Jaka'dan beklentileri düzgün biçimde şekillendirmemiz gerekiyor. Bu noktada ikiye ayrılıyoruz. Bir grup sürekli skorer kimliğini sahaya yansıtmasını ve takımı sırtlamasını beklerken, diğer grup ise tecrübesini organizasyon ve arkadaşları ile paylaşıp, takıma liderlik yapmasını istiyor.
Sanırım ben de ikinci tarafta yer alıyorum.
Öncelikle,
1) Euroleague'deki, hatta Avrupa'daki, tüm takımlar Jaka'yı çok iyi tanıyor ve dolayısıyla Jaka'nın savunmasında genellikle en doğru hamleleri yapabiliyorlar.
2) Jaka oynadığı pozisyona göre fiziki dezavantajı olan bir isim ve yaşının 33 olması da bazı işleri eskisine oranla daha kötü yapmasına neden oluyor.
3) Jaka istikrarlı denilebilecek son performansını 2008-09 sezonunda play-off ve final fourda gösterdi. Dolayısıyla kendisinden özellikle skor anlamında istikrarlı bir EL performansı beklemek pek doğru olmaz.
Peki Jaka'dan nasıl faydalanılmalı?
Bence eğer maça iyi başlamadıysa, mümkün olduğunca az yıpratılarak maç sonuna saklanmalı zira bu takımda maç sonlarını oynayabilecek en iyi oyuncumuz. Her ne kadar kötü bir maç geçirmiş olsa da yıpranmamış bir Jaka kendisine ve/veya arkadaşlarına yaratacağı pozisyonlarla maçı bize kazandırabilir. (En kötü ihtimalle rakiplerine faul aldırdığını net şekilde biliyoruz.) Skor anlamında iyi başladıysa da Prokom maçında olduğu gibi ideal sürede maksimum seviyede faydalanmak gerekir.
Dün akşam için, kötü oynadığını düşünüyorum. Maça özellikle hücum organizasyonu açısından iyi başladı ancak ilk yarıda yaptığı 2 top kaybı, Capin'in savunmasındaki başarısızlığı ve ilk iki ya da üç üçlük isabetinde Jaka'nın savunma hataları, picklerde takılması vs., son olarak yıprandıkça oyundan düşmesi malesef kendisinin performansını olumsuz değerlendirmeme neden oldu. Tabii Eurobasket ve EL ön elemelerinin yorgunluğu hala üzerinde, kolay değil. Ay sonuna doğru toparlanacağını düşünüyorum.