamik tercihler yapılabilirdi. Hatta bunların içine Bonsu'yu da katabiliriz. Örneğin Milano'ya baktığımızda doğru yapılanmayla çok daha sert ve komple bir takım oldular. Bütün final-four adayı takımlara kafa tuttular, bazılarını yendiler, final-four yapabilirler de bu sezon. Biz ise üst sıramızıda yer alan hiçbir takımı yenemedik. Yani en az onlar kadar kafa kafaya oynayabilmemiz lazımdı bu bütçelerle.

Artık lige dönüp şampiyon olarak önümüzdeki sezon daha akılcı hamlelerle Euroleague'in daha üst seviye takımlarından biri olmak için çabalama vakti.
 
Arroyo olmadan nasıl bir profil çizdiklerini çok açık gördük tekrar bulup maçı izlerseniz dediklerimi onaylarsınız.

Şöyle söyleyelim, Arroyo tabi ki takımın beyni ama yanında Marko ve Malik değil de Arroyo ve Erceg gibi savunma zaafiyeti olan iki adam koyun potamızda rekor sayı olur. Arroyo'nun ve Erceg'in hücum zenginliğini anlamlı hale getiren Marko ve Malik'in savunmasıydı ve top 8 böyle geldi. 2 Barça maçında fark yedik diye sezon boyu emekleri görmezden gelmek haksızlık olur. Marko'nun Kuban maçındaki oyunu olmasaydı ne olurdu sorusunun cevabı da tüm oyuncuları kıymetli hale getiriyor.
 
Şöyle söyleyelim, Arroyo tabi ki takımın beyni ama yanında Marko ve Malik değil de Arroyo ve Erceg gibi savunma zaafiyeti olan iki adam koyun potamızda rekor sayı olur. Arroyo'nun ve Erceg'in hücum zenginliğini anlamlı hale getiren Marko ve Malik'in savunmasıydı ve top 8 böyle geldi. 2 Barça maçında fark yedik diye sezon boyu emekleri görmezden gelmek haksızlık olur. Marko'nun Kuban maçındaki oyunu olmasaydı ne olurdu sorusunun cevabı da tüm oyuncuları kıymetli hale getiriyor.

Savunma tabi ki de önemli ancak 1 maç 10 sayı üstü atıp ikinci maç sayı atamazsan savunmada bir şeye yaramaz haliyle . savunma anlamında bir şey söylemiyorum ancak seneye bize skor yönüyle de katkı verecek oyuncu almalıyız nitekim barcelona nın ilk maçında bu eksikliği gördük malikin o şut tarzıyla pek katkı vermesi mümkün değil markon nun da maç maç değişen sayı istatistikleri bizi çok uzun maratonda götürmez. söylediklerinize saygım sonsuz ancak benim izlenimim bunlar .
 
Mesele Arroyo'yu şu seviyede kabul edilemeyecek kadar merkeze yerleştirmemizde bence.Sakatlıklar sonrası garipsenecek bir durum değil,zira Gordon'la hem takımın size avantajı hem de Arroyo'nun rolünü dengeleyebilecek tek oyuncumuzu kaybettik.Bozuk plak gibi aynı cümleyi tekrarlıyorum ama sezonu sakatlıklar şekillendirmişken ''yazınki programda hata var mı yok mu?'' sorusu benim için sezonun sorusu.Yoksa bunca sakatlıktan sonra farklı bir yapı doğmazdı kolay kolay.
Hairston'ın potaya odun attığı doğru.Yalnız zamanında neredeyse saf skorer olduğu ve Barcelona maçının ikinci yarısında sırf önümde çektiği ribaundun çift haneye dayandığı da realite.Smaca giderken yediği bloklar eleştirilmiş ama o penetreler bizim için çok değerliydi.İkinci yarıda sıklığını biraz arttırabilsek Arroyo'nun fişi çekeyim derken Huertas'a fişi çektirdiği bölümü yaşamazdık diye düşünüyorum.Liderimiz bilhassa savunmada bu kadar dezavantajlıyken,skor katkısını sürekli ihtiyaç duyduğumuz Erceg uzunların karşısında savunmada çocuk gibi kalırken Hairston ve Markoishvili'ye takımın sertliğini yukarı çekmek için dibine kadar ihtiyacımız var.Hairston bu şutla seneye zor barınır ona katılıyorum ama Markoishvili gitsin önermesi için tez yazmak gerekir hocam,o çok sert iddia. :)
 

Üst