Pandemi - Hayatlarımız - Gelecek

Uzun uzun yazmayacağım

1 - Medya yolunu yapıyor tam kapanma gelecek anlaşılan
2 - Gelsin veya gelmesin bu çözüm değil,çözüm buysa 10 yıl sığınaklarda yaşayalım
3 - Kapanma gibi ilkel bir tavır yerine aşı yapın,ben 31 yaşımdayım sıra bana 2030 da gelir herhalde
4 - Bu virüs bitmeyecek,her yıl dejavu gibi aynı şeyleri yaşayacağız
5 - Tam bitti derken yok mutasyon yok yeni virüs,hayatlarımız böyle geçecek

Sonra yine yazarım
 
Son düzenleme:
Görünen şu artan dünya nüfusu dengelenecek gailba 7.5 milyar civarında ikinci dünya savaşından bu yana artis hızı ortalama 3.5 katı olmuş durumda 2000 yılında dünya nüfusu 6 milyar iken 2020 itibariyle 7.6 milyar ki tahminler eğer corona olmasa idi 2050 yılında 11 milyar olmasını bekleniyordu 2100 yılında ise nüfus 9 milyara gerileyecegi düşünülüyordu doğanın artan insan nüfusunu kaldiramadigini gösterdi bu corona olur veya başka birsey nüfus dengelemesini yaşayacağız buna alışmak en mantıklısı bence umarım en kısa zamanda biter
 
Ben tam kapanmanın geleceğini sanmıyorum. Medyada zırt pırt şu kapanıyor bu karantinaya giriyor diye haberler çıkıyor ama sanıyorum Aralık ayıydı, tam kapanma yaşayan İngiltere'de okullar ve üniversiteler eğitime devam etti ve paket servis hizmetleri sürdü. Biz aynı dönemde daha kapalıydık. Salgının başından bu yana tam anlamıyla karantinanın birkaç ay uygulandığı ülkeler İtalya ve İspanya da artık süreci daha fonksiyonel önlemler üzerinden yönetiyor.

Okulları ve üniversiteleri hiç açmazken diğer işletmeleri sürekli aç/kapa yaparak, hafta sonları evlere tıkılarak, restoranların kapalı bölümünde maskesiz, açık havada maskeli dolaşarak ne yapıldığını tam olarak anlayabilmiş değilim. Ülkemizde herkes pandemi uzmanı kesildi. Kimse el sıkışmıyor ama üç metrekare alanda beş kişi durmakta beis görmüyor. Umarım Ramazan Ayı içinde vaka sayısı düşer. En azından risk grubunun bir bölümü aşılanınca vaka/hasta oranı Kasım'da olduğu gibi 5/1 değil 25/1 gibi seyrediyor. Sonumuz hayır olsun.
 
Bence kapanma olmaz, ama olsa iyi olurdu sanki. Hafta sonu kötüleşen dayımı yatıracak hastane bulamadık İstanbulda saatlerce dolaşmamıza rağmen, ne özel ne devlet. Onu arabayla hastaneye götüren kişi de covidli eşi... Acillerin hali çok kötü diyordu..
Belki ramazanla beraber resmi tatillerde falan geçen seneki gibi 3-4 günlük yasaklar gelebilir.
Aşı da ayrı bir konu, destekleyenler-karşı olanlar tartışması bir yana, koruyuucluğu da bilinmiyor ne kadar etkisi olduğu da. Bu hızla giderse, herkes 2-3 tura aşı olmadan zor biter bu salgın.
Mutasyon konusu da apayrı...
 
Yorum yapayım diyorum da yapamıyorum. Olay salgın mı yoksa planlı bi senaryo mu o da bilinmiyor. Planlı senaryo desem cahilce mi düşünmüş olacağım onu da bilmiyorum. Çünkü yıl olmuş 2021, bütün dünyayı bir anda kilitleyen bir salgın pek inandırıcı gelmiyor. Ama bakıyorum ABD başkanı İngiltere başbakanı dahil, olmayan kimse de kalmadı. Kimin projesi o zaman diye düşünüyorum. Malum her şeyin başı olanlar da bu hastalığa yakalanınca bu tezim de çürüyor otomatik olarak.
Farzedelim ki salgın gerçekten salgın olarak yayıldı: çözüm ne? Aşı olayına ben de güvenmiyorum. 2-3 yıl sonra yan etkileri çıkıyor diyorlar.
Kapanma mevzusu da sinir bozucu. Hafta sonu yasak var diyorsun, sanki yerel seçim var gibi herkes dışarıya akın etmiş? Bu ne perhiz?? Ya arkadaş yok mu senin kolluk kuvvetlerin, bekçilerin polislerin ? Ya da bunlar senin hükmünü bi yerlerine takmıyorlar mı ?
Siyasi boyuta girersek zaten afedersiniz şerefsizlik diz boyu. Sen garibana 3 bin lira ceza kes ama git kongrelere, mitinglere otobüs otobüs insanlar getir, yığ kalabalığı.
Yani öyle bir çağdayız ki şair doğru söylemiş; hakkaten iliğimle kemiğimle nefret ettim.
 
Süreçten tek güçlü çıkan sistemin kapitalizm olduğunu düşünürsek ve Covid salgınını bir başlangıç noktası alırsak insanlığın artık belirli periyotlarda bu salgınları göreceği hepimizin malumu. Artan nüfusa yetmeyecek kadar doğal imkanlar olduğunu düşünürsek salgın hastalıkların yanı sıra ciddi hastalıkların da artacağı yeni bir dönem olarak görüyorum.

Her kriz olduğu gibi bu kriz de toplumun zenginleri hariç herkesi perişan etmiş vaziyette. sosyal etkilerinin yanı sıra küçük ve orta işletmelerin nerdeyse tamamı 1 yıldır gelir kaybı yaşarken, vergisini ödemeye devam ediyor. Bunun yanında komik yardımlar mevcut. Klasik olarak kaşıkla verdiğini kepçe ile geri alma durumu. Geçen gün zenginler listesi açıklanmıştı bildiğiniz üzere. Kendisine bağlı kuruluşla rekor zarar açıklarken, kişisel manada servetini artıran kişiler dikkatten kaçmıyor. Üretim toplumsallaşırken kaymağını yine belli zümreler yiyor. Önlemler de dağ evlerinde kendini izole etmiş sınıfları korurken, metrobüste sırt sırta işe giden insanların belini büküyor haliyle.

Birçok ülkede salgının kötü yönetildiğini düşünüyorum. Bu da siyasi görüşlerden bağımsız iktidarın artık halk tarafından seçilip, sermaye gruplarıyla yönetilmesine bağlı. Ancak bizim gibi kendisine gelişmekte olan ülke diyip, ilkel kabile kafasıyla yönetilen ülkelerde hiçbir şey olmamış gibi miting yapılabiliyor. Tabiki bizim bir farkımız oluyor. Neticede 0 vaka açıklarsan, ülkende hiç vaka olmamış oluyor. Devlet eliyle vaka sayıları üzerinde manipülasyonlar yapıldığı bile açıklanmışken, hala toplumun bir kesmine hitap etmeyen, güvenilirliği sorgulanan bilim kurulu ve sağlık bakanlığı eşliğinde mecburen işimize gitmek zorundayız.

Üstüne malum maske olayları, birçok şehirde gördüğümüz üzere valilerin kaymakamların vatandaşlarla konuşmalarına bakılırsa güç zehirlenmesinin ne büyük sorun olduğunu görmek mümkün.

Neticede salgın bugün bitse bile orta sınıfın hayatı boyunca bitiremeyeceği bir salgın var ortada. İnsan gibi yaşamayı istemenin suç olduğu ve belli zümrelerce desteklenen ülkede bundan daha büyük bir virüs olamaz
 
Umarım bu vesileyle insanlar artık gözlerinin önünde ayan beyan olanları görebiliyorlardır. Siyasi konuşmak pek tercihim değildir ama eninde sonunda olay siyasi sebeplere gidiyor. Vatandaşa 1000 TL yardımı çok görenler güreşçilikten gelme milletvekillerine 4-5 maaş bağlıyorlar. Ama bu insanlar bugün yaşadıklarını, gördükleri muameleyi unutup yine bildiklerini okurlar 2023'te...
 
Umarım bu vesileyle insanlar artık gözlerinin önünde ayan beyan olanları görebiliyorlardır. Siyasi konuşmak pek tercihim değildir ama eninde sonunda olay siyasi sebeplere gidiyor. Vatandaşa 1000 TL yardımı çok görenler güreşçilikten gelme milletvekillerine 4-5 maaş bağlıyorlar. Ama bu insanlar bugün yaşadıklarını, gördükleri muameleyi unutup yine bildiklerini okurlar 2023'te...
Muhammed bey uleknin 2023e kalacağı yok size söyleyeyim siyaset konusunda yazmak istemem buraya fakat 4 nisanda ortalığı denediler ve kimse ses çıkaramadı yarın bunları alt kademenin indirmeyeceginin garantisi yok ülkeleri halklardan çok askerler yönetirler ve müdahale ederler en demokratik görünen ülke de bu böyledir
 
Tam kapanmaya kesinlikle karşıyım

Bir kere bunun psikolojik zararı büyük olur,1 ay boyunca insanları eve kapatmak ne ? Evlerimiz bizim hapishanemiz mi olacak ?

Ayrıca bu çözüm değil ki,kapanma biter bitmez doğal olarak bunalan insanlar hep birden dışarıya firlayacak,kaldırımlarda bile yürümek zor olacak,havalarda ısınmış olacak ayrıca,sonuçta 3 hafta içinde vakalar yine zirve yapacak

Son olarak sürekli tam kapanma diye tv tv gezen uzmanlar bir kerede hızlı aşı şart desinler,aşıda yavaşız desinler,parti kongrelerine laf etsinler,ya da etmesinler

Ben sadece kendime inanırım
 
Tam kapanmaya kesinlikle karşıyım

Bir kere bunun psikolojik zararı büyük olur,1 ay boyunca insanları eve kapatmak ne ? Evlerimiz bizim hapishanemiz mi olacak ?

Ayrıca bu çözüm değil ki,kapanma biter bitmez doğal olarak bunalan insanlar hep birden dışarıya firlayacak,kaldırımlarda bile yürümek zor olacak,havalarda ısınmış olacak ayrıca,sonuçta 3 hafta içinde vakalar yine zirve yapacak

Son olarak sürekli tam kapanma diye tv tv gezen uzmanlar bir kerede hızlı aşı şart desinler,aşıda yavaşız desinler,parti kongrelerine laf etsinler,ya da etmesinler

Ben sadece kendime inanırım

aslında tam olarak öyle olmaz. şöyle düşünün, öncelikle, ortalıkta dolaşan virüs miktarı azalmış olacak o 4 haftalık süreçte. üstüne bir de aşı sayısı da artacak, dolayısıyla koruma da artacak. sonrasında da açılımı kademeli olarak yaparsak vaka sayısı kolay kolay bugünkü seviyelere çıkamaz.
evde hapis mi olacağız diyorsunuz ama, bir akşam acilleri gezip durumu görseniz ve oradaki insanlardan birini yerine kendinizi, sevdiklerinizi koysanız 4 değil 5 haftaya da razı olurdunuz.
tabi bu 4 haftalık süreçte mutlaka fedakarlık yapmaları gereken insanlar olacak, kargo şirketleri, kuryeler, temel gıdaların üretimi, dağıtımı ile ilgili işlerde çalışanlar, elektrik-su-gaz gibi temel ihtiyaçların üretimi, dağıtımı ile ilgili görevleri olanlar, emniyet ve sağlık çalışanları... bu insanların da bu yaptıklarının karşılıklarını almaları lazım..
 
Uludağ'da tatil yapan zengin kesim neden maske takmayınca ceza almadı, binlerce insan... Bu kurallar belli kesimleri kapsamadığı sürece bir işe yaramaz. Arkadaşı polis olan hafta sonu dışarıda fink atıyor. Tatil yerlerini hiç saymıyorum bile.
 
Tam kapanma bu sefer gelecek anlaşılan

Malesef o dönemde de hava çok sıcak ve güneşli olur,geçen senede böyle oldu

Herkesin bahçeli evi yok ki,dört duvar arasında o güneşli sıcak havalarda günler nasıl geçecek bilemiyorum

Ayrıca medya ve bazı kişilerin tam kapanma hevesinin ardında art niyet seziyorum,bu kadar kapanma çağrısı yapacaklarına hızlı aşılama çağrısı yapsalar keşke,kapanma isteyen normal vatandaşı kast etmiyorum,onların kendilerince geçerli sebepleri var,bunuda belirtmiş olayım
 
Tam kapanma bu sefer gelecek anlaşılan

Malesef o dönemde de hava çok sıcak ve güneşli olur,geçen senede böyle oldu

Herkesin bahçeli evi yok ki,dört duvar arasında o güneşli sıcak havalarda günler nasıl geçecek bilemiyorum

Ayrıca medya ve bazı kişilerin tam kapanma hevesinin ardında art niyet seziyorum,bu kadar kapanma çağrısı yapacaklarına hızlı aşılama çağrısı yapsalar keşke,kapanma isteyen normal vatandaşı kast etmiyorum,onların kendilerince geçerli sebepleri var,bunuda belirtmiş olayım
Yazdığım gibi de oldu,geldi

Yazılacak çok şey var ama yazmak istemiyorum zaten 14 - 15 aydır 24 saat bu konu konuşuluyor,daha yıllarcada devam edecek konuşulmaya bu yeterli sanırım

Bu başlığı sadece Çin Virüsü için açmadım,Hayatlarımız ve Gelecek başlıkları içinde vakti geldiğinde yazacaklarım olacak

Rüya devam ediyor,demek ki uykuda devam ediyor ...
 
Bugün kapanmanın ilk sabahı. Tuhaf işlerin ardı arkası kesilmiyor tabi canım ülkemde. Yasağı ve kapanmayı duyan üst tabaka kesim tatil yörelerine akın etti 1 gün önceden kavimler göçü gibi. Ancak işçi sınıfı her şeye rağmen yollarda işe yetişme derdinde. Yani arkadaş çok mu zor seyahat yasağını bir hafta önceden koymak?
Bir diğer gündem konusundan da bahsetmek istiyorum: alkol satışı. Alkol kullanan biri değilim, ki bunun kullanmak ya da kullanmamakla da ilgisi yok zaten. Ne alaka yani neyini yasaklıyorsun ? Nedir bu insanların hayatına müdahale etme aşkı ? Kimsin sen, kim veriyor sana bu hakkı ? Bizim dört dörtlük Müslüman(!) halkımız da ''e Ramazan işte günah, dinsizler'' demek yerine devletin Ramazan dışında da alkol satışına izin verdiğini ve alkolden aldığı inanılmaz vergi oranını düşünmüyor. Hatta bazı yerlerde Kaymakam emriyle alkol raflarının örtüyle kapattırıldığını gördüm Twitter'da. Ama nasıl oldu bilmiyorum, yasak kalkmış.
Özetle bu olay şuna benzedi: hani çizgi filmlerde olur ya koskoca geniş alanda küçük bi kapı koyarlar arka tarafa geçmek için ama yan taraflar sınırsız olarak boş olduğundan herkes yandan geçer. Bu yasak ve kapanma kuralları da böyle oldu. Kimsenin bir şeyi taktığı yok, olan yine gariban işçiye oldu.
 
Madem konuları açtın Muhammed, ben de içimi dökeyim.
Aslında ben Türkiye'de olmadığım için bana pek giren çıkan yok ama..

Özellikle yazlıklarına gidenlere edilen sözlere acayip kıl oluyorum. Ben Bodrum diye yazacağım ama siz bütün tatil mekanları olarak anlayın, hepsi için geçerli. Şimdi diyelim ki benim Bodrumda yazlığım var (yok maalesef gerçekte), 5 sene 10 sen önce aldım.. Güzel, ufak bir de bahçesi var. Şimdi bu 17 gün kapanmada neden İstanbul'da evimde oturayım ki böyle bir imkanım varken ? O gelme, bilme ne var vs diyeler, bu kadar yıldır yazlıkçıların sayesinde para kazanmıyor mu ? Oradaki marketler, restoranlar parayı oranın halkından mı kazanıyor ? Hayır, şimdi gitmesem benim çevre vergimi , emlak vergimi mesela bu sene için silecekler mi ? Bu insanların en doğal hakları istedikleri zamanları tapulu mülklerinde geçirmek. 30 yataklık yoğun bakım kapasiteleri varmış.. yazları nüfusu milyonlarla ifade edilen bir yerin ayıbı değil mi bu ? Sen bana laf edeceğine oteline "18 gün kal, 9 gün öde" diye kampanya yapanlara bak önce...

Diğer konu da içki konusu. Oldum olası Cuma içme, Ramazanda içme muhabbetine gıcığım. Bilmediğimden soruyorum, dinimizde böyle bir hesap mı var ? Yani normal günlerde (normal gün de neyse) 1 içmek 1 birim günah, Cumaları 3 birim, Ramazanda 5 birim mi mesela ? Yada afedersin Allah'ı mı kandırıyorsun her gün içip sonra bu günlerde içmeyerek ? Alkol yasağının tek bir mantıklı açıklaması var, insanları özellikle alkol almaya yönlendirip kısa zamanda bol vergi toplayabilmek. Yoksa ne Korona ile mücadelede bir etkisi var ne de bu vesileyle tüketimi azaltabilirsin..
 
Yorumunuz için teşekkürler öncelikle. Çoğu kısmında ve hatta hepsinde katılıyorum diyebilirim. Yanlış biliyorsam özür dilerim ama yazlıkçılardan ziyade bu otel vs konaklamaları söz konusu sanırım. Yazlıkçı tabi yazlığında geçirir, normal ama oradaki şartların nasıl olduğunu da geçen seneden ve hatta kış mevsiminden de test ettik. Eğlence mekanlarında, sahillerde, plajlarda son derece kuralsız ve maskesiz herkes iç içe eğleniyor. Yani bir nevi ''dersten kaçan öğrenci'' mantığıyla insanlar yasakları deliyor oraya buraya gidip. Aslında bunu kastetmek istemiştim ama yanlış cümleler kurdum sanırım. Ayrıca ortada olağanüstü bir durum varsa-ki var- sen buna devlet olarak el atıp seyahat yasağı koyacaksın, halk da şu lanet hastalık geçene kadar buna riayet edecek. Çünkü durum olağanüstü bir durum ve önünü alamayan tek ülke biz kaldık sanırım.

Alkol konusuna gelirsek, çok dini bir kişiliğim her şeye hakimim diyemem ama Ramazan ve Cuma gibi bazı özel zamanlarda işlenen sevabın da günahın da misli ile yazıldığını hatırlıyorum ayet ve hadislerden. Yanlışsam tabi düzeltsin arkadaşlar. Mesela üç aylar haram aylar olduğu için işlenen sevaplar çok sevap, günahlar çok günah diye biliyorum. Siz de diyorsunuz ki normalde de günah değil mi bu, evet ama bu özel zamanlarda biraz daha günah. Çünkü hatta sanırım Kuran'da yazıyordu insanın günahının karşılığı aynıdır ama sevabının karşılığı misliyle fazladır diye. O yüzden normalde günahın karşılığı 1 ise bu özel zaman ve aylarda 3 olabiliyor. Yanlış biliyorsam bilenler düzeltsin beni.
Ha bu yasağı uygulayanların amacı bu mu diye soruyorsanız, cevabı siz de ben de gayet iyi biliyoruz. O yüzden yazma gereği duymuyorum.
 

Üst