Hazırlık Maçları/Turnuvaları

Galatasaray 73 - 59 Erdemirspor

Macta en skorer oyuncumuz 17 sayiyla Darius Songaila oldu.

Darius Songaila 17 sayi
Preston Shumpert 11 sayi
Sertac Sanli 11 sayi
Jaka Lakovic 10 sayi
Furkan Aldemir 9 sayi
Evren Büker 3 sayi
Cevher Özer 3 sayi
Joshua Shipp 3 sayi
Ender Arslan 3 sayi 4 asist
Caner 1 sayi

Alıntı (Galatasaray Basketbol)

Resmi sitede daha detaylı istatistikleri yazacaktır ama henüz haberi girmedi.
 
Galatasaray 73 - 59 Erdemirspor

Macta en skorer oyuncumuz 17 sayiyla Darius Songaila oldu.

Darius Songaila 17 sayi
Preston Shumpert 11 sayi
Sertac Sanli 11 sayi
Jaka Lakovic 10 sayi
Furkan Aldemir 9 sayi
Evren Büker 3 sayi
Cevher Özer 3 sayi
Joshua Shipp 3 sayi
Ender Arslan 3 sayi 4 asist
Caner 1 sayi

Luksa ve Gordon oynamadı mı ?
Sakatlık yoktur umarım.
 
Maçta süre almayan tek isim Luksaydı. Tutku da süre aldı maçta. İstatistikler sayı odaklı olduğu için bazı isimler yok. Detaylısını resmi site haberi eklediğinde görürüz.
 
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, 2011-2012 sezonu hazırlıkları bünyesinde Erdemirspor ile bir hazırlık karşılaşmasına çıktı. Takımımız Ayhan Şahenk Spor Salonu'ndaki mücadeleden 73-59 galip ayrıldı.

1. Çeyrek: 24-14
2. Çeyrek: 14-19 (38-33)
3. Çeyrek: 19-18 (57-51)
4. Çeyrek: 16-8 (73-59)

Devre arasına beş sayılık farkla önde giren Galatasaray'da dört oyuncu çift haneli sayılara ulaştı. Maçın en skorer ismi 17 sayıyla Darius Songaila olurken, Sertaç Şanlı ve Preston shumpert 11'er sayı, Jaka Lakovic de 10 sayı üretti. 25 basket kaydeden takımımız bunlardan 18'i asist üzerinden bulurken 16 top kaybı yaptı. Karşılaşmada dinlendirilen Luksa Andric forma giymedi.

Josh Shipp - 15' | 3 sayı, 2 ribaund, 1 asist, 1/2 şut
Jaka Lakovic - 16' | 10 sayı, 2 asist, 1 ribaund, 2 top kaybı, 2/4 şut
Jamon Gordon - 15' | 2 sayı, 2 asist, 2 ribaund, 3 top çalma, 1 top kaybı, 1/2 şut
Ender Arslan - 18' | 3 sayı, 4 asist, 2 ribaund, 2 top çalma, 1 top kaybı, 1/3 şut
Preston Shumpert - 18' | 11 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı, 4/6 şut
Caner Topaloğlu - 12' | 1 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 0/1 şut
Furkan Aldemir - 18' | 9 sayı, 5 ribaund, 3 top kaybı, 2/4 şut
Tutku Açık - 13' | 2 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 0/2 şut
Evren Büker - 11' | 3 sayı, 1 ribaund, 1 blok, 1 top kaybı, 1/4 şut
Cevher Özer - 19' | 3 sayı, 6 ribaund 1 asist, 1/5 şut
Haluk Yıldırım - 6' | 2 asist, 1 top kaybı
Sertaç Şanlı - 21' | 11 sayı, 6 ribaund, 1 top çalma, 2 top kaybı, 5/6 şut
Darius Songaila - 18' | 17 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 1 top kaybı, 7/9 şut

15 Ağustos'ta yeni sezon çalışmalarına başlayan Galatasaray Euroleague Ön Eleme Turları öncesi oynadığı 10 hazırlık maçında 9 galibiyet aldı:

Ayhan Şahenk Spor Salonu

Galatasaray 79 - 34 Darüşşafaka
Galatasaray 88 - 64 Hacettepe Üniversitesi

Kransjka Gora, Slovenya

Galatasaray 71 - 61 Union Olimpija Ljubjana
Galatasaray 79 - 77 KK Cibona Zagreb
Galatasaray 87 - 61 CEZ Nymburk

Pınar Cup, Karşıyaka Arena, İzmir

Galatasaray 82 - 70 Alba Berlin
Pınar Karşıyaka 62 - 82 Galatasaray
Galatasaray 67 - 72 KK Buducnost

Ayhan Şahenk Spor Salonu

Galatasaray 79 - Banvit 78
Galatasaray 73 - Erdemirspor 59

29 Eylül Perşembe günü Euroleague Ön Eleme Turları'nın gerçekleşeceği Litvanya'nın Vilnius kentine hareket edecek olan Galatasaray'ın PAOK BC ile karşılaşacağı Euroleague 1. Ön Eleme Turu maçı, 30 Eylül 2011 Cuma günü TSİ 18:00'de Lietuvos Rytas'ın kullandığı 11.000 koltuk kapasiteli Siemens Arena'da oynanacak.
 
Evren Büker sanki son kredisinide kullanıyor gibi.Geçen yıl sürekli arkasında durdum ama yine aynı şekilde devam edecekse onun arkasında kimse duramaz artık
 
Maç içinde dikkatimi çeken birkaç nokta;

Koçun özellikle savunmada en ufak hataya tahammülü yok. Stense oturup rakip ayaklarla takip edilecek, dripling ve el üstü şutlara eller havada ve rakibi karşılayarak durmalarını kabul ediyor ama birebirde kesinlikle geçilmelerini kabul etmiyor. Yine pozisyon hatalarını ve oyuncuların durmaları gerektiği yerleri sürekli uyarıyor. Perdelerde savaşılmasını ve rakibin hucum faule zorlanmasını istiyor. Jaka savunmada perdelere çok takılıyor, gördüğüm kadarıyla biraz güçsüz ama koç onun üstünde çok durdu.

Hücumda en iyi şutun seçilmesini istiyor, anladığım kadarıyla yapılan setlerde fazla şut alternatifleri var. Burada oyuncuların seçimleri doğru yapması gerekiyor. Cevher zaman zaman daha müsayit olan arkadaşına pas vermek yerine şut tercih edince uyardı. Ama şut seçimleri doğru olunca da girmese bile takdir etti sürekli. Özellikle ikili oyunlarda perdeye gelen uzunu çabuk hareket etmesini ve sağlam bir perde yaptıktan sonra hemen içeri devrilmesini istiyor.
 
Dün akşam takımı izleme fırsatı buldum. 13-14 kişiden oluşan bir rotasyonda oynadığımız için doğru analizler yapılamayabilir ama bazı oyuncular hakkında iyi, bazıları hakkında da kötü izlenimlerde bulundum. Sezon başlamadan bunlara değinmek istemiyorum ama kadroda yeri garanti oyuncuları da yazmak istiyorum.

Öncelikle Luksa'nın hafif bir rahatsızlığı vardı, oynamadı bu yüzden. Onun yokluğunda Sertaç ciddi süre aldı ve gayet de başarılıydı. Özellikle hücumda aldığı topları çok güzel bitirdi. Bitiricilik konusunda Banvit maçında onun gerisinde kalan isim Furkan'dı. Furkan bu maçta biraz daha iyiydi ama savunmada pek beğenmedim. Özellikle içeri drive eden kısaları karşılayamadı. Böyle çok sayı yedik ve buna rağmen 59 sayı yedik. Oyuncular arasında takım uyumunun henüz sağlanamadığını söyleyebiliriz. Uyum demişken Tutku'nun Furkan ile tam uyum sağlayamadığını da belirtmek istiyorum. İkili oyuna girişemediler bir türlü. İçeriden ikili oyuncularla, dışarıdan şutuyla etkili olan isim Darius Songaila idi. Kendisini beğendim ama savunmada çok dikkat edemedim. Resmi maçlarda görmek istiyorum. Shumpert ve Shipp ise kaldığı yerden devam ediyordu. Bu ikiliyi sezon boyunca 3 numara rotasyonunda göreceğiz. Ligde yabancı hakkının düzgün kullanılması için daha çok Shumpert'ı ilk 5'te görebiliriz. Bu arada Shumpert zaman zaman da 4 numara oynadı. Maça çok iyi başlayan ve üst üste 4 asist yapan Ender ise o asistlerden sonra biraz geri planda kaldı. Takıma çok yabancı henüz, ona rağmen asistleriyle mesaj verdi bize. En çok beğendiğim isimlerden biri de Lakovic'ti. Gerek hücumda gerekse de savunmada gayet agresifti. Beklediğimden çok daha hırslı gördüm onu. Yumuşak kalacak diye korkuyordum. Guardlardan Jamon Gordon da verimli olacak gibi görünüyor. Özellikle kısa savunmasında en büyük gücümüz olacak. Zaman zaman etkisiz olsa da Cevher için olumlu düşünüyorum ayrıca. Maçta en çok negatif görünen yönümüz olarak dikkat çeken sırtı dönük oyunlara tek girişen isimdi. Ara sıra da Shumpert tabi. Furkan, Songaila ve Sertaç'tan göremedim pek bu oyunları. Daha çok hareketli durumda iken top aldılar. Andric'in de bu özelliğini dikkate alırsak uzunlarımızın hücum stratejisi hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Caner'in geçen sezonki performansıyla ve çok fazla sorumluluk almamasıyla bizden kötü not almadığını söyleyebiliriz. Günün kaybedeni Evren Büker'di bana göre. 15 kişilik kadrodan Haluk'u zaman zaman kullanacağımızı varsayarak gidecek isim Evren olabilir. Lüks gibi görünüyor kadroda aldığı parayı düşününce. Haluk hariç 13 kişi gayet yeterli. Son olarak da maçta her türlü rotasyonu denedik. Genelde Lakovic'in 2'de denendiğini ama zaman zaman da top getirdiğini gördük. İlk yarıda 2 oynayan Jamon Gordon ikinci yarıda top getirdi ama bana göre top getirirken çok dengeli değildi. İki numarada daha iyiydi. Ender ve Tutku'yu bu ikiliden biriyle göreceğiz sanırım hep. 3 numarada Shumpert-Shipp ikilisi sezonu götürecek, bu ikiliyi ve zaman zaman 2 numarayı yedekleyecek isim Caner olur. Songaila 4 numarada olur, bu net. 5 olarak düşünmemek lazım. Tabi hoca bize ters köşe yapmadıysa. Andric, Furkan ve Sertaç içeriyi kapatacaklar. Takımdaki disiplin ve mücadeleden memnunum. Hücum varyasyonlarımız gayet iyiydi, savunmada biraz zamana ihtiyacımız var. Anlaşmazlıklar çıkabiliyor.

Genel olarak görüşlerim bu yönde benim. Euroleague'e kalacağımıza inanıyorum ben.
 
Luksa Andric ve Göksenin Köksal hariç bütün isimleri izleme şansına sahip oldum Erdemir maçında. Bütün takviyeler ışığında, oyun sistemimiz hakkında detayları belirlemeye çalışmıştık. Bu maç ile birlikte -kıstasın Erdemir olmaması ve yapılan rotasyon elbette göz önüne alınıyor- taşların daha bir yerine oturduğunu söyleyebilirim.

Topu maç boyunca getiren isimler, Jaka & Ender & Jamon & Evren. Evet, Tutku direk 1 numara olarak gözükmedi bu maçta. Onun kilidi açma yeteneğini, özellikle Jaka ile beraber oynarken öne çıkartıyoruz. Maçın çok kısa bir bölümü haricinde, iki kısa olgusunu hiç bozmadık, bundan sonra da bozacağımız pek olası değil. Getirdiği avantajlar, topun daha iyi ve önemlisi hızlı paylaşılması, hücumun temel taşı olan ikili oyunların sürekli yapılmasına olanak sağlaması. İki kısanın yanına, asıl mevkisi 2 olan Shipp eklendiğinde, hareket mekanizması en üst seviyeye çıkıyor takımın. Bu silah ile birlikte bir çok rakibi nakavt edebiliriz, keza ikili oyunların oynanış hızı bir çok takımın üstünde ve savunulması çok zor.

3 numarada Shumpert oynarken, ona uzunların perdelemeleri sayesinde bir çok pozisyon hazırlandı, ki en çok öne çıkan ismin Shumpert olduğundan onunla ile başladım ama perdelemeler sonrasında boş atış şansını neredeyse bütün kısalarımız yakaladı. Şut bakımından tehlikeli olan oyuncularımız, Shumpert & Jaka, el üstü veya zorlama tarzında bir atışlarına şahit olmadım. Sistemin ve aklın ön plana alındığı oyunumuzda, akıl dışı hareketlerin azalması ışığında da ikili kısa sistemine bakabiliriz.

Darius Songaila maçta en çok göze batan isimdi. İkili oyunlar sonrası bulduğu orta mesafe atışları, pota altında topu aldığında sayıya en kolay yoldan gitmesi, tepede topla buluştuğunda pota altında topu kısa oyuncu seviyesinde indirmesi vs. Sayı potansiyeli anlamında, en kolay katkıyı verecek isim bize Songaila. Hücum repertuarının çok geniş olması, hücumda asla durağan olmayan takım düzeni içerisinde ona bir çok kolay sayı şansı veriyor, onun da bitiricilik konusundaki becerisi sayı anlamında bizi rahatlatıyor.

Luksa'nın olmadığı bir günde, Sertaç daha fazla şans buldu doğal olarak ve bu şansı çok iyi kullandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Maçın başında aldığı savunma ribaundları, hücum düzeninde yaptığı perdelemeler ve topu hareketli aldığında yüksek yüzde ile sonuca gitmesi. Paok karşısında, maça Mahmuti'nin onunla başlaması bana sürpriz gelmez açıkçası. Her şeyi bir kenara bırakıyorum, daha güveni yerinde bir Sertaç gördüm, bu en güzeli.

Furkan Aldemir'in, takım ile uyum sağlaması için biraz zamanı var. Luksa'nın ikili oyunlardaki uyumunu hatırlarsak, aynı uyumu eğer Furkan da yakalarsa benzer hücum verimini alabiliriz. Bu maçta da, ikili oyunlar sonrasında aldığı iyi pasları en iyi şekilde değerlendirdi. Onun hızını, kısalar ile arasındaki uyum ile birleştirdiğinde takımın ondan aldığı verim inanılmaz artacaktır.

Mevki / kişi bazından sıyrılıp, genel tabloya baktığımızda, hücumda bütün çeşitlikleri yansıtan bir takım vardı karşımızda. Sırtı dönük olarak, Songaila & Shumpert & Jamon Gordon isimlerini gördük ama oyun yapısının zaten sırtı dönük oyunlara fazla olanak sağlamadığı ortada. Savunmada yaptığı iyi işin hemen ardından rakip sahaya hızlı gelen, sete set hücumda ikili oyunları bir çok farklı yönden bitiren, kısacası hücumda "kalite" kokan bir Galatasaray var ve ben bu gücün uzun maratonda etkisini günden güne daha fazla göstereceğini düşünüyorum.

Savunmadan hiç bahsedemedik ancak seviye olarak geriye giden hiç bir şey yok. Aynı savunma sertliğini ve rakibi boğan stratejisini sahaya gayet iyi uyguluyor takımımız. Oyuncu değişikliklerin çok olduğu, yapının devamlı değişikliğe gittiği bir maçta 59 sayı yemek tarifi açıklıyor sanırım. Tek bir eksik nokta olarak söylemek gerekirse, ne Sertaç da, ne de Furkan da rakibin kısa oyuncularını karşılama yani potayı savunma adımını göremedim. Bu noktanın gerçekleşmesi, savunma direncini bir kat daha arttırır özellikle*Furkan gibi savunmada caydırıcı bir güç varken.

Hücumda gücünü iki katına taşıyan, savunma direncinden hiç bir şey kaybetmeyen, sahada mücadele gücünü devamlı yansıtan ( Cevher& Furkan & Gordon bu noktada ön plandaki isimler ) , oynadğı basketbolla keyif veren bir Galatasaray olacak önümüzde. Keyif ve gurur duyacağımız bir çok an olacak, iple çekiyorum maç günlerini.
 
Benim merak ettiğim üç şey var..

İlki Gordon hücumda nasıl oynuyor? Biz onu daha çok savunma yönüyle mi kullanıyoruz?

İkincisi de Songaila savunmada basit hatalar yapıyor mu ya da kolay fauller alıyor mu?

Son olarak Shipp şut konusunda nasıl? Geçen seneki gibi daha çekingen mi davranıyor bu konuda?

Bunları sadece bu maç için değil genel hazırlık dönemi boyunca soruyorum..Kerem,Şamil,Arca ve takip etme fırsatı bulan diğer arkadaşlar bilgilendirirse sevinirim..
 
İlk sorundan başlayalım. Gordon buraya gelirken, defansif özellikleri ön plana çıkarıldı ancak izlediğim maç ve öncesini baz alırsak, hücumda da sorumluluk alan, ikili oyunlar ve ceza şutlarında etkili oluyor. Bu nedenle Mahmuti maç içinde topu ona emanet ediyor. Savunmada yine önemli işler yapıyor ama kesinlikle oyunun tek yönüne bağlı bir oyuncu değil.

İki maç oynadı Darius, ikisinde de faul problemine girmedi. Savunma görevi bakımından, çok iyi denemez ama savunma bütünlüğünü bozacak derecede değildi. Eşleştiği oyuncuya hücumda büyük üstünlük sağladığından dolayı, işin mental anlamında baskın çıkma durumu var bir de. Bu güç onu savunmada da daha güvenli hale getiriyor. Ancak pek tabii daha geleli iki maç oldu ve savunmacı biri olmadığını biliyoruz, uzun maratonda bakmak lazım.

Shipp'in oyun tarzında, özellikle şut seçimlerinde belirgin bir değişiklik yok ama bunu Mahmuti'de istemez zaten. 3 numarada oynadığı müddetçe, boş kalmadıkça yine yay gerisinden sorumluluk alan bir Shipp görmemiz pek mümkün değil. Hücum stratejilerimiz o kadar iyi kurgulanmış ki, Shipp'e "neden şut kullanmıyor bu adam?" tarzında serzenişte bulunacağımızı pek sanmıyorum.
 
Tugay, Shipp 25 yaşında bir oyuncu biliyorsunuz. Artık olgunluğa erişmiş bir oyuncuda, özellikle şut mekanizması için, sadece bir yaz sonrasında büyük bir değişiklik bekleyemeyiz. Değişen bir durum yok nihayetinde.
 
Tugay, Shipp 25 yaşında bir oyuncu biliyorsunuz. Artık olgunluğa erişmiş bir oyuncuda, özellikle şut mekanizması için, sadece bir yaz sonrasında büyük bir değişiklik bekleyemeyiz. Değişen bir durum yok nihayetinde.
Ben ondan Ray Allen gibi şut atmasını beklemiyorum zaten.Orta mesafede zaten fena değil.Üçlükte kullanmıyordu geçen yıl.En azında bu yıl 1 tane kullansın onuda atsın daha fazla kullanmasına gerek yok zaten.Takımda şut atacak çok oyuncu varken.Ayrıca Ömer Onanın şutunu 30 yaşından sonra ne seviyelere getirdiğinide biliyoruz.
Shipp 25 yaşında olması avantaj ve 27-28 gibi yaşlarda geliştirecektir.Ama çalışması şart.
 
Ben Shipp için, neden her zaman şut üzerinde duruluyor onu anlamıyorum. Shipp'in takıma verdiği katkı 1 yıldır aynı, bu sezon mevki değiştirse bile aynı devam edecek. Hızlı hücumlarda iyi bitirici, penetre gücüyle kolay sayıları takıma kazandıran görünümde. Savunma ve oyunun genel anlamında yaptıği pis işleri zaten geçiyorum ama hücum anlamında Shipp üzerine çizilen misyon farklı. Geçen sezon şut anlamında eksik kaldığına ben de katılıyorum ama bu sene onun eksikliğini yaşatmayacak bir kadroya sahibiz. Tahminim bu sezon bunları konuşmayız.
 

Üst