Final-Eight Bilgi Havuzu

Kupa Tarihi:

1992 yılından beri FIBA tarafından düzenlenen, kadın basketbolunun Avrupa'daki en üst noktası olan EuroLeague Women'ın şampiyonu, bu yıl ülkemizde belirlenecek. WNBA'in Avrupa takvimi ile çakışmamasından ötürü dünyanın en büyük yıldızları EuroLeague takımlarında forma giyip, ligin kalitesini ve seyir zevkini yukarıya taşıyorlar. Tabii Amerika'nın ve Amerika Kadın Basketbol Ligi'nin en önemli oyuncularının Avrupa'da forma giymesi, ELW'nin sadece Avrupa'nın değil Amerika'nın da ilgisini çekmesini sağlıyor. Limitsiz bütçeler All-Star'da bile aynı takımda oynaması çok zor olan yıldızların, dönemin güç merkezinde beraber forma giymesini sağlıyor. İki yıl öncesine kadar kıta dışı oyuncular, ikinci vatandaşlıkları veya kolayca aldıkları pasaportları ile Avrupalı statüsünde oynarken, FIBA'nın aldığı karar ile artık oyuncular hangi ülkenin milli takımında oynuyorsa o ülkenin vatandaşı sayılıyor. Takımların 2 tane kıta dışı oyuncu ve sınırsız Bosman oyuncu kullanma hakları var Avrupa Kupaları'nda. Bu düzenleme öncesi bu kupayı en çok kazanan takım olan Spartak; Diana Taurasi, Sue Bird, Lauren Jackson, Sylvia Fowles ve birçok yıldızı daha aynı forma altında buluşturup ligi domine ediyordu.

Kupa tarihine hızlıca baktığımızda; en başarılı takımın Spartak Moskova olduğundan zaten bahsetmiştik. Üst üste yaşadıkları 4 şampiyonluk sonrası geride bıraktığımız yıl, birçok otoritenin beklentilerini aşarak finale çıkmış ve Halcon Avenida'ya kaybetmişlerdi. Bu yıl Galatasaray'ın grubunda yer alan Bourges ise bu kupayı 3 kez müzesine götürüp, Spartak sonrası en çok Kupa 1'i kazanan takım oldu. 20.'si düzenlenen ELW'yi Rus takımları (Spartak 4 kez, VBM-SGAU[CSKA]) ve Fransız takımları (Bourges 3 kez, USV Olympic 2 kez) 5'er kez kazandılar. Son şampiyonu çıkaran İspanya basketbolu ise 3 kez (Ros Casares 2 kez, Avenida) kazandı bu kupayı. Bu ülke ve takımların dışında SCP Ruzomberok (Slovakya) 2 kez, İtalyan Societa Gimnastica 2 kez, birer kez de Sika Brno (Çek Cumhuriyeti), GoldZack (Almanya) kupanın sahibi oldu.

Türk takımları açısından kupa tarihine bakarsak 20 sezondan, sadece 2003-2007 arası 4 yıl boyunca Kupa 1'e temsilci gönderemedi. Diğer 15 sezonda en az bir takımımız ELW'de başarı aradı. Organizasyonun başladığı tarih olan 1992'den 1999'a kadar bu kupada kesintisiz yer alan, dönemin "Yenilmez Armadası" Galatasaray, bu süreçte Kupa 1'de ülkeyi temsil eden tek takımdı. Bu sezon Galatasaray Euroleague'de 12. kez mücadele ederken, Fenerbahçe de bu ligdeki 8. sezonunu geçiriyor. 2002 yılı Türkiye'nin Euroleague'e 2 temsilci gönderdiği ilk yıl olurken (Botaş ve Fenerbahçe), 2009 yılında da Beşiktaş ve Fenerbahçe beraber yer almışlardı bu sahnede. İki Türk takımının beraber yarıştığı yılın 10 sene sonrası, yani bu sezon da iki Türk takımının birlikte son 8'de yer aldığı ilk sezon olarak tarihe geçiyor. 1999'da Çek Cumhuriyeti'nin Brno şehrinde düzenlenen Final-Four'da Galatasaray'ın aldığı üçüncülük, Türk takımlarının ELW'deki en iyi derecesini işaret ediyor. Galatasaray şimdiye kadar 140 Euroleague maçına çıkarken, bu maçlarda 76 galibiyet, 64 mağlubiyet aldı. 115 kez Euroleague mücadelesine çıkan Fenerbahçe'de ise durum; 67 galibiyet, 48 mağlubiyet.

Final-Four sistemine alıştığımız ELW, bu sezon ilk kez, şampiyonunu Final-Eight sistemiyle belirleyecek. Şu ana kadar kaçıranlar için sistemi ve önümüzdeki dönemin programını hatırlayalım. 23 takımla başlayan sezon, 2'si 8'li, bir tanesi 7'li üç grupla start aldı. Bu 3 gruptan 5'er takım, üst tura çıktı. Ev sahibi Galatasaray Top 16'da maç yapmazken, diğer 14 takım 3 maç üzerinden oynanan serilerde karşılaştılar ve bu serilerden 2'şer galibiyet çıkaran takımlar İstanbul biletlerini aldı. Takımlar, eleme gruplarında (sadece gruptan yükselen takımlara karşı oynadıkları maçlar göz önüne alınarak) aldıkları sonuçlar hesaplanarak Final-Eight'te bir kez daha gruplara ayrıldı. 4'er takımlı iki grupta her takım 3'er maç yapacak ve gruplarda oluşacak sıralamaya göre A ve B Grupları'nın 1.'leri şampiyonluk maçına çıkacak 1 Nisan günü. Aynı gün, grup ikincilerinin 3.'lük, üçüncülerinin 5.'lik, dördüncülerinin 7.'lik maçı için sahaya çıkacaklarını da unutmamak lazım. Bu maçların tümü Abdi İpekçi'de oynanacak, biletlere buradan ulaşabilirsiniz.
 
Grup A:

Fenerbahçe:
Grup: 8-0, Top16: BLMA'ya karşı 2-0

Euroleague'de 8. sezonunu geçiren Fenerbahçe, 2007'den beri üst üste 6. kez son 8'e kaldı. Daha önceki 5 seferde son 4'ü göremeyen sarı-lacivertliler derecelerini geliştirmek için daha şanslılar. Grup aşamasını namağlup bitiren ve şu ana kadar ELW'nin en başarılı takım olan rakibimiz, son haftasına girilen TKBL'de de lider konumda. Fakat Avrupa'da namağlup olan Fenerbahçe, ligde 3 kez (Optimum TED, Mersin BŞB ve Kaskispor karşısında), Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Türkiye Kupası finallerinde iki kez Galatasaray karşısında sahadan mağlup ayrıldı.

ELW'nin (Galatasaray'ın ardından) en skorer 2. takımı olan Fenerbahçe, savunmada ise ekibimize göre daha başarılı. Maç başına 65.8 sayıya izin veren rakibimiz, en az sayı yiyen 6. takım ligde. Maç başına ribaund ve hücum ribaundlarında gerilerde kalmış durumdalar. Takımın çok iyi bir beşi olmasına karşın üçü üst üste, 5 günde 4 maçta benchten gelecek katkı ve aslında bu katkının olup olmayacağı çok kritik.

Yıldız: Angel McCoughtry
WNBA'in ve kadın basketbolunun yükselen değeri. Amerika'daki takımı Atlanta Dream'i iki senedir WNBA Finalleri'ne taşıyan Angel, Fenerbahçe'nin de en büyük kozu konumunda. Fenerbahçe'nin geçen sene kazandığı şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Angel, bu başarıyı WNBA Finalleri'nde henüz gösteremedi. 2 sezonda 6 kez final maçına çıkan Amerikalı forvet, tek bir galibiyet alamadı bu karşılaşmalarda. Müthiş fiziksel yeteneklerine karşın mental sorunlar yaşaması onun en büyük handikabı. Hız başta olmak üzere tüm atletik yeteneklerinin üst düzey olması onu hücumda ve savunmada çok önemli konuma getiriyor. ELW'nin en skorer 4. oyuncusu konumunda olan Angel, hücum ribaundlarına üst düzey katkı verip genel olarak skorunu buradan ve hızlı hücumlardan çıkarıyor. Fiziksel yetenekleri sayesinde rahatlıkla faul alabilen yıldız oyuncu, skorunun önemli bir kısmını da çizgiden çıkarıyor.

Avrupalı Yıldız: Nevriye Yılmaz & Ivana Matovic
Üst düzey tecrübeye sahip iki Avrupalı, Fenerbahçe'nin pota altı gücünü oluşturuyor. Galatasaray'a karşı oynanan son karşılaşmada "ikiz kuleler"in (Tina Charles ve özellikle Sylvia Fowles) hışmına uğrayan bu ikili, turnuvada bir nebze daha rahat olacaklar Fowles'ın yokluğunda. İkiliden daha kalıplı olan Matovic, daha mobil kullanılıyor. Her ikisi de özellikle hücumda çok etkili olan bu Avrupalı uzunlar yüksek posttan yüzdeli atışlarıyla dikkat çekiyor. Savunmada ise "F8 için gerekli sertliği sağlayabilecekler mi" bu biraz soru işareti olarak kalacak maçlar oynana kadar.

X Faktör: Penny Taylor
Rahatlıkla yıldız olarak da sayılabilecek bir isim ama kariyeri boyunca olduğu gibi hep büyük oyuncularla oynamasından ötürü yine biraz geri planda kalıyor. WNBA'de de oyun aklı ve çok yönlü oyunuyla en ciddi tamamlayıcı parçalardan biri sayılan Penny, Fenerbahçe'de de istatistik kağıdının her yerinde takımına yararlı olmaya çalışacak.

Maç Programı:
28 Mart 18:00 Beretta-Famila
29 Mart 20:45 Galatasaray
30 Mart 18:00 Rivas Ecopolis

Rivas Ecopolis
Grup: 5-3, Top 16: Bourges'e karşı 2-1

İspanya temsilcisi Rivas bu ligdeki 3. sezonunu geçiriyor. İlk kez son 8'de mücadele edecek olmalarına rağmen İspanya Milli Takımı'nın tecrübeli oyuncularına sahip olmalarıyla bu açığı kapayabilirler. Rivas aslında ilginç bir sezon geçirdi. 2 mağlubiyet ile başladıkları eleme grubunda, Gospic CO ve Good Angels Kosice gibi kendilerine göre zayıf iki takıma karşı da galibiyet çıkaramadılar, ne deplasmanda ne de iç sahada. Buna karşın Spartak gibi bir devi iç sahada, sezonun flaş takımlarından Wisla'yı da her iki maçta da mağlup etmeyi başardılar. Top 16'da da Galatasaray'ın grubundan tanıdığımız Fransız temsilcisi Bourges'i, iç sahada aldıkları galibiyetlerle 2-1 geçip İstanbul biletini aldılar.

Avrupa basketbolunun efsane isimlerinden Amaya Valdemoro Rivas forması giyiyor ama sezonun başlarında her iki el bileğinin de kırılmasıyla 4 ay formasından uzak kalmıştı. Tecrübeli forvet Şubat ayı içerisinde 3 maça çıkmıştı fakat daha sonrasında yeniden uzak kaldı parkeden. Durumu hakkında da net bir bilgi yok şimdilik. Takım da onsuz oynamaya alışmış gibi görünüyor. Genelde Elisa Aguilar (G-36-İsp), Anna Cruz (G-26-İsp), Essence Carson (F-26-ABD), Asjha Jones (F/C-32-ABD) ve Laura Nicholls (C-23-İsp) ilk beşiyle başlıyorlar maçlara. Benchin en ciddi süre alan ismi ise guard Clara Bermejo Moreno'ydu fakat o da menüsküs yırtığı sebebiyle ameliyat oldu, İstanbul'a yetişmesi ümit ediliyor Rivas tarafında. Sakatlıklar dolayısıyla rotasyonu daralan Rivas'ın bench katkısı da düşük seviyede kalıyor.

Biraz da takım yapısından dolayı -büyük yıldızlardan ziyade takım oyuncuları- oyun stilleri de savunma ağırlıklı. Savunma ve ribaund konsantrasyonu yüksek olan Rivas, hücumda ise, özellikle dış şutlarda, yüzdesiz bir oyun sergiliyor. Şu andaki görüntüleri ile İstanbul'a final hedefiyle gelmeyi kendileri de ummuyordur. Tabii eğer tam kadro olabilirlerse umutlarını ve oyunlarını yükselteceklerdir.

Yıldız: Asjha Jones
WNBA'de Tina Charles'ın takım arkadaşı olan Jones, aynı Tina gibi, Amerika'nın en iyi kadın basketbolcularını yetiştiren UConn'dan mezun. Connecticut Suns'ta PF pozisyonunda oynayan ve Tina'ya çok yardımcı olan Asjha Jones, Amerika Milli Takımı'nın da bir parçası. Çok yüksek atletik özelliklere sahip olmasa da, oyun zekası, üst düzey bir takım oyuncusu olması ve orta mesafedeki yüksek şut yeteneği ile sivriliyor tecrübeli oyuncu. Maç başına 17.4 sayı-8.6 rib. ortalamasıyla oynayan Asjha 17 maçta 6 kez double-double yaptı. Takımın yaşadığı sıkıntılar dolayısıyla uzun süreler alması ise onu zorlayacak en ciddi nokta olarak gözüküyor.

Avrupalı Yıldız: Anna Cruz
Aguilar, tecrübeli bir guard olsa da zaman zaman tercih hataları yapabiliyor. Anna Cruz ise kendi görevinin yanı sıra bir numara yardımda da takım içinde çok önemli bir rol üstleniyor. Takımın en çok asist yapan oyuncusu olan Anna, çift haneli skor ortalamasıyla oynuyor. Baskılı savunma ve top çalma konusunda da yetenekli bir oyuncu. İspanya'nın beklentisi yeni Laia Palau olması. Zor bir sınav onu bekliyor.

X Faktör: Essence Carson
Takımın enerji kaynağı Carson. Çok güvenilir bir şutör el olmasa da rahatlıkla çift hanelere çıkabildiğini (hem WNBA hem de ELW) ve Rivas'ın en skorer 2. oyuncusu olduğunu görüyoruz. Onu asıl özel yapan ise pis işlere elini sokması. Diana Taurasi gibi yıldızların savunmasında, yüksek sertlikle elinden geleni yapacağını şimdiden biliyoruz. Eski bir 400 metre şampiyonu olan Essence, ayrıca müzikle de albüm çıkaracak kadar ilgili.

Maç Programı:
28 Mart 20:45 Galatasaray
29 Mart 18:00 Beretta-Famila
30 Mart 18:00 Fenerbahçe

Galatasaray:
Grup: 5-3, Top 16: (oynamadı)
Başarıları: Üçüncülük (1999)

Ros Casares ve UMMC'nin bulunduğu gruptan 3 mağlubiyet ile çıkmak çok da üzücü olmasa da, iç sahada Ros Casares'ten yenen fark ve TKBL normal sezonunda Fenerbahçe'ye karşı kaybedilen 2 maç taraftara, geçen seneki favorisi olmadığı her maçta fark yeme potansiyeli olan takımın gelişmediğini düşündürttü. Buna rağmen Türkiye Kupası'nda, Fenerbahçe'ye karşı üst üste ikinci finalden de kupayla ayrılmak takımın potansiyelini hatırlattı herkese. Bu kupa tarihinin en önemli oyuncusuna, en verimli yaşında sahip olmak ekstra bir güven sağlıyor bizlere.

Euroleague'in en skorer takımı olan Sarayın Sultanları, top kayıplarını da minimize etmiş durumda. Fakat savunma konusunda aynı başarıyı henüz gösteremediler. Sezon başında rotasyon konusunda sıkıntılı gözükse de ekibimiz, şu anda daha umut verici bir görüntü var. Maça Işıl-Prince-Taurasi-Bahar-Charles beşiyle başlarsak, benchten gelecek Ticha, Şaziye, Sulciute, Matic gibi dört oyuncu var. En ciddi sıkıntı pivot pozisyonunun yedeklenmesi olarak gözüküyor. Bahar-Matic ikilisi pota altında yeterince verimli olmamıştı -ki bu dönemde Ticha da yoktu orayı besleyecek-, belki Sulciute'den verim alınırsa, Ticha'nın da paslarıyla Matic bir süre Tina'yı dinlendirebilir. Hücumda ise Prince-Diana-Tina üçlüsü takımın lokomotifi olacak.

Yıldız: Diana Taurasi
Şunu yapar, bunu yapar şeklinde özelliklerini yazarak zaman kaybetmeye gerek yok. Bu kupayı kazanmak için yapılabilecek her şeyi defalarca yaptı, 4 kez şampiyonluk yaşadı. Sınırı belli olmayan skor potansiyelinin yanı sıra, takım arkadaşlarını da değme guardlardan daha iyi beslemesiyle de hücumda kusursuz bir oyuncu. Yaşadığımız/yaşayabileceğimiz iki sıkıntı var. Birincisi; yanına skor opsiyonu ekleyemememiz, ona ikili sıkıştırmalar gelmesini ve veriminin düşmesine sebep olabilir fakat Prince'in yükselen performansı ve skora girecek oyuncu sayısının artması bunu engelleyebilir. İkinci sıkıntı ise; 5 günde oynanacak 4 maçta, eğer maçlar kafa kafaya gidecekse 160 dakika oynaması da gerekebilir. Ondan vazgeçmek kolay değil ama sonrasını da düşünerek, ekonomik olarak kullanılması gerekiyor.

Avrupalı Yıldız: Epiphanny Prince
Eğer sakatlanmasaydı bu başlık kuşkusuz son MVP Alba Torrens'in olacaktı fakat ne yazık ki sahada olamayacak Alba. Bu şanssızlığa karşılık büyük bir şans ile takımımız tüm Rus takımlarından sıyrıldı ve Prince'i sorunsuz kullanma fırsatı yakaladı. Alba'nın sakatlığı sonrası vites arttıran Prince, takımına üst üste maçlar kazandırırken, Türkiye Kupası'nın kazanılmasında da büyük pay sahibi oldu. Korkusuz oyunu, hız ve şut yeteneği ile hücumu çok rahatlatıyor. Bu kritik dönemde savunmada da elinden geleni yapması halinde Koç Ceyhun Yıldızoğlu'nun en büyük güvencelerinden biri olacak.

Asıl pozisyonu olan 2 numarada oynamasını beklesek de, işin savunma ve asist konusunda skor üretimine göre çok daha başarılı olan iki oyun kurucu Işıl ve Ticha'nın yerine 1 numarada da süre alma ihtimali önemli. Oyunu hızlandırmak istediğimiz ve o pozisyondan skor katkısına ihtiyaç duyduğumuz maçlarda önemli bir rol daha üstlenecek Piph.

X Faktör: Egle Sulciute
Şu anda ne vereceğini kestiremediğimiz isimlerin başında geliyor Litvanyalı forvet. Takımın eksiklerine bakarsak; ribaund, en azından ceza şutlarını sokacak bir el, Tina'yı dinlendirebilecek bir isim. Ribaund konusunda çok ümit vaad etmese de, bu konuda ekstra gayret göstermesi ve güvendiğimiz şutunda ritm yakalamasıyla istediğimizi alırız. Yeri geldiğinde 5 numarada kullanılan, şutu sebebiyle de 3 numarada kullanılabilecek bir isim, eğer verim verirse tüm çarkın dönmesini sağlayan en önemli dişli konumuna gelebilir.

Maç Programı:
28 Mart 20:45 Rivas (Bilet almak için tıklayınız)
29 Mart 20:45 Fenerbahçe (Bilet almak için tıklayınız)
30 Mart 20:45 Beretta-Famila (Bilet almak için tıklayınız)
Final günü de dahil olan 4 günlük kombineler sadece Biletix gişelerinde.

Beretta-Famila:
Grup: 3-5, Top 16: Perfumerias Avenida'ya karşı 2-0

Kupa tarihinde 3., 2005'ten beri ilk kez geçen senenin şampiyonu son 8'e kalmadan eleniyor. Son şampiyonu süpüren Beretta-Famila, sürprizlerini sürdürmek için İstanbul'da yerini alıyor. Bizim gibi Avrupa macerasına Euroleague'de başlayıp, sonrasında EuroCup'ı kazanıp tekrar Euroleague'e dönen bir ekip İtalyan temsilcisi.

Fenerbahçe ile aynı eleme grubunda yer alan Beretta 6 galibiyet, 6 mağlubiyet almıştı oynadığı maçlarda. Fenerbahçe'nin en zorlandığı maç da Beretta deplasmanı olmuştu. Özellikle iç saha performansıyla dikkat çeken İtalyan ekibi, grup aşamasında tek deplasman galibiyetini Tarbes (Fransa'dan) çıkarırken, Top 16'da saha avantajı Avenida'da olmasına rağmen deplasmandan galibiyet çıkarıp Final-Eight yolunu aralamıştı. ELW'de kulüp tarihinin en başarılı sezonunu geçiriyorlar, tecrübeli oyunculardan oluşan kadroları daha da fazlasına yetecek mi, Abdi İpekçi'de göreceğiz.

Rivas gibi Beretta-Famila da savunma ağırlıklı bir takım. Şu ana kadar oynadıkları maçlarda, rakiplerinin 70 sayıyı bulduğu maçlarda tek bir galibiyet alabildiler. O da, uzatmaya gidip 82-72 kazandıkları Avenida maçı. Aslında kalıplı oyunculardan kurulu bir beş ile oynamalarına rağmen top kayıplarını minimum seviyede tutmaları şimdiye kadarki başarılarında kilit noktalardan biri. Ford'u benchten getiriyorlar genelde. Cohen, Macchi, McCarville ve Masciadri gibi önemli oyunculara sahipler. Yeni transfer Jalcova'nın da performansı takımın başarısını doğrudan etkileyecek.

Yıldız: Cheryl Ford
Amerikalı tecrübeli pivot, ELW'nin maç başına en çok ribaund alan ismi (11.7). Maç başına 7.5 savunma, 4.2 hücum ribaundı ortalamaları onu ayrıca her iki istatistikte de en başarılı isim yapıyor. Fenerbahçe'nin takım halinde hücum ribaundı ortalamasının 8.5 olması, Ford'un başarısını ortaya çıkarmak için kullanılabilecek bir veri. ELW'de en çok faul alan ve en çok çizgiye giden isim olmasına karşın %54 ile serbest atışları sayıya çevirmesi skor ortalamasını düşürüyor. Maç başına 11.2 sayı ortalamasıyla oynayan Ford, takımın en skorer 2. ismi. Cheryl Ford WNBA'de ve ELW'de ribaund kraliçelikleri yaşamış, All-Star MVP'si olmuş, Yılın Çaylağı Ödülü kazanmış bir isim. Fakat son yıllarda WNBA'de forma giymemesi onun bir nebze göz ardı edilmesine sebep oluyor.

Avrupalı Yıldız: Laura Macchi
Kadın basketbolunda kıtanın en eski merkezi olan İtalya'nın yetiştirdiği son değer diyebiliriz Macchi için. 33 yaşındaki forvet, geride bıraktığımız yıllarda (takım arkadaşı Raffaekka Masciadri ile beraber) WNBA'de de forma giymiş, ülkesinde defalarca kupalar kazanmış bir isim. Kendisi için Avrupa'nın Delisha Milton-Jones'u denilebilir. Çok yönlü oyunu ve yüksek skor potansiyeli ile her zaman önemli bir oyuncu Laura. Bu sezon çıktığı 14 maçta sadece bir kez tek hanede kalan Laura Macchi, 16.0 sayı ortalamasıyla oynuyor. Tecrübeyle doğru orantılı artan oyun zekasıyla birlikte takımın en büyük kozlarından biri olacak Macchi.

X Faktör: Janel McCarville
Aslında kadın basketbolunun en büyük yıldızlarından biri fakat "arıza" ruh hali asıl değerini bulmasını engelliyor. Oynadığı her rakibe karşı yüksek istatistiklerle double-double da yapabilir, ilk çeyrek bitmeden kendini pasifize de edebilir. Sert ve inatçı oyun tarzının yanında, iyi bir şut ve pozisyonuna güre yüksek asist kabiliyeti var J-Mac'in.

Maç Programı:
28 Mart 18:00 Fenerbahçe
29 Mart 18:00 Rivas
30 Mart 20:45 Galatasaray
 
Grup B:

Ros Casares:
Grup: 7-1, Top 16: CCC Polkowice'ye karşı 2-0
Başarılar: 2 Şampiyonluk (1992, 1993), 4 kez İkincilik (1994, 1995, 2007, 2010), 1 kez Dördüncülük (2011)

Son şampiyon Avenida'nın bir yenilenme sürecine girmesi en çok Ros Casares'e yaradı. Avenida'dan koparılan yıldızların yanı sıra, çok büyük bir bütçe ile seçilen isimler, kağıt üzerinde ELW'nin en kusursuz ve alternatifli kadrosunu bir araya getirdi. Lauren Jackson, Ann Wauters, Sancho Lyttle, Laia Palau gibi oyuncular kadın basketboluyla -minimum da olsa- ilgili herkesin çok yakından tanıdığı oyuncular. Maya Moore, Silvia Dominguez, Shay Murphy, Isabelle Yacoubou gibi yeni nesil yıldızlarla da kadro zenginleşiyor. Maçlara çıktığı 12 kişilik kadrodaki her oyuncu (belki bir nebze Honti hariç), çok ama çok önemli isimler. Ros Casares'te benchte başlayan oyuncular, diğer ELW takımlarında rahatlıkla ana rol biçilebilecek isimler. Bu geniş kadro ve sonuna kadar kullanılabilecek rotasyon 5 günde 4 maç yapılacak bir turnuva için Ros Casares'i en ciddi favori yapıyor.

ELW'nin en az sayı yiyen ekibi olan İspanyollar, iki Türk takımının gerisinde en skorer 3. takım. Ribaundlar ve asistler konusunda da zirvede yer alan Ros Casares, grup aşamasında Galatasaray ve UMMC Ekaterinburg karşısında iç-dış saha gözetmeksizin aldıkları 4 galibiyet ve farklı skorlarla gövde gösterisi yaptılar. Şimdiye kadar kısa forvet pozisyonunda kullanılmasına alıştığımız Maya Moore'u 2 numarada, pota altında izlediğimiz Lauren Jackson'ı da 3 numarada sıkça kullanan Ros Casares, pota altındaki Sancho Lyttle ve Ann Wauters ikilisini de düşününce oyun kurucu dışındaki 4 pozisyonda 1.91 boy ortalamalı bir 4'lüyle sahada yer alıyor. Kadın basketbolu standartlarının çok üstündeki bu ortalama takıma öcellikle ribaund konusunda büyük avantaj sağlasa da top kayıplarının artmasına da sebep oluyor.

Yıldız: Lauren Jackson
Belki sakatlıklar onu ilerleyen yaşıyla beraber çok zorluyor, belki Ros Casares'teki görevine henüz alışamadı ve takımda ondan daha verimli oynayan isimler var ama kadın basketbolunun en önemli isimlerinden biri olan LJ, takımın yıldızı konumunu kesinlikle hak ediyor. Avustralyalı dev, üstün fiziğine rağmen şut yeteneğine ve kazanma hırsına eklediği birçok şampiyonluğun tecrübesiyle çok tehlikeli bir isim. Yeni rolüne henüz alışamamış olsa da 3 numarada kullanılırsa fiziği, pota altında ise mobilitesiyle eşleşmek için çok zorlu bir rakip. Harika kariyeri ve mevcut yetenekleriyle onu izlemek zevk, rakip olmak ise ciddi bir sıkıntı olacak.

Avrupalı Yıldız: Ann Wauters & Sancho Lyttle
Dünya basketbolu için Lauren Jackson neyse, Avrupalılar içinde de Ann Wauters o. Avrupa'da 5 kez Yılın Oyuncusu seçilen Belçikalı pivot, 2 farklı takımda 3 kez ELW şampiyonluğu yaşadı. 15.3 sayı-8.4 ribaund ortalamalarıyla oynayan tecrübeli oyuncu, iki istatistikte de takım lideri. WNBA'de 1. sıradan draft edilen, Amerikalı olmayan 3, Avrupalı 2 oyuncudan biri olan Wauters, bir pivottan tüm beklentileri sağlayabilecek yeteneklere sahip. 31 yaşında doğum yaptıktan sonra Ros Casares ve Seattle Storm gibi ELW ve WNBA'in en iddialı takımlarından kontrat alabilecek kadar iyi bir profesyonel olan Wauters, Abdi İpekçi'nin en saygıdeğer konuklarından biri olacak.

Sancho'ya gelirsek, hak ettiğinin altında değer bulan bir isim kesinlikle. WNBA'de, İspanya Milli Takımı'nda, geride bıraktığımız sene şampiyon Avenida'da ve bu sene de Ros Casares'te harika işler yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Üstün atletik meziyetlere ve güce sahip fiziği, hücum ve savunmadaki yetenekleri ve iş yapma arzusu, Sylvia Fowles'a bile karşı geri adım atmayan yüreği ile birleşince Avrupa'nın en iyilerinden biri Sancho Lyttle'ı oluşturuyor. Şu ana kadar o kadar iyi bir performans sergiledi ki; LJ'i 3 numarada kullanma gerekliliği yarattı koçu için. Kesinlikle kupanın en önemli yıldızlarından biri.

X Faktör: Maya Moore
Adını daha önce de andığımız UConn'un yetiştirdiği yıldız olan Maya Moore, Ros Casares kadrosuna sezon ortasında katıldı. Harika başarılar sıkıştırdığı kolej kariyeri, Amerikan medyasına onun kadın basketbolundaki en iyi oyuncu olacağını düşündürtmüştü. Çaylak oyuncu profesyonelliğe ilk adımında bunu ispatlayamasa da takımı Lynx'in WNBA şampiyonluğunda büyük pay sahibi oldu ve Yılın Çaylağı ödülünü de kazandı. UConn'da oynarken gördüğümüz skor üretimini profesyonel kariyerine yansıtamasa da takım oyuncusu rolüne iyi alıştı. Tamika Catchings gibi takımının ihtiyaç duyduğu şeyi elinden geldiğince yapmaya gayret gösteren Maya, şu ana kadar WNBA ve ELW'de Diana Taurasi'nin oynadığı takımlara karşı, özellikle yayın gerisinden harika hücum performansları sergiledi. Ona kolejdeyken biçilen ünvan, kendisi gibi UConn mezunu olan ve kadın basketbolunun en önemli figürü Diana Taurasi'ye karşı ekstra motivasyon sağlıyor olabilir. Çaylak oyuncunun ne vereceğini tam olarak kestiremesek de o, Diana Taurasi'nin yeni şehri İstanbul'da tüm yeteneklerini sergilemek isteyecektir.

Maç Programı:
28 Mart 15:30 UMMC Ekaterinburg
29 Mart 13:00 Spartak Moskova
30 Mart 13:00 Wisla Can-Pack

Wisla Can-Pack:
Grup: 6-2, Top 16: USK Prag'a karşı 2-0
Başarılar: Dördüncülük (2010)

Eleme grubunda aslında ikinci olsa da, Final-Eight sıralaması için sadece üst tura yükselen takımlarla yapılan maçlar hesaplandığı için Wisla, daha avantajlı şekilde çıktı içlerinde bulunduğu C Grubu'ndan lider Spartak Moskova'ya göre. Tabii bunda oynanan iki maçta da Spartak Moskova'yı mağlup etmelerinin büyük yardımı oldu. Kadro yapılarına baktığımızda, Ros Casares'e bir benzerlik görüyoruz. Ros Casares kadrosu tamamen yıldızlar karması gibi gözüküyor, Wisla ise bir büyük yıldıza sahip olmasa da hepsi önemli oyunculardan kurulu bir takım. Yani Ros Casares'te yıldızlar rotasyona girerken, Wisla'da bu seviyenin bir gömlek altı oyuncular kadroyu oluşturuyor. Hepsinin yakın seviyede oyuncular olması da takımın rotasyondan kötü etkilenmesini engelliyor.

Hepsi tecrübeli oyuncular olan Avustralyalı Erin Phillips, Belçikalı Anke de Mondt, F.Bahçe'den hatırladığımız Amerikalı Nicole Powell, Karadağlı Milka Bjelica ve Polonyalı Ewelina Kobryn beşine Paulina Pawlak, Ana Dabovic ve eski dost Petra Ujhelyi ile dinlenme fırsatı sağlıyorlar. Polonya ekibinin de Final-Eight yolunda en büyük güvencesinin savunma ağırlıklı oyunları olduğunu söyleyebiliriz.

Yıldız: Nicole Powell
Onu zaten yıllarca ülkemizde izlediğimiz için yakından tanıyoruz. Skorer kimliği ile bildiğimiz Nicole 15.9 sayı ortalamasıyla en skorer 10 oyuncudan biri ELW'de. Kısa forvet için uzun sayılacak boyu ile yaptığı ribaund ve top çalma katkısı da onu özel yapan faktörler. 3 sezon forma giydiği İstanbul şehrine, Wisla Can-Pack'in başarısı için bir kez daha dönecek Amerikalı forvet.

Avrupalı Yıldız: Milka Bjelica
Ewelina Kobryn ile beraber iyi bir ikili oluşturdular. Karadağlı post oyuncusu takımına sağladığı ribaund ve savunma katkısının yanı sıra, dış hücumlarda da kimi zaman takımının hanesine üç sayı yazdırabiliyor. Avrupalı pivotlarda alışık olduğumuz hareketliliği üst düzeyde kullanan Milka Karadağ Milli Takımı ve Wisla Can-Pack'te başarılı performanslar sergiliyor.

X Faktör: Erin Phillips
Okyanusya basketbolunun LJ ve Penny Taylor ile beraber Avrupa'daki 3. temsilcisinden biri olan Erin, takımının başarısında büyük pay sahibi. 27 yaşındaki guard, hızlı ve delici stiliyle takımının en skorer 2. oyuncusu olurken, maç başına yaptığı 3.1 asist ile takım lideri. Dış atışlarda da yüksek yüzdeyle oynayan Phillips, oyun tarzı sebebiyle rahatlıkla çizgiye gidebiliyor.

Maç Programı:
28 Mart 13:00 Spartak Moskova
29 Mart 15:30 UMMC Ekaterinburg
30 Mart 13:00 Ros Casares

Spartak Moskova:
Grup: 5-3, Top 16: Nadezhda'ya karşı 2-1
Başarılar: 4 Şampiyonluk (2007, 2008, 2009, 2010), 1 kez İkincilik (2011)

2006'da EuroCup şampiyonluğu ile başlayan harika yıllar, 4 kez Euroleague'in zirvesi, 2 kez de SuperCup şampiyonluğu ile devam etti. Kazanan takım genleri, değişen isimlere rağmen takımı geçen sene de finale sürükledi. Bu sene o takımda önemli rol oynayan Sue Bird, Epiphanny Prince, Lauren Jackson (sakatlık sonrası Taj McWilliams) gibi önemli isimleri de rakiplerine kaptırmalarına rağmen yine iddialı bir şekilde son 8'deler. Diana Taurasi önderliğinde son şampiyonluklarını 2010'da namağlup kazanan Spartak, bunu başarabilen 4 takımdan biri (Ros Casares 1992, Societa Gimnastica 1995, CSKA Moskova 2005).

Spartak Moskova'nın ilginç yanlarından biri de Final-Eight'te yer alan takımlar içinde, diğer yedi takımın aksine, kadın koç tarafından yönetilen tek takım olmaları. Koç Pokey Chatman genel karakteri savunmayı tam manasıyla takımına yerleştiremese de, NCAA'de de beraber çalıştığı Seimone Augustus liderliğinde skor potansiyeli yüksek bir takım yarattı. B.Hammon-Skerovic-Augustus-Dupree-Osipova beşi ve Belyakova-Petrovic-Kuzina rotasyonu gayet kaliteli oyunculardan kurulu. Fakat Sırp oyuncu Milovanovic'in sakatlığı pota rotasyonunu olumsuz etkileyecek gibi gözüküyor.

Yıldız: Seimone Augustus
WNBA'in son MVP'si Seimone Augustus, İstanbul'da ikinci kez kupa kaldırmak için Spartak formasını terletecek. Galatasaray taraftarının çok sevdiği Mone, özel seyircisi olacak bir kaç oyuncudan biri. Yaşadığı sakatlıklar ve hastalıklar sebebiyle uzunca bir süre parkeden ayrı kalan Amerikalı oyuncu, geride bıraktığımız sene Galatasaray'dan başlayarak performansını adım adım arttırdı ve WNBA Finalleri'nde en üst noktaya ulaştı. Çok yakından bildiğimiz harika hücum yeteneklerini Moskova'ya taşıyan Augustus, maç başına 17.6 sayı ile takımının 1., ELW'nin en skorer 5. oyuncusu. ELW normal sezonunda limitlerini zorlamasa da özellikle Nadezhda'ya karşı oynanan ve 3 maç süren seride harika performanslar sergileyip, takımını Final-Eight'e getiren bir numaralı etken oldu Mone.

Avrupalı Yıldız: Becky Hammon

Prince ve Lyttle'dan sonra bir devşirme daha takımının en önemli Avrupalı konumunda. Avrupa sezonlarında yıllarca Rus takımlarında forma giyen ve Rus Milli Takımı'nın da formasını terletmiş olan Becky Hammon'ın bu seneki durağı Spartak oldu. 35 yaşındaki tecrübeli guard, hala WNBA'in en iyi birkaç oyun kurucusundan biri olarak kabul ediliyor. Fakat WNBA performansını, Avrupa'ya taşıyamaması kariyeri boyunca hep eksisi oldu. Maç başına 12.1 sayı üreten Hammon, iki Amerikalı Augustus ve Candice Dupree'nin gerisinde takımın en skorer ikinci ismi. Maç başına 3.8 asist ortalamasıyla oynasa da Teksas doğumlu guard, 2.9 top kaybı, daha doğrusu bu asist/top kaybı oranı bu seviyedeki bir yıldız için kötü. Buna karşın tecrübesi, kitlenen hücumlarda defalarca şapkadan çıkarması ve çok şık paslarıyla bildiğimiz Becky, Spartak hücumunda Seimone'nin en büyük destekçisi olacaktır.

X Faktör: Sonja Petrovic
Yıllar ilerledikçe, yaşıyla beraber Petrovic'in oyunu da büyüyor. Genç forvet kariyer sezonunu geçiriyor şimdilik. WNBA takımlarından Chicago Sky'da da görev yapan takım koçu Pokey Chatman genç oyuncusunun performansından çok memnun olmalı ki, onu yazın Chicago'ya götürmek için gerekli girişimleri tamamladı. EuroLeague seviyesinde her takımın ihtiyacı olan 4 numara size'lı, kısa forvetlerden biri olan Sonja, hız ve şut yeteneği ile bu özelliğini daha da parlatıyor.

Maç Programı:
28 Mart 13:00 Wisla Can-Pack
29 Mart 13:00 Ros Casares
30 Mart 15:30 UMMC Ekaterinburg

UMMC Ekaterinburg:
Grup: 4-4, Top 16: Good Angels Kosice'ye karşı 2-0
Başarılar: 1 Şampiyonluk (2003), 4 kez Üçüncülük (2008, 2009, 2010, 2011)

Yakın geçmişe baktığımızda sürekli olarak 3.'lük basamağında takıldığını görüyoruz UMMC'nin. Bunun sebebi statü gereği iki Rus takımının yarı finalde karşılaşması ve bu 4 karşılaşmada da Spartak'ın onlara hiç şans tanımamasıydı. Önceki üçü kabul edilebilir ama geçen sene ilk kez favori olarak çıktıkları yarı final maçında Spartak'a takılmaları onlara, kaybeden takım hissiyatı verdi. Aynı Ros Casares gibi büyük yıldızlarla örülü kadronun, beklenen tadı verdiği söylenemez.

Ocak ayında Sue Bird'in kadroya katılmasıyla Cappie Pondexter ile yolları ayıran UMMC, Candace Parker gibi bir süperstara daha sahip. Ayrıca Avrupa basketbolunun yaşayan efsanesi Maria Stepanova ve Fransız Sandrine Gruda, Belaruslu eski oyuncumuz Yelena Leuchanka ve Tatiana Vidmer ile çok güçlü bir pota altı rotasyonuna sahipler. Kısa pozisyonunda Bird'ün yanına Horakova, Linkeviciene, Nolan, Doron gibi kalburüstü guardları toplamış durumdalar. Kısa forvet pozisyonunda da çok tecrübeli iki milli oyuncu Arteshina ve Abrosimova'yı kadrolarında bulunduruyorlar. Geçen seneyi ülkemizde geçiren Anete Jekabsone ise sakatlığı sebebiyle sezonu kapadı ne yazık ki.

Tüm bu isimlere rağmen Rus ekibi, sağlam bir karakter oturtamadı. Neredeyse tek uzunla oynayan Galatasaray'a, bir nevi Tina Charles'a ribaundlarda üstünlük kuramadılar. İstanbul'daki Galatasaray ve evlerindeki Ros Casares maçlarında farklı mağlubiyetler alıp, moral motivasyonlarını düşürdüler diyebiliriz. Tabii bu kadar olumsuzluğa rağmen, UMMC'nin Ros Casares'in ardından ligin en az sayı yiyen ikinci ekibi olduğunu da belirtelim.

Yıldız: Sue Bird
Dünyanın en iyi oyun kurucusu olan Sue Bird, UMMC'nin ezeli rakibi Spartak'tan kaptığı çok büyük bir değer. Amerikalı oyuncunun takıma geç katıldığından bahsetmiştik, onun takıma uyumunun artması çok iyi uzunlara sahip takımın başarısını da doğru orantılı olarak etkileyecektir. Ekaterinburg'a giden her Amerikalı yıldız gibi onun da istatistikleri beklenenin çok altında. Maç başına 9.3 sayı-2.2 asist-1.5 rib.-2.0 top kaybı ortalamalarıyla oynadı ilk 6 maçında. Fakat yazının başında dediğimiz gibi dünyanın en iyi oyun kurucusunun şu dönemde sahaya ekstra bir çaba ve performans koymasını beklemek hepimizin hakkı. Yükseltmesi gereken asist ortalamasının yanında, Taurasi, Angel, Seimone veya Moore tarzı kendi skorunu üretecek bir oyuncusu olmayan UMMC'de, skora da ciddi katkı yapması gerekiyor.

Avrupalı Yıldız: Sandrine Gruda

Avrupa'nın en değerli oyuncularından biri olan Fransız Gruda, takımda 5. sezonunu geçiriyor. Ayrıca WNBA'de de ciddi süreler alan pota altı oyuncusu, UMMC'nin hücumdaki en önemli kozu. Geniş bir rotasyonun olduğu pota altı rotasyonun 13.4 sayı ortalamasıyla oynuyor ve takımının en skorer ismi konumunda. Hücumunun en can alıcı kısmı orta mesafedeki yüksek isabet oranı. Afrika kökenli bir oyuncunun atletikliği ve bir Avrupalı'nın oyun zekasını birleştiren Gruda, üst üste 4 kere "kaybeden" olduktan sonra, ciddi bir ispat peşinde olacaktır İstanbul'da.

X Faktör: Candace Parker
Takımın yıldızı da olabilirdi, şu anda dünyanın en iyisi de olabilirdi. Fakat çok ciddi bir "tercih hatası" yaparak erken yaşta anne oldu ve o günden sonra sıkça sakatlanmaya ve düzenli oynayamamaya başladı. Sahada olduğu sürece çoğu maçta bir sıkıntı yok ama onu sürekli yarı yolda bırakan omzunun, ne zaman tekrar ihanet edeceğini kestiremiyor ona. Candace kadın basketbolunun üzerinde atletikliğe sahip (maç içinde smaç vurabilecek kadar) ve gayet de belirleyici şutu olan, harika mücadelesi ile ribaund ve blok kategorilerinde takımına büyük fayda sağlayan bir oyuncu(ydu). Az önce saydığımız sebeplerin oyununu etkilemesi normal ama bazı zorlu maçlarda ortadan kaybolduğunu da gördük, yani hırsını da törpülüyor bu durum. 0 sağlıklı olsa bu kadroyu ELW şampiyonluğuna yürütebilirdi, Sue Bird'ün yardımlarıyla fakat şimdi ne yazık ki performansının ne olacağı belirsiz.

Maç Programı:
28 Mart 15:30 Ros Casares
29 Mart 15:30 Wisla Can-Pack
30 Mart 15:30 Spartak Moskova
 

Üst