Houston'ın Parolası Sabır
Houston Rockets yine hareketli ve bir o kadar da düşündürücü ölü sezon süreçlerinden biri geçiriyor. Daryl Morey'nin önümüzdeki süreç için parolası ise "sabır" olarak göze çarpıyor.
Aslında Rockets taraftarı sabretmeyi iyi bilir, yaklaşık 15 senedir de bunun olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu süre içerisinde Daryl Morey kadar takıma ümit veren bir menajerden bahsetmek söz konusu olmadı. Tamam Dawson'ın hakkını yememek lazım ama gerçekten Morey Rockets'a yepyeni ve taptaze bir heyecan getirdi.
Taraftar Morey'nin her yapacağı hamleyi sabırsızlıkla beklerken, bir o kadar da güven içerisindeydi. O zaman yıllar öncesini bırakıp, bizi bekleyen yeni sezona nasıl gireceğimize bir şöyle bakalım...
Ariza - Artest Takası
Belki başlıkta gördüğünüz üzere bir takas gerçekleşmedi fakat durumun takastan da pek bir farkı olduğu söylenemez. Menajerinin ortaya çıkıp Artest için "Öncelik hep Houston'dır, Yao'suz da bu böyledir" temalı demeçlerinin ardından Artest'in Los Angeles yolunu tutması tuhaf karşılanmış olabilir fakat Rockets'ın Artest'i bir sene daha çekemeyeceğini düşündüğümüzde pek yanlış görünmüyor.
Yönetim ne zaman döneceği tam belli olmasa da dönüş hesapları yapan bir Tracy McGrady olduğunu da bilirken, Artest'i kaybetmeyi büyük bir yara olarak görmedi diyebiliriz. Neyse Artest hayali olan yere gitmiş, bize laf söylemek düşmez. Biz asıl kendi payımıza düşene bakalım. Trevor Ariza transferi aslında kalbimin küt küt atmasına sebep olmasa da, fena olmayan bir hamle oldu diyebiliriz. Rockets'ın ilginç stratejilerinden birine uyan bir hamle de oldu aslında aynı zamanda.
Morey'nin "sabır" modunda ileriye baktığı şu sıralarda, hem eldekilerle en iyisini yapmayı ve geçen seneki gibi beklenmeyeni başarmayı hedeflediğini, hem de çaktırmadan bir yeniden yapılanma hazırlığı içerisinde olduğunu fark edebiliriz. Bu açıdan da Ariza oldukça faydalı olabilir. Houston yolunu tutması Ariza için de fazlasıyla faydalı olabilir çünkü Ariza, Los Angeles macerası öncesinde birşeyler kanıtlayamamış ya da bunun için gerekli şansı bulamamış bir oyuncu oldu.
Lakers'ta ise Kobe Bryant'ın yanında oyunla ilgili öğrenmesi ve kendi profiline yerleştirmesi gereken bir takım şeyleri gördü. Zaten hem takım savunması, hem de bire bir savunmada başarılı olan Ariza, Lakers'ta oynadığı basketbol ve klasikleşmiş Phil Jackson düzeni içerisinde bizleri bazen şaşırta şaşırta müthiş şut ziyafetleri de sunmayı bildi. Oyununu geliştirdiğini söyleyebilmemizin yanı sıra, artık şampiyonluk tecrübesine sahip ve yükseklerin tadını almış bir isim olarak Rockets'ın her geçen gün gelişen ve biraz daha tecrübe kazanmasıyla güzelce pişebilecek kadrosuna cuk oturduğunu söyleyebiliriz. Özellikle McGrady'nin dönüşüne kadar takıma liderlik ettiğini görmemiz sürpriz olmayabilir. Ariza Rockets'tan, Rockets Ariza'dan memnun, ancak Ariza'nın basketboluna gerçekten ne kadar basamak atlattığını Lakers'a göre farklı bir çekirdeğe sahip Rockets takımında yaptıklarıyla göreceğiz. Açıkçası Ariza'ya güveniyorum ancak takımın genelinde olan sakatlık alışkanlığının kendisine geçmesinden oldukça korkuyorum. Hele de sırtına geçirdiği formayı düşününce...
McGrady'den ne haber ?
Yao'nun sezonu kapadığı haberi sonrası açıkçası sezonun başlamadan bittiğini düşünenler oldu. Ki benim de çok olumlu düşündüğüm söylenemez fakat Yao'suz olduğumuz beyaz bayrağı daha sezon başlamadan sallayacağımız anlamına gelmez. En azından elimizde gelişmeye açık ve gelecek adına oldukça ümit veren bir kadro var. Bu sene yine elimizden gelenin en iyisini yaparak, gerçekten istediğimiz o noktaya ulaşamasak bile, bizi hedefe adım adım yaklaştıracak yere ulaşabiliriz. Ancak bunun için bir lidere ihtiyaç var. Belki de geçen sene McGrady yokken Yao'nun yaptığını bu sene yapacak bir lider; Tracy McGrady... Evet, biliyorum. "Ne Tracy McGrady'si Allah aşkına" diyorsunuz... Ama kendisi hala Houston Rockets oyuncusu ve muhtemelen takas olmayıp takımda kalacak önümüzdeki sezon da. Bu sene McGrady'nin kontrat senesi ve ne zaman döneceği henüz belli olmasa da, döndüğünde bir taraflarını yırtacağı oldukça aşikar. Chicago'da rehabilitasyona devam ettiğini biliyoruz son haberlere göre ve durumunun çok iyi olduğu söyleniyor. Ki kendisi de bunu söylüyor. Aslında iyi olduğunu söylemesinden öte, geçmişteki gibi sadece söylemek için söylediği şeylerden birini söylemiş olabileceğini düşünmüyor da değilim. McGrady son demeçlerinde eski T-Mac gibi geri döneceğini ve daha yapacak işleri olduğunu söyledi. Yapacak işleri olduğunu biliyorduk da, eski T-Mac olarak döneceği konusunda kafamızda baya soru işareti mevcut haklı olarak. Gerçi eski T-Mac olarak dönmesi zaten biraz abes kaçıyor ama eski T-Mac'e biraz yakın performanslar sergilemesi de şu çekirdeğe fazlasıyla yardımcı olacaktır. Şu anda kendisini çalıştıran antrenör de Tim Grover; yani Kobe Bryant ve Michael Jordan gibi isimlerle özel olarak çalışmış ve gayet başarılı anılan bir isim. Neyse umalım iyi döner, ummaktan başka yapabileceğimiz bir şey de yok şimdilik...
Onun dışında ne var, ne yok ?
Onun dışında David Andersen var efendim. Daryl Morey'nin Avrupa gözlemciliğini ne kadar iyi sürdürdüğünün bir başka kanıtı oldu bu transfer. Aynı Scola gibi Avrupa'da belli bir seviyeye gelmiş, belli bir yaşa erişmiş ve önemli başarılara sahip bir isim. Oldukça iyi bir hamle olduğunu düşünmemin yanı sıra, Adelman sistemine cuk diye oturacak bir pivot olduğunu söylemek için de alim olmak gerekmiyor. Bazı özellikleriyle Adelman'ın çok sevdiği pivotu Vlade Divac'ı hatırlattığını söylemek mümkün. Andersen'ın yumuşak bileğiyle önemli bir şutu olduğunu belirtelim öncelikle. Post oyunlarında başarılı oyuncu, aynı zamanda çok iyi de bir saha görüşüne sahip. Bir uzun olarak önemli bir pas yeteneğinin olması Rockets'ın şutörleri besleyen basketbolu için de fazlasıyla ideal. Yaz ligini başarılı geçiren Jermaine Taylor ile imzalayıp, ondan çok çok daha başarılı bir yaz ligi geçiren Budinger ile henüz imzalamamış olmamız şaşırtıcı olabilir ama herşeyin bir zamanı var elbette. Şöyle bir baktığımızda, daha gelecek bir veya iki hamle olduğunu söyleyebiliriz. Fakat zamanı hakkında bir fikrimiz yok, o da "Moneyball" lakaplı usta menajer Morey'e kaldı artık. Bizim yapacağımız şey Morey'nin parolaya uymak ve sabretmek.
Neyse yazıyı bitirmeden de üç beş ayrıntıya göz atalım. - Fikstürler belli oldu, hatta bizimkiler bunu baya erken açıkladığından mis gibi cezayı da aldı. Neyse efendim, sezonu Portland karşısında açıyoruz ve deplasmandayız. Birkaç gün aranın ardından yine Portland'la oynayacağız yalnız. Eh, o da güzel. - İlk 38 maçımızın 23'ü deplasmanda görünüyor, biraz zor bir durum olsa da, fikstürün ilerleyen zamanlarda kolaylaşacak olması ve bunun McGrady'nin dönüşüyle birleşmesi durumu fena değil açıkçası.
Bu sezon neler yapacağını merak ettiğimiz yeni gözbebeği Trevor Ariza ise küçüklüğünden beri bayıldığı basketbol oyuncusu Penny Hardaway'in formasına tekrar kavuşmuş oldu. Ariza yeni sezonda 1 numarayı giyecek. - 1 numarayı Rockets taraftarı baya bir süredir McGrady ile özdeşleştirmişti. Fakat McGrady ise artık 3 numarayı giyecek. Yaptığı yardım çalışmalarına ve bu çalışmaya ait gelirleri arttırmak adına 3 numaralı formaya geçen McGrady, öte yandan değişme mesajlarını da veriyor olabilir. Neden olmasın ? - McGrady demişken, bahsettiğim son açıklamalarında ilginç bir kısma tanık olmuştum. Gerçi kendisi de gayet kahkahalarla durumdan söz ediyordu fakat her şakada bir gerçeklik payı vardır diyebilir miyiz ? Söyleyeceğim şeyden sona buna kararı siz verin. McGrady'nin o çarpıcı (ama gerçekten çarpıcı) demeci: "Tim bana Toronto günlerindeki gibi zıplayabileceğimi söyledi." Sağlıcakla kalın...
Alıntı
-----------------------------------------
David Andersen, Yao'nun yerine tutmaz ama yine de Carl Landry ile bir nebze de olsa eksikliğini gidereceklerdir ama ben hala 5 numaralı pozisyon için bir takas bekliyorum.
Çaylaklara ben güveniyorum yeni gelende Budinger'ı anlatmaya gerek yok zaten ne kadar atlet iyi bir şutör olduğunu biliyoruz.Zamanla savunmasını da düzeltir problem kalmaz...
Shane Battier; kariyerine son vermeden arkadan gelecek 2.bir Battier olan Ariza'yı yetiştirecek savunma anlamında. 3 numaralı pozisyonda da sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum.
T-Mac; 25-30 maç kaçıracak ama son röportajında doktoru Tim dedi ki; eskisi gibi zıplayabilecek,eski t-mac'i izlettirecek herkese dediğine göre vardır bir bildiği. Sonuçta; Majesteleri'nin de doktoru Tim idi inanıyorum söylediklerine.
Brooks; playoff serisinden sonra benliğini kazanmış bir isim olarak karşımızda, Cafer Alston'dan daha iyi bir guard olduğundan hiç şüphem yok.
Von Wafer gitmese güzel olurdu ama neyse artık biz yolumuza bakalım... Sabır,sabır!