Arkadaşları tebrik ediyorum, çok güzel bir röportaj olmuş. Hoca özenli seçilmiş sorulara samimi cevaplar vermiş. Benim kafamdaki tereddütleri dile getirmiş, kariyeri boyunca hep dar kadrolarla çalışmaya alışmış bir basketbol adamı. Başarılarının ardında basketbol bilgisi kadar motivasyondaki ustalığıda ön plana çıkıyordu. Nostalji maçlarını izleyen arkadaşlarda gözlemlemiştir altı yedi kişilik kadrolarla maçlar tamamlanıyordu. Bir oyuncu ancak faul problemi yaşadığında dinlendirilirdi. Yani kadroda birbirine yakın on oyuncu olmazdı. As kadro ile yedekler arasında kapasite açısından ciddi uçurumlar vardı. Bunu özellikle Galatasaray kadro oluşumu için söylüyorum. Örneğin Dawkinsin yedekleyecek ya Turgut Tayyar yada Mehmet Şenova olurdu. Efes Pilsen ve Eczacıbaşı o zamanlar bile çok derin kadrolar oluştururdu. O kadroları seyirci ve motivasyon faktörüyle ancak geçebilirdik. Yani bu aşamada verilecek tribün desteği çok önemli. Yoksa motivasyon faktörünün kadro derinliğinin fazla olduğu kadrolarda fazla etkili olamayacağının Koray hocada farkında. Bu kadar alternatifli bir kadroyla hayatı boyunca çalışmadığı içinde, kimya sorunundan bahsediyor. Kısacası, şampiyon olmak istiyorsak, ilk önce tribünler dolacak, bu forumda ve maçlarda hiç bir oyuncuyu küstürecek hareket yapılmayacak, taraftar nasıl bu renklere kendini ait hissediyorsa, basketbolculara da bu hissettirilmeli, şu gitsin, bu kalsın denilirse üç ay sonra takımda olmayacak birinin motivasyonu sağlanamaz. Özellikle Cemal, Murat, Alican bizim geleceğimiz, bütün kadro çok önemli katkılar yaptı, hiç birini horlamayalım. Bu iş takım oyunu. Yoksa şampiyonluk hayal. Yarı finalde yine elveda deriz. Çünkü diğer kadrolarda aidiyet sorunu yok. Kadrodakilerin bir çoğu önümüzdeki yılda aynı formayı giyeceğini biliyor. Gelecek kaygıları yok.