Uzun süredir bloga yazma imkanım olmadı. Eskisi kadar ilgilenemiyor olmak, hatta bu sezon maçlara gidemiyor olmak ziyadesiyle rahatsız ediyor. Bazen motivasyonu yeniden sağlamak, eskisinden daha sıkı sahip olduğun değerlere sarılmak için düşmanlarının sana saldırması gerekir. Sağ olsunlar, boş durmadıkları için bana bu imkanı verdiler.Kimlerden bahsettiğim aşikar. Zamanında zimmetine para geçirmekten, Sedat İncesu’ya hakaret ettiği için aldığı cezalarla ve engelli bir kişiye taciz etmek ile ön plana çıkan Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun mevcut Genel Sekreteri ile oyuncularını işten kovdurma tehditleriyle istediğini yaptırmaya çalışan, yüze gülüp arkadan iş çevirmeye çalışan ve an itibariyle Tekerlekli Sandalye Basketbol A Milli Takım antrenörü Harman Yazıcıoğlu’nu içinde barındıran bir güruh Engelsiz Aslanlar’ın varlığından bile rahatsız oluyorlar.
Geçtiğimiz sezon başından bu yana yaşadığı sıkıntılara rağmen ligde 9. kez şampiyon olan takımımızın, 6 erkek 2 kadın oyuncusuyla başladığı sezonda oynadığı basketbol ile dosta düşmana nasıl korku saldığı belli oluyor. Yaşadığı kötü olaylar neticesinde ellerini ovuşturan yukarıda bahsi geçen güruh, Galatasaray’ın küllerinden doğmasını kabullenememekte, sindirememekte ve ne yapacaklarını bilememektedirler.
Ne mi yapıyorlar? Bahsedelim.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, her branşta ülkeyi ileri götürecek özel sporcuları belirleyip, 2016 ve 2020 Olimpiyatları için devşirmek istedi. Sporcularımızdan Mateusz Filipski ve Piotr Luszynski de bu kategorideki sporcular arasında yer aldılar ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın önerisi, Cumhurbaşkanı’nın onayı sonucunda Resmi Gazete’de yayınlanan yazı ile Türk vatandaşı olup, Mete Sarı ve Mehmet Türk isimlerini aldılar. 2014 senesinde Milli takımlarında oynamayan sporcularımız, 2015’tek Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye adına yarışma hakkı kazandılar fakat branşa altın çağını yaşatan Sedat İncesu’nun mirasına adeta çöken Harman Yazıcıoğlu tarafından kadroya alınmadılar ve tekrardan Polonya adına Avrupa Şampiyonası’nda mücadele ettiler.
Hala Türk pasaportuna sahip bu iki oyuncu, yönetmelikler gereği Türk oyuncu statüsünde, Türk oyuncu lisansıyla oynamaktalar. Buna engel herhangi bir durum yok. Spor Bakanlığı lisansı verdi, oyuncular oynadı. Bu güruh daha önce bu konuyu biraz dillendirmeye çalıştı ancak yeterli desteği bulamadı. Galatasaray Süper Lig’e harika bir başlangıç yapıp, rakiplerini teker teker geçmeye başlayınca gözü korkan Harman Yazıcıoğlu ve sözü geçen güruh, bu sefer Engelsiz Aslanlar’ı tamamen bitirmek için kulis çalışmalarına başladılar, her zamanki gibi.
Geçen sezon oyuncularımızı arayıp, ayartmaya çalıştıkları gibi, bu sefer de oynadığımız kulüpleri gezerek maçlara itiraz etmelerini rica etmiş. Tabi bazı kulüplerimizden umduğu yanıtı ve desteği bulamadığını ekleyelim ancak bu güruh rahat durmayacak ve bu mevzuyu federasyon bazında cezai yaptırım uygulatana kadar kulis çalışmalarına devam edecek.
Sayın Spor Bakanı ve Gençlik ve Spor Genel Müdürü,
Zimmetine para geçiren, engelli sporcuyu taciz eden Genel Sekreterinizi görünüz. Yönetmeliklere uygun davranılmasına rağmen açık arayıp Tekerlekli Sandalye Basketbol branşını başka bir seviyeye çeken, profesyonelleştirmeye çalışan Sedat İncesu’yu ve Galatasaray Spor Kulübü’nü ayak oyunlarıyla bitirmeye çalışan A Milli Takım antrenörünü görünüz.
Ey Galatasaraylı!
Sana sayısız başarıyı yaşatan, armanın haklı gurur Engelsiz Aslanlar’ı yalnız bırakma! Bu güzel grubu dağıtmak isteyen insanlara inat, dik duruşumuzla onlara sahip çık!