Maçta o kadar çok enstantane vardı ki.
Bir pozisyonda Göksenin öyle bir savunma yaptı ki rakip oyuncu (yanlış hatırlamıyorsam Sloukas) nefes alamadı.
Udoh bloğu yedi, top elinde kaldı, Sinan da elindeki topu aldı.
McColum orta çizgide Bogdan ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynadı, sonunda Bogdan yerlerdeydi, Obra dayanamadı kenara aldı. Gururuyla oynandı çocuğun.
Vesely nasıl savunulur dersi verdi Lasme ve Green. Green'den kurtulsa Lasme'yi gördü. Avrupa'nın en iyi uzunu madara oldu.
Galibiyet unutturdu sanılmasın, Kennerman kalsiği vardı. Top çıktı, yakındaki hakem bize verdi, Obra ve Bogdan itiraz etti, en uzaktaki Kennerman topu Fener'e verdi ve sonra Ataman'a kontrol ben de tarzı bir işaret yaptı. "Engin doğruyu söyle, kaç para aldın?" repliğini de unutmadık.
Melih bizden gönderildi diye mi kıllık yapıyor anlamıyorum, bir zamanlar Ömer Onan'ın yaptığını yapmaya çalışıyor, tribünlere oynuyor, ortamı geriyor. Ömer gidiyor Emir geliyor, Emir gidiyor Melih geliyor, adamlarda itici tip bitmiyor. Biraz Sinan'dan adamlık öğrenseler ya.
Ve son olarak Avrupa efsanesi Obra'nın yüzündeki çaresizlik ifadesini canlı izlemek paha biçilemezdi. Bunu yaşatan Ataman'a da saygılar. Helal olsun koç...