Galatasaray tarihinin en çok bilinen, en çok fotoğraf çektirilen, en çok sevilen, en çok sakatlık geçiren, en çok kazık yiyen, en çok haksızlığa uğrayan, en çok cefa çeken, Sedat İncesu'yu saymazsak en çok uluslararası kupa kaldıran, en güzel, en iyi, en mütevazi ve açık ara farkla en hayvansever efsanesi...
Bir taraftar olarak tüm emeklerin, gayretin, Galatasaray değerlerini sonuna kadar yansıtan duruşun ve elbette kaldırdığın tüm kupalar için minnettarım.
Bir hayran olarak bana gösterdiğin sevgi, saygı, hoşgörü ve tevazu sayesinde biriken/birikmeye devam eden tüm anılar için; hayatıma bilerek ya da bilmeyerek yaptığı tüm olumlu etki için ve en çok da binbir badireye rağmen asla pes etmeyip "hepsini ben mi yapmışım" kariyeri yarım bırakmayıp bu kadar çok gururlandırdığın için minnettarım.
Ne kadar çok yorulduğunu, ne kadar çok bunaldığını, ne kadar çok yıprandığını biliyorum. Hayatın bir gerçeği olarak böyle değişimler yaşanıyor, yaşanmak zorunda. Bir yanım hüzünlü olsa da bir yanım elbette arkadaşım olarak tanıdığım senin için mutlu. Bırakma konusunda ne kadar net olduğunu bildiğim için de inanılmaz huzurluyum.
Güzel ailenle ve evlatlarınla çok güzel, mutlu ve huzurlu zamanlar dilerim. Rusya'ya giderken ayrılıklar da sevdaya dahil demiştik karşılıklı, bu bir ayrılık mı onu da tam olarak bilemiyorum.
Ama hislerin baki kalacağı kesin...