TBL 16. Hafta | Galatasaray Liv Hospital: 67 - Anadolu Efes: 78

kesinlikle beklemediğim bir mağlubiyetti.Efes i tebrik etmek lazım.Sonuna kadar hakkettiler,baya toparlamışlar.

Biz ise 3 haftadır oyun olarak dökülüyoruz.inanılmaz formsuzuz.maçın ilk 5 dakikası,aynı kaybettiğimiz Banvit maçı gibiydi,aklıma direk o maç geldi acabamı demiştim ama yinede beklenmeyen bir yenilgi.

Bu tarz maçlara,sürekli dışarıdan erken şut atarak başlıyoruz ve ritm bulup maçın içine giremiyoruz.banvit maçıda buna çok benzerdi.birde maçlara neden cenk Akyol'la başlıyoruz ısrarla anlamıyorum.oyunun ilk bölümünde sürekli zarar veriyor.
 
Daha öncede dediğim gibi Cenk takıma zarar veriyor. Sezon da 4 maçı iyi oynayıp göz boyuyor sonra yatıyor. Bunları söylediğimde eleştiri almıştım bugün görüyoruz ki söylediklerimde ki haklılık payı çok yüksek. Maç başına bir tane iyi hareketi ,bir tane olumlu yönünü gösterin bana allah aşkına, tamamen zarar veriyor takıma yahu. Bu sene çok şey beklediğimiz canımız ciğerimiz Furkan maalesef sakatlık probleminden kurutulup sağlıklı bir şekilde maç oynayamadı umarım sakatlık problemlerini tamam ile atlatır.

Arroyo ve yoğun şekilde eleştirdiğimiz Erceg dışında net katkı alabildiğimiz oyuncu olmamasının en büyük sebebi bence koçtur. Neden diye soracak olursanız bütün maç boyunca cenkte ısrar edip yorulan Ercegin dinlemesini sağlayamadı . Göksenini bench te unutup gitti . Bazen düşünüyorum koç maça konsantre olamıyor mu diye ama sonradan da soruyorum kendime geçen sene yenilgisiz şampiyon yapan bu koç bu sene neden böyle bir hata yapsın ki ?

Son olarak Engin Atsür vardı ne oldu ona yav tekrar falan mı sakatlandı acaba ? Yok yani Ender verimli olmadığında görelim artık şu Engin Atsürü
 
Daha öncede dediğim gibi Cenk takıma zarar veriyor. Sezon da 4 maçı iyi oynayıp göz boyuyor sonra yatıyor. Bunları söylediğimde eleştiri almıştım bugün görüyoruz ki söylediklerimde ki haklılık payı çok yüksek. Maç başına bir tane iyi hareketi ,bir tane olumlu yönünü gösterin bana allah aşkına, tamamen zarar veriyor takıma yahu. Bu sene çok şey beklediğimiz canımız ciğerimiz Furkan maalesef sakatlık probleminden kurutulup sağlıklı bir şekilde maç oynayamadı umarım sakatlık problemlerini tamam ile atlatır.

Arroyo ve yoğun şekilde eleştirdiğimiz Erceg dışında net katkı alabildiğimiz oyuncu olmamasının en büyük sebebi bence koçtur. Neden diye soracak olursanız bütün maç boyunca cenkte ısrar edip yorulan Ercegin dinlemesini sağlayamadı . Göksenini bench te unutup gitti . Bazen düşünüyorum koç maça konsantre olamıyor mu diye ama sonradan da soruyorum kendime geçen sene yenilgisiz şampiyon yapan bu koç bu sene neden böyle bir hata yapsın ki ?

Son olarak Engin Atsür vardı ne oldu ona yav tekrar falan mı sakatlandı acaba ? Yok yani Ender verimli olmadığında görelim artık şu Engin Atsürü


Maçla ilgili yorumumu daha sonra yapacağım da allah aşkına şu yazdığınız yorumu bir daha okur musunuz? Cenk'in oyunda tutulması ile Erceg'in ne alakası var? Ayrıca bütün maç sahada kaldı dediğiniz Cenk 22.34 dakika, kenarda unutuldu dediğiniz Göksenin 13.26 dakika oynamış, aradaki fark 8 dakika 58 saniye. Cenk'i eleştirdiğinizde de sanıyorum ben cevap vermiştim çünkü eleştiriniz Cenk şutör falan değil, basketbol oyuncusuna da pek benzemiyor, hadi akşama maç var sen de gel denilen esnaf arkadaşınız minvalinde bir eleştiri yaptığınız için cevap yazmıştım, evet Cenk şu aralar formsuz, evet Cenk içeri drive etmiyor, birebir ve savunma zaafiyeti var biraz, bunlara katılıyorum ama eleştiri yaparken sizi biraz olsun gerçekçiliğe davet ediyorum.
 
Merhaba arkadaşlar maçın özeti Ergin hoca ve takım dersine çalışmamış. Maçı nasılsa kazanacağız havasında çıkmış. Reaksiyon gösterdiği vakitte fark 10 olmuştu. Daha sonrada 6-10 arası gidip geldi.

Sert savunma yaptığımız anlarda hücumda tıkandık.

İyi hücum yaptığımız anlarda yemeden duramadık.

Bugün kenar yönetimin çok kötü olduğunu düşünüyorum. Arroya Doğuş&Birkan ikilisinin devamlı baskı yapacağını herhalde herkes biliyordu. Ender bana göre çok kötü değildi. Ama 2li oyunları çok daha iyi oynayabilirdi.

En kritik anlarda Gordonu Cenkle savunmak hataydı. Göksenin kenarda unuttu hoca. Gordon arka arkaya sayılar buldu.Cenkten dış şut gelecek diye savunmadan ödün verdik. Gordon da cezayı kesti.

Maliki unuttu hoca içeriye drive eden oyuncu yok sahada. Böylelikle Efeste dış şut savunmasını daha rahat yaptı. Kendileri de yüzdeli şut atınca maçta bir türlü fark kapanmadı.

Ders çalışılmamış. Hiç böyle birşey beklemiyordum. Yakışmadı.
 
Maçla ilgili yorumumu daha sonra yapacağım da allah aşkına şu yazdığınız yorumu bir daha okur musunuz? Cenk'in oyunda tutulması ile Erceg'in ne alakası var? Ayrıca bütün maç sahada kaldı dediğiniz Cenk 22.34 dakika, kenarda unutuldu dediğiniz Göksenin 13.26 dakika oynamış, aradaki fark 8 dakika 58 saniye. Cenk'i eleştirdiğinizde de sanıyorum ben cevap vermiştim çünkü eleştiriniz Cenk şutör falan değil, basketbol oyuncusuna da pek benzemiyor, hadi akşama maç var sen de gel denilen esnaf arkadaşınız minvalinde bir eleştiri yaptığınız için cevap yazmıştım, evet Cenk şu aralar formsuz, evet Cenk içeri drive etmiyor, birebir ve savunma zaafiyeti var biraz, bunlara katılıyorum ama eleştiri yaparken sizi biraz olsun gerçekçiliğe davet ediyorum.

Yorumumu okudum. Önce ki yorumuma da şuan ki yazdığım yoruma da sonuna kadar katılıyorum ve arkasındayım. Cenk ve Erceg konusunu ayrı ayrı yazdım onları siz öyle anlamışsınız. Bu konuda size ekstra bir açıklama yapma gereği duymuyorum. Kötü oynayan bir Cenk için 22.34 dk çok ama çok uzun süre benim için sizin için bilemicem. Kenarda unutuldu dediğim Göksenin için 13 dk sizce çok mu fazla ? Bence bu maçı kazanmamızda önemli rol oynaya bilirdi Göksenin . Cenk 22 dakika oynuyor ise Göksenin de o dakikaları oynamayı sonuna kadar hak ediyor. Başta da yazdığım gibi eski yorumumun hala arkasındayım Cenk benim için şutör değildir her sezon 4 maç iyi oynar sonra yatar, 2 elin parmağı kadar iyi oynadığı maçı yoktur. Ancak basketbol oyuncusuna pek benzemiyor tarzında bir yorum yapmadım ve yapmamda ben sadece performansını eleştirmiştim lafı başka yerlere çekerek haklıyım imajını vermeniz çok gerçekci hani gerçekcilikten her fırsatta bahsediyorsunuz ya. Ben her maçı iyi şekilde izleyen bir Galatasaray basketbol taraftarıyım yorumlarımı da saygı çerçevesinde buraya yazıyorum zorunuza gittiyse yorumlarıma bakmama gibi bir özgürlüğünüz var .
Cenk şuan formsuz öylemi yahu ne yaptı bu Cenk bu zaman kadar , nasıl bir performans gösterdi bir sezon boyunca elle sayılacak bir katkısını gördünüz mü ? Gerçekcilik anlayışınızı sorgulamalısınız. Bu takıma Cenk yakışmıyor ve zarar veriyor çok net.
 
Maç bana göre 'herkes gider biz kalırız' tezahuratıyla başlamadan bitmişti.. Maç öncesi ne dersen de ama artık şunu maça yansıtma ya.
Son yıllarda abdi ipekçiyi cehenneme çeviren bu taraftar bu sezon en hafif tabirle en formsuz sezonunu yaşıyor. Son 2maçda bu formsuzluk takımada zarar vermeye başladı..
Ergin hocaya gelirsek o da son yıllardaki en formsuz halinde.. rakip zaten dar kadroyla oynuyo, semihin yoklugunda türk rotasyonları iyice daralmış, 2 türk pota altı oyuncuları faul problemine girmiş hala içeriden oynamıyoruz, ya carlos-erzeg ikili oyunlarıyla dışşut, yada enderin topu 15 saniye elinde tutup sonra zorlama 3 lüklerine umut bağlıyoruz..
Malik hairston gibi delici bir oyuncun var, ona penetre yapcak hucum seti için hiçbişey yapmıyosun. adamın eline nerdeyse top değmedi 3 period. zaten son periyodda hoca unuttu heralde onu hiç girmedi oyuna..
Rotasyon konusundada son maçlarda bana göre ciddi yanlışlar içinde, zoran bayern maçında 38 bu maçda 35 dakika oynadı. milan ise bugun sadece 7 dakika sahadaydı.zoran hucumda formda olmasına ragmen, enerjisinin çogunu orda kullandıgı için savunmada cok zayıf kaldı ve hep onun üzerinden sayı yedik(özellikle son periyodda)
Herşeyden önemlisi ergin hocayı bugun cok durgun gördüm önümüzde.. umarım bu sacma sapan Taraftar-hoca gerginliği son bulur. Yoksa uzun vadede pek parlak günler beklemiyor bizi...
 
Real, Barca gibi kusursuz bir rotasyonun yoksa 60-70 maçlık sezonda inişler çıkışlar olur... Çok fazla büyütmemek lazım... Önemli olan hedeflerden uzaklaşmadan sezonun son dönemine formda girmek...2 haftadır cidden ne oynadığımız belli değil ama toparlarız...
 
Sürekli Cenk kötüydü Ender iyiydi, Göksenin şöyleydi tartışmasına giren arkadaşlara soracağım tek bir soru var, bu takımın herhangi bir hücum seti var mı?? Bu soruya cevap verip beni aydınlatırlarsa sevinirim. Top oyun kurucunun elinde 20 sn kalan, sonra ya kaldırıp atan, ya Erceg'e verip el üstü üçlük attıran ya da Bonsu boşa çıkarsa (en etkili yegane hücum organizasyonumuz) pick&roll ile potaya giden takımın bunun dışında 40 dk boyunca oynadığı bir hücum seti yok arkadaşlar... Kuban maçı da, Bayern maçı da, bu maç da böyleydi... Bu Gs'yi her takım çözdü, guarda maç boyunca tam saha baskı yap, savunmada da biraz sertlik göster tamamdır...
Cenk için dün özelinde iyiydi-kötüydü yada basketbol kariyeri olarak yararlı-değil tartışmalarına da girmeden şunu belirtmek isterim; Cenk şu anda isyanlarda.. Abdi İpekçi'de ki her maçı saha içinden izleyerek daha da iyi gözlemleyebiliyorum, hem sahadaki hem de benchteki vücut dilinden bu net anlaşılıyor. Maç boyunca Cenk'in kullandığı tek doğru şut, maçın bitimine 2 dk kala transition hücumda attığı boş üçlüktü, o da girmedi. Cenk tarzı, Domercant tarzı şutörlere özel çizilen hücum setin yoksa, onlara şut atacak pozisyon yaratamazsan verim alamazsın. Cenk de Domercant de attıkça performansı yükselen, kendilerine güvendikçe daha başarılı olan oyuncular, ama bu sistemde sen adamları takımın bir parçası gibi hissettiremiyorsun ki verim almayı bekleyesin... 2 sene önce Kuban'da her attığı giren Domercant bile olsa bu sistemde verimi düşerdi, bu yüzden ben bu düzende oynayan 2 ve 3 numaralara herhangi bir eleştiri yapamam... Bu hücum düzeninde eleştirilecek tek kişi var, kusura bakmayın ama Ergin Hoca'dır. Ne kadar başarılı olmasını istesem de şu anda takımın en formsuz, en kötü oynayan oyuncusu Ergin Hoca.. Sanıyorum ki bu gerginlikler onu çok etkiledi, kendini ne maça ne de takıma konsantre edebiliyor..
Dip Not : Bir şutör olarak Cenk'i beğenirim. Kendi şutunu yaratabilen bir forvet değildir ama, eğer ona özel set çizerseniz, ona güvendiğinizi belli eder ve takımın önemli bir parçası gibi hissettirirseniz, sizi yarı yolda bırakmaz, %40-50 arası 3lük yüzdesiyle oynar sezonu... Bu takımda da böyle oynadığı dönemler oldu son 2 senelik periyotta...
 
Maç hakkında ne söylersek söyleyelim Efes kazanmayı sonuna kadar hak etti. Takımda bu maçta da gözüktüğü üzere bir konsantre eksikliği oluyor maç içinde bu da maça kafa olarak hazır gelmediğimizi gösteriyor. Maça odaklanma maç içinde değil maçtan önce kafa olarak hazırlanmayla olur. Hücumda bu kadar işlevsiz,savunmada 1 kez savunduğun adamın geri kalan 2 seferde seni rahat geçmesinin başka açıklaması olamaz. Bunu geri dönmeye çalışırken farkı az da olsa kapattığımız zamanlarda da gördük sayı atıyoruz tamam bu kez döneceğiz derken ya kolay bi sayı yiyoruz ya da hücum ribaundu verip rakibe bi şans daha tanıyoruz ve ters açıdan bakarsak hücumda da organizasyonla bulduğumuz sayıların azlığını görünce böyle kopuk savunmayla Efes gibi takıma karşı kazanamadık. Doğuş Balbay'a da değinmeden geçmeyeceğim Angelou'nun gelmesiyle takımın patlayıcı gücü oldu ve oyunda olduğunda bıkmadan takımın hamallığını yapıyor helal olsun.
 
Maçtan önce çok rahattım açıkcası son yıllarda Efes'e olan bariz üstünlüğümüzden sanırım ilk maç ki gibi fark bekliyordum.Maçı izleyemedim malesef ama bu yenilgiyi hiç beklemiyordum.Umarım gereken dersler alınır ligi en azından Fb'nin üstünde bitirmemiz şart çünkü.
 
Daha öncede dediğim gibi Cenk takıma zarar veriyor. Sezon da 4 maçı iyi oynayıp göz boyuyor sonra yatıyor. Bunları söylediğimde eleştiri almıştım bugün görüyoruz ki söylediklerimde ki haklılık payı çok yüksek. Maç başına bir tane iyi hareketi ,bir tane olumlu yönünü gösterin bana allah aşkına, tamamen zarar veriyor takıma yahu. Bu sene çok şey beklediğimiz canımız ciğerimiz Furkan maalesef sakatlık probleminden kurutulup sağlıklı bir şekilde maç oynayamadı umarım sakatlık problemlerini tamam ile atlatır.

Arroyo ve yoğun şekilde eleştirdiğimiz Erceg dışında net katkı alabildiğimiz oyuncu olmamasının en büyük sebebi bence koçtur. Neden diye soracak olursanız bütün maç boyunca cenkte ısrar edip yorulan Ercegin dinlemesini sağlayamadı . Göksenini bench te unutup gitti . Bazen düşünüyorum koç maça konsantre olamıyor mu diye ama sonradan da soruyorum kendime geçen sene yenilgisiz şampiyon yapan bu koç bu sene neden böyle bir hata yapsın ki ?

Son olarak Engin Atsür vardı ne oldu ona yav tekrar falan mı sakatlandı acaba ? Yok yani Ender verimli olmadığında görelim artık şu Engin Atsürü

Cenk için harika oyuncu diyemem ama en iyi Türk şutör oyuncu şu anda.3+2 kuralı sebebiyle 2 yerli koyacaksak bunun 15-20 dakikasının Cenk'te olması normal.Dünkü maçta bu sezonki en pasif maçını oynadı , en pasifiydi bu ama.Arada her oyuncu böyle oynar.Harika oyuncu demiyoruz ama Göksenin'in yerine hasta halde bir Cenk'i koyarım.Göksenin oyuna girdi , iki üçlük kaçırdı , birisi bomboş pozisyonda attığı airballdu zaten.Savunma demeyin lütfen bu adam boş pres yapıyor.Göksenin'in oynaması demek hücumda 4 kişisiniz demek.Tahammül edemediğim tek oyuncumuz.Cenk böyle arada kötü oynar ama yeri gelir ciddi katkılar da yapar.Zaten Cenk Türk olduğu için önemli , yoksa kimse Cenk'e mükemmel oyuncu demiyor.Cenk çok iyi STATİK şutör yani statik olarak uygun pozisyonda buluştuğunda çok iyi şut atıyor , fakat bizim takımda 2 numaralara şut hazırlama olayında çok problem yaşıyoruz önemli maçlarda.Hücumda opsiyonumuz zaten az , gidip Göksenin'i oynatarak iyice hücumu köreltmeye değmez.Gordon iyi şutör değildi ama içeri penetre konusunda çok etkili olduğundan rakip savunmayı bozabiliyordu ya da bu sayede diğer oyunculara alan yaratılabiliyordu şu anda delici oyuncu eksikliği yaşıyoruz Malik'den beklenen hücum performansı gelmiyor.Bunun dışında 2 mesaj üstte Emre Üner'in yazdıkları olayın özeti aslında.
 
Ergin Hocanın formsuzluğu konusuna kesinlikle katılıyorum. İşin kötüsü play off ta olası bir elenme ile taraftar ile arası açık olan Ergin Hoca'nın gidebileceğini de düşünüyorum. Bu sebeple umarım bir an evvel hocayla tribünlerin arası düzelir.

Takımımız savunma anlamında hiç direnç gösteremiyor. Özellikle ilk beşe bakınca Erceg, Arroyo ve Cenk gibi savunma problemi olan oyuncularla maça başladığımızda, eğer şutlarımızda o gün girmezse maçtan erken kopuyoruz maalesef. Bu sebeple Göksenin ve Sinan'ı rotasyonda direnç kazanmak adına daha sık kullanmalıyız. Tabii Bonsu ve Furkan'ın sakatlıktan kurtulup tam kapasiteyle oynamasına da ihtiyaç var.

Cenk'in kendi şutunu yaratamayan,çok düz bir oyuncu olduğunu kabul ediyorum. Ancak iyi çizilmiş setlerle ona boş şut imkanı yaratırsak müthiş bir silah olabilir. Çünkü çok yüzdeli şut atabiliyor. Erceg' e gelince, her ne kadar hücumda son maçlarda sayı yükümüzü çeken isimlerden olsa da çok istikrarsız bir şutu olduğunu kabul etmek lazım. Ayrıca savunma zaafları çok fazla ve sürekli onun adamından pota altı sayıları yiyoruz. Yani özetle 20 atıyosa 15 yediriyo. Macvan bu kadar form tutmuş ve kapasitesinin üstünde oynarken onu tekrardan uzun süreler bench e mahkum etmek bence büyük hata. Bİr de hücumda Gordon'u ve delici hücumlarını çok arıyoruz.

35 yaşında olan ve üç günde bir maç yapıp her maç 35 dk oynatılan Arroyo'nun sırtına binmişiz gidiyoruz. Sonumuz hayrola..
 
Sürekli Cenk kötüydü Ender iyiydi, Göksenin şöyleydi tartışmasına giren arkadaşlara soracağım tek bir soru var, bu takımın herhangi bir hücum seti var mı?? Bu soruya cevap verip beni aydınlatırlarsa sevinirim. Top oyun kurucunun elinde 20 sn kalan, sonra ya kaldırıp atan, ya Erceg'e verip el üstü üçlük attıran ya da Bonsu boşa çıkarsa (en etkili yegane hücum organizasyonumuz) pick&roll ile potaya giden takımın bunun dışında 40 dk boyunca oynadığı bir hücum seti yok arkadaşlar... Kuban maçı da, Bayern maçı da, bu maç da böyleydi... Bu Gs'yi her takım çözdü, guarda maç boyunca tam saha baskı yap, savunmada da biraz sertlik göster tamamdır...
Cenk için dün özelinde iyiydi-kötüydü yada basketbol kariyeri olarak yararlı-değil tartışmalarına da girmeden şunu belirtmek isterim; Cenk şu anda isyanlarda.. Abdi İpekçi'de ki her maçı saha içinden izleyerek daha da iyi gözlemleyebiliyorum, hem sahadaki hem de benchteki vücut dilinden bu net anlaşılıyor. Maç boyunca Cenk'in kullandığı tek doğru şut, maçın bitimine 2 dk kala transition hücumda attığı boş üçlüktü, o da girmedi. Cenk tarzı, Domercant tarzı şutörlere özel çizilen hücum setin yoksa, onlara şut atacak pozisyon yaratamazsan verim alamazsın. Cenk de Domercant de attıkça performansı yükselen, kendilerine güvendikçe daha başarılı olan oyuncular, ama bu sistemde sen adamları takımın bir parçası gibi hissettiremiyorsun ki verim almayı bekleyesin... 2 sene önce Kuban'da her attığı giren Domercant bile olsa bu sistemde verimi düşerdi, bu yüzden ben bu düzende oynayan 2 ve 3 numaralara herhangi bir eleştiri yapamam... Bu hücum düzeninde eleştirilecek tek kişi var, kusura bakmayın ama Ergin Hoca'dır. Ne kadar başarılı olmasını istesem de şu anda takımın en formsuz, en kötü oynayan oyuncusu Ergin Hoca.. Sanıyorum ki bu gerginlikler onu çok etkiledi, kendini ne maça ne de takıma konsantre edebiliyor..
Dip Not : Bir şutör olarak Cenk'i beğenirim. Kendi şutunu yaratabilen bir forvet değildir ama, eğer ona özel set çizerseniz, ona güvendiğinizi belli eder ve takımın önemli bir parçası gibi hissettirirseniz, sizi yarı yolda bırakmaz, %40-50 arası 3lük yüzdesiyle oynar sezonu... Bu takımda da böyle oynadığı dönemler oldu son 2 senelik periyotta...

Süper yorum Emre, yazdıklarına kesinlikle katılıyorum. Çok güzel özetlemişsin herşeyi, eline sağlık.
 
Öncelikle bu maçta Efes'in hakkını verelim. Kendileri adına sezonun en iyi basketbolunu oynadılar. Sert bir Euroleague takımı izlettiler.

Diğer yandan Galatasaray bu sezon hep inişli çıkışlı bir oyun oynuyordu. Bu maçta da ibre iniş yönünü gösterdi. Arroyo'ya önlem alan her takım Galatasaray hücumlarını tıkayabiliyor. Bu sezon Galatasaray'ın oynadığı sert maçların tamamında üçlük yüzdesi felaketti. Bunun sebebi şutör yokluğu mu? Kesinlikle hayır. Çünkü takımın top paylaşımı ve set temposu çok düşük. Galatasaray sahaya iyi yerleşemiyor, özellikle pota altına yeterli düzeyde top indirilemiyor. Buradaki eksik statik oyuncuya top indirmek değil. P&R sonrası uzun oyuncuyu beslemek. Bunu takımda en iyi yapan Ender Arslan ve Furkan Aldemir ikilisine gerekli alan sağlanmıyor.
 
Bu arada, maçı izlerken iki sezon önce Ergin hoca'nın Beşiktaş'ına içeride kaybettiğimiz play-off yarı finalindeki ikinci maç geldi gözümün önüne. Sanki tekrarı gibiydi o maçın. Yetersiz taraftar desteği, kötü savunma, farkı bi türlü eritemememiz..

Nedendir bilmiyorum ama o maçta yaşadığım sinir-stresin aynısını bu maçta da yaşadım. "Yok arkadaş kapanmayacak bu fark" düşüncesi hakimdi kafamda.
 
Real, Barca gibi kusursuz bir rotasyonun yoksa 60-70 maçlık sezonda inişler çıkışlar olur... Çok fazla büyütmemek lazım... Önemli olan hedeflerden uzaklaşmadan sezonun son dönemine formda girmek...2 haftadır cidden ne oynadığımız belli değil ama toparlarız...

Aynen katılıyorum kötü olduğumuz yada en doğru ifadeyle en iyi olmadığımız dönemin bu dönem olması bence olaydan çıkarılacak en güzel olay. Bence bu dönem en pik seviyede olmak yerine nisan-mayıs ayında pik seviyelere çıkmamız çok daha önemli. Ve ben o dönemde sezonun en iyi GALATASARAY basketbol takımını izleyeceğimizi düşünüyorum...
Ergin hocaya bir eleştirimde ENGİN ATSÜR e yeterince (hiç vermiyorda) süre tanımaması maalesef :(
 
Son oynadığımız iki maça bakınca, takım oyunundaki düşüş nedenleri açık olarak görülebiliyor.
Ligde oynadığımız Fb.Ülker maçından sonra hızlı bir düşüş içerisindeyiz. İster üst üste gelen sakatlıklar diyelim, ister haftada 3 maçı mental olarak kaldıramıyoruz diyelim. Açıkça görünen bir durum var: artık takım oyunu oynayamıyoruz. Kimse sorumluluğu paylaşmıyor, tek adamın eline bakıyoruz ve eğer O günündeyse bireysel yetenekleriyle maçı bize getiriyor. Bahsi geçen oyuncu tabii ki Carlos Arroyo.
36 yaşına gelmiş bir oyuncudan her şeyi yapmasını, her maç aynı performansı göstermesini bekleyemezsiniz; sahada yardım sağlamak şart. Ona sahada yardımcı olacak oyunları kenar yönetimin çizmesi ve diğer oyunculara da sorumluluk almalarını, Arroyo’nun yükünü azaltmalarını bir şekilde anlatması ve öğretmesi gerekiyor. Arroyo’nun B.Münih ve A.Efes maçlarında aldığı dakika toplamı 70, maç başına 35 dakika oynamış ve oyun içinde sadece 5 dakika dinlenebilmiş. Bu sürede B.Münih maçında 21 sayı 2 top kaybı, A.Efes maçında 14 sayı 3 top kaybı yapmış.
Bu iki maç için diğer oyuncularımızdan gelen katkılara bakalım. B.Münih maçına fırtına gibi başladık ve ilk periyodu çok iyi şut yüzdesi yakalayarak 30-18 ile önde geçtik. İkinci periyotta ise Ender, Sinan ve Domercant’ın oyuna girmesi ve Arroyo’nun dinlenmek için kenara gelmesiyle hücumdaki agresifliğimizi kaybettik, bu da savunmamıza yansıdı. Periyodun sonlarına doğru toparlanmaya başlayarak 12 sayı atabildik ancak karşılığında 18 sayı potamızda gördük. Sinan ve Ender’in bu maçta aldığı toplam dakika 31, yaptıkları katkı 7 sayı ve 2 top kaybı.
B.Münih maçını kazandık ancak Arroyo’ya yardımcı olan Zoran Erceg ve Milan Macvan sayesinde. Malik Hairston ise halen takıma uyum sağlayamadı ve ondan istenilen katkı maalesef gelmiyor. Bonsu ise bu maçta faul problemine girerek 20 dakika oyunda kalabildi ve sadece 3 sayı atabildi.
A.Efes maçına gelirsek, maçın başında 0/7 seri yiyerek başladık ve ilk dakikadan itibaren oyuna konsantre olmadığımız görüldü. Efes’in uzunsuz ve hareketli point guardsız (Semih ve Hopson kadroda değildi) oyun yapısına hiçbir şekilde karşılık veremedik. Efes içerden ve dışarıdan yüzdeli şutlarla bizi çözdü. Ancak biz bilinen oyunumuz olan sıkıştığımızda dış şutlarla kilidi açmayı başaramadık. Çemberi dövdük ancak sonuç alamadık. Bu maçta 24 üç sayı denemesinden 5 isabet bularak %20,8′de kaldık. Toplam şut yüzdemiz %35,5. Buna karşılık Efes %42,8 3 sayı, toplamda %50,8 gibi bir yüzde yakaladı.
B. Münih maçında da şut yüzdemiz iyi değildi. Ancak B.Münih bizden daha düşük şut yüzdesiyle oynadı. B. Münih maçında üç sayı yüzdemiz 7/27 ile %25,9. Toplam şut yüzdemiz ise %40,6. Görüldüğü gibi son iki maçta şut yüzdelerimiz aynı ancak karşımızdaki rakip şut sokabilirse bizi çözüyor ve kısalarımıza yaptığı baskıyla maçı kazanıyor.
Savunmamıza gelince, Zoran Erceg son iki maçtır en skorer isim olarak gözükse de pota altı savunmamızda zayıf halka. Hiçbir şekilde sert savunma yapmıyor ve adamlarını çok basit şekilde kaçırıyor. A.Efes maçının son periyodunun ilk dakikalarında en kritik anlarda Erceg’in birebir savunma zafiyeti nedeniyle 6 sayı yedik ve geri gelebilme imkanımız kalmadı.
Sonuç olarak son iki maçın ilkinde şansımız ve Arroyo yanımızdaydı, maçı kazandık. İkinci maç ise Arroyo durdu, maçı kaybettik.

Türk oyunculardan ne yazık ki katkı alamıyoruz. Ender, Sinan, Cenk, Furkan… Bu oyuncuların hepsi milli takım düzeyinde oyuncular. Ancak hiçbir şekilde sorumluluk almıyorlar ve oyun içine kayboluyorlar. Bunun başta gelen en önemli nedenlerinden biri de Türk olarak nasıl olsa, bir şekilde alacakları garanti dakikalar. Bu saçma kural olduğu sürece ne ligdeki herhangi bir takım, ne de milli takımımız Avrupa kuplarında ya da ulusal turnuvalarda başarılı olabilir. Bunun en güzel tecrübesini geçen yaz Slovenya’da yaşadık.
Son olarak bu sorunlara çözüm üretecek ve bir şekilde çıkış yolu bulacak olan isim Ergin Ataman. Fenerbahçe maçından sonra yazdığım gibi, eğer Ergin Ataman rakip takıma karşı çalışır motive olursa yenemeyeceği hiçbir takım yok. Ancak kendini saha dışı olaylarla meşgul ederse sonuç iyi olmuyor. Şubedeki rahatsızlıkları, sponsorun gelecek sene ekonomik nedenlerle bu bütçelerde katkı sağlamayacağının bilindiği ortamda, “taraftar böyle yapmaya devam ederse gelecek sezon yokum” demek basite kaçıyor. Yönetimin de bunu fırsat bilip bildiri yayınlayıp Galatasaraylılık dersi vermesi, şubeyi kapatırım tehditi de ayrı bir absürt kurumsal iletişim örneği.
Ergin Hoca taraftarla uğraşmayı onları düzene getirmeyi kendine misyon kabul etmiş olabilir. Ama bilmediği çok net bir şey var; tribün dinamikleriyle bu kadar çok oynarsan Efes maçında duyduğun herkes gider biz kalırız biz Galatasaraylıyız cümlesi, “Ergin gider biz kalırız” olarak söylenir. Bu zamana kadar tribünle kavga edip kazanan görmedim. Bu nedenle, Hocam sen sahaya konsantre ol, taraftar her zaman her şartta senin yanında olur.
Unutmadan, resmi siteden bildiri yayınlayıp iki saat sonra geri çeken kurumsal iletişimci profesyoneller o bildiri neden geri çekildi? Fair ortamlarda online mıyız?
 

Üst