TFF Süper Kupa | Galatasaray - Fenerbahçe

Arkadaşlık sahiplenmektir. Kelimenin tam anlamıyla "Adam gibi adam..." Gökhan Zan !

Gökhan Zan: "Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.."
 
Toplum olarak, birilerini eleştiriken, başkalarını yüceltme ihtiyacı duymaktan ne zaman vazgeçeceğiz; çok merak ediyorum? Yönetimi eleştirmek herkesin hakkıdır. Hele ki takımın geldiği mevcut durumdan sonra... Ancak bunu yapmak için, Fatih Terim'i veya takımdan gönderilen oyuncuları yüceltmeye gerek yok. Gidenler gitti; artık önümüze bakma zamanıdır.
 
Yasin eleştirileri taraftarlık düzeyinin geldiği noktayı gösteriyor. İyice dibe vurduk. Evet Yasin hiç bir zaman bu takımın oyuncusu olamayabilir ama ne olursa olsun ilk maçından böyle eleştirilmeyi hak etmiyor. Tam tersi göklere çıkarılmayı hak etmediği gibi.
 
Yasin Öztekin 11 oyuncusu olsun olmasın faydalı olur. En azından Emre Çolak gibi 45-50 Kilo değil, topu alıp etrafında dönmüyor dikine oynamayı seviyor. Biz Emre ve Aydın gibileri kabullenip Yasin gibi en azından cesaretli adamları bir maçta nasıl doğruyoruz aklım almıyor.
 
Yasin'e yapılan eleştiri ayağında çok top tutmamış. 41 saniye kalmış top ayağında. İyi de zaten hızlı oynasın istiyoruz. Selçuk 2 dakika oynuyor da ne oluyor?
 
Melo kendisine yapılanı kolay kolay unutmaz, bekler, tadını çıkara çıkara intikamını alır.

Demirören'i, Emre'yi rezil ettiği gibi Volkan'ı da yerin dibine sokacaktır. Sami Yen'deki maçı bekleyin, bu yaşananların bir benzerini göreceksiniz...
 
Bu kadar kötü oynayacağımızı hiç düşünmemiştim. Bence sorun ileri 4'lü ile geri defans 4'lüsü arasında oluştu. Bunların arasında ki sorunda Melo-Selçuk ikilisine patladı.

İleri 4'lü hücum pres yaparak ilerde basmanın yollarını ararken geri 4'lü iyice gömülüp arkada bekledi. Bu yüzden orta sahada ikilemde kalan Melo-Selçuk ikisi rezalet bir oyun sergilemek zorunda kaldılar.

Fener presi kolayca geçip orta sahada istediğini yaptı. Ömer Üründül'ün de dediği gibi bloklar arası mesafe çok büyüktü. Bence takım ya hocanın dediğini sahaya yansıtamıyor ya da hoca ne oynadığına karar verememiş bu maçın özelinde.

Galatasaray her zaman ileride basan kısa mesafede sıkı presler uygulayarak topu kapıp üstünlüğünü kabul ettiren bir taktik anlayışıyla oynamalıdır. Pazartesi gibi geride bekleyen gömülen bir GS hiçbir zaman olmamıştır.

İleri 4'lü gayet pres yapabilecek özellikte oyuncular buna arkadan Melo'nun da katıldığını düşünürsek önde basmak bizim faydamıza olacaktır. Ancak geri 4'lü de alanı daraltması lazım öne çıkarak. Böyle kaptığımız topları Sino,Olcan,Yasin ile hızlı bir şekilde değerlendirebiliriz.

Yekta girdikten sonra orta saha da daha kalabalık göründük alanları daraltarak ancak bu sefer de akıl almaz pas hataları başladı. Selçuk ve Yekta beklenen pas alışverişini gerçekleştiremedi.

Penaltılara gelince en kötü penaltı Yekta'nın vuruşuydu. Muslera'nın emeklerine yazık oldu.

Rakipten bahsetmeye gerek yok. Çok şükür her daim nasıl bir kulüp olduklarını hatırlatıyorlar. Oyuncu grubu da gün geçtikçe nasıl kişilikler olduklarını göz önüne sererek rezil oluyorlar. Daha beter olurlar inşallah.
 
Olayların kurallar kitabında yazıldığı gibi değil de kişiye ve kulüplere göre değerlendirildiği bir ortamda kazanmak ya da kaybetmek umurumda değil. Kupayı kaybettiğimiz takımın Fenerbahçe olması da hiç umurumda değil.

Kazanmayı hak edecek bir oyun sergilemedik, rakibimiz daha iyi oynadı ve daha fazla hak etti ama bu ülkede ne zamandan beri hak edenler kazanıyor ki kazanmayı hak etmedik söylemini şiar edindik? Hakemin Volkan´ı ataması acizlik değil, kuralı bilmemesinden kaynaklanıyordu bence. Keza insan müsvettesinin maçta yaptıkları ve maç sonunda söylediği sözlere söylenecek bir şey yok. Ve bunun sadece 3 maç ile cezalandırılması...

Eskiden Türkiye Ligi bir araç, asıl amaç Avrupa derken yine de bir nevi heyecanlanırdım derbilerde vs. Sağ olsun mevcut iktidar ve onun piyonları bu zevki elimizden aldı.
 

Üst