Haysiyeti olsa 4 yıl önce Avrupa Şampiyonu olan takım geçen yılın Euroleague Şampiyonu karşısında 60 sayı fark yediğinde istifa ederdi. 60 sayı yahu, yıldız takımında bu fark olsa başındaki adamı sorgulatır. A takımda, ''Euroleague Şampiyonlarının çarpışması'' diye reklamı yapılabilecek bir maçta çıkıp rakibinden 60 sayı fark yiyorsun ve pek tabii ki gördüğün tepki 2 saat sızlanmalardan öte olmuyor, bu yüzden de görevde kalmakta bir beis görmüyorsun. Senin taraftara sahip bir takımın iyi sponsorlarıyla salonunu yapıp NBA'den genel menajer getirip Avrupa basketbol tarihinin en büyük koçunu takımının başına getiriyor. Öteki çok daha kendi çapında da olsa en basiretsiz başkanının döneminde mütevazi de olsa bir salon yapıp yeniden yükselişte modern Türk basketbolunun en değerli 2-3 genç koçundan birini takımının başına getiriyor. Senin günün sporuna olan bakış açında ise yapabildiğin tek şey iktisatçı bir herife basketbol gibi önemli bir şubeyi emanet etmek oluyor. Bu yüzden de ortaya Banvit kadar, Eskişehir kadar ve hatta Sakarya kadar bir takım çıkartamıyorsun. Taraftarın 1000 kişilik Ahmet Cömert'i dolduramıyor, erkek takımı tepetaklak giderken tam salona oynatıp şubede gerekli hamlelerin yapılmasına ön ayak olamıyorlar. Tek yaptıkları Florya'ya gidip yetersiz de olsa net şekilde bazı oyuncular tarafından yenilen Tudor'u kovdurmak oluyor. Yine de yaptıkları doğru ya da yanlış bir reaksiyonun bile Fatih Terim gibi doğru isimle uzun vade ve doğru yapılanmada neler getirebileceği ortada. Taraftar futbol takımına iyi ya da kötü de olsa bir irade koyup hiç yoktan mantıklı işleri yaptırabiliyor. Amatör branşlar ise tam anlamıyla üvey evlat muamelesi görüyor. Bu yüzden de basketbolun Tudor'larına, Özbek'lerine, Yalçınkaya'larına mahkum ediliyoruz. Çünkü bunların bir şeye değiştirmeye niyeti yok, taraftarın da bunu akıllarına getirecek iradeleri yok. En nihayetinde puan tablosunda tam da hak ettiğimiz yerlerde gezmeye devam ediyoruz. Başkanlığı düşmesin diye başarısız şubenin başındaki adamın rezilliklerine göz yuman başkan, oyuncuların telefonlarına çıkmayıp ihtiyaçlarını dinlemeyen menajer, takımın başındaki koça hırsından Avrupa Şampiyonluğu maçına gelmeyip kendini posterlere photoshoplatan şube sorumluları. Bu şube bundan daha iyisini hak ediyor mu?
Bu arada Fenerbahçe'nin futboldan başka bir şeyden anlamayan, sorumsuz, çıkarcı başkanı Aziz Yıldırım Sakarya BB. gibi saçmasapan bir maçı, güzel bir Pazar akşamında, ailesinden feragat edip Ferit Şahenk'le birlikte izliyor. Sonra diyoruz ki herifler nasıl böyle başarılı oluyor. Bize başarılı başarısız başkandan önce hakikaten Galatasaraylı yöneticiler lazım. Forsu için Galatasaray'da yönetici olanlar değil.