bazen abarttigimi dusunuyorum, sonra herkes kadar diyorum.
ya da soyle gibi, sinirlari cizme konusundaki eksiklik tedirginlik yaratiyor, fakat farkediyorum ki, konumlandirmalarimiz eksik ya da fazla seklinde kategorize edilebilecek gibi degil, zira tercihler de yaradilisimizin bir yan urunu..
sorumluluklarini ertememeli insan, biri bunu yapiyor diye daha fazla galatasarayli olmuyor mesela, herkes ustune dusenin ayirdinda olmali, kresten almasi gereken bir cocugu mu var ornegin, ya da pazartesi onemli bir vizesi, en nihayetinde bu guzel havada gezmek isteyen bir kiz arkadasi;
insan sevdigini ihmal eder mi hic..
sonra aile, gunluk hayatin kosturmacasi icinde, unutulan bireyler, haftasonlarini ise galatasaray icin caldigimiz, belki de onlarin bazilarinin bir omur anlayamayacagi sekilde. ya da nadiren gelen beraber pazar kahvaltilari sansini, firsat maliyeti daha buyuk diye ipekcide yenecek bir simit icin yoksaymak gibi. delice degil belki ama, cok da akilli isi degil, fakat iste gozune carpan sey inadina sari, hem de kirmizinin tonlarinda, o zaman boyle bir veli kendini cekip cikartabilmeli, yaratilan buhrandan..
bugun bir mac var, bir sure once basligi bile acilmis, ben abdi ipekciyi sevmiyorum, hem uzak, hem yollar dikenli ve tasli, efesin eurolueage maclari icin lise zamanlarinda gittigimde de sevmezdim. sahi bir gun galatasarayin kendisi icin gidebilecekmiyiz ipekciye, "el", "el" diye.
rakip ise kume dusmus, belki yeneriz, yok buyuk ihtimalle yeneriz, hem yenersek bir adim daha atariz, sonra bir adim daha, agir agir, sezonu hos bir yerde bitiririz, ardindan lobi yapariz, on elemeye cagriliriz, sonra belki bir gun grup maclari derken, hafiften top16 hedefleri, hem f4 neden olmasin ki;
akabinde galatasaray videolarini facebook profillerinde paylasan yunan kizlari..
yok, alkol dunde kaldi;
egdik basimizi yuruyoruz,
galatasaray ulan !