Re: GALATASARAYIMIZ 92 - 76 Efes Pilsen
O sabah yataktan kalktığımda oldukça gergin ve huzursuz olduğumu fark etmiştim. Nedeni ise malumdu; koca bir sezonun sonuna yaklaşırken, aşık olduğumuz renkler bir nevi final maçlarına çıkacaklardı o gün ve bu maçların heyecanı ve gerginliği daha uykudayken hakim olmuştu bünyeye. Hafif bir kahvaltı ve ılık bir duşla biraz rahatlayan bünye bu zor ve yorucu güne hazırdı artık.
İlk savaş parkedeydi?belki de son 15-20 yılın en iyi ve en şanssız sezonunu geçirdiğimiz basketbol takımımız normal sezonun son maçına çıkıyordu. Rüya gibi başlayan ve ilk devresini lider kapattığımız sezonun 2.yarısında işler tersine dönmüş ve başta sakatlıklar olmak üzere muhtelif sebeplerden dolayı aldığımız aptalca mağlubiyetlerle zirveden oldukça uzaklaşmış ve playofflarda saha avantajı yakalama şansımızı kaybetmiş bir şekilde normal sezonun sonuna gelmiştik. Bu durum ve daha 1 hafta önce gelen oyak mağlubiyeti forum ahalisinde coşku kaybına,ciddi tartışmalara ve hatta bazı arkadaşların ?bu takım benim için bitmiştr?e kadar varan isyanlarına yol açmıştı. Bütün bunlara karşın salonun durumunu gördüğümüzde taraftarın bu takıma olan inancının henüz bitmediğini anlıyorduk ki,maç neredeyse sabah saatindeydi ve üstelik birkaç saat sonrada futbol takımımız ASY de şampiyonluk maçına çıkacaktı. Ama belli ki taraftar, parkedeki Aslanlar?ına hem her şeye rağmen bu sezon yaşattıkları büyük mutluluklar ve zaferler için teşekkür etmek,hem desteğe devam mesajı vermek,hem de o Pazar gününü bir sarı-kırmızı bayramına döndürmek için kararlıydı ve ne yapması gerektiğinin de bilincindeydi.
Birkaç çeşit playoff hesabı ve rakip kim olsa daha iyi olur,yenip telekomlamı,yoksa yenilip fb ile mi eşleşmek daha hayırlı olur düşünceleri salondaki coşkuyu görünce tamamen dağılıp gitmiş,tek hedef kalmıştı artık; normal sezonu efes galibiyetiyle kaparken,bu ?Zafer Pazar?ının? açılışını yapmak.
Maç 2 perdelik bir film gibiydi adeta?ilk perdede sıkıntı,gerilim ve kasvet vardı. Yaşadığı büyük düşüşün ardından ne zaman patlayacağı merakla beklenen Dee?nin bu maçta da patlamaya pek niyeti yok gibiydi. 4 s 1 a 5 tk ile filmin ilk yarısını kabusa çevirmişti. Diğer yandan da Owens ondan aşağı kalmayıp,4 tane bomboş pota dibi kaçırıp 1/7?le oynayınca,2.çeyreğin başında 15 sayı geri düşüvermiştik. Ancak başta tribündekiler olmak üzere o günün bir zafer günü olmasını engelletmeye kimsenin niyeti yoktu. Taraftarın başlattığı direnişi parkeye ilk indiren Owens oldu. Kısa sürede diğerleri de ona katılınca daha ilk yarı bitmeden farkı erittik.
2.perdede ise aşk,coşku,inanç ve saldırganlık hakimdi?başrolde ise sezon başından beri beklentileri tam karşılamamasına rağmen bir şekilde taraftarın sevgilisi olmayı başarmış tek gözlü bir adam vardı. Attığı bir üçlük sonrası tribünlerden gelen Dee Dee Dee sesleriyle iyice coşan Brown,beklenen patlamayı efes e yapmış ve kendisine neden ?one man fast break ve Dee for three? dendiğini bu sezon ilk kez bu kadar net kanıtlamış oluyordu. Yan rollerdekilerde en az başroldeki kadar parlaktı. Uzun zamandır ilk kez rahat sıçrayabildiği görülen Hüseyin..Kolej?deki şutlarını hatırlatan ve yapamaz denilen savunmasıyla rakip kısaları canından bezdiren Murat..ve Cenk ve Cüneyt ve Gaines?takım halinde yapılan savunma ve hücumla rakibi adeta parçaladık ve lige çok heybetli bir kükreyişle noktayı koyarken Ankara?ya ciddi bir korku salmış oluyorduk.
Parkedeki zaferin coşkusuyla döndüğümüz ASY?den de galibiyet çıkınca sabah düşündüğümüz ve dilediğimiz çifte zafer gerçekleşmiş ve 27 Nisan 2008 Pazar günü, tarihe sarı-kırmızı bayram olarak geçmişti.