Niye kimse basketbol maçına gitmiyor? 07.11.2004 Hürriyet

Tarih 24 Ekim 2004 pazar. Yer, İstanbul’daki Abdi İpekçi Spor Salonu. Türkiye 2004-2005 basketbol sezonu başlıyor. İlk hafta karşılaşmalarından Ülkerspor-Türk Telekom maçı oynanacak. Saat 15.03, maçın başlamasına 1 saatten az var. Ama etrafta çıt çıkmıyor. Tribünlerde kimse yok.

Salonun ortasında bir ekip harıl harıl çalışıyor. CNN-Türk canlı televizyon yayını yapacak. Konu basketbol. Sunucu Bilgin Gökberk diyor ki: ‘Baktık baktık, İstanbul’da buradan daha sesssiz bir mekan bulamadık.’ Türk basketbolseverler gece yarısına saat kurup, Amerikan basketbol ligi maçlarını naklen televizyondan izliyor. NBA’de oynayan Türk oyuncular hepimiz için milli kahraman. Ancak milli lig maçlarında tribünler bomboş. Türkiye’de basketbol ölüyor mu yoksa? Bir zamanlar salonları hınca hınç dolduran seyirci nerede? İşte bu soruları federasyona, kulüplere, taraftara, yazarlara sorduk. Ortaya şöyle bir tablo çıktı:

Seyirci düşüşünde esas büyük sorun İstanbul’da yaşanıyor. En önemlisi, Zeytinburnu’ndaki Abdi İpekçi Spor Salonu’na ulaşmak çok zor. Bu salondan çıkınca gidecek bir cafe, bir eğlence merkezi de yok. Seyirci iki üç araç değiştirip niye maça gelsin? Abdi İpekçi’nin çok büyük olduğu, seyircinin içinde kaybolduğu ve mekanı soğuk bulduğu da söyleniyor.

Basketbol pazarlanamıyor. Oysa basketbolun herhangi bir başka eğlence ya da bir alışveriş merkezi gibi pazarlanması gerektiği söyleniyor. Federasyon bünyesinde kulüplerin katılmasıyla oluşacak ve ortak pazarlama yapacak bir Lig Birliği kurulması önerisi ortaya atılıyor. Ama bunu gereksiz bulanlar da var. Kulüplerin de tanıtım ve pazarlamaya ciddi bütçe ayırması gerekir, diyorlar.

Yıldız oyuncuların olmaması, olanların yurtdışına gitmesi seyircinin ilgisini azaltan bir faktör.

Seyircisi olmayan müessese takımlarının ligin en güçlülerine dönüşmeleri de izleyicinin heyecanını azaltıyor. Gerçek taraftara sahip takımlar basketbolda güçlü değil: Fenerbahçe 13, Galatasaray 14, Beşiktaş ise 29 yıldır şampiyonluk yüzü görmedi. En son 1990-91’de Fenerbahçe’nin şampiyon olmasından sonra 8 kez Efes Pilsen, 3 kez Ülkerspor, 2 kez de Tofaş şampiyon oldu. Bu yüzden Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi takımların tutkulu seyircisi de artık maçlara rağbet etmiyor.

TURGAY DEMİREL (Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı)

Pazarlama için ben mi çalışacağım, kulüpler mi?

Yeri iyi olmayan Abdi İpekçi Spor Salonu’nda seyirci problemi var ama diğer salonlar dolu. Salonlar Spor Sergi Sarayı gibi kent içinde olsa sorun yaşanmayacak. Kulüpler seyirciyi çekmek için çaba göstermiyor, basın desteği de yok. Geliri kulüpler elde ediyor. Pazarlama için ben mi çalışacağım, onlar mı? Kulüp takımları kazanmaya başlayınca taraftarı geliyor. Ama onlar da basketbolsever değil, takım kazanırsa seviniyor, kaybederse küfredip gidiyor. Müessese kulüplerinin de zaten seyirciye ihtiyacı yok. İstedikleri zaman otobüs tutup, kendilerine tezahürat yapacak taraftarı getiriyorlar. Kulüpler Birliği kurulması yolundaki önerileri anlamsız buluyorum. Futbolda var da ne oluyor? Rekabet kalmadı sözlerine de inanmıyorum. Rekabet devam ediyor.

LÜTFİ ARIBOĞAN (Federasyon Başkan Adayı)

Başkan olursam Abdi İpekçi’ye perde sistemi getireceğim

Son yıllarda sahalarda ve televizyonda seyirci sayısında düşüş var. Bunun başlıca sebebi ligde rekabetin kalmamış olması. Bütçe ve kaynak problemi yaşayan kulüpler, iddialı takım kuramayınca, rekabet de seyirci de olmuyor. Seyirci sorununun en dipte olduğu dönemdeyiz. Abdi İpekçi Spor Salonu, basketbol için çok büyük. Bana federasyon başkanlığı görevi verilirse, salona istenildiği oranda büyüyüp, küçülmeyi sağlayacak perde sistemi getirmek istiyorum. Ligin bir bütün olarak pazarlanması lazım. Bunu Lig Birliği ile başarabiliriz. Şu anda federasyonun izin vermediği bu birliğe kulüpler başkan düzeyinde katılacak, ortak pazarlama yapılacak. Pazarlama giderleri bir iş planı ile belirlenecek. Böylece kulüplerin kaynağı, gücü artacak. Rekabet olacak ve seyirci gelecek.

BİLGİN GÖKBERK (Milliyet Gazetesi yazarı)

Çözüm, basketbolu seyircinin olduğu yere götürmek

Sahalar dolmuyor. Tarabya’daki adamın eline 20 dolar verin, Abdi İpekçi’ye gönderemezsiniz. Spor Sergi Sarayı, şehrin göbeğinde 3-4 bin kişilik bir salondu ve doluyordu. Çözüm, basketbolu seyircinin olduğu yere götürmek. Carrefour, Akmerkez gibi merkezlerin içine sinemalar gibi basketbol sahaları yapılmalı. Bir de ligde yıldız oyuncu kalmadı. Bir iki tatminkár takım ile üç büyük kulübün maçlarına giden oluyor. Küfreden kötü seyircinin iyi seyirciyi kaçırdığı da bir gerçek. Türkiye ligi hiç pazarlanmıyor, oysa kötü bir lig değil. Federasyon bünyesinde Lig Kurulu olmalı ve tanıtım çalışmaları yapmalı.

YALÇIN GRANİT (Hürriyet Gazetesi Yazarı)

Futbol basketbolun baş belası

Üç büyükler, şampiyonluğa oynayacak takım kurarlarsa seyirci gelir. Çünkü, çocuklar 8-10 yaşından itibaren üç takımdan yani Fenerbahçe, Galatasaray ya da Beşiktaş’tan birinin hastası oluyor. Futbol maçlarında statları dolduranlar da futbol hastası değil, takımların hastaları. Aynı takımlar, basketbolda da başarılı olsa, salonlar tıklım tıklım dolacak. Aslında basketbolun başındaki en büyük dert futbol. Futbola karşı başını eğmiş dolaşıyor. Çünkü kulüpler basketten para kazanamıyor. Kulüp başkanları da futbol takımının menajeri gibi. Futbola bu kadar eğilince basketin şansı çok azalıyor.

KAAN KURAL (Vatan Gazetesi yazarı)

Alışveriş merkezi gibi pazarlanmalı

Alman Alba Berlin Kulübü, 4 milyon Euro’luk bütçesinin yarısını organizasyona, yarısını pazarlamaya ayırıyor. İlanlar veriyor, eğlence sunuyor, merkezi yerde salonları var. Bu iş, alışveriş merkezi kurmak ve tanıtmaktan çok farklı değil. Futbolda gönül bağlılığı var. Ama basketbol bir ürün. Tiyatroya niye seyirci gitmiyorsa, basketbola da ondan gitmiyor. Federasyonu suçlamak kolaycılığa kaçmaktır, pazarlama en başta kulübün görevi. İki imza atıp, oyuncu almak kolay ama pazarlama zor iş.

ZEKİ CAN (Beşiktaş Basketbol Şube Sorumlusu)

Harbiye’deki salon çok merkeziydi

Spor Sergi Sarayı kapandıktan sonra seyirci dağıldı. Çünkü Harbiye’deki bu salon çok merkeziydi. Abdi İpekçi çok büyük, uzakta, trafik açısından ters. Buraya gelen seyirci başka bir aktivitede bulunamıyor. Yabancı oyuncuların da kalitesi düştü. Seyirci başarılı takım gördüğü zaman salonları dolduruyor. Müessese takımları, yüksek bütçelerle takımlar kuruyorlar ama seyirci potansiyelleri yok. Kulüp takımlarının ise bütçeleri belirli. Bu sezon Beşiktaş ve Fenerbahçe belli başarıların altına imza atarsa seyircileri de salona çekebileceklerini düşünüyorum.

HAKAN ARTIŞ (Ülkerspor Menajeri)

Eskiden Spor Sergi’de herkes aile gibiydi

Spor Sergi Sarayı çok sıcaktı, herkes bir aile gibi birbirini tanırdı. 2-3 maç arka arkaya oynanırdı. Nişantaşı çevresindeki okullar ve aileler gelirdi. Orası kapandıktan sonra sıkıntılar başladı. Salonlar şehrin içine çekilmeli. İyi kadrolar oluşturulup, takımlar profesyonel insanlarca pazarlanmalı, markalaşmalı. O zaman takımın forması 500 bin-1 milyon dolara reklam alır, saha reklam alır.

DERYA TAŞDELENLER (Galatasaray Basketbol Şube Sorumlusu)

2-3 bin seyirci Abdi İpekçi’de kayboluyor

Basketbolda, rekabet bitti. Müessese takımları devreye girdi. Kulüp takımları tedbirler alırsa seyirci artar. Bir de Abdi İpekçi çok büyük, bu salonun perdelerle bölünmesi lazım. Salonun ikiye üçe bölünmesi sıcak bir atmosfer yaratacaktır. Bu haliyle, 2-3 bin seyirci de gelse, salonda kayboluyor, heyecan olmuyor.

ALPARSLAN DİKMEN (GS’li Ultraslan Grubu Lideri)

Ülker ve Efes milleti bıktırdı

Açık konuşmak gerekirse Ülker, Efes gibi müessese kulüplerinin artık bu işi tekeline almış olmaları milleti bıktırdı. Seyirci olmamasının büyük sebebi bu. İddialı maçlarda organizasyon yapmaya çalışıyoruz. Ama bırakın taraftarı, basketbolseverler de maça gitmiyor. Salonlarda 200-300 kişi oluyor. Şirket takımlarının tezahürat yapan taraftar grupları da parayla tutulmuş seyirciler. Kim, Ülker’i, Efes’i ya da Ziraat Bankası’nı tutar ki? Basketbol şu anda ölüyor gibi.

AYDIN ÖRS (Fenerbahçe Basketbol Takımı Antrenörü)

İyi mücadele arttıkça seyirci artacaktır

Ben seyircinin azaldığını kabul etmiyorum. Bu daha çok İstanbul için söyleniyor. İzmir, Ereğli, Bandırma ve Ankara’da bu problem yaşanmıyor. Biz ilk maçımızı Abdi İpekçi’de oynadık. Üstelik ramazan ayındayız. Yine de 2 bine yakın seyirci vardı. Ben takımının iyi mücadele edeceğini bilen Fenerbahçe seyircisinin bu haftadan itibaren artaracağına inanıyorum.

ENGİN ÖZERHUN (Efes Pilsen Menajeri)

İstanbul’a 8 takım fazla

İstanbul’da seyirci sorunu var. Diğer illerde salonlar doluyor. Çünkü İstanbul’da sporseverin alternatifi çok. Avrupa’da da böyle. Basketbol, küçük şehirlerde oynanır ve oralarda seyircisi vardır. Türkiye’de Avrupa ülkeleri de yıldızlarını NBA’e kaptırıyor. NBA bizim yıldızlarımızı pazarlıyor. İstanbul’a 8 takım çok.
 
Efes'in menajeri Engin Özerhun İstanbul'a 8 takım çok demiş. Doğru demiş ama madem bu kadar takım çok o zaman senin kulübünün merkezi niye İstanbul ? 100 yıllık G.Saray'ı İstanbul'dan taşıyacak hali yok kimsenin. Bunu daha evvelden ülke basketbolu için kendi kendime reçeteler yazarken yazmıştım. Efes Ülker ve Tekel'i İstanbul'a bağlayan hiçbir şey yok. Derhal Anadolu'da kendilerine yeni bir merkez seçmeliler. Seçtikleri yeni merkezlerin bu kulüpleri sahipleneceklerine eminim.
 
Bütün herşey taraftarı bilinçlendirme de yatıyor..Bu klubü futbol takımı olarak gören zihniyete lanet olsun..
 
1 basketbol maçlarında rant yok ki bazıları ondan dolayı salona gelmio iyi de ediolar
2 Basketbol takımı kazanmadığı için maça gelmiolar banane maç kazansınlar omuzumuzda taşıyalım demiştir çok değerli 1 tribuüncü abimiz ( etabi ne öektiysek iyi gün dostlartından çekioz zaten)
3 Salon we saatler ters olduğu içinde herkes maçalara gelemio (çalışan adam ayda 2 kere maça gelicem diye izin alsa kovulur , öğrenci adam da hem futbol hem basket maçına gitcem derse ya benim gib aç gezer yada yine benim gibi ewle papaz olup her maça gidip arkadaşları bu sene de dar tişörtler çokm modaymış derken benim gibiler de ulan bu takım nasıl düzelecek diye kafa patlatır ki bu ne yönetimin nede oyuncuların 1 kısmınında olsa umrunda bile değildirrr
 
Bahtsıza katılmamak mümkün değil:

Örneğin İTÜ maçı Cuma günü saat 16:00'da oynandı.

Çalışan biri olarak üstelik iftar vaktine yaklaşık 1 saat kala bu maça nasıl gidebilirdim .... gidebilirdik! ???

Durum açık ve net olarak şunu gösteriyor ki... taraftar tamamen futbol takmının başarısına endeksli dir.

Yani diğer branş ve şubelerde neler oluyor, neler bitiyor pek önemsenmemektedir. Ne yazık ki bu gidişatı da önlemek mümkün olmuyor.

'Bahtsız' kardeşim çok doğru konulara değindi. Artık bu saatten sonra bir şekilde sesimizi (isyan tarzında olmamak kaydıyla!!!) bir şekilde doğrudan (Alpaslan veya yönetim tarafından hatırı sayılır başka biri) ya da belki dergi yoluyla yönetime duyuracağız ve diğer branşlarla ilgilenen taraftarların olduğunu da göstereceğiz.

Akla aslında çok kötü senaryolar da gelmiyor değil bu saatten sonra... acaba arz ve talep meselesine dayanarak bazıları Galatasaray'ımızın sadece futbol kulübü olarak mı devam etmesini istiyor acaba??? Neyse... şimdilik vesvese olarak görelim bunları ve vesveseyi def eden dualar okuyalım.

Selamlar.
 
Bunu daha önce başka topiclerde de defalarca konuştuk. Benim fikrim Türkiey'de gerçek basketbol seyircisinin olmadığı yönünde. Ancak tuttukları takım iyiyse "futboldan arta kalan" zamanlarında maça giden basketboldan bihaber bir kitle var. Takım iddialı olmayınca bu kitle basketbol maçlarına uğramıyor. Bunların çoğu basketboldan, kurallardan bihaber insanlar, basketbol izlemek onlar için zevk değil sadece takımlarının kazandığını görmenin hazzı peşindeler.

Durum böyle olunca iddiasız sezonlarda salonlar gerçek basketbolsevere kalıyor. Bunların sayısı da oldukça az. Salonda maçları takip ettiğim dönemler 1. lig maçlarından önce bayanlar maçları ya da 2. lig maçları olurdu. Erken gidip onları da izlerdik. FB nin BJK nın KSK nın tonla maçını salondan izlemişimdir. Bu basketboldan zevk alma meselesi. Yoksa yapay bir taraftar grubu ile değirmen dönmez. Takım biraz ters gidince salonlar boş kalır, kalıyor da.

Ne yazık ki Türkiyede tek spor var o da futbol, bu kırılmadıkça ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın o salonlar dolmaz.
 
yaparsın şehrin 3.5 saatte gidilmeyecek bir yerine 1500-2000 kişilik bir salon,sonra sabahın 8 inde de oynasan en az yarısını doldurursun...
 
DERYA TAŞDELENLER (Galatasaray Basketbol Şube Sorumlusu)

2-3 bin seyirci Abdi İpekçi’de kayboluyor

Basketbolda, rekabet bitti. Müessese takımları devreye girdi. Kulüp takımları tedbirler alırsa seyirci artar. Bir de Abdi İpekçi çok büyük, bu salonun perdelerle bölünmesi lazım. Salonun ikiye üçe bölünmesi sıcak bir atmosfer yaratacaktır. Bu haliyle, 2-3 bin seyirci de gelse, salonda kayboluyor, heyecan olmuyor

----------------------------------------------------------------

Ne 2 bin'i 3 bin'i ne zaman gördü acaba?
 
Ya ben 11 0cak 1999 dan beri bu şubeyle yatıp bu şubeyle kalkıorum, bırakında bazı şeyleri bilelim :p
Konuyun Alpaslan abiye iletmekle bitiyosa ben aqçıp tel.le şimdi söliyim Alpasalan abi düzeltsin herşeyi (geyik yapıom) :)
Nasılmı düzelir önce tribünler dolacak taraftar takımına sahip çıkacak ondan sora bakın neler olacak...
 
gordon' Alıntı:
yaparsın şehrin 3.5 saatte gidilmeyecek bir yerine 1500-2000 kişilik bir salon,sonra sabahın 8 inde de oynasan en az yarısını doldurursun...
ben buna katılmıyorum...ne 3.5 sati ya?ben beylikdüzünde yatılı okumuştum liseyi..okuldan çıktıktan 55 dakika sonra salonda oluyordum...kadıköyde oturuyorsan bi mecidiyeköy ordan direk zeytinburnu var...topkapı ya gittin mi sorun kalmıyor..topkapı dan yürüsen yarım saat tutar salon...dakika başı minübüs var...topkapı ya da gitmek o kadar zor değil sanırım..samandıradan,tuzladan,avcılardan,kadıköyden,her yerden otobüs var topkapı ya...gitmek isteyen gider...canın istemiyorsa basket maçına gitmek veya kimse gitmez diye düşünüyorsan böyle bahane bulursun...
en büyük sorun salonun yakınında bir bakkalın,marketin,internet cafe nin olmayışı..biz ülker maçına gittik...iftarlık bişeyler almak için 1,5-2 kilometre yürüdük...bu kötü...
 
Benden başka 1isinin bunalrı yazmasına sewindim saol selim. Ewet beyler yani gelmek isteyen geiir yani hiç kimse kasmasın yani 1 İnsaqn istedikten sora en fazla 2 vasıtayla Türkiyenin heryerine gider( 1araben kaçıp kaçıp basket maçlarına gidioduk onurcukkkla beraber ah ulan ankara , izmir ,bursa , antalya... ah ulen )
 
selim53' Alıntı:
gordon' Alıntı:
yaparsın şehrin 3.5 saatte gidilmeyecek bir yerine 1500-2000 kişilik bir salon,sonra sabahın 8 inde de oynasan en az yarısını doldurursun...
ben buna katılmıyorum...ne 3.5 sati ya?ben beylikdüzünde yatılı okumuştum liseyi..okuldan çıktıktan 55 dakika sonra salonda oluyordum...kadıköyde oturuyorsan bi mecidiyeköy ordan direk zeytinburnu var...topkapı ya gittin mi sorun kalmıyor..topkapı dan yürüsen yarım saat tutar salon...dakika başı minübüs var...topkapı ya da gitmek o kadar zor değil sanırım..samandıradan,tuzladan,avcılardan,kadıköyden,her yerden otobüs var topkapı ya...gitmek isteyen gider...canın istemiyorsa basket maçına gitmek veya kimse gitmez diye düşünüyorsan böyle bahane bulursun...
en büyük sorun salonun yakınında bir bakkalın,marketin,internet cafe nin olmayışı..biz ülker maçına gittik...iftarlık bişeyler almak için 1,5-2 kilometre yürüdük...bu kötü...
PARDON YA YANLIŞ ANLAMIŞIM....ÖZÜR...AMA İYİ OLDU BÖYLE(ANLADIĞIM GİBİ) DÜŞÜNENLER OLUPTA SÖYLEMEYENLER VAR..ONLARA CEVAP OLSUN
 
Aslinda bizim sorunlarimizda burada yatiyor.Her maca 50 kisi gelirse kimsenin umrunda olmaz sube.Alakasiz ama dogru oldugu icin ustunde durmakta fayda var.


Bahtsizbedewi' Alıntı:
Nasılmı düzelir önce tribünler dolacak taraftar takımına sahip çıkacak ondan sora bakın neler olacak...
 
Ayrı bir Basketbol seyircisi oluşturularak tribünün dolması bir ütopyadır.

Seyirci birdir.

Gelmek istedikten sonra Abdi İpekçi gidilmeyecek salon değil. Ama bizim için uygun salonmudur? Kesinlikle hayır. Bu defalarca ispatlandıki bizim için her dönemde yapısı ve konumuyla en uygun salon Ahmet Cömert olmuştur.
 
Ya öle ama kulüp extra para wermek istemiyo başika salona yok kirası şusu busu + federasyonun werdiği kara bu yani 4 takım aynı salonda oynayacak
YA bakın ne diyoruz sponsor lazım para için
para= sponsor
sponsor= seyirci
 
Ya öle ama kulüp extra para wermek istemiyo başika salona yok kirası şusu busu + federasyonun werdiği kara bu yani 4 takım aynı salonda oynayacak
YA bakın ne diyoruz sponsor lazım para için
para= sponsor
sponsor= seyirci
 
yönetimin ilgi göstermesi için taraftar ilgi göstermeli

taraftarın ilgi göstermesi için yönetimin taraftarı salondan uzaklaştıranlardan takımı temizlemesi maç saatini günlerini ve yerini doğru ayarlaması gerekli.

yani kısır döngü devam ediyor
 
Fenerli Mrsiç de seyirci gelmiyor diye şikayet etti.Hadi bizim başarıya endeksli seyircilerin gelmemesi normal diyelim ama adamlar 3'te 3 yapmış , Avrupa'da da 2 maçta 70 sayı fark atmış.Gerçekten ilginç.Bizim takım böyle olsa o salon kesinlikle dolardı.Gerçi bunlar boş laflar.Önce salonu dolduracak takım kuracaksın.Şahsen ben yabancılarımızın kaçmadığı sezon hatırlamıyorum.Kayısı arkadaşımız Estevan'ın kaçtığını söylüyor.İnşallah bu doğru değildir.
 
koch' Alıntı:
Fenerli Mrsiç de seyirci gelmiyor diye şikayet etti.Hadi bizim başarıya endeksli seyircilerin gelmemesi normal diyelim ama adamlar 3'te 3 yapmış , Avrupa'da da 2 maçta 70 sayı fark atmış.Gerçekten ilginç.Bizim takım böyle olsa o salon kesinlikle dolardı.Gerçi bunlar boş laflar.Önce salonu dolduracak takım kuracaksın.Şahsen ben yabancılarımızın kaçmadığı sezon hatırlamıyorum.Kayısı arkadaşımız Estevan'ın kaçtığını söylüyor.İnşallah bu doğru değildir.
doğruya doğru en iyi amatör şubeler seyircisi bizde...öğlen vakti oruçlu oruçlu GS-manavgat voleybol maçına 40 kişi gelmişti..hepside beğıran tipten...bu iyi bir sayı değil ama bjk-fb nin taraftarına göre daha iyi olduğumuzu gösterir.ama bunun altına yatmamak gerekir..
 

Üst