Gündüz de söylemiştim bence küfür olayı varsa bile hiç önemli bir hadise değil. İnsanların hakemler sebebi ile haksızlığa uğradığını düşündüğü nabızın 140 attığı anda söylediklerini bir kulaktan alıp öbür kulaktan servis dışı bırakmalıyız. Ben GS yönetiminin de bunu dikkate aldığını sanmıyorum. Ama bunu dikkate alan yöneticiler varsa (veya idareciler) GS başkanının hemen onlara yol vermesi gerekiyor niyetlerinin üzüm yemek olmadığı kesin eğer küfür olayına çok takıklarsa Kadın basket takımının geçen sene avrupa maçında FB'ye elendiği maçta soyunma odasında sinkaflı laflar eden Yiğit Şardan için işlem başlatırlardı. Ki olayın Üstünberk'in önünde olduğu da atlanmamalı (bunu diyorum çünkü Üstünberk şube yöneticisiydi). Ki edilen sinkaflar arasında beni rezil ettiniz! gibi bir cümlede var
![Smile :) :)](data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7)
GS'ı değil beni dediğine dikkat.
Neyse Küfüre takılmamak lazım. Amabence Başkanın görüşmeye çağırdığında başkanla randevulaşıp görüşmeye gitmemiş ve menagerini göndermişse bu hoş bir davranış değil (menagerin amuda kalkması bacak bacak üstüne atması bağlamaz beni) Şöyle anlatayım. Abdullah Gül Misal Amerikaya giderse Amerikan başkanı onu ağırlar ama dışişleri bakanı ile görüşecekse A.Gül onu ağırlar. Abdullah Gül Beyaz Saraya davet edilse ve onu orada Dışişleri bakanı ağırlasa bu diplomatik terbiyesizliğe girer ki savaş sebebi sayılmakta uluslararası hukukta. Tabii ki Mahmuti-
Ünal Aysal sürecinden savaş çıkaracak değilim ama bunun bilinmesi gerekiyorş. Zamanında rahmetli Özhan Canaydun'ı az eleştirmedim Real Madridin kapısına gidip Concecao'yu istediğinde Real başkanı ile değil de Sportif direktörle görüştüğü için. Böyle durumlarda Başkanlar kurmaylarıyla giderler bu durumu gördüğü an görüşmeye katılmayıp kurmaylarını yönlendirmesi lazımdı.
Bu açıdan bakarsak burada suç Ünal Aysalda da var. Mahmuti yerine menagerinin geldiğini gördüğü an görüşmeye katılmamalıydı menagerle Basketbol idari menageri konuşmalıydı (ahahah idari menageri düşününce bile ürperti geldi bana) Obradoviç örneği veren arkadaşlar keşke detaya inip onun başkana menagerini gönderip göndermediğini de öğrenselerdi. Ben hiç sanmıyorum bunu.
Erman Kunter konusunda konuşmaya gerek yok. Bu forumun güzel bir arşivleme sistemi var bakarsak 2010 öncesi transfer dönemlerine, bir çok kişi keşke Erman Kunter gelsin diye dilenmiştir. Ama şu ortama eğer gelirse Erman hoca önce kendine sonra camiaya ayıp eder bence.
Sistemlere gelirsek eğer, sistemleri hocalar değil kulüpler yaratır onlar yaratmalı. Misal futboldan örnek verirsek GS'ın sistemi topa baskı tam saha pres hücuma dönük koşan istekli oyuncuları FB yıldıza bireye dayalı oyundur. Beşiktaş her devirde genç ve kanatları kullanan sitemle oynamış ve böyle başarı gelmiştir. Bu anlayışın dışında oynayan hocalar başarılı da olsalar gönderilmiştir. Bu Realde de böyledir Barca'da da böyledir. Şimdi Fergusn'u İtalya'da bir takıma koysak bir zaman sonra sesler yükselmeye başlar kesinlikle (Mouinho özel adamdır gittiği her kulübün sistemine adapte olur. Realde bunu yapmadı ilk senesinde ve neredeyse gönderilecekti)
Yani basketbolda bir sistem yaratacaksak hocaya bağlı değil kulübe bağlı yaratılmalı o sistem. Gelen hoca bilmeli GS'ın nasıl oynaması gerektiğini ve o sistemde rötuşlamalara gitmeli. Misal Lakers'ta hangi hoca gelirse gelsin üçgen hücum denemelidir. Yani Allah göstermesin bir hoca ile sistemi oturttuk hoca trafik kazası geçirdi ve öldü. Takımda sistem birden çökecek mi?
Bu yüzden GS'da asıl sorunun idari heyette olduğunu söylüyorum. Yiğit Şardan döneminin adamları hala kulüpte idari işlerde (ısrarla söylüyorum Üstünberk, Yiğit Şardan Nalga olayından dolayı basketbol şubesinden uzaklaşmak zorunda olduğu için oraya getirilmiş biridir). Şimdi idari işlerde bu adamlar olunca kime hizmet edeceklerinde kaos yaşanabilir.
Gene söylemem gerekli ki Terim de hala sözleşme yenilememesine rağmen futbol kanadında sorun yokken basketbolda dışarı haberler uçmakta kaos yaratılmakta ben bu haberlerin çıkış kaynağının yönetim olmadığına eminim. Kutay Çamcı'ın az önce gördüğüm bazı "doğru" soruları vardı. Bu sorularla muhatap olmak ister mi bir yönetim? Kendi bacağına kurşun sıkar mı? "Hoca çok para istedi" "Hoca küfür etti" "Hocanın menageri bacak bacak üstüne attı" gibi söylentiler hatta yönetimi köşeye sıkıştırır bunlar çocuk kandırıcı söylemler. O zaman adama direk sorarlar "kardeşim sana küfür etmiş daha ne görüşüyorsun hocayla!" ve benzeri..
Benim aklıam bir çok soru geliyor aslında. Misal Üstünberk 3 senelik bir yapılanmaya gidiyoruz demesine rağmen neden Oktay hocayla 2 senelik anlaşma imzalandı? 2+1 olsa anlayacağım. GS voleybol şubesinden sorumlu yönetici varken neden basketbol yöneticisi yok? Her sezon enden Sinan Erdem söylentileri çıkıyor? CafeCrowndan daha az para veriyor olmasına rağmen üstelik Aslantepe ve Florya'da sporcu sağlığı merkezi için alan da vererek nasıl MP ile sponsorluk anlaşması yapıldı? Başkan 11 Mayısta Oktay Mahmuti ile konuşup anlaştığında neler konuşulmuştu? Oktay Mahmudi mi istiyor CEO da olmak yoksa yönetimmi ısrarcı? Eğer Oktay Mahmuti CEO'da olacaksa neden bu konuda ısrarcı?
Riera şu kadar alıyor o para basketbola verilse basketbol ihya olur diyen arkadaşlara sorsam büyük ihtimalle GS futbol takımı formaları vardır ama basketbol formaları yoktur peki bunu düşünüyorlar mı? Futboldaki paranın başka yerlere aktarılamayacağı neredeyse 5-6 senelik mevzu. "Riera'ya neden o kadar para veriliyor?" diye sorabilirsiniz ama "neden o para Basketbola aktarılmıyor?" diye sormak garip olur.
Son olarak; sponsorda sorun olması beni bağlamıyor. Mart ayında yapılan bir konuşmada bizzat Refik Arkan "basketbola bu sene sağlam bütçe ayıracağız sponsora ek olarak" demişti. Yani ben buradan basketbola kulübün btçede yer ayırdığını analrım. Kombine+bilet+iddaa+Saha içi reklam ile zaten iyi bir bütçe yaratılmış oluyor. Oktay Hocanın önüne iyi bir bütçe koymak zorundalar.
Şahsi düşüncem Oktay hoca sadece parkede kalsın CEO olmasın. Takım kurmada da tek yetkili olmasın. Aynı şeyleri Fatih Terim için de söylüyorum. Zİia ikisi de oyuncu seçme konusunda pek başarılı değiller.