KBSL 15. Hafta | Ormanspor 56-67 Galatasaray

3 Ocak 2021
14:00
M. Sait Zarifoğlu Spor Salonu
Youtube/TBF Tv

Fenerbahçe maçı sonrası yara sarmak için çıkacağız. Gelen haberlere göre Courtney oynamayacak. Her bakımdan enteresan bir hale geldi maç...
 
2018'deki Ormanspor deplasmanına gitmiştim ben. 95-85 falan kaybetmiştik. Youtube yayını falan da olmadığı için pek çok insan mesaj atıyordu maç oynanırken, skor gerçek mi diye. 6 Ocak 2018'de oynanmış, bugün da 3 Ocak 2021. O maçı kaybedip ilk yarıyı çok yıllar sonra ilk 8 dışında bitirmiştik. Maç sonu sporcu girişinin orda tamamı bir imza-fotoğraf derdindeki çoluk çocuğun önüne 2 sıra robocop diktirmişti birileri. yaşlı gözlerle birbirimize bakmıştık takımla. Akrabaları gelen Özge Kavurmacıoğlu bile ki bizdeki kariyeri sorunlu geçmiştir, sakin sakin kucaklaşıp 2 muhabbet edip otobüse dönmüştü. O sezon rakip takımda forma giyen ve erkek basketbol takımımızın eşi olan ablamız (o dönemde sözlüsü müydü nişanlısı mıydı) sıfır dakika süre aldığı maçın sonunda kahkahalar atarak çıkmıştı soyunma odasından. Sonrasında 1-2 eski dostu görmek bir nebze iyi gelse de uçakta ağlaya ağlaya gittiğimi hatırlıyorum...

2019 yılbaşı hüzünlüydü, yeni bir reddedilişin hemen arkasıydı. Eurocup'ta rakip abidik gubidik isimli bir takımdı, Reddedilişin 3. günü falan, "yeni havaalanında 159 liraya bilet kampanyası varmış" derken 10 Ocak'ta Ahmet Cömert'teki rövanşta yer almak için rezervasyonları tamamlamış bulunduk. Reddedilişin 5. günü ilk maç oynandı, Kafa kafaya giderken 12-0'la bitince maç 15 sayı eksiyle döndük. Döner mi dönmez mi derken sabahın tam da böyle bir vaktinde bekleme salonundaydım. Rakip takım koçu turistik gezi falan demiş, haberim yok o dakikalarda ama skordan bağımsız bir yolculuk yine. Bir yanda delicesine kaçmak isteği, bir yandan ruha en iyi gelen şeyi sarıp sarmalama isteği. Maç boyu sınırda gezen fark, son hücum öncesi 18 sayıda kalmamız, şutu atan rakip oyuncu ve potayı aynı düzlemde görebildiğim nazlı nazlı gidip çemberden seken üçlük ve kazanmamız.

İnstagram storylerde birilerini şık şıkırdım bir yemek masasında görüp bir yutkunduktan sonra 800 km ötede "seeen gözümün nuruuu" diye böğürerek turu kutlamak. Kapı önünde topçu beklemeyi imkansız kılacak bir yağmur, youtube videolarına bile konu olan "medeniyet seperatörü"nün öbür tarafına geçip bir güzel insanla iki tek atıp uçağa dönmeler. Havaalanında ayakları üst üste atıp verilen "içimiz çok rahat" pozu ve Efe hocanın "sen bana uğurlu geliyorsun hep gel" mesajı.

2020 yılbaşına geldik. 2019 çok çalkantılıydı, anksiyeteli, kavgalı, dövüşlü,son 6 ayı da tamemen küsmeli. Çiviyi çiviye söktürme denemeleri, aslında bizim de çivinin çivisi olduğumuz ortaya çıkınca mantarlamış. 15-20 gün içinde 180 derece dönmeler falan, anlam veremeden kendimizi çemberin dışında bulduk. Yine böyle saatler, yine bekleme salonu ama bu sefer hattın ucunda bekleyen kalabalık bir ekip. "İn san sev mez mi" diye yine Ataköy'deyim. Belki kendimi bulmak belki de kendimden kaçmak için. 50 sayılık bir fark, maç sonu saha içinde canım kaptanın "bula bula bu maça mı geldin deli misin sen" diye takılması, kafamı tribüne kaldırdığım anda fotoğraf sırasındaki gençlerden biriyle bana söverken(fotoğraf çekinme işi durmuştu çünkü :) ) göz göze gelmemiz ve panikle yukarı doğru kaçması var aklımda. Sonrası koştura koştura Seyrantepe yolları, evet 2 maça birden gelmiştik...

2020 zaten ayrı bir vaka oldu. O küslük 14. ayında bozuldu. Niye bozulduğu ayrı bir soru işareti zaten, zamanında aylarca yaşansın diye yırtınılan şeyler teker teker oluyor pat diye ve manasız şekilde. Hatta öyle bir oluyor ki bazısı laf arasında kaynıyor. Öte yandan da pandemi zamanı binbir yerden engellenmiş olmama rağmen bir görünüp bir kaybolan ve konusu hiç açılmayan dış çekim fotoğrafları var. Takım da içinde bulunduğumuz duruma uygun. Ligde iyi giderken korona vakaları, ertelenen Euroleague'de 2 mağlubiyet, 3-4 gün önce Fener maçında hezimetten bir tık ötesi. "Courtney'i durduran her takım bizi yener" lafının moda olduğu günlerde Courtney de gitti. Öyle bilinmezler içinde bir maç.

Tam da bu saatlerde abidik gubidik story atıp uçağın hazırlanışını izlemelik bir gündü. Resmi binaların arasındaki saçma salonun kapısında takımı karşılamak, her gidişte selam veren/hatır soran insanlarla iki muhabbet etmek, yeşil rengin hakim olduğu salonda takımı izlemekten maça tam konsantre olamamak, akşam da arabayla bir tur atıp gelmiş gibi eve dönmek falan...

O yarasayı yemeseydin keşke be kardeşim...
Ne maskesizliğe, ne aşıya, sadece bu takıma ihtiyacımız vardı delicesine...
 
Ormanspor takımı erkek basketboldaki Bursaspor gibi.Koçsuz oynamaları bir yana,basketbol IQ'su tartışılacak oyuncularla oynuyorlar.Pelin bugün resmen Gelişim takımıyla zayıf Tkbl takımına karşı oynar gibi oynuyor.Sorumluluk alıp takıma liderlik etmesi çok güzel.Umarım maç sonundada kazanan biz oluruz.
 
Q ve Russell'ı yan yana oynatmayı kaçıncı defa deniyoruz, herhangi bir artısı olmadı şimdiye kadar. Hücumda zaten zorlanırken o taraf iyice tıkanıyor. Savunmada teoride olumlu olma ihtimali ile yapılsa da bomboş turnike yiyoruz.
 
Skorun tek oyuncu üzerinde yoğunlaşması çok kötü.Pelin ligdeki her maçta 20+ sayı atabilir,çünkü ligde iyi takımlar yok.Euroleague'de kalan maçlarımızda ne yapacağız ?

Asena 11 de 2 ile,
Anete 13 de 1 ile oynuyor.Ligdeki maçta bu kadar kötü yüzdeler ile oynayan oyuncular oldukça Euroleague'de ne yapacağız ?
 
İlk yarıda Pelin'in ekstra sayıları olmasa bu maçı da kaybetmştik. Asena,Anete çok kötüydüler. Zaten Asena niye bu takımda oynuyor anlamış değilim.Sürekli gereksiz üçlük denemeler falan...Kendisini McBride falan zannediyor galiba.Işıl gibi bir yerli lider oyuncumuz maalesef yok.Uzunlarımızın hiçbiri gönderilen Bella'nın yarısı etmez.(Ailevi sebep konusuna inanmıyorum...)Çok kötü bir kadro mühendisliği var ortada.Bu da Efe Güven'e yazar.Yabancıların 2'si kısa olmalıydı...
 
Kerem öveti geçen senelerde takip ediyordum, hep negatif paylaşımlar yapar. Dediğinin tersi oluncada siler. Mesela geçen senelerde kadın voleybolda fenerbahçeye ilk set 25-12 kaybettikten sonra baya sallamıştı sonra maçı 3-1 kazanınca silmişti.
 
Kerem öveti geçen senelerde takip ediyordum, hep negatif paylaşımlar yapar. Dediğinin tersi oluncada siler. Mesela geçen senelerde kadın voleybolda fenerbahçeye ilk set 25-12 kaybettikten sonra baya sallamıştı sonra maçı 3-1 kazanınca silmişti.

Bir voleybol maçımızda setlerde 2-0 gerideyiz, son sette rakip lehine 23-17. Oradan döndürmüşlüğü var mübarek ağzıyla. Çok takılırız kendisine :)

Anete çok top kullanan ve yarı yarıya isabetle oynayan bir oyuncu zaten. Meşhur 30 sayı attığı Abd maçında dahi %46 falanla oynamış. Maçı yarım yamalak izleyebildim bugün, takılıp duruyordu yayın ben de bizim internetten sanıp sürekli sayfa yenile falan yapıyordum. Sonradan milletin yazdığını görünce öğrendim, meğerse herkeste öyleymiş. O kadar net bir analiz yapamam ama hücumda özellikle Bella zamanındaki kadar güvenli gitmiyor. Sezon başı 20 küsur sayı katkı verip kazandırdığı maçlar vardı. Epeydir öyle güveli attığı bir gün olmuyor. Buna bir şekilde çözüm bulunması lazım.
 
İlk yarıda Pelin'in ekstra sayıları olmasa bu maçı da kaybetmştik. Asena,Anete çok kötüydüler. Zaten Asena niye bu takımda oynuyor anlamış değilim.Sürekli gereksiz üçlük denemeler falan...Kendisini McBride falan zannediyor galiba.Işıl gibi bir yerli lider oyuncumuz maalesef yok.Uzunlarımızın hiçbiri gönderilen Bella'nın yarısı etmez.(Ailevi sebep konusuna inanmıyorum...)Çok kötü bir kadro mühendisliği var ortada.Bu da Efe Güven'e yazar.Yabancıların 2'si kısa olmalıydı...

Işıl gibi lider yerli oyuncu bir tane vardı. Onu da ağlaya ağlaya kaçırttık, yapacak bir şey yok 🤷‍♂️

Işıl sonrası alınabilecek iki yerli kısa vardı, onlar da Asena ve Pelin. İşin aslı Asena asist yönü biraz daha baskın olan bir oyuncu, Pelin de skor yönü. Biri 1 numara diğeri 2 numara yani. Pelin yedek olmasına rağmen pek çok maçta önemli katkı verdi, dinamizmi de cabası. Asena'nın mevki gereği takımın lideri konumunda olması lazım ama Pelin biraz daha ağır basıyor. Asena da kendine göre iyi oynuyor. Ama Mersin'de maç başı 8 ortalama tutturduğu bir sezon vardı. Bizimki gibi bir kadroda hükmedebilmesi için öyle bir istatistik tutturması lazım. Işıl'ın bizde Kursk sonrası ortalaması 8 küsur asistti mesela. Hocanın bir şekilde Asena'dan şut yükünü alması lazım, çünkü çok iyi bir skorer değil ve kaçırdıkça daha kötüye gidiyor...

Bella konusu bizim şanssızlığmız oldu aslında. Rutin denebilecek olan ve Türkiye'deki her Abd vatandaşına büyükelçilikten yapılan bir güvenlik uyarısı aile tarafından çok ciddiye alınıyor. Yoksa hem performans olarak beklenenin üzerine çıkmıştı, hem de takım içinde kişilik olarak çok çabuk uyum sağlamıştı. Olmadı... Diğer konuda doğru. Işıl-Hartley-Mccoulay-Tilbe üzerine 2 takviye yapıp taş gibi takım kuracakken en başa döndük. Orda da uzunlarda artık klasiğimiz haline gelen tercihler var malesef...
 
Steinberga gayet iyi oyuncudur. Onu eleştirmek için önce doğru kullanmasını bilmek gerekli. Koça tek eleştiri yapmadan direk bu kıza sallayanın ajandası farklıdır.
Orman kadro olarak iyi görünse de çok kötü bir koça sahip. Zaten ligde iyi koç var mı o da başka mesele. Williams'ın eksikliğin pek hissetmedik, hatta daha olgun bir basketbol oynadık geçmiş maçlara nazaran.
 

Üst