KBSL 3. Hafta | Fenerbahçe 77-60 Galatasaray

Kadınlar Basketbol Süper Ligi 3. haftasında Fenerbahçe'ye konuk oluyoruz. Pazar günü saat 15.15'te başlayacak maç Tivibu Spor'dan canlı yayınlanacak.

Diyecek bir şey yok. Maç başlamadan mağlubiyet beklediğimiz bir müsabaka daha. Takımımıza şans dilemekten başka bir şeyimiz yok. Kazanmak için şanstan fazlası gerekecek.
 
Fenerbahçe ligde çok kötü, geçen hafta Adana baskete kaybettiler. Ama ne yazık ki torpilli altyapı koçumuz ile hiç şansımız olmayacak. İnşallah oyuncularımız direnir ve bir süpriz yapabiliriz.
 
Ali Koç döneminin ilk derbisi olacak sanırım.

Aziz Yıldırım döneminin ilk ve son kupaları kadın basketbol lig şampiyonluğuydu. Hatta ilk şampiyonluk bizim uzun serinin sonunda gelmişti. Onlar ligde bir uzun seri yaptılar, gerçi o serinin de en az 2-3 finali tartışılır aradan geçen yıllara rağmen. Avrupa'da da belli bir yere kadar gelebilseler de oralarda kalmayı başardılar. Biz süper kupa hariç sahaya çıktığımız her turnuvada en az bir kere kupayı kucakladık ancak bir türlü olmadı, oldurmadılar.

Her gün, her fırsatta yazıyoruz. Aynı cümlelerde dönüp duruyoruz. Eleştirilecek çok şey var, eleştirmek çok kolay. Böyle bir atmosferde çok daha kolay. Başka bir takımı takip eden taraftarın "skandal" diye ayağa kalkacağı şeyler için biz dua eder hale geldik, olsa da biraz rahata çıksak diye.

Bu takımı gerçekten dert edinen insanlar olarak, kime neye karşı olduğunu bile bilmediğimiz bir kavga veriyoruz. O kadar boş, o kadar çıplak durumdayız ki eleştiri miktarı ve dozajı üzerinden bir sidik yarışıyla oyalanıyoruz. Bir avuç denecek sayıdaki kadın basketbol camiamız bu aralar bu kıstasa göre saf tutuyor birbirine karşı.

Kötü kadro öldürmez, kötü bir sezon da öldürmez ama bu başıboşluk bizi öldürür...

Keşke "biz bu şubeyi kapatıyoruz" diyebilecek kadar yürekli olsaydınız...
 
Hocasız çıkalım belki bir şansımız olur!
 
Fenerbahçe'nin Hatay maçınıda,ilk haftaki Orman maçınıda seyrettim.
Sanırım geçen sezon şampiyon olmalarının etkisiyle,takım olarak gereksiz bir rehavet içerisindeler.
Belkide bu sezon ligde Yakındoğu olmadığından dolayı böyle bir rehavet içindede olabilirler.
Özellikle geçen hafta kaybettikleri maçın açıklaması bile olamaz.Aynı takım,aynı oyuncular Çukurovadan 50 fark yediler.

Bizim takımın Fenerbahçe ile arasında garip bir istatistik var.Son 20 maçın 15 ini Fenerbahçe kazanmış.
Fenerbahçe'nin evindeki son 10 maçın 1 tanesini kazanmışız.O kazandığımız maçtada Fenerbahçe'de Zellous-Quanitra falan oynuyormuş.
Bu çok acı bir istatistik.Bizim biraz olsun aramızdaki maçlarda kazanmamız lazım.

Peki bu maçı kazanabilir miyiz ? Fenerbahçe ne kadar rehavet içinde sezona başlasada,içeride ezeli rakibine karşı,yani bize karşı ayrı bir motivasyonla oynarlar.Monika ve Abdi varken bence kazanmak zor.
 
Bizim, bu saatten sonra, Fenerbahçe'ye karşı kazanabilmemiz; ancak ve ancak rakibimizin de, bizim gibi bu şubeden elini eteğini çekmesiyle mümkün olacaktır. Sanırım o günler pek uzak değil; sabırla beklemek gerek! Biraz ironik, çokça da acı; ama gerçek!..
Not: İster misin, yenelim ve ben, kıpkırmızı olayım! "Ümit fakirin ekmeği; ye Memet ye"... Bizi bu hallere düşürenler utansın!..
 
En son 1 Nisan 2017'de kazandık. O maçta da Dike vardı Fener'in başında ve özellikle 3. çeyrekte coaching anlamında sıçıp sıvamış, tempo oyunumuza antitez üretemeyip kötü günündeki Ayşe Cora'da ısrar edince galibiyete uzanmıştık. Zaten gönderildi maçtan sonra...

Şubeden bağımsız olarak bizim camia olarak çilemiz derbi maçları. Kupalara Avrupa başarılarına karşılık olarak derbilerde çile çekiyoruz, biraz sistemin biraz da karmanın gereği bu heralde...

Tüm kimsesizliğinize inat yine de peşindeyiz en azından ruhen...
 
3 kısa başladık ve Tuğçe Canıtez'i Işıl ile tutmaya çalışıyoruz. Yine müthiş bir yaratıclık Efe Güvenden!
 

Üst