offff, kalbim duracaktı vallahi. ne maçtı! çook yazık oldu, hem de çook
ama artık bir yerde de insan "yeteeer!!!" diye isyan etmeden de edemiyor. tamam kazanma azmi, ruhu, motivasyonu, oyun planı herşeyi güzel de... E bir de kazanalım artık, sonuç alalım. 2 sene evvel barcelona ve olympiakos maçları, bu sene maccabi, real deplasmanı, iki cska maçı... hani bazen de "ulan fark yiyelim ama böyle de kaybetmeyelim" diye düşünmeden de edemiyorum.
ama inşallah bu şanssızlığı, kısmetsizliği son 8'de kırabiliriz, belki de onun öncüsü nazar boncuklarıdır bunlar, kim bilir. bir takım da hep böyle maç kaybedecek değil ya! İlâhî adalet diye bir şey var
gelelim eleştirilere... evet, Allah var, fb maçındaki fark için, ezilerek gelen mağlubiyet için ben de kızgındım biraz takıma ve hocaya ama... sabrettim, ses çıkarmadım. çünkü böyle bir maç bekliyordum açıkçası. eskinin futbol takımı gibi olduk, Avrupa'da bir başkayız.
lig maçları için benim tek eleştirim ve isyanım, hocanın oyuncu tercihlerine. madem yenmeye çıkmadın; e bari oynat domercant'ı, engin'i, cenk'i, ender'i, şuacan'ı, doğukan'ı da öyle kaybedelim. çocuklar da hem pişsin, hem de özgüven tazelesin. bak işte, domdom'u hazırlamış olsaydın, dün marko paşa'ya o kadar sabretmene gerek kalmayacaktı. Hoca burada çok yanlış yapıyor.
ayrıca bugüne kadar erceg'e laf söylememeye gayret ettim. evet savunmada aksıyor filan ama, genel avrupa performansı sayesinde buralardayız. ve dün de kendini ispat etti bir kez daha. ve güzel olan, sanırım hoca'nın ona 45 dakka süre vermesinin nedeni, yorulmaması ve elinin titrememesi. büyük oyuncu gerçekten.