Maçın başında rahat bir maç olacağı izlenimi vardı, 2 gömlek üstündük rakipten, açıkça belli oluyordu.
Ama işte Avrupa'dan elenmemize sebep olan o en büyük belalımız ALAN SAVUNMASI yine ortaya çıktı. Alan savunmasına hücum edemiyoruz, oyuncuların statik şekilde durup pas yaparak bu savunmayı aşması kolay değil zaten. Bazı oyuncularımız ise bomboş pozisyonda bile şut atmaya korkuyor, içlerinden "Top bana gelmesin lütfen" diyor gibiler. İsim vermeme de gerek yok zaten, maçtaki herkes görmüştür o acemiliği.
Adam adama savunma yapan her takımı yenebilecek kapasitemiz var ama zıt şekilde "Alan Savunması" yapan her takım da bizi yenebilir.
Buna nasıl bir çare bulunabilir dersek de, Oktay Hoca'dan özel setler bekliyorum. Mesela Yunanistan Milli Takımı Spanoulis odaklı, dipte boş adam bulma setini oynuyordu, 3 pasta bomboş şutu buluyorlardı Dünya Şampiyonası'nda, ona benzer setler oynayabiliriz belki.
Onun dışında şu maçı kaybetsek gerçekten çok yazık olurdu, Rancik bu maç herkesin sabrını taşırdı zannediyorum, Ali Karadeniz orta mesafeden leblebi gibi sokarken hala bir adım geriden savunuyor, sene sonu güzelce veda edilmesi lazım, onu da anladık iyice.
Bir not da tribünlere...
Fark 20 sayı iken, sağolsunlar "Herkes gider, biz kalırız" tezahüratı ile farkı kapattı Trabzon. Herhalde maçı kazansalar seyirciye teşekkür edecekti Sokota. Basketbolla bu kadar ilgisiz bir taraftar görmemiştim son maçlarda. Maçtan önce Beşiktaş kontrası girildiğinde Oktay Hoca'nın yüzünü görseydiniz niye bunu söylediğimi daha iyi anlardınız.
Hani taraftar gelsin tabiki ama şöyle taraftarlar geleceğine 100 kişi olalım ama basketbolu bilen, doğru tezahüratları söyleyen taraftar olalım.
Umarım bir dahaki maç gereken yapılır bu konuda...
