sanjose
1
Culio: Her Maç Daha İyiye Gideceğiz
Galatasaray’ın Arjantinli futbolcusu Juan Culio, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Son Pas programına konuk oldu.
Dilersen ilk olarak Beypazarı Şekerspor maçından başlayalım, biraz geriye gidelim. İlk resmi karşılaşmandı. Bugüne kadar oynadığın karşılaşmalarda kendi performansını nasıl değerlendirirsin?
Galatasaray gibi çok büyük bir camiaya geldim. Buraya geldikten sonra gördüklerim beni çok şaşırttı. Özellikle taraftarın bana duyduğu ilgi beni inanılmaz şaşırttı ve kendimi iyi hissetmemi sağladı. Beypazarı Şekerspor maçından başlayıp bugüne kadar gelirsek, kendi açımdan takımda iyi şeyler yaptığımı düşünüyorum. Tabii ki bunun yorumu hocamıza, teknik direktörümüze kalmış bir şey. Ama ben kendi açımdan söylersem, iyi şeyler yaptığım kanısındayım.
Eskişehir karşılaşmasında da sahanın en iyi isimlerindendin. Son maçtaki performansını değerlendirmek gerekirse…
Çok fazla kendim hakkında konuşmayı, performansım hakkında değerlendirme yapmayı sevmiyorum çünkü benim için takım önemli. Mutlaka bireyler de önemli. Bireylerin yaptıkları şeyler maçı şekillendiriyor. Ama bu tür konularda fazla konuşmak istemiyorum. Takımı değerlendirirsek, gerçekten iyi bir oyun sergilediğimizi düşünüyorum. Ve her maçta da daha iyiye gideceğimizin kanısındayım.
İlk geldiğin zamandan bu yana baktığımızda, röportajlarında hep çok hırslı olduğunu, forman için gerekirse ölebileceğini belirten röportajlar vermiştin. Karşılaşmalarda da baktığımızda 40 yıllık Galatasaraylı gibi duruyorsun. Takım arkadaşlarını da motive ettiğini görüyoruz. Takıma alıştıkça performansını daha üst düzeylerde de göreceğiz herhalde değil mi?
Kesinlikle dedikleriniz doğru. Giydiğim forma için saha içerisinde ölebilirim. Canımı verebilirim. Her şeyi yapmak istiyorum, saha içerisinde elimden geleni vermek istiyorum. Özellikle bunda taraftarın desteği var. Saha içerisinde takım arkadaşlarımı sürekli motive etmek istiyorum. Birilerinin motive etmesi gerekiyor. Takım oyunu sonuçta ve mutlaka hatalar olabiliyor. Ama birilerinin onları motive etmesi gerekiyor ve her geçen maçta da daha iyiye gideceğini düşünüyorum. Söyleyebileceğim tek şey saha içerisinde Galatasaray forması için canımı bile verebilirim.
Son maça dönersek, Eskişehirspor 8 maçtır yenilmeyen bir takımdı. Galatasaray da son Eskişehir maçında oynadığı performansla çok beğeni topladı. Takımdaki bu etkili performansın etkisi neydi sana göre?
Tabii ki performansımın bu şekilde olması için bazı anahtar kelimeler var. Bunların başında ailem geliyor. Ailem benim için çok önemli. Çünkü devamlı onları düşünüyorum. Onların geleceğini düşünüyorum. Eşim ve çocuklarım maçtaydı. Beni seyretmeleri beni ekstra şekilde motive etti. Benim için taraftar çok önemli. Yeni stadımızda da inanılmaz bir taraftara karşı oynuyoruz. Kendimi sanki Arjantin’de oynuyormuş gibi hissediyorum. Çünkü buradakiyle oradaki taraftar toplulukları birbirine çok benzeyen, çok örtüşen taraftar toplulukları. Onun haricinde yeni bir ekibiz. Yeni futbolculardan oluşan bir ekibiz. Bunun için de futbolcuların birbirlerini tanıması gerekiyor. Birbirlerinin oyun stillerini anlaması gerekiyor. Bu da belli bir zaman alıyor. Ve maç maç da daha iyiye gideceğimizi düşünüyorum.
Takıma baktığımızda sakat futbolcular çokluğu dikkat çekiyordu. Eksiklerin dönmesiyle takımdaki ivmenin artacağı konusunda söyleniyor. Sen neler söylemek istersin bununla ilgili?
Benim de dikkatimi çekti tabii ki. Bazı sakatlıklarımız vardı. Bu da mutlaka takımın performansını etkiliyor. Bunlar önemli isimler çünkü, milli takımlarda oynayan isimler. Hemen hemen hepsi zaten aramıza döndü. Dönmeye de devam ediyorlar. Bu da doğal olarak takımın performansını artıracaktır ve sonucunda iyi sonuçlar gelecektir.
Ligde sahaya çıktığın üç karşılaşmada da sarı kart gördün. Mücadeleyi seven bir yapın var. Sahada oynadığın futbola baktığımızda da hep darbeler aldığını görüyoruz, sert darbeler alıyorsun.
Futbol karakteri olarak mücadele etmeyi, savaşmayı seven bir futbolcuyum ama geçmişe bakarsanız aslında bu kadar sık sarı kart görmemiştim. 3 maçta 3 sarı kart gördüm ve mesela son maçtakinin çok fazla haklı olduğunu da düşünmüyorum, bir çarpışmaydı sonuçta. Ne olursa olsun kariyerimde hiç bu kadar sık kart görmedim. İlk defa başıma geliyor. Onun haricinde futbol oynuyorsunuz; futbol birebir temasın, birebir mücadelenin olduğu bir oyun. O yüzden bu tür mücadelelere alışık olmanız gerekiyor ve Türkiye’de de bu tip mücadeleler gerçekten üst düzeyde yaşanıyor. Biraz fiziğe, sert mücadelelere dayalı bir oyun ama demin de belirttiğim gibi bundan kaçamazsınız. Futbol oynuyorsunuz buna alışık olmanız gerekiyor.
Hakemlere bakış açın nasıl? Bildiğin gibi son haftalarda hakem hataları en çok konuşulan konu haline geldi. Diğer takımların karşılaşmalarını da takip edebiliyor musun acaba?
Hakemleri çok fazla suçlamamak lazım çünkü maç içinde nasıl bizler hata yapıyorsak onlar da hata yapıyorlar. Onlar da bizim gibi insan sonuçta. Tabii ki onların bizim yaptığımız hataları biraz düzeltmeleri gerekiyor, bu hakları var, bu güçleri var ama mutlaka yüzde 100 olmayabilir, bazı hatalar yapabilirler. Diğer maçları seyretmeyi de seviyorum. Genel anlamda zaten futbol seyretmeyi seviyorum, sadece Türkiye değil Avrupa liglerini de çok takip ediyorum. Ama tabii ki kızlarımın bana izin verdiği sürece yani evde kızlarım bana izin verdiği sürece maçları seyretmeye çalışıyorum çünkü benim için önemli, yeni bir lige geldim ve rakipleri de tanımak istiyorum.
Peki Galatasaray’ın önümüzdeki sezon için Avrupa’da yer almak için koyduğu hedef Türkiye Kupası. Türkiye Kupası’yla ilgili neler söylemek istersin? Çeyrek Final ilk maçında Antep’te alınan bir 3-2’lik mağlubiyet vardı...
Galatasaray gibi büyük bir camiada beklentiler her zaman büyük olur. Sadece Türkiye Kupası değil şampiyonluk da bekleniyor ama ne yazık ki bu sene şampiyonluk zor gözüküyor dürüst olmak gerekirse. Taraftarın hak ettiği büyük başarılar. Sizin de belirttiğiniz gibi en büyük hedeflerden biri Türkiye Kupası. İlk başta Gaziantepspor’la oynadık, 3-2’lik bir mağlubiyetimiz var ama Eskişehirspor maçında iyi bir performans gösterdik son maçımızda. Bu şekilde devam edersek ben kesinlikle Gaziantep’i eleyeceğimizi düşünüyorum.
Senin gibi takıma yeni katılan bir isim de Robinson Zapata. Kendisiyle Rumen Ligi’nde yıllarca karşılıklı oynamıştınız. Takım arkadaşınla ilgili neler söylemek istersin?
Zapata’nın çok önemli ve çok iyi bir kaleci olduğunu düşünüyorum. Kendisinin milli takım tecrübesi de var. Tecrübesiyle bize çok artılar getireceğini düşünüyorum. Tabii ki kendisini de çok yakından tanıyorum. Romanya’dayken karşılıklı oynadık, kendisine birçok golüm de var ama genel olarak bize çok yardımcı olacağını düşünüyorum.
Bir diğer isim Stancu da son iki maçta iki gollük bir performans sergiledi. Stancu’yu da Rumen Ligi’nden tanıyorsun...
Tabii ki Stancu’yu da çok yakından tanıyorum onunla da karşılıklı oynadık o da bir çok sefer benim oynadığım takıma gol attı. Çok yetenekli ve kaliteli bir futbolcu, ayrıca genç bir futbolcu. Galatasaray gibi büyük bir camiaya gelmesi onun için büyük bir avantaj, burada da çok iyi yerlere gideceğini düşünüyorum. Geleceği açık bir futbolcu.
Derbilerden bahsedelim biraz da. Bildiğin gibi Türkiye’de derbilere farklı hazırlanılır hem kulüp olarak hem taraftarlar olarak. Senin derbilere ekstradan hazırlandığın oluyor mu? Ekstra motive oluyor musun bu maçlara?
Bu tip derbiler çok önemli bir futbolcu için. Demin de belirttiğiniz gibi taraftarlar için de çok önemli, benim de çok alışık olduğum Arjantin’den çok alışık olduğum şeyler çünkü bir Boca Juniors-River Plate derbisi var, ayrıca İndipandiente-Racing derbileri var. Bunlar hep alışık olduğum şeyler. Mutlaka futbolcuyu bu da motive eder. Ama benim için bir derbide oynamak, bir hazırlık maçında oynamak, normal bir maçta oynamak her zaman aynı şekildedir. Aynı şekilde kendimi motive etmeye çalışırım ve aynı şekilde son dakikaya kadar formamın hakkını vermeye çalışırım.
Transferine yani Cluj’dan ayrılmana dönecek olursak Cluj taraftarı Culio’nun satılmasına büyük tepki gösterdi ve özellikle taraftar forumlarında büyük protestolar oldu.
Cluj taraftarının bana olan ilgisini, bana olan sevgisini çok iyi anlıyorum çünkü Cluj’da tam 3.5 sene oynadım ve bu süre içinde 7 tane kupa kazandık beni sevmeleri çok normal bu yüzden. Bende çok iyi bir intiba bıraktılar. Cluj takımı benim için çok önemli gerçekten. Artık Galatasaray’dayım ve çok mutluyum gerçekten. Çok büyük bir ekipteyim ve yeni bir sayfa açarak her şeye sıfırdan başladım.
Romanya’da büyük maçların adamı olarak ünlenmiştin, Şampiyonlar Ligi’nde grafiğin hep üst düzeydeydi, bununla ilgili ne yorum yaparsın?
Buradan Cluj’a tekrardan teşekkür etmek istiyorum çünkü bana tanınma fırsatı verdi. Cluj formasıyla çok önemli maçlar oynadım. Roma’ya karşı İtalya’da galibiyetimiz var, Chelsea’ya karşı, Bayern Münih’e karşı önemli maçlar oynadım. Tabii bu karşılaşmalar otomatikman size hem güven hem tecrübe kazandırıyor, o yüzden tekrardan Cluj’a teşekkür etmek istiyorum. Şu anda da tek amacım bu maçlardan kazandığım tecrübeyi Galatasaray formasıyla Galatasaray’a yansıtmak.
Röportajlarda söylediğin bir söz vardı; başarı için iyi bir arkadaşlık ortamı gerekiyor. Galatasaray’daki arkadaşlık ortamı nasıl? Takımda en iyi kimle anlaşıyorsun?
Takımdan sportif anlamda bir başarı bekleniyorsa bu kesinlikle bir oyuncudan, iki oyuncudan gelecek şeyler değildir. Takımın beraber olması lazım, birlik olması lazım, sadece ilk 11 değil bütün takım olarak… Kadronuzda 24 kişi varsa bu 24 kişinin tamamının hem saha içinde hem saha dışında, özellikle soyunma odasında birbirine kenetlenmesi ve birbirini motive etmesi lazım. Onun haricinde teknik kadronun da aynı şekilde olması lazım. Şu anda Galatasaray’da gerçekten bu ortam var, herkesin birbirini desteklediği bir ortam. Bu da doğal olarak Galatasaray’ı başarılı hale getirecektir. Demin de belirttiğim gibi Galatasaray çok büyük bir camia ve her zaman şampiyonlukları, kupaları, ne kadar başarı varsa hepsini kovalaması, sonuna kadar mücadele etmesi gereken bir takım. Şu an içinde bulunduğumuz durumu hak etmiyoruz ama demin de belirttiğim gibi bu durumdan arkadaşlıkla, birbirimize kenetlenmemizle çıkarak daha güzel yerlere geleceğimizi düşünüyorum. En iyi arkadaşım sorusuna gelince Zapata’yı söyleyebilirim. Kendisini uzun zamandır tanıyorum o yüzden daha çok konuştuğum, daha yakın hissettiğim kişilerin başında geliyor.
Taraftardan gelen sorular var, onları iletmek istiyorum. "Gelmeden önce Galatasaray’ı sana kim anlattı ve Türkiye’nin en büyük taraftarına sahip olan bir kulüpte oynamak nasıl bir duygu?" diye sormuş bir taraftarımız.
Galatasaray’ı aslında çok fazla kişiye anlatmanın bir gereği yok çünkü çok büyük bir takım. Dünya çapında tanınmış bir takım. Ben de çok yakından tanıyorum tabii. Bu yüzden çok anlatılmasına gerek olmayan bir takım ama biliyorsunuz transfer dönemim biraz stresli geçti. Yaklaşık bir ay bekledim, bu durum ister istemez bende bir gerginlik yarattı ama sonunda böyle büyük bir camiaya geldim. Tabii ki böyle büyük bir taraftar topluluğuna oynamak da benim için ayrı gurur verici bir şey. Benim Galatasaray forması giymem çok büyük ve çok gurur verici bir olay. Ancak sadece Galatasaray formasını giymek değil, bu formayla başarılara imza atmak istiyorum. Kupalar ve şampiyonluklar kazanmak istiyorum.
Başka bir taraftarımız öncelikle başarılar dilemiş ve Culio kısa sürede kendisini sevdirdi, acaba onun üzerinde bıraktığımız etki nasıl diye sormuş.
Galatasaray taraftarı ilk günden başlayarak beni her geçen gün etkilemeye devam ediyor gerçekten. İlk gün maçtan önce ısınmaya çıktığımızda tüylerim diken diken oldu çünkü bir futbolcu için taraftar faktörü çok önemlidir. Taraftarımızın hep bir ağızdan bağırması, takıma destek vermesi gerçekten tüylerimi diken diken etti. Galatasaray taraftarının önünde oynamak benim için çok büyük ve gurur verici bir olay ve şu ana kadar hiç Galatasaray taraftarı gibi bir topluluk görmediğimi söyleyebilirim.
Son olarak da bir taraftarımız "şimdiye kadar nerelerdeydin" diyerek esprili bir şekilde takıma gelişine göndermede bulunmuş.
Galatasaray’a gelmemdeki en büyük etkenlerden biri çok büyük bir camia olması ama teknik direktörümüz Gheorghe Hagi’nin de çok büyük bir etkisi var. Sonuçta o bana güvendi ve bu şansı verdi. Bu "daha önce neredeydin" sorusuna da cevap oluyor. Hagi Galatasaray’a gelince ben de buraya gelme fırsatı buldum. Her zaman belirttiğim gibi Hagi bana inanılmaz bir güven duyuyor. Hem kendisi hem ekibi hem de burada da gördüğüm kadarıyla taraftarımız da bana çok büyük bir güven duyuyor. Benim de yapacağım tek şey elimden geldiğince bu güveni boşa çıkarmamak.
Kaynak:Resmi site.
Galatasaray’ın Arjantinli futbolcusu Juan Culio, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Son Pas programına konuk oldu.
Dilersen ilk olarak Beypazarı Şekerspor maçından başlayalım, biraz geriye gidelim. İlk resmi karşılaşmandı. Bugüne kadar oynadığın karşılaşmalarda kendi performansını nasıl değerlendirirsin?
Galatasaray gibi çok büyük bir camiaya geldim. Buraya geldikten sonra gördüklerim beni çok şaşırttı. Özellikle taraftarın bana duyduğu ilgi beni inanılmaz şaşırttı ve kendimi iyi hissetmemi sağladı. Beypazarı Şekerspor maçından başlayıp bugüne kadar gelirsek, kendi açımdan takımda iyi şeyler yaptığımı düşünüyorum. Tabii ki bunun yorumu hocamıza, teknik direktörümüze kalmış bir şey. Ama ben kendi açımdan söylersem, iyi şeyler yaptığım kanısındayım.
Eskişehir karşılaşmasında da sahanın en iyi isimlerindendin. Son maçtaki performansını değerlendirmek gerekirse…
Çok fazla kendim hakkında konuşmayı, performansım hakkında değerlendirme yapmayı sevmiyorum çünkü benim için takım önemli. Mutlaka bireyler de önemli. Bireylerin yaptıkları şeyler maçı şekillendiriyor. Ama bu tür konularda fazla konuşmak istemiyorum. Takımı değerlendirirsek, gerçekten iyi bir oyun sergilediğimizi düşünüyorum. Ve her maçta da daha iyiye gideceğimizin kanısındayım.
İlk geldiğin zamandan bu yana baktığımızda, röportajlarında hep çok hırslı olduğunu, forman için gerekirse ölebileceğini belirten röportajlar vermiştin. Karşılaşmalarda da baktığımızda 40 yıllık Galatasaraylı gibi duruyorsun. Takım arkadaşlarını da motive ettiğini görüyoruz. Takıma alıştıkça performansını daha üst düzeylerde de göreceğiz herhalde değil mi?
Kesinlikle dedikleriniz doğru. Giydiğim forma için saha içerisinde ölebilirim. Canımı verebilirim. Her şeyi yapmak istiyorum, saha içerisinde elimden geleni vermek istiyorum. Özellikle bunda taraftarın desteği var. Saha içerisinde takım arkadaşlarımı sürekli motive etmek istiyorum. Birilerinin motive etmesi gerekiyor. Takım oyunu sonuçta ve mutlaka hatalar olabiliyor. Ama birilerinin onları motive etmesi gerekiyor ve her geçen maçta da daha iyiye gideceğini düşünüyorum. Söyleyebileceğim tek şey saha içerisinde Galatasaray forması için canımı bile verebilirim.
Son maça dönersek, Eskişehirspor 8 maçtır yenilmeyen bir takımdı. Galatasaray da son Eskişehir maçında oynadığı performansla çok beğeni topladı. Takımdaki bu etkili performansın etkisi neydi sana göre?
Tabii ki performansımın bu şekilde olması için bazı anahtar kelimeler var. Bunların başında ailem geliyor. Ailem benim için çok önemli. Çünkü devamlı onları düşünüyorum. Onların geleceğini düşünüyorum. Eşim ve çocuklarım maçtaydı. Beni seyretmeleri beni ekstra şekilde motive etti. Benim için taraftar çok önemli. Yeni stadımızda da inanılmaz bir taraftara karşı oynuyoruz. Kendimi sanki Arjantin’de oynuyormuş gibi hissediyorum. Çünkü buradakiyle oradaki taraftar toplulukları birbirine çok benzeyen, çok örtüşen taraftar toplulukları. Onun haricinde yeni bir ekibiz. Yeni futbolculardan oluşan bir ekibiz. Bunun için de futbolcuların birbirlerini tanıması gerekiyor. Birbirlerinin oyun stillerini anlaması gerekiyor. Bu da belli bir zaman alıyor. Ve maç maç da daha iyiye gideceğimizi düşünüyorum.
Takıma baktığımızda sakat futbolcular çokluğu dikkat çekiyordu. Eksiklerin dönmesiyle takımdaki ivmenin artacağı konusunda söyleniyor. Sen neler söylemek istersin bununla ilgili?
Benim de dikkatimi çekti tabii ki. Bazı sakatlıklarımız vardı. Bu da mutlaka takımın performansını etkiliyor. Bunlar önemli isimler çünkü, milli takımlarda oynayan isimler. Hemen hemen hepsi zaten aramıza döndü. Dönmeye de devam ediyorlar. Bu da doğal olarak takımın performansını artıracaktır ve sonucunda iyi sonuçlar gelecektir.
Ligde sahaya çıktığın üç karşılaşmada da sarı kart gördün. Mücadeleyi seven bir yapın var. Sahada oynadığın futbola baktığımızda da hep darbeler aldığını görüyoruz, sert darbeler alıyorsun.
Futbol karakteri olarak mücadele etmeyi, savaşmayı seven bir futbolcuyum ama geçmişe bakarsanız aslında bu kadar sık sarı kart görmemiştim. 3 maçta 3 sarı kart gördüm ve mesela son maçtakinin çok fazla haklı olduğunu da düşünmüyorum, bir çarpışmaydı sonuçta. Ne olursa olsun kariyerimde hiç bu kadar sık kart görmedim. İlk defa başıma geliyor. Onun haricinde futbol oynuyorsunuz; futbol birebir temasın, birebir mücadelenin olduğu bir oyun. O yüzden bu tür mücadelelere alışık olmanız gerekiyor ve Türkiye’de de bu tip mücadeleler gerçekten üst düzeyde yaşanıyor. Biraz fiziğe, sert mücadelelere dayalı bir oyun ama demin de belirttiğim gibi bundan kaçamazsınız. Futbol oynuyorsunuz buna alışık olmanız gerekiyor.
Hakemlere bakış açın nasıl? Bildiğin gibi son haftalarda hakem hataları en çok konuşulan konu haline geldi. Diğer takımların karşılaşmalarını da takip edebiliyor musun acaba?
Hakemleri çok fazla suçlamamak lazım çünkü maç içinde nasıl bizler hata yapıyorsak onlar da hata yapıyorlar. Onlar da bizim gibi insan sonuçta. Tabii ki onların bizim yaptığımız hataları biraz düzeltmeleri gerekiyor, bu hakları var, bu güçleri var ama mutlaka yüzde 100 olmayabilir, bazı hatalar yapabilirler. Diğer maçları seyretmeyi de seviyorum. Genel anlamda zaten futbol seyretmeyi seviyorum, sadece Türkiye değil Avrupa liglerini de çok takip ediyorum. Ama tabii ki kızlarımın bana izin verdiği sürece yani evde kızlarım bana izin verdiği sürece maçları seyretmeye çalışıyorum çünkü benim için önemli, yeni bir lige geldim ve rakipleri de tanımak istiyorum.
Peki Galatasaray’ın önümüzdeki sezon için Avrupa’da yer almak için koyduğu hedef Türkiye Kupası. Türkiye Kupası’yla ilgili neler söylemek istersin? Çeyrek Final ilk maçında Antep’te alınan bir 3-2’lik mağlubiyet vardı...
Galatasaray gibi büyük bir camiada beklentiler her zaman büyük olur. Sadece Türkiye Kupası değil şampiyonluk da bekleniyor ama ne yazık ki bu sene şampiyonluk zor gözüküyor dürüst olmak gerekirse. Taraftarın hak ettiği büyük başarılar. Sizin de belirttiğiniz gibi en büyük hedeflerden biri Türkiye Kupası. İlk başta Gaziantepspor’la oynadık, 3-2’lik bir mağlubiyetimiz var ama Eskişehirspor maçında iyi bir performans gösterdik son maçımızda. Bu şekilde devam edersek ben kesinlikle Gaziantep’i eleyeceğimizi düşünüyorum.
Senin gibi takıma yeni katılan bir isim de Robinson Zapata. Kendisiyle Rumen Ligi’nde yıllarca karşılıklı oynamıştınız. Takım arkadaşınla ilgili neler söylemek istersin?
Zapata’nın çok önemli ve çok iyi bir kaleci olduğunu düşünüyorum. Kendisinin milli takım tecrübesi de var. Tecrübesiyle bize çok artılar getireceğini düşünüyorum. Tabii ki kendisini de çok yakından tanıyorum. Romanya’dayken karşılıklı oynadık, kendisine birçok golüm de var ama genel olarak bize çok yardımcı olacağını düşünüyorum.
Bir diğer isim Stancu da son iki maçta iki gollük bir performans sergiledi. Stancu’yu da Rumen Ligi’nden tanıyorsun...
Tabii ki Stancu’yu da çok yakından tanıyorum onunla da karşılıklı oynadık o da bir çok sefer benim oynadığım takıma gol attı. Çok yetenekli ve kaliteli bir futbolcu, ayrıca genç bir futbolcu. Galatasaray gibi büyük bir camiaya gelmesi onun için büyük bir avantaj, burada da çok iyi yerlere gideceğini düşünüyorum. Geleceği açık bir futbolcu.
Derbilerden bahsedelim biraz da. Bildiğin gibi Türkiye’de derbilere farklı hazırlanılır hem kulüp olarak hem taraftarlar olarak. Senin derbilere ekstradan hazırlandığın oluyor mu? Ekstra motive oluyor musun bu maçlara?
Bu tip derbiler çok önemli bir futbolcu için. Demin de belirttiğiniz gibi taraftarlar için de çok önemli, benim de çok alışık olduğum Arjantin’den çok alışık olduğum şeyler çünkü bir Boca Juniors-River Plate derbisi var, ayrıca İndipandiente-Racing derbileri var. Bunlar hep alışık olduğum şeyler. Mutlaka futbolcuyu bu da motive eder. Ama benim için bir derbide oynamak, bir hazırlık maçında oynamak, normal bir maçta oynamak her zaman aynı şekildedir. Aynı şekilde kendimi motive etmeye çalışırım ve aynı şekilde son dakikaya kadar formamın hakkını vermeye çalışırım.
Transferine yani Cluj’dan ayrılmana dönecek olursak Cluj taraftarı Culio’nun satılmasına büyük tepki gösterdi ve özellikle taraftar forumlarında büyük protestolar oldu.
Cluj taraftarının bana olan ilgisini, bana olan sevgisini çok iyi anlıyorum çünkü Cluj’da tam 3.5 sene oynadım ve bu süre içinde 7 tane kupa kazandık beni sevmeleri çok normal bu yüzden. Bende çok iyi bir intiba bıraktılar. Cluj takımı benim için çok önemli gerçekten. Artık Galatasaray’dayım ve çok mutluyum gerçekten. Çok büyük bir ekipteyim ve yeni bir sayfa açarak her şeye sıfırdan başladım.
Romanya’da büyük maçların adamı olarak ünlenmiştin, Şampiyonlar Ligi’nde grafiğin hep üst düzeydeydi, bununla ilgili ne yorum yaparsın?
Buradan Cluj’a tekrardan teşekkür etmek istiyorum çünkü bana tanınma fırsatı verdi. Cluj formasıyla çok önemli maçlar oynadım. Roma’ya karşı İtalya’da galibiyetimiz var, Chelsea’ya karşı, Bayern Münih’e karşı önemli maçlar oynadım. Tabii bu karşılaşmalar otomatikman size hem güven hem tecrübe kazandırıyor, o yüzden tekrardan Cluj’a teşekkür etmek istiyorum. Şu anda da tek amacım bu maçlardan kazandığım tecrübeyi Galatasaray formasıyla Galatasaray’a yansıtmak.
Röportajlarda söylediğin bir söz vardı; başarı için iyi bir arkadaşlık ortamı gerekiyor. Galatasaray’daki arkadaşlık ortamı nasıl? Takımda en iyi kimle anlaşıyorsun?
Takımdan sportif anlamda bir başarı bekleniyorsa bu kesinlikle bir oyuncudan, iki oyuncudan gelecek şeyler değildir. Takımın beraber olması lazım, birlik olması lazım, sadece ilk 11 değil bütün takım olarak… Kadronuzda 24 kişi varsa bu 24 kişinin tamamının hem saha içinde hem saha dışında, özellikle soyunma odasında birbirine kenetlenmesi ve birbirini motive etmesi lazım. Onun haricinde teknik kadronun da aynı şekilde olması lazım. Şu anda Galatasaray’da gerçekten bu ortam var, herkesin birbirini desteklediği bir ortam. Bu da doğal olarak Galatasaray’ı başarılı hale getirecektir. Demin de belirttiğim gibi Galatasaray çok büyük bir camia ve her zaman şampiyonlukları, kupaları, ne kadar başarı varsa hepsini kovalaması, sonuna kadar mücadele etmesi gereken bir takım. Şu an içinde bulunduğumuz durumu hak etmiyoruz ama demin de belirttiğim gibi bu durumdan arkadaşlıkla, birbirimize kenetlenmemizle çıkarak daha güzel yerlere geleceğimizi düşünüyorum. En iyi arkadaşım sorusuna gelince Zapata’yı söyleyebilirim. Kendisini uzun zamandır tanıyorum o yüzden daha çok konuştuğum, daha yakın hissettiğim kişilerin başında geliyor.
Taraftardan gelen sorular var, onları iletmek istiyorum. "Gelmeden önce Galatasaray’ı sana kim anlattı ve Türkiye’nin en büyük taraftarına sahip olan bir kulüpte oynamak nasıl bir duygu?" diye sormuş bir taraftarımız.
Galatasaray’ı aslında çok fazla kişiye anlatmanın bir gereği yok çünkü çok büyük bir takım. Dünya çapında tanınmış bir takım. Ben de çok yakından tanıyorum tabii. Bu yüzden çok anlatılmasına gerek olmayan bir takım ama biliyorsunuz transfer dönemim biraz stresli geçti. Yaklaşık bir ay bekledim, bu durum ister istemez bende bir gerginlik yarattı ama sonunda böyle büyük bir camiaya geldim. Tabii ki böyle büyük bir taraftar topluluğuna oynamak da benim için ayrı gurur verici bir şey. Benim Galatasaray forması giymem çok büyük ve çok gurur verici bir olay. Ancak sadece Galatasaray formasını giymek değil, bu formayla başarılara imza atmak istiyorum. Kupalar ve şampiyonluklar kazanmak istiyorum.
Başka bir taraftarımız öncelikle başarılar dilemiş ve Culio kısa sürede kendisini sevdirdi, acaba onun üzerinde bıraktığımız etki nasıl diye sormuş.
Galatasaray taraftarı ilk günden başlayarak beni her geçen gün etkilemeye devam ediyor gerçekten. İlk gün maçtan önce ısınmaya çıktığımızda tüylerim diken diken oldu çünkü bir futbolcu için taraftar faktörü çok önemlidir. Taraftarımızın hep bir ağızdan bağırması, takıma destek vermesi gerçekten tüylerimi diken diken etti. Galatasaray taraftarının önünde oynamak benim için çok büyük ve gurur verici bir olay ve şu ana kadar hiç Galatasaray taraftarı gibi bir topluluk görmediğimi söyleyebilirim.
Son olarak da bir taraftarımız "şimdiye kadar nerelerdeydin" diyerek esprili bir şekilde takıma gelişine göndermede bulunmuş.
Galatasaray’a gelmemdeki en büyük etkenlerden biri çok büyük bir camia olması ama teknik direktörümüz Gheorghe Hagi’nin de çok büyük bir etkisi var. Sonuçta o bana güvendi ve bu şansı verdi. Bu "daha önce neredeydin" sorusuna da cevap oluyor. Hagi Galatasaray’a gelince ben de buraya gelme fırsatı buldum. Her zaman belirttiğim gibi Hagi bana inanılmaz bir güven duyuyor. Hem kendisi hem ekibi hem de burada da gördüğüm kadarıyla taraftarımız da bana çok büyük bir güven duyuyor. Benim de yapacağım tek şey elimden geldiğince bu güveni boşa çıkarmamak.
Kaynak:Resmi site.