Pişmiş Aşa Su Katanlar

Sezon başı yaşadığımız utanç verici olayları,bu forumda ki! herkes çok iyi biliyor.
Daha sonra Başkan sn.A.POLAT'ın isteği üzerine camianı ileri gelenleri küskünlüklere,son vererek tek vucut olduğu vede peş peşe gelen galibiyetler zinciri,sonrası fedarasyonun verdiği cezayada yapılan itiraz bize 5 puan olarak döndüğünü hepimiz biliyoruz.

Şimdi ne olduda takımda bir başı bozukluk vede konsantrasyon eksikliği başladı,ben burda yalnızca kendi fikirlrimi yazmakla mükellefim.

O yüzden eleştirirkende bunun bir şahsi fikir olduğunu düşünerek eleştirmenizi rica ediyorum.


1- Yaşanan rezalet sonrası,istifa eden adeta kahraman ilan edilen Yiğit ŞARDAN,el altından takımın başına geri dönmüş,bunun sonucunda da daha önce takımla ilişiği kesilen Ali TURSAN suçsuz ilan edilerek tekrar görevine dönmüş.

Şimdi takım iyi giderken Ali bey hangi önemli vasıflarından dolayı bu takıma geri getirilmiştir.Bizim bilmediğimiz bir menejerlik başarısı varda elindeki,sihirli değneğiyle bizi başarılara mı? götürecek.Tabi ki! asla Ali bey yalnızca Yiğit beyin kankası olma vasfıla bu göre gelmiştir.Bu alene seçim yatırımıdır.

2- İkinci olay geçenlerde cemiyette bir konuşma yaptığımız bir büyüğümüze sordum abi bu Murat TÜMER necidir,ne iş yapar diye.Ya Mithat sen bu işleri bilmiyormusun da böyle bir soru soruyorsun.Bu arkadaş menejerlikten filan anlamaz Turgay istedi bizimkilerde kabul etti.Deyince önce şaka zannettim sonra federasyonda ki,arkadaşlarımınla konuştum.Onlar bile Murat beyin neden bu göreve geldiğini anlamış değiller.Bütün bunlar olurken takım bu olaylardan nasıl etkilendiği ortada.

Vasıfsız idareciler yalnız kanka ve ahpab çavuş ilişkileri üzerine ,kurulu bu sistemlerden kurtulduk derken tekrar başa döndük.

Birde bu forumda bazı eski kardeşlerimiz,ki eski diyorum benim için artık yok o kişi hele bir tanesi varki ona bayağı kırgınım.

Benim bu eleştirim karşısında neyapacaklar çok merak ediyorum,acaba yine saçma sapan,mantıksız bir ceza gelirmi,onuda bilmiyorum.Ancak benim bir oyum var kongrede onuda ya boş atarım yada Adnan beyin karşısında ki!!! adaya bu tarz ilişkiler yalnızca kişilere hizmet eder,ancak kurumları yok eder.
 
Son dönemde erkek basketbol takımının bir düşüş yaşadığı aşikar. Bu çıkışın bir inişi olacağını hepimiz bekliyorduk ama alacağımız mağlubiyetin ardından çabuk toparlanacağımızı düşünüyorduk.

Üst üste gelen mağlubiyetler elbette hepimizi üzdü. 3 hafta öncesine kadar yere göğe sığdıramadığımız takımı ve teknik kadroyu eleştirmek için eller klavyeye doğru gitmeye başladı. Elbette iyi gitmeyen bir şeyler varsa, eleştirilmeli ama sağlam temelleri olmalı.

Yiğit Şardan´ı severim, gelecek dönemde de yönetimde yer almasını isterim ama basketbol şubesinden uzak durmalı. Yalnız şunu belirtmeliyim ki, bu isteğimin altında yatan Cemal Nalga skandalından sorumlu olması değil.

Takıma oyuncu transferi yapılmadığına, teknik kadroda da bir değişiklik yapılmadığına göre, takımın ritmini bozan şey şubeye atanan menajer. Bir menajer takımı bu denli etkiliyorsa, başarısızlıkta faturalar takım menajerlerine çıkmalı, teknik kadroya ya da oyunculara değil. Bu bakış açısı ne kadar doğru?

Adnan Polat´ın basketbol ve voleybol başta olmak üzere futbol harici branşlara yeteri kadar değer vermediğini söylesek yanlış olmaz. Ancak, Polat seçim yatırımı yapacak olsa; sanırım şubeyi liseye teslim ederdi, lisenin elinden almaya çalışmazdı.
 
Mithat abi eski menejerin tekrar takıma gelmesiyle, oyuncularımızın performans düşüklüğü arasında birebir etkileşim bulamıyorum.Bizim performans düşüklüğümüzün belli başlı 2 sebebi var:

1-Takım hep aynı oyuncular üzerinden dönüyor.Darius-Evren-Simas-Can-Radoslav-Mike dışında istikrarlı katkı veren yok.Yerli oyuncularımızın katkısı Evren ve Can dışında 0.Hatta sıfırında altında.

2-Takımda gerçek anlamda bir pivot yok.Buda pota altı sertliğimizi inanılmaz düşürüyor.Verilen kolay hücum reboundlarından sonra kolay basket yiyoruz.

1. sorunun engellenmesi hiç de mümkün gözükmüyor çünkü saydığım 2 isim dışında kalan yerlilerimizin takımımıza yapabileceği en büyük katkı kenardan havlu sallamak maalesef.


2. sorun ortadan bir şekilde kalkabilir.Madem yönetim 5. yabancıyı alıp takıma ekstradan para vermek istemiyor o zaman Radoslav Rancik gönderilip yerine gerçek bir pivot alınabilir.Eğer Play-off'u hedefliyorsak.
 
Bu takım zor dönemde,öyle bir kenetlendiki! herkesin ağzı açık kaldı,kimse ne pivot sordu nede guard.Takım tabiri yerindeyse Kardeşler takımı gibi bir birine kenetlendi.O dönemin devam etmesi için,takıma mantıklı takviyeler yapılması,bunuda zamanında yapılması gerekiyordu.Bizimkiler ne yaptı.Bu skandala imza atanları,bu kulübe kişisel hırsı yüzünden getiren Yiğit ŞARDAN önce göstermelik bir istifa daha sonra el altından şubeyi tekrar yönetme operasyonu gerçekleştirdi.

Peki biz bu skandalı yaşadığımızda sn Ali TURSAN hangi görevdeydi? ben bire bir kendi ağzından duydum benim haberim yoktu sözünü,bir takımın genel menejeri bu olaylardan nasıl haberi olmaz o görevde süs için mi? duruyor.

Hadi bunları geçtik.Takımın soyunma odasına yani takımın mabedine ki! soyunma odaları takımlar için en kutsal yerdir.O kardeşler takımının içine kendisine vede işine inanılmayan adamları sokarsanız o zaman takımdaki,kişiler bir şeyleri sorgulamaya başlar.Derler ki! ulan biz gecemizi gündüzümüze kattık bu skandalın yaralarını sarmak için şimdi takım düzlüğe çıkıyor bu adamlar nerden geldi.

Eğer başınızda ki adamın iş bilgisinden şüphe ederseniz,o işe verdiğiniz önem düşer sıradan bir hal alır.

Şimdi Murat TÜMER necidir,ne ,iş yapar hengi vasıflarından dolayı bu takıma menejer olmuş.

Bu takımın zor günlerinde nerdeymiş,hangi görevdeymiş ki!!! bize kurtarıcı olarak alınıyor.

Tamam rotasyon dar olabilir,takımın eksikleri olabilir,ancak bunlar takım içinde düzelebilir.

Şimdi,iş bilen salona hakim bir menejer olsa erdemir maçın ilk yarısının son dakikalarında yaşanan hakem rezaletini,düzelte bilirmiydi düzeltemezmiydi,önce bunun cevabını verin.Daha kısa ve öz olarak sorayım bizim menejer DODO olsaydı o sayı erdemirin hanesine yazılırmıydı.

Bu iş bilmez yöneticiler vede menejerler kanka ilişkileri yüzünden bu göreve geliyorsa bizim şubeden başarı beklememiz abesle iştigal olur.

Geçen sene Yiğit beyin yaptığı gibi ben Koray abinin ismini söyledim koç o olacak mantığıyla gelmek için bizden haber bekleyen koçun ismini duysanız,o salonu başlarına yıkarsınız.

O yüzden takım kritikleri yaparken o soyunma odası maneviyatını düşünmenizi tavsiye ederim
 
Ben pek uzatmayacağım. Ama bizim Basketbol şubemizdeki İdari heyetin zayıf basiretsiz iş bilmez olduklarını, lig fixtürü çekildiğinde FB'nin 5 maçlık seyrcisiz oynama cezasını düşünüp, 4. ve 5. hafta peşpeşe olan efes ve GS maçlarını, evinde seyircisiz oynamaması için deplasmana verilmesi. Buna bizim klübün bir itirazının olmaması üzerine anladım.

Takım gerçekten Nalga olayından sonra, iyi bir trend yakaladı. Dayanışma, heyecan derken gene aynı adamlar görevlerine geri döndü.Takımda artık, ligde kalmanın rahatlığımı var, pivot eksikliğimi bilemem. Ama meneger'in olumlu katkı yapıp yapmadığı soru işaretine sebep oluyor(aynı sorun bayan takımımızda da var).
 
Takımın aldığı galibiyetlerin lisenin şubedeki varlığına, aldığı yenilgilerin de lisenin yerine başkalarının getirilmesine bağlanması koskoca Galatasaray kulübünün kongre üyelerine yakışmayacak derecede basit bir ifade Mithat abi hiç kusura bakma.

Hele hele buradan Adnan Polat'a giydirma çabası hiç hoş değil. İstediğiniz kadar uğraşın Adnan Polat'ı oradan indiremezsiniz, indirirseniz Aslantepe'de 5000 kişiye oynarsınız sanırım.
 
Kerem SEÇER' Alıntı:
Takımın aldığı galibiyetlerin lisenin şubedeki varlığına, aldığı yenilgilerin de lisenin yerine başkalarının getirilmesine bağlanması koskoca Galatasaray kulübünün kongre üyelerine yakışmayacak derecede basit bir ifade Mithat abi hiç kusura bakma.

Hele hele buradan Adnan Polat'a giydirma çabası hiç hoş değil. İstediğiniz kadar uğraşın Adnan Polat'ı oradan indiremezsiniz, indirirseniz Aslantepe'de 5000 kişiye oynarsınız sanırım.


Kerem sen yazıyı nerenle ,okuyorsun kardeşim!!! amacın beni sinirlendirip ceza almamı istiyorsun,liseyle ne alakası var bu skandalın içindekiler de liseli değilmiydi.Tekrar göreve dönen Ali TÜRSAN liseli değil mi? sEVGİNİZ Sn. Başkan A. POLAT'a mı? kulübemi kişiler gelir geçer asli olan kulüptür.Galatasaray demek Adnan POLAT DEMEK DEĞİLDİR.

İstediğin kadar muhalefet et,Galatasaray demek lise demektir.

Seçime daha zaman var o köprünün altından çok sular akar,ancak konu bu değil,sen yazdıklarımı iyi oku,bir dahada benim üzerimden liseye giydirme,bende giydirmeye başlarım ama forumda değil,sms den anladın sen:))
 
Bende basketbol şubesinde idari anlamda çok yetersiz olduğumuzu düşünüyorum,idari anlamda hiç ağırlığımız yok,sıradan bir belediye takımı nasılsa bizim takımda idari anlamda öyle.Hep Skandallar idari kadro kaynaklı yaşanıyor,taraftarın kabullenemediği isimler teknik direktör olarak getiriliyor,anlamsız transferler yapılıyor,sponsor konusundaki adaletsizliğe bir kişi çıkıp dur diyemiyor,Mart ayındaki seçimlerden sonra şube'nin başında gerçekten işi bilenler olmalı,getirilen isimler birilerine yakınlığından dolayı değilde iş bilir olduklarından dolayı göreve getirilmelidirler.Geleceğe yönelik 1 tane bile transfer yapılmıyor,alt yapılardaki gençleri ya fenerbahçe kapıyor ya efes pilsen,Galatasaray'ın bu tür transferlerde adı bile duyulmuyor,şubeyi şahlandıracak bir kahraman aranıyor ...
 
Pişmiş aşa su katıldığına inanmıyorum, takımın belli bir düşüşe gireceği belliydi.Dar rotasyonla bir yere kadar yürek işler onlar sonra düşüş başlardı ki başladı.

Aş daha pişmeden kardeşler takımı mücadele ederken transfer yapılsaydı o zaman da bu rotasyon bu hale gelmeseydi.

Ne şimdi ki iyi ne eskisi iyiydi, ne de ondan bi önceki.Hepsi aynı.
Amaç; Günü kurtarmak.
 
Bence bu yazıyı böyle kritik bir dönemden geçtiğimiz sırada burada yayınlamak pek doğru olmadı. Her şey netleştikten sonra yayınlamak daha doğru olurdu. Yani Adnan Polat'ı bir takım konularda suçlamak mümkün tabi ama geçmişe bir dönüp bakalım, Adnan Polat öncesi neydik şimdi ne olduk? herkesin belirli hataları vardır ve olacaktır bu çok tabii bir şey. Ama en az hata yapmak en önemlisi bizim taraftar olarak tek düşüncemiz bu sene play-off'lara girmek olmalı artık şu olaydan bahsetmek yerine maçlara gidip takımımıza destek vermemiz lazım.
 
Zaman zaman takımların form durumlarında dalgalanmalar elbet olur bizde bunu yaşıyoruz netice itibari ile dar rotasyonla ve yüksek konsantrasyonla oynuyoruz fiziksel ve zihinsel dalgalanmalar elbet olacak. Kaldı ki Tofaş maçını bir kenara bırakırsak TBL'de iki maç kaybettik yeni dönemde .Erdemir maçını son topta kaybettik.Ereğli zor deplasman sonuçta örneğin FB Ülker'in Ereğlide nasıl kazandığını hepimiz biliyoruz .

Ayrıca bir düşüşten söz etmek için önüzdeki 4-5 maçlık dönemin sonunu beklemekte fayda var.Bir düşüş olsa bile bunun idari değişiklikle ilgisi olduğunu sanmıyorum (idari değişiklikler eleştirilebilir o ayrı bir konu )

Genel anlamda teknik heyetten memnunum fakat işler iyi giderken transfer yapmamayı anladığımı söyliyemem bir yerde işlerin kötü gitmeye başlıyacağı belli idi kadronun dar olduğuda belli idi bu durumda birşeyler kötü gitmeye başlamadan önlem almak daha faydalı olabilirdi (Burak'ın da belirtiği gibi ).
 
Takimin fiziki dususunu idari olaylarla aciklamanin dogru olmadigini dusunuyorum. Boyle bir dususu her takim yasar. Rotasyonumuz genis olmadigi icin, bu durum bize maglubiyet olarak yansiyor. Gerekli yuklemeler yapilir, takim yeniden form tutar.

Unutmayalim, bahsedilen isimler gorevdeyken Turkiye Kupasi'nda bir ust tura ciktik (Orada elimizi kolumuzu sallayarak yendigimiz Tofas'a nasil yenildigimizi hatirlayin.), ligde de Kepez maci disinda oldukca iyi oynadik. (Banvit macini da D-Wash'in son hucumdaki kotu tercihi yuzunden kaybetmistik.) Butun bunlar olurkan idari kadroda yukarida ismi yazilan insanlar bulunuyordu. (Federasyondan gelen kisi haric.)

Insanlari kandirmanin anlami yok. Idari kadromuzu ben de yeterli bulmasam da fiziki dususu bu insanlara baglamak malesef insanlari yanlis yonlendirmektir.
 
Mithat Duran' Alıntı:
İstediğin kadar muhalefet et,Galatasaray demek lise demektir.
Yazının sadece belirli kısmını alıp yorum yapmayı sevmem; ama burası dikkatimi çekti. Çeşitli tartışmalar oldu zamanında bu konuda ve o zaman katılmadığım gibi, şimdi de katılamam bu duruma.

Bu konunun uzatılmasını da istemem; ama şunu belirtmek isterim; Nalga olayından sonra, takım maçlara fazladan motive oldu. Ligde kalmayı garantiledikten sonra da, bu tür form düşüklüğünü kabul edebilirim.

Polat'ın, günümüz Türkiye'sinde, öncelikli futbol merakını anlayabiliyorum. Peki var mıdır, sadece Galatasaray basketbolunu futboldan önce tutan birisi?
 
Onur BALCI' Alıntı:
[quote="Mithat Duran":1gvaclp7]İstediğin kadar muhalefet et,Galatasaray demek lise demektir.
Yazının sadece belirli kısmını alıp yorum yapmayı sevmem; ama burası dikkatimi çekti. Çeşitli tartışmalar oldu zamanında bu konuda ve o zaman katılmadığım gibi, şimdi de katılamam bu duruma.

Bu konunun uzatılmasını da istemem; ama şunu belirtmek isterim; Nalga olayından sonra, takım maçlara fazladan motive oldu. Ligde kalmayı garantiledikten sonra da, bu tür form düşüklüğünü kabul edebilirim.

Polat'ın, günümüz Türkiye'sinde, öncelikli futbol merakını anlayabiliyorum. Peki var mıdır, sadece Galatasaray basketbolunu futboldan önce tutan birisi?[/quote:1gvaclp7]

Ali Sami Yen bile futbol temelli açmıştır bu kulubü,Polat'a çok görmemek lazım..Türkiye'de öyle biri de varsa,yalancının önde gidenidir..
 
Bakıyorum da! cevap yazanlar kendi işlerine gelen konuları alıp,asıl konuya cevap verememişlerdir.Her takım form düşüklüğü yaşar buda gayet normal,benim buna itirazım zaten yok.

Ben diyorum ki!!! açıkça bizim menejerimiz,örneğin Dodo olsaydı o basket erdemirin hanesine sayı olarak yazılırmıydı?siz sevgili kardeşlerim bu soruya cevap vermek yerine farazi işlerle uğraşıyorsunuz.

Yok liseymiş,yok fiziki yorgunlukmuş, yok yönetimsel değilmiş,konu bu değil ki!!! konu takıma menejer olarak atanan iş bilmez kişiler bu kişiler backraundlarındaki işleriyle değil.Yöenticinin kankası veya fedarasyona şirin gözükmek için atanmış kişiler.

Sizler bu konuda yorum yapmak yerine,bana birisi tofaş maçını örnek veriyor,bende diyorum ki! arkadaşlar rezalet olduğunda bu takımın idari menejeri kimdi? geresi boş.

Not Can kardeşim yalnızca görmek istediğini gördüğümden dolayı,görememiş olabilirmisin.
 
Madem seçimlere de değinilmiş, ben de bir iki kelam edeyim. Polat' ın karşısına çıkacak adayın önce Polat' ı vizyon olarak geçmesi gerekir.

I) Polat' ın başlattığı Galatasaray Markaları' nın devamını sağlayabilmesi, onları da geliştirmesi için somut öneriler sunması gerek. Sadece öneri de değil bunu projelerini ortaya dökmesi gerek.

Bugün Galatasaray Markaları diye bir kavram var öncelikle. Bu markaları başlatan da geliştiren de bu yönetimtir.

Nedir o markalar?
1) GS Dergisi: Bugün spor kulüplerinin dergilerine bir gözatın ve GS Dergisi' nin geldiği noktayı çok rahat görebilirsiniz. Polat döneminden önce ve Polat döneminden sonra diye ikiye ayırmak gerekiyor derginin durumunu. İmkanlar arttığında hangi noktalara geliniyor herkes görebiliyor artık.

2) GS Mobile: Beğenseniz de beğenmesenizde 130 bine geldi abone sayısı. Her ay ciddi bir katılımla proje ilerliyor ve kulübe getirecekleri de ortada. Sanal operatörlük başlayınca bu projenin ne kadar değerli bir proje olacağı da ortadadır.

3) GS Bonus ve GS Prepaid paypass kart: Her iki kartta muhteşem bir düşünce örneği. GS Bonus rakibi FB Bonus' a fark atmış durumda. Üstelik FB Bonus daha önce başlamasına rağmen bu farkın oluşması harika. GS Prepaid kartta çıkınca daire tamamlanmış olacak. Yeni stadta ve salonda iğneden ipliğe herşeyin bu kartlar üzerinden gerçekleştirileceği, alışverişlerin ve kombinelerin satışının bile bu kartlar üzerinden yapılacağı bilinen bir gerçek. Donbass Arena için dünyanın en teknolojik stadı denmişti. Onun bile ötesine geçecek bu teknoloji yoğun yatırım için yönetim bir kez daha alkışlanmalı.

4) GSTV: Daha önce vizyonsuzluk ve parasızlık nedeni ile D-Smart platformunda adeta sürünen GSTV artık Digitürk platforumundan hem kulübe yük olmuyor hem de abonelik sistemi sayesinde Galatasaray' a gelir getiriyor. Çok övülen FBTV' nin sadece kendini karşıladığını ama FB' ye para kazandırmadığını hatırlatmakta fayda var.

5) Galatasaray.com Projesi: Bu proje beta test aşamasında. Şu an GSTV ücretsiz izlenebiliyor. Ancak bir süre sonra burası bir medya portalına dönüşecek. Süpriz olsun diye detaylı bilgi vermiyorum ama bu da kulübe ciddi gelir getirecek bir diğer proje.

6) Galatasaray.org: Eskiden ekolay üzerinden berbat bir tasarımla sunulan site adam edildi ve en azından bir şekle kavuştu. Yeterli mi? Hayır. Ama herşey bir anda olmuyor. İleride umarım Olympiakos gibi bir web sitemiz olur.

7) GS Store: Önceki durumunu düşünemiyorum düşünmek te istemiyorum. Çok kötüydü. Cirosu komikti. Çok kötü ürünler çıkıyordu. Şimdi ise Cemal Özgörkey ve alt çalışanlar sayesinde inanılmaz duruma geldi. Bir çok yerde yeni store açıldı. Yeterli mi değil. Ama büyük gelişme sağlandı. Artık internet mağazasının da daha profosyonel bir görünüme kavuşması gerekiyor.

8) GS Bilyoner: Aramızda bir sürü bahis oynayan insan var. Bu site üzerinden oynandığında cüzi de olsa kulüp para kazanıyor. En azından artık sporcularımız 1 tavuk daha yiyebilecek ve onlara başka tavuk yok denmiyecek kulüpte!

II) Galatasaray Projeleri:

1) Stadyum: Artık yolunda gidiyor herşey. En azından kulüp elinden geleni yapıyor taraf olmadığı halde sözleşmeye. Nakit akışı bu proje sayesinde oldukça düzelecek. Projenin proje düzeyinde kalmaması için kulüp hep yetkin şirketlerle anlaştı. Hani deniyor ya "tanıdıklar vs. ye verildi konumlar". Yok öyle birşey.

Stadın işletmesini dünyaca ünlü AEG yapacak. 2 sene önceki zihniyet olsaydı herhalde okuldan biri işletmeyi devralırdı. Stadın loca ve VIP satışlarını yine dünyaca ünlü ISG yapacak. Stadın yemek menüsünü John Sergi hazırladı. Catering için Do&Co ile anlaşıldı. Çimlerini SGL halledecek. Çimler için ayrıca Kurtköy civarında arazi satın alınacaktı, herhalde alınmıştır. Stadın kontrolörü stadın aynı zamanda mimarı da olan Mete Arat.

2) Salon: Şu an 6000+2000 kişilik bir salondan sözedilse de ben bunun 10,000 olarak realize edileceğini düşünüyorum.

3) Riva: Hep denirdi ya. Riva var. Orası şöyledir, böyledir, kurtuluştur vs. dir. Ama bir türlü adımlar atılamazdı. Ne oldu? Bu yönetim gitti ve işi bitirdi. Projenin güzelliğine bak. 800 küsür villa+Selahaddin Beyazıt Ormanı+Golf sahası+GS Eğitim Vakfı' nın kullanması için arazi. Var mı ötesi?

4)a) Büyükçekmece: Sakız olmuştu birilerinin ağzında. Bugün üst kullanım hakkını aldık ve etrafını çitlerle çevreledik. Daha da büyütülecek o arazi 400 dönüme çıkacak ve bütün altyapı oraya taşınacak.

b) Florya: Taşınma gerçekleştikten sonra üst kullanım hakkı bizde olan arazinin tapusu alınacak, tapulu malımız olan arazi ile birleştirilecek. Alın size yeni Riva!

5) GS KKTC Kamp Tesisleri: Devre arası kampları için ideal bir merkez. Kim düşünmüşse büyük düşünmüş. 2 haftaya kadar üst kullanımı alınır. Belki de tapusu alınır.

6) Sapanca: Burda da bir sosyal tesis kurulacak.

7) GSYİAD Yatırımları: Belki de ilk defa derneklerin birleştirilmesinde önemli adımlar atıldı. GSYİAD bir çok proje gerçekleştirdi geçtiğimiz dönem. Şimdi onlardan bile daha büyük projeler var gündemde. Bu kaynağı harekete geçirebilmek te bu yönetimin başarısıdır.

8) GS Müzesi: Senelerdir, bitti bitecek sözleri duyduk ama bu da bu yönetim sayesinde bitirildi. Bugün Galatasaray' ın en güzel yerinde bir Galatasaray Binası daha kazandırılmış oldu.

9) Ali Sami Yen Locaları: Stad gecikince yönetim uyumak yerine (senelerdir neden yapılmadığını anlamadığım) localar yaptı stada ve ciddi gelir elde edildi. Üstelik bunların yapımında kulübün cebinden hiç bir rakam çıkmadı. Aynı şekilde eski açığın üstünün kapatılması da yine bu yönetimin Galatasaray kaynaklarını harekete geçirmesinin eseridir.

10) Ali Sami Yen Stadının yanındaki çadır arazisi için de ciddi girişimler yapıldı ve bir petrol şirketi ile anlaşıldı. Binasını da onlar yapacaklar oraya. Yani Mecidiyeköy' den de çıkmıyoruz.

11) GS Altyapısı: Bir çok yerde yeni GS Spor Okulları açıldı. Amatör şubelerimiz vardı ama spor okulları yoktu. Bugün futbol, basketbol, voleybol, yüzme, yelken, judo okulları var. Sadece yurtiçi değil yurtdışında dahi bu okullar açılmaya başlandı.

12) Galatasaray Binicilik Tesisleri yenilendi ve üst kullanım hakkı elimizden gitmek üzereyken şimdi harika bir tesise dönüştü. Hala iç yatırımları da devam ediyor.

III) Gelelim neler yapılması gerektiğine;

Bunca yatırımın geri dönüşü de zaman alıyor.

1) Bir kere başkanlığa adaylığını koyacak kişi eleştirmenin ötesine geçip kendi projelerini göstermelidir.

2) "Emanetçi" başkan konumunda olmamalıdır.

2) Başkan olacak kişi bazı gazetelerin yazarlarına ısmarlarma yazı yazdırmamalıdır.

3) Sadece "kulübün profosyonel idarecilere bırakılacağı ve kulübün bağımsız şirketlerce denetleneceği" konusu, bir başkan adayına seçim kazandırmaz.

4) Aday olan kişi mevcut Galatasaray markalarına ne gibi artı değerler katacağını somut biçimde projelerle ve kaynaklarla açıklamalıdır.

5) Aday olan kişi kendisinin hangi Galatasaray markaları yaratacağını da somut biçimde açıklamalıdır. Örnek Galatasaray Radyosu, Galatasaray ADSL hattı vb gibi.

6) Aday olan kişi "Ben önce kulübü düzeltip restore edeceğim, 3 sene şampiyonluk vadediyorum, amatör branşlara daha fazla yatırım yapacağım, gelir gider dengesini düzelteceğim, şirketleri birleştireceğim" gibi içi boş laflar yerine "şu gelir kalemi ile şu proje sayesinde şu şubeye şu kadar gelir sağlayıp onu geliştireceğim" şeklinde konuşmalıdır.

Sadede gelirsek kimse Polat' a karşı başkan adaylığını açıklamadan bunları yapmadan gelmesin. Öyle Polat' ın karşısında kim olursa olsun ben ona destek veririm sözlerine de katılmam mümkün değil. Önce başkan adayı bu yönetimin yaptıklarının önüne geçecek sonra adaylığını açıklayacak.
 
Metin bey çok detaylı vede analitik bir yazı yazmışsınız,öncelikle teşekkür ederim,bazı konularda haklısınız ama projelerin %70 zaten Özhan bey zamanında yapılandırılmaya başlamış projelerdi bu yönetim onları geliştirdi.

Doğru olan da zaten budur,istikrar ben yazımda açıkça yazdım bir oyum var ya boş atarım yada Adnan beyin rakibine diye,zaten bu güne kadar emenetçi başkan hiç olmadı olamazda,zamanında buna en güzel örnek,sn. Ateş Ünal ERZEN beyfendidir.

Burada kişiler olayları başka yöne çekiyor,yok liseymiş yada başkana saldırmakmış olarak görüyor,bende ısrarla bu tarz yanlışlıkların üstüne gidiyorum.

Biri çıkıyor ülkenin en gözde okullarından birine kıç sıfatı yapıştırıyor,bunun adı densizlik,vede cahilliktir.Bu kişi şu kadar zaman geçti hala uyarı bile almadıysa,bu forum yöneticilerinin suçudur.

Her zaman yazdım,söyledim kişiler gelir gider,baki olan Galatasaray'dır.Bu kulübün son 25 senedeki en başarılı bakanı sn.Faruk SÜREN 'dir.Ama ona karşı çok büyük hakaret eden kişide şuan taraftarın sevgilisi sn.Haldun ÜSTÜNEL'den başkası değildir.

Taraftar için yalnız günlük başarı ön plandadır,ama kimse kulübün borcu 300 mil. dolar olmuş gelir gider farkı 53 mil. dolar olmuşa bakmaz.Bakanada kafatasçı liseli işte bunlar yakıştırmaları yapılıyor.
 

Üst