Anlatacak çok şey var.
Harika bir gündü. Yaklaşık 200 kişilik İzmir grubuyla beraber salona girişimiz, 45 dk kala takımı çağırışımız ve malzemecisinden hocasına kadar hepsinin elele tutuşup dibimize kadar alkışlarla gelmesi harikaydı...
Guvenlik sebeplerinden dolayı bizi bench'in arkasına almaları kadayıfın kaymağı oldu. Maçı resmen oyuncularla beraber yaşadık, yedeklerle beraber bağırıp, onlarla beraber savunma yaptık...
Maç hakkında söylenebilecek fazla bir şey yok. Canlı yayından da takip edebildiyseniz, ilk periyottan itibaren kopardık maçı. Yalnız takımın oyununda hala eksik noktalar var. Sedat hoca da bunları görmüş olacak ki çok kızdı hatta teknik faul aldı. Sık sık oyunculara tatlı sert çıkıştı.
Molalarda tezahuratın kesilmesini istedi, biz de sustuk. Yoksa 40 dk boyunca bağıran kalabalık ve bilinçli bir topluluk vardı salonda.
Maç farklı bitti ama daha da farklı olabilirdi. Özellikle son periyotta bir çok boş pozisyon yakalayıp değerlendiremedik. 80lerde bitirebilirdik.
Utku maç sırasında istatistikleri istemiş ama istatistikçimiz Cengiz abi'ye sadece ilk periyot sonunda sorabildim, polis sürekli ilk sırayı boşalttığı için pek sağlıklı iletişim kuramadık. Ama Petr (Peter denmesini istiyor bu arada kendisine
) gerçekten domine etti. Ferit ve Ali Asker de özellikle çok etkili oynadılar. Serdar biraz tutuktu ama o da bu maça mahsustur sanırım.
Savunmamız çok etkiliydi. İBB belki 20-25 top kaybı yaptı. Kaç kere potayı göremediler sayamadım bile. Yine de, bazı pozisyonlarda içeriyi çok boş bıraktık. O atışları girse başabaş geçebilirdi maç.
Maç sonunda, İBB'yi de çağırdık fakat gelmediler. Kendileri bilir. Zaten maçta da çirkefliklerini gösterdiler. Özellikle Harman Yazıcıoğlu gerçekten çok sevimsiz bir adam.
Maç sonunda önce oyuncularımızla karşılıklı sarı kırmızı şampiyon cimbom çektik. Sonra Sedat Hoca takım ve taraftarı bir araya getirerek hep beraber cimbombom çektirdi. Bu da yetmedi, "Sedat Hoca ortaya üçlü çektir cimbom'a" tezahuratı ile hocamız bir güzel üçlü çektirdi. Özellikle üçlüde Petr'in dansı süperdi
"Şampiyon yap bizi heykelini dikelim" tezahuratına ise göbeğini göstermesi bütün tribünü yardı
Oyuncularımız dün otelde bizden atkı istemişlerdi, verdik. Kumaş atkımı Büyük Selim'e verdim. O mutluluğu, birlikte maç sonu tezahurat yapmamızı, özellikle Selim'in bizimle beraber kenardan bağırmasını, "Zıpla zıpla zıplamayan fenerli" tezahuratında istatistikçi Cengiz abi'nin sandalyesinde zıplamasını, savunmada defence diye bağırıp hücumda takımla beraber hucum eden yedeklerimizi hiç unutmayacağım.
Atkıları verdikten sonra Petr atkısını alnına doladı ve dans etti. Yarıldım gülmekten
Acayip sempatik bir adam gerçekten, maçtan sonra o kalabalık içinde bile beni gördü, tanıdı ve teşekkür etti. Konuşacak fırsatınız olursa mutlaka konuşun, harika bir insan.
Uzun lafın kısası, bu takımda inanılmaz bir arkadaşlık ve bütünleşme var. Kimse kıskançlık yapmıyor, herkes müthiş bir hırsla oynuyor ve arkadaşlarını kesinlikle harika destekliyorlar. Biz yaklaşık 200 kişiydik ama ağzına kadar dolu salonları hak ediyorlar.
Buradan Sedat hocama çok teşekkür ediyorum. Şu iki günlük yorgunluğa değdi gerçekten. Keşke onları daha çok ağırlayabilsek burada. Cumartesi gunu birlikte geçirdiğimiz 1.5 saat inanılmaz keyifliydi. Kuzenimin Selim'e sorduğu "Sizin maç toplantınız yok mu?" sorusuna verdiği "Bundan güzel toplantı mı olur" lafı her şeyi özetliyor sanırım.
İstanbul'daki renkdaşlarım, bu takım dolu bir Ahmet Cömert'i hak ediyor. Onlara bunu verin.
Utku'ya teşekkür ederim size çok güzel iletmiş maçı. Umarım canlı yayınım yeterli olmuştur.
Fotoları yarın geçeceğim, dergiden bir arkadaş da fotoğraf çektiği için galatasaray.org'da yayınlanmasını bekliyoruz Alpaslan abi'ye ayıp olmasın diye. En geç Salı günü Cumartesi ve Pazar fotolarını Ömer'e iletmiş olurum.
Bu arada, bilinçli bir tribün oluşturan ve Cumartesi günü de takımı karşılamaya gelen uA-İzmir temsilcileri Fatoş, Uğur ve Hasan'a da çok teşekkür ediyorum.