Öncelikle beklentimizi fazla yukarıda tutmamak gerekiyormuş. Bu anlaşıldı. Sadece bu branşta değil diğer branşlarda da (voleybol-basketboldan bahsediyorum, futbolu hiç saymıyorum bile). Şu an tüm takımlarımız, erkek basketbol dahil, ilk klasta değiller. kadın basketbol takımımız ligde 1.sınıf. Ama Avrupa'da değil. Erkek basketbol, voleybol ve kadın voleybol takımlarımız da ne yazık ki ligde de birinci sınıf değiller. Bunu şu yüzden söylüyorum. Bu noktaya kolay gelinmiyor. Bu bakış açısıyla ilgili. Zaten ortaya çıkan sonuç da bu.
Bu takımlardan birine 25 sayı farkla yenilebilirsiniz. Ancak hedef maçların tamamında bu kadar sayı fark yiyorsanız, bir sorun var demektir. yapılan transfer yanlışları ortada. Ancak bu konuda burada yazan bizler de hatalıyız. Bugün Hodges yerine Horakova olsaydı, Currie kalitesinde (daha fazlası değil, o kalitede) bir Avrupalı olsaydı, Augustus diye tutturmasaydık, konumumuz daha farklı olurdu diye düşünüyorum. Sakatlıktan yeni çıkmış 2 oyuncuyu garanti ilk beş düşüncesiyle takımda tuttuk. Işıl, evet savunmada toparladı ama ya hücumda? 2'den fazla atamayan bir guardla oynuyoruz. Augustus, alıp gidiyor, eli tutarsa atıyor. Artık Avrupa basketbolunda böyle bir oyun tarzı yok. Duygusal davranıyoruz. Oysa sporda duygusallığa yer yok. Işıl'ın, Bahar'ın yedek kalacağını, Augustus'un da daha hazır bir şekilde seneye gelebileceğini düşünmemiz gerekirdi.
Fenerbahçe henüz Taurasi, Penny Taylor ve Horakova gelmeden de çok iyi oynuyordu. Çok iyi çalıştılar, belli. Geçen yıl basketbol oynamıyordu Fener. Ligi de şansa kazandılar. Ama bu yıl daha hızlı ve takım oyunu oynuyorlar. Bir de Taurasi faktörü eklenince ortaya çıkan sonucu görüyoruz. Bizse bir türlü bir oyun şekli tutturamadık. Bugün bazı paslar şok etti beni adeta. Futboldaki tabirle şişirme toplar attık bugün. Üstelik yalnızca Fowles'a da değil. Augustus'a falan. Bu oyun mantığı 1980'lerde vardı. İçerideki uzuna pas at, basket atsın. İçeride Fowles gibi bir oyuncu varken, Işıl'ın, Tuğba'nın üçlük yağmuruna tutması lazım potayı. Ama bu güç ve oyun şekli yok bizde ne yazık ki.
Ceyhun Hoca'nın da eli kolu bağlı anladığım kadarıyla. Başta takımı iyi hazırlayamadığını ve Işıl ve Bahar'da ısrar ederek hata ettiğini düşünüyordum. Ancak demek ki elindeki malzeme bu kadar. Gintare ve Hodges'un takımdan ayrılacağını düşünüyorum. Gintare'den umutluydum. Uzun süre aldığı maçlarda gayet iyiydi. Bence biraz Işıl'ın kurbanı oldu. Şu anlamda söylüyorum, iyi bir Işıl olsaydı Gintare daha verimli olabilirdi. Ama anlaşılan bu iki Avrupalı tercihi yanlış kullanıldı. Ben Currie-Tamika değişikliğinin de fazla bir katkı sağlamayacağını düşünüyorum. Eksiğimiz Avrupalılar. Augustus yerine Tamika gelirse Avrupa'da daha fazla iş yapabiliriz ama tıpkı geçen yılki gibi iş işten geçmiş olacak. Bizim en önemli sorunumuz güçlü değiliz. Bu çok iyi anlaşılıyor. Hızlı oyun kuramıyoruz, iyi savunma yapamıyoruz. Hızlı oynayan her takımdan fark yiyoruz. Bu yıldan ümidim yok artık. Ligde Fener'le final oynarız ama kaybederiz. Grubu da en iyi ihtimal 4. tamamlarız ve bir üst turda eleniriz. Şu sonuçları aldıktan sonra, tüm maçlarımızı kazansak bile sıralamadaki yerimiz daha yukarısı olamaz. En kritik 3 maçımızı farklı kaybettik çünkü.