şimdi bir konuya açıklık getirilmek gerekir. Bir idarecinin, görevlinin ettiği küfürün savunulacak hiç bir yanı yok. tribünden tahrikde etmiş olabilirler, belk sahaya bir şeyde atmış oalbilirler ama saha içinde olanalrın buna aynı frekansda yanıt vermemesi gerekir.
Burda suçu gene federasyonda buluyorum. Abdi ipekçide oynanan GS-FB maçında çıkan olaylarda, seyirciden ötürü GS spor klübü ceza alırken taraftara yumruk atan semih ve kinsey'e ceza verilmemesi, "siz saha içindekiler, seyirciye istediğinizi yapın ama seyrci size bişi yapamaz!!" mesajını vermek anlamına gelirki, bu çok saçma ve kötü bir durum tahlilidir. ben seyirci olabilirim ve bir seyirci olarak spor ahlakım olmayabilir. (bunu savunma olarak söylemiyorum) ama spor içinde yer alan idareci, sporcu, yönetici, kesinlikle spor ahlakının içinde olmalı ve o ahlaka sahip olmalı. Federasyonun sorgulaması gereken, spor ahlakına sahip olma zorunluluğu olmayan o seyirci değil, o ahlakı içinde barındırması zorunlu olan o yöneticidir.
Bu arada velilerin de, seyircilerin de, oyuncuların da, o yaşlardaki sportif müsabakalarda, kazanmanın değil, iyi oynamanın esas olması gerektiği, çünkü kazansa bile kötü oynarsa, hayatında iyi bir anı olacağını, eğer kazanmasa da iyi oynarsa, ileride basketbolcu olup bu oyunu iş olarakda yapabileceğini anlamalı (oynayanlar ve yakınları)...