Top 16 | 14.Hafta | Galatasaray Liv Hospital 64 - 55 Partizan NIS Belgrade

Yarın güzel bir gün olsun. Önce kadınlarda sonra da erkeklerde tur atlayalım. Sonra da saat 9-10 gibi buralar bayram yerine dönsün. İki takımımıza da başarılar.
 
South Park izleyenler için söylüyorum ; halim tam olarak bu. Hadi artık yarın olsa da maç başlasa bir an önce.
[video=youtube;raTts-iGixU]http://www.youtube.com/watch?v=raTts-iGixU[/video]
 
TOP 8'e sadece bir galibiyet uzaklıktayız. Üstelik grubun en güçsüz takımına karşı oynayacağız.

Hakikatten içim içime sığmıyor, bir an önce kazanalım ve bitsin şu iş.
 
Basketbolu bilen takımlar kaybetse de omurgayı bir şekilde dik tutuyor.Elenme ihtimalimize yüzde 5 bile demiyorum ama şova yeltenilecek son maç.
 
Basketmerkezi.com' da güzel bir yazı okudum, forumda da alıntı yaparak paylaşmak istiyorum.


FERSU DENİZ YAHYABEYOĞLU' Alıntı:
Son yazılarımda Fenerbahçe ve Anadolu Efes’in Eurolig’deki başarısızlıklarını analiz etmiştim. Bu yazımda da çeyrek finale çıkabilmek için Partizan ile karşılacak olan Galatasaray Liv Hospital ve rakibini analiz edeceğim.



Galatasaray sezon başında Ergin Ataman ve kurduğu kalburüstü kadroyla en az Anadolu Efes ve Fenerbahçe kadar iddialı bir konumdaydı. Ancak Gordon, Ersin Dağlı ve Jawai’nin sakatlıkları Ergin hocayı çok zor duruma soktu. Bu süreçte takıma eski oyuncusu Pops’u dahil ederek, son olarak Hairston’u ekleyerek yarayı kısa süreli olarak sarmayı başardı Ergin hoca. Ancak Pops’dan aslındaistenen verimi alamadı. Neyseki Furkan Aldemir tüm basketbolseverlere artık genç bir oyuncu değil, takımın ilk beş pivotu olabileceğini, üstelik de bunu Euroleague seviyesinde ve pota altı sertliğinde yapabileceğini gösterdi. Ender Arslan’ın tecrübesi , pick&roll’lar ve delici penetreleriyle hücuma kattığı çeşitlilik, Markoishvili’nin birçok maçta bize gösterdiği üst düzey skorer özellikleri, Göksen'in ve Sinan’ın bir çok maçta kenardan gelerek savunmaya verdikleri enerji, Erceg’in gününde olduğu maçlarda skora yaptığı müthiş katkı, Macvan’ın pota altı-dış atış dengesi ile sahaya getirdiğ katkı ve Hairston ile Pops’un hücumdaki patlayıcı güçleri sayesinde Galatasaray ve Ergin hoca çeyrek final umutlarını son maça taşıdı.



Ersin Dağlı iyileşti ve bu maçta süre alabilir durumda. Arroyo hafta içi Pınar Karşıyaka maçında dinlendirildi ve %100 kapasite ile bu maçta sahadaki yerini alacak, Markoishvili sakatlıktan tamamen kurtulmuş eski skorer kimliğine kavuşmuş görünüyor ve hepsinden önemlisi Aslanlar'ın seyiricisi bu maçta tam destek ile arkalarında olacak.


Partizan takımı tecrübeli koç Dusko Vujosevic ile üstüste ikinci sezonunu geçiriyor. Partizan takımı çok genç bir takım ve yaş ortalamaları 23… Takımın asıl oyun kurucusu ve Avrupa basketbolunun en önemli genç yeteneklerinden biri olan Leo Westermann sezon başı sayılabilecek bir dönemde geçirdiği büyük sakatlıktan sonra sezonu kapattı. Bu nedenle takımın saha içi lideri net bir 1 numara olmamasına rağmen genç Bogdan Bogdanovic oldu. Bu pozisyonda tecrübesiz Fransız guard Boris Dallo dışında başka bir alternatifleri de bulunmuyor. Aslında Bogdanovic Kinsey’in de sakatlığıyla kısa pozisyonunda takımının neredeyse tek skor opsiyonu olarak kalmış durumdaydı bunu farkeden kurt hoca Vujosevic veteran oyuncu Pavlovic’i takıma kattı 4 maç önce ve maç başına 12 sayılık bir katkı aldı kısa pozisyonuna.

Bir de sezonu “ölü toprağı serpilmiş” olarak geçirmekte olan tecrübeli guard Tepic geç de olsa son maçlarda uyanmaya başladı. Pick&Roll oyunlarında Bogdanovic’den çokdaha tehlikeli ve tecrübeli bir pasör olan Tepic son toplarda da eli yanmadan şutu kullanabilecek bir oyuncu, pozisyonunda oynayan rakip oyunculara karşı fizik üstünlüğünü kullanıp sırtı dönük pozisyonlar da yaratabilen bir guard. Sakatlıktan dönen genç Letonyalı forvet Bertans da zaman zaman skorer özelliklerini ortaya çıkarıp takımı adına X-factor olabilmektedir.

Partizan’ın esas güçlü olduğu pozisyon pota altı olarak göze çarpıyor. Genç Fransız Lauvergne Eurolig’de çok iyi bir sezon geçiriyor,
Top 16’da ve tüm sezon istatistiklerinde de ribaundlar'da 1 numara olan oyuncu, verimlilik puanı sıralamasında da uzun oyuncular arasında ilk beşte yer alıyor. Sahada koşabilen ve özellikle sırtı dönük oyunlarda çok etkili olabilen Lauvergne’in en önemli özelliği hücum ribaundları ki burada
Eurolig'de maç başına 3 ortalama ile bu istatistikte de birinci sırada.



Maçın başında Ergin hocanın Sinan ve Göksenin’i hatta zaman zaman Ender’i kullanarak Bogdanovic’e yapacağı baskı bizi maça çok üstün başlatacaktır. Partizan takımı baskı altında çok fazla top kaybeden ve hücumları birebir oyunlara dayanan, asist üzerinden sayı bulmakta çok zorlanan bir takım. Bununla beraber Furkan’ın oyunda kaldığı süre boyunca Lauvergne ile tüm sahada koşması ve özellikle hızlı gelişen Partizan hücumlarında Lauvergne’e top aldırmayacak şekilde önden savunma yapması gerekecektir. Sete set hücumlarda Bogdanovic’in eline bakan Partizan takımına karşı Galatasaray forvetlere baskıyı iyi yapıp, özellikle Lauvergne’in kullandığı toplarda Milutinov ve Gagic’i iyi box edebilirse sonuca ulaşmamız daha kolay olacaktır. Dönem dönem hücum sıkıştığında Bertans ve Pavlovic sürpriz birebirler oynayabiliyor ve potaya gidebiliyorlar, burada özellikle Bertans'ın dış şutlarda ritim bulmamasına dikkat etmek gerekiyor. Son maçlarda sorumluluk alıp gerek oyun kurma gerek de skor konusunda Bogdanovic’e katkı sağlayan Tepic maçın kaderini belirleyebilecek bir oyuncu. Galatasaray Liv Hospital’ın maç boyunca gözden kaçırmaması gereken bir oyuncu bence.


Özellikle Hairston’ın son maçlarda yaptığı birebir baskılı savunmayı ve sertlik düzeyini bu maçta da ortaya koymasını bekliyorum. Hücumda ise Galatasaray’ın özel bir çaba sarf etmesine gerek olmayacaktır. Partizan genç bir takım ve atletik özellikleri güçlü olan oyunculardan kurulu ancak savunmaları zayıf. Özellikle uzun oyuncuları pick&roll savunmasında iyi değil. Ender ve Arroyo’nun Furkan ve Pops ile oynayacağı pick&rolllar'da rahat basket bulabileceğimizi düşünüyorum. Bunun yanında Ersin’in oynaması durumunda kullanacağı orta mesafe şutlar bizi çok rahatlatacaktır. Arroyo gibi zeki bir oyuncunun bu kadar genç bir takıma karşı tempoyu ayarlayacağına ve gerekmedikçe tempoyu arttırmayıp, sete set hücumu tercih edeceğinden eminim. Macvan ve Furkan’ın pota altında topla buluşup yapacağı bitirişler de bizi çok rahatlatacaktır. Markoishvili normal istatistiklerine ulaşır, Hairston doğru şut tercihleri yaparsa her şey yolunda gidecektir.


Sonuç olarak Partizan Galatasaray’ın dişine göre bir takım hatta Aslanlar'ın çok daha iyi bir takım olduğunu söylemek yanlış olmaz, umarım Arroyo doğru tercihler yapar ve fiziki olarak kendini maç içinde gerekli şekilde hazır tutabilir. Bunun yanında hücumlarımızda önemli etki yaratan Erceg’in şut ritmi umarım bu maçta da son maçlarımızdaki gibi iyi olur ve en önemlisi 6.Adam, taraftarlarımz Aslanlar'ı her zamanki gibi gereken şekilde maç boyunca centilmen bir şekilde desteklerler.


Genel İstatistikler:

SAYI: GALATASARAY (12.SIRA) – PARTİZAN (16.SIRA)

HÜC. REB.: GALATASARAY (4.SIRA) – PARTİZAN (3.SIRA)

SAV. REB.: GALATASARAY (15.SIRA) – PARTİZAN (13.SIRA)

TOP. REB.: GALATASARAY (10.SIRA) – PARTİZAN (6.SIRA)

ASIST: GALATASARAY (11.SIRA) – PARTIZAN (16.SIRA)

TOPKAYBI: GALATASARAY (16.SIRA) – PARTİZAN (2.SIRA)

S.ATIŞ%: GALATASARAY (9.SIRA) – PARTİZAN (17.SIRA)

ÜÇLÜK%: GALATASARAY (17.SIRA) – PARTİZAN (18.SIRA)

YAŞ ORT: GALATASARAY (28) – PARTİZAN (23)





FERSU DENİZ YAHYABEYOĞLU

fersu77@yahoo.com
 
Biz bu maçı kazanırız ancak forumda maçın çok kolay geçeceğini hissettim Partizan bir ekol ve basketbol okuludur onlar yedikleri farka bakmadan asla oyundan kopmazlar.Sistemleri olan bir takım o yüzden maç 20 sayıylada bitse bizi yoracaklar.
 
İki takım arasında ciddi bir kalite ve tecrübe (oynayan oyuncular bazında) farkı olsa da tarih ciddiye alınmamış hayal kırıklığı yaratan maçlarla doludur, gerek yerel liglerde gerekse Avrupa arenasında. Son 8´e bu kadar yaklaşmışken bu maçı ciddiye almama, çantada bir maç olarak görme lüksümüz yok gerek parkede gerekse tribünde.

Ligde hayal kırıklığı yarattığımız sezonda tek tutar dalımız EL oldu, bari burada iz bırakalım.
 
Aklıma 2 sezon önceki İpekçi'deki Asseco Prokom maçı geliyor ya öyle olursa diye. İnşallah olmaz, inşallah olmaz da vurup geçeriz bayram ederiz gecemizi
 
Oyuncular çok ayrı bir havada çıkacaklardır bugün taraftar desteği ile bir level daha üstün oynayacağımız kesin ama onları da küçümsememeliyiz sonuçta belli bir ekolü olan ve kaybedeceği bir şey olmayan bir takım son maçlarında güzel bir oyun ortaya koymak isteyeceklerdir.
 
En büyük korkum aşırı motivasyonun oyuncularda yaratabileceği gerginlik, şutların girmemesi vs. Geçmişte vardır bu tür maçlarımız.

İnşallah sonu mutlu biten bir akşam olur.
 
CSKA maçından sonra da yazmıştım ama kimse okumamış sanırım (son sırada olduğundan belli).

Hoca ile Cenk AKYOL arasındaki sorun nedir? neden hoca Cenk'i gözden çıkarmış gibi duruyor acaba? sakat mı yoksa?
 
CSKA maçından sonra da yazmıştım ama kimse okumamış sanırım (son sırada olduğundan belli).

Hoca ile Cenk AKYOL arasındaki sorun nedir? neden hoca Cenk'i gözden çıkarmış gibi duruyor acaba? sakat mı yoksa?

Cenk konusunda yorum kendi başlığında olsa daha iyi olurdu ama yazayım,son bir kaç maçı kaçırdınız galiba Cenk'de özgüven sorunu var fazlasıyla özellikle fb maçında kaçırdığı boş şutlardan sonra rakibin ritim bulmasına neden oldu,süre aldığı dakikalardada verimsiz oynadı,bu nedenle aldığı sürelerin azalması gayet normal,ayrıca aralarında sorun olduğunu düşünmüyorum eğer olsaydı mutlaka medyada yer alırdı..
 
Hemşehrim, güzel söylüyorsun da adam öylesine sokulduğu real maçında arka arkaya 3-4 üçlük sokmasına rağmen yine kenardan da olsa kendine yer bulamadı. bu çocuk özgüven sorunu yaşamasın da kim yaşasın! bir de iplenmeyen bir fb maçında oynatılmak da, atış kaçırınca kenara alınmak da ayrı birer trajedi.
marko cska maçında bir sürü boş üçlük kaçırdı ama kenara alınmadı, zalgris maçında 4 faullü olmasına rağmen yerine Cenk düşünülmedi. bence başka bir şey var ama... neyse.
 
Hemşehrim, güzel söylüyorsun da adam öylesine sokulduğu real maçında arka arkaya 3-4 üçlük sokmasına rağmen yine kenardan da olsa kendine yer bulamadı. bu çocuk özgüven sorunu yaşamasın da kim yaşasın! bir de iplenmeyen bir fb maçında oynatılmak da, atış kaçırınca kenara alınmak da ayrı birer trajedi.
marko cska maçında bir sürü boş üçlük kaçırdı ama kenara alınmadı, zalgris maçında 4 faullü olmasına rağmen yerine Cenk düşünülmedi. bence başka bir şey var ama... neyse.

Buna ben de katılıyorum. Marko tamam o bölgede ilk oyuncumuz ama son maçlarda görüyoruz Marko oyundan çıkınca Henry giriyor ki oyuna şu özgüvensiz hali ile bile Cenk bence daha çok güven veriyor
 
Maçı izlemek isteyen profilime girip linki bulabilir. (Ziyaretçi bölümü) Linkin patlaması durumunda neler yapabileceğinizi de yazdım.) Türkçe yayın.
 

Üst