Eurocup | Son 32 | 2.Hafta | Dinamo Sassari - Galatasaray

Dünkü maçın özeli bence üçlük savunmamız ve oyun kurucu eksikliğimiz. Bu iki sorunu halledemediğimiz sürece başarı beklemek hayal olur.
 
Ne kadar dandik takım varsa hepsine yenilmeyi başarıyor bu takım son 2 senedir!
Avrupa'da galibiyet yüzü görmeyen takıma yenilmeyi başarıyor! Üçlük yağmuru yemediği takım yok sonuçta uzun zamandır!
2 tane dominant uzun almasına rağmen hala yağmur gibi üçlük yiyor her maç bu takım!
Ne yazayım ben şimdi bu göstere göstere alınan yenilgi için?
Sıkıntının büyüğü hocada.Tamam kadro mühendisliği yanlış ki kadroyu yapanda Ataman zaten ama doğru düzgün konsantre,işine saygısı olan ve maçı daha oynanmadan kafasında kaybetmeyen bir koçla bu takım çok daha iyi performans verirdi.Yağızer uluğ'un başında çıktığı dönem takım çok daha iyiydi,en azından sahaya inanç koyuyordu.
 
Takımımız bu bütçelerde çok lüks bir takım. Micov ve Schilb kaliteli oyuncular ancak ayni tip oyuncular 2 beyin fazla .Bazen pis işleri yapacak afedersiniz ama amele tarzı oyunlar olacak ki deplasman kazanabilesin. Takımda tam atletik özellikli bir oyuncu göremiyorum caydırıcılığımız yok denecek kadar az. Koç transferde cok hata yapti başta lasmeye o paralari vermesi mccollumu oyun kurucu olarak oynatması , 2 beyin schil ve micovun takimda olmasi ve sinana cok yük bindirmesi. Sinan iyi oyuncu ama ondan bazen çok ekstra şeyler bekliyoruz haliyle hatalar ardarda geliyor. İşin kötü yanı davids de çözüm yolumuz değil.
 
Sikintiyi hoca dan ziyade oyuncu kadrosunun yapisinda aramakta fayda var. ic sahada olusan direncin deplasmanda olmamasi bile ne kadar yumusak ve tepkisiz oyunculardan olusan bir kadro oldugumuzu gosteriyor. Topa baski yapabilecek tek kisa oyuncumuz yok. Pardon var ama oda 5 senedir top surmeyi ogrenemedi.
Tabi burda hocanin en basta ki sucu ise yanlis planlama. 6 milyon usd oyuncu butcesi ile 7.5 kisilik rotasyon kuracagimiza, en azindan bunu 9 yada 10 a cikarabilirdik. Zaten atan oyuncular varken, safak yerine daha cok savunma direnci gosterebilecek bir 1 numara bulabilidik. Bugun banvit nusret ten trabzon berkay dan katki alirken bizde izzet yali kazigi rolu niye gorur oda ayri bir konu.

Kaybetmek dert deil, sonucta yapilan is spor, kazanmak kaybetmek bu isin dogasinda var, ama mucadele etmemek kabul edilecek bir durum deil. Rok Stipcevic'ten 14 sayi, 34 yasinda ki logandan 19 sayi, toplamda rakibin uc guardindan 52 sayi yiyosak mucadele yok demektir. Orengin mccollum ayni pozisyonda uc kere perdeye takildi ve stipcevic 3 ucluk atti. Ya arkadas hadi ilk ikisinde atladin ama ucuncude artik perdeyi falan yikican, oyle veya boyle o topu atmayacak o adam.

Kocta olayin farkinda bence, takimi sarsmaya bir tepki almaya calisiyor ama oyuncu karakterleri cok yumusak. Buyuk ihtimal hepsi cok iyi, efendi ve uyumlu oyuncular ama iste her seyin fazlasi zarar, bir tanede dengesiz, kavgaci ve tabiri caizse saha ici pislik ve sert bir adam gerekiyor bazen. Bugun ne logan ne haynes ne de stipcevic maci eli dahi acimadan bitirmistir. Boyle olucada ucu toplamda 12/23 3 luk atiyor tabi.

Cem abi şu forumda senelerdir ilk defa sana hiç ama hiç katılmıyorum. Geçen sene farklı oyuncu topluluğu vardı ama yine aynı senaryoyu izliyorduk. Keza sinan, lasme, dorsey, göksenin, schilb bildiğimiz avrupada tanınan oyuncular. Bu adamların böyle deplasmanda ben oynamayayım karaktersizlikleri bilinen vukuatları benim bildiğim daha önceden yok. Keza takımın tamamını topa baskı yapan üstün savunma meziyetli dış oyunculardan kursak yine rakipler bizi üçlük manyağı eder çünkü bu oyuncularla ilgili değil koçun oynatamadığı basketbolla ilgili. Ben dün maçı izlerken net olarak rezalet bir koç, rezalet bir kenar yönetimi, rezalet bir maç öncesi hazırlık gördüm ya da bunların hiçbirini görmedim desem de olur. Bazı arkadaşlar bu başlık altında koç çok yırtındı bağırdı çağırdı diyorlar da mola almayıp başkasının molasında takıma bağırarak mı yırtındı. 8 sayı öndeyken 3 hücüm üst üste Mccollum aynı şekilde perdeden stripcevic'i kaçırıp 3'lük yerken hiçbir reaksiyon göstermeyerek mi çırpındı, daha ilk çeyrekte benim hatırladığım şu dandik takım 5-6 bomboş üç sayı pozisyonu bulurken bunlara önlem almayarak mı çırpındı, adamlarda pota altı savunmasuna, ribaunda dair bir emare olmamasına rağmen bir tane hucüm faül yaptığı için dorseyi çıkartıp posası çıkmış lasmeyi 35 dakika oynatarak mı çırpındı ya da nba dahil bilinen kalburüstü liglerdeki son 2 senedir muhtemelen en kötü üçlük savunmasına sahip birkaç takımdan biriyken bu sorunu çözmeye çalışarak mı yırtındı koç? Allah aşkına biri bana anlatsın şu maç özelinde ve genel olarak koç ne yaptı, hangi antrenörlük meziyetlerini sergiledi, hangi karar anlarında, hangi serilerde, takımın düştüğü hangi anlarda takımı kurtardı? Yemin ediyorum bizim maçlarımızı izlerken düşündüğüm tek şey şu, maçın başlarında vurup geçtik, geçtik, yok eğer vuramazsak ve maç başabaş giderse bala kazanmak dışında bu takımın maç kazanma ihtimali yok. Ancak şutlar girecek maçın başında vurup geçicez o şekilde.

Yeter artık ya vallahi yeter yani. Ben yaklaşık 3 senedir galatasaray futbol takımı maçı izlemiyorum, rezalet kenar yönetimleri rezalet ana yönetimler ruhsuz topçular vs yüzünden. Benim için spor hayattan bunaldığım anlarda zevk almak için var. Benim moralimi bozmak beni sinirlendirmek için değil. Ama galatasaray basketbol takımını izlediğim neredeyse her maç (içerdeki zaragoza maçında bile bu şekil durumlar oldu) sinirden çıldırıyorum. Kusura bakmayın ama bence koçun miadı doldu artık. Sassari gibi şu an avrupanın muhtemelen en rezalet birkaç takımından birine kaybetmek, maça favori bile çıkamamak şu kadronun şu takımın şu taraftarın suçu değil. Takım koçsuz çıksa kaybettiğimiz son 12938 deplasman maçından en az birkaçını kazanırdı.
 
Çok üzülmediğim bir sonuç dersem doğru olur çünkü deplasman maçlarında % 60 yenilgi oranı var bence bizim takım için.
Ne yazsak boş yine aynı şeyleri yazacağız. Sene başında bu takım biraz yaşlı, kısa rotasyonu eksik dedik ama Ataman ve Ömer Yalçınkaya GSTV'de bunu reddetti. Soruyu bizzat ben sormuştum.

Ergin Hoca'nın yapısı zaten maç içinde agresif ve sert değil eskisi gibi ve maç kaybetmeyi geçtim bizimle oynayan takımlar bize karşı geri düşseler bile geri geliriz inancına sahip olmaya başladılar bu çok kötü bir durum. İçerde bir türlü kazanıyoruz ama dışarda yine saçma sapan yenilgiler durmaksızın devam.

Ergin Hoca bu karaktersiz Federasyon ile Galatasaray arasında seçim yapmadıkça gözümden düşüyor hocam sen çık konuş Milli takıma gideceğim de git veya kalacaksan kal burada plan program yap ama böyle olmuyor adamlar sene sonu zaten sana tercih yaptıracak bari şimdi yapta kafan netleşsin.

Ergin Ataman, Sabri Emre Çolak Umut Bulut Semih Kaya leşlerinin çuvalla para kaldırdığı yerde ücretinde indirim yaparak adamlığını kanıtladı tek söz etmem. Yanlışları konusunda taraftara sürekli gider yapması oyun içi mola almama uyuşuk hali yanlış kadro planlaması ve bu sezonki kötü performans sonrası yollar ayrılmalı bence bir değişim şart. Tabi ki bir gün gidecek ama gittiği gün de iyi bir uğurlama olmalı ama umarım Fatih Terim gibi adaletin olduğu yerde var olurum deyip Federasyona imza atmassın Koç.


5-6 Milyon Dolar ile sağlam, savaşçı ve göz zevki veren kadrolar kuruluyor ligimizde bizim salon ve taraftar avantajımız ile yaratılan kadronun kalitesini yukarı çekeriz ama ipekçi'ye gidip mücadele etmeyen 20 fark öndeyken maçı kafa kafaya getiren bir takım görünce kimsede şevk istek kalmıyor. Yineliyorum yenilgi bazlı yazmıyorum amacım ne kupa ne galibiyet hepsi yerin dibine batsın ben öncelikle bir top için kendini yerden yere atan mücadele eden bir oyuncu grubu ile benchte takım için sinirlenen enerjik sert ve çok yaşlı olmayan bir koç istiyorum. Bunun sonucunda kupa veya başarı 1 gelmez 2 gelmez ama elbet gelir.
 
Cem abi şu forumda senelerdir ilk defa sana hiç ama hiç katılmıyorum. Geçen sene farklı oyuncu topluluğu vardı ama yine aynı senaryoyu izliyorduk. Keza sinan, lasme, dorsey, göksenin, schilb bildiğimiz avrupada tanınan oyuncular. Bu adamların böyle deplasmanda ben oynamayayım karaktersizlikleri bilinen vukuatları benim bildiğim daha önceden yok. Keza takımın tamamını topa baskı yapan üstün savunma meziyetli dış oyunculardan kursak yine rakipler bizi üçlük manyağı eder çünkü bu oyuncularla ilgili değil koçun oynatamadığı basketbolla ilgili. Ben dün maçı izlerken net olarak rezalet bir koç, rezalet bir kenar yönetimi, rezalet bir maç öncesi hazırlık gördüm ya da bunların hiçbirini görmedim desem de olur. Bazı arkadaşlar bu başlık altında koç çok yırtındı bağırdı çağırdı diyorlar da mola almayıp başkasının molasında takıma bağırarak mı yırtındı. 8 sayı öndeyken 3 hücüm üst üste Mccollum aynı şekilde perdeden stripcevic'i kaçırıp 3'lük yerken hiçbir reaksiyon göstermeyerek mi çırpındı, daha ilk çeyrekte benim hatırladığım şu dandik takım 5-6 bomboş üç sayı pozisyonu bulurken bunlara önlem almayarak mı çırpındı, adamlarda pota altı savunmasuna, ribaunda dair bir emare olmamasına rağmen bir tane hucüm faül yaptığı için dorseyi çıkartıp posası çıkmış lasmeyi 35 dakika oynatarak mı çırpındı ya da nba dahil bilinen kalburüstü liglerdeki son 2 senedir muhtemelen en kötü üçlük savunmasına sahip birkaç takımdan biriyken bu sorunu çözmeye çalışarak mı yırtındı koç? Allah aşkına biri bana anlatsın şu maç özelinde ve genel olarak koç ne yaptı, hangi antrenörlük meziyetlerini sergiledi, hangi karar anlarında, hangi serilerde, takımın düştüğü hangi anlarda takımı kurtardı? Yemin ediyorum bizim maçlarımızı izlerken düşündüğüm tek şey şu, maçın başlarında vurup geçtik, geçtik, yok eğer vuramazsak ve maç başabaş giderse bala kazanmak dışında bu takımın maç kazanma ihtimali yok. Ancak şutlar girecek maçın başında vurup geçicez o şekilde.

Yeter artık ya vallahi yeter yani. Ben yaklaşık 3 senedir galatasaray futbol takımı maçı izlemiyorum, rezalet kenar yönetimleri rezalet ana yönetimler ruhsuz topçular vs yüzünden. Benim için spor hayattan bunaldığım anlarda zevk almak için var. Benim moralimi bozmak beni sinirlendirmek için değil. Ama galatasaray basketbol takımını izlediğim neredeyse her maç (içerdeki zaragoza maçında bile bu şekil durumlar oldu) sinirden çıldırıyorum. Kusura bakmayın ama bence koçun miadı doldu artık. Sassari gibi şu an avrupanın muhtemelen en rezalet birkaç takımından birine kaybetmek, maça favori bile çıkamamak şu kadronun şu takımın şu taraftarın suçu değil. Takım koçsuz çıksa kaybettiğimiz son 12938 deplasman maçından en az birkaçını kazanırdı.

Taner kardeşim,

Ben kendimi yanlış ifade ettim galiba, oyunculara hakaret etmek, karaktersiz gibi bir kelime kullanmak ne benim nede herhangi bir taraftarın haddine. Tam tersinr ben bu oyuncular çok uyumlu olduğunu ve gereğinden fazla yumuşak iyi karakterde olduklarını düşünüyorum.
Dün için ben hocaya kızmıyorum çünkü zaten caleb green sakat ken rotasyon 6 kişi ve göksenine düştü. Dün özelinde hoca en az beş kere mccolluma savunma kaymalarında ne yapması gerektiğini anlattı. Baktı guardı alamıyo, dip forvetin savunmasına verdi ama orda da mccıllum adama bakacağına topa bakınca iki üçlükte sol dipten yedik. Üç kere kenara aldı kendine getirmek için, çünkü başka alternatif yok takımda. Mccollum iyi niyetli ama daha p&r sonrası nereye gideceğini bile bilmiyor, iki kere dorsey nin perdesinden çıkıp adamın koşu yoluna hareketlendi az kalsın dorsey çarpıp düşürecekti.

İşte bu noktada hocayı bu kadroyu kurduğu için eleştiriyorum ben. 6 milyon usd ile 10 kişilik bir rotasyonda kurulabilirdi. Soner Şentürk bile şu noktada işimize yarardı. Savunma bir ve beşten başlar basketbolda, beş savunmamız ne kadar üst düzey ise bir savunmamız bir o kadar lise seviyesinde. Bunun da sorumlusu bu kadro mühendisliğini yapan koçumuz.




Sent from my iPhone using Tapatalk
 

Üst