Türkiye'nin Adım Adım Batması

Kendilerine yeni bir kitle kazandıracak hareketlerin boşa çıkmasından sonra, artık tamamen mevcut kitlelerini ellerinde tutmak için gittikçe partizanlaşan ve daha katı şekilde devam edecek kararlar silsilesine girdik. Tutuklanan muhalif isimler, özellikle seküler kesimin yaşam alanının daraltılması, yok edilmiş orta sınıf, yasaklanan festivaller ve konserler tamamen bunu işaret ediyor. Sırf belli bir kitleye hitap etmek için Ekonomi giriş dersinde öğretilen faiz kurallarını dahi dini gerekçelerle yok sayan ekonomik ortamda bu yapılanlar bilgisizlikten değil tamamen bilinçli yapılmış şeyler. Gerekçeleri de klasik hayali düşmanlar yaratmaktan fazlası değil ki bu milletin en sevdiği şeydir yalandan yaratılan kahramanlık hikayeleri.

Bilen bilir, mutlaka daha yakından bileniniz de vardır. Türkiye'de en ağır işleyen sistem bürokrasi ve yargıdır. Ancak yargıyı dahi kendi lehlerinde kullandıkları zaman ne kadar hızlı çalıştırabildiklerini görüyoruz. Bugün bir kadın şiddete uğradığı eşine dair bir karar aldırmak istediğinde aylarca uğraşıyor ancak iş muhalif isimlere yönelik bir hareket olduğunda bürokrasi nasıl da hızlı işliyor. Bu açıkça, bu ülkenin bir kesimine meydan okumaktır.

İktidarı değiştirecek şey halk değil, maalesef sermaye sınıfıdır. 2002 krizinde sermaye sınıfının bayrağı açmasıyla bir anda var olan kriz daha da derinleşti ve ortaya bugün geldiğimiz nokta çıktı. Ancak pandemi gibi 100 yılda bir görülen bir olayda dahi kayırılarak, karları %300-400'lere varmış şirketler hallerinden memnunken, maalesef bu sürecin bütün yükü vatandaşın sırtında. Sonumuz hayır olmaz maalesef.
 
Son düzenleme:
Ceza alsa yatarı bile olmayan bir "suç" için tutuklama kararı verildi ve asıl vahimi de sebep olan ortaya koyulan maddelerin olayla alakası yok. İHL denen yapı kutsal mı, bir kesim mi? Bu kararı veren hakimin de o koltuğa nasıl oturduğu ortada. Daron Acemoğlu, Ruşen Çakır'la olan programda bu ülkenin en az 10 yılda yapısının düzeleceğini söylemişti millet kötümserlikle suçlamıştı.
Bunlar gider ayak 2002'de ki gibi bir doğru yol haritası da bırakmayacaklar. 2002'de ekonomi düzelmeye başlamış ve beğenmesekte Kemal Derviş'in İMF eliyle yürüttüğü program ve yapısal reformlar vardı ve bunlarda devam ettirdi.
 
Son düzenleme:
Herkes gibi eleştri yapmak istiyorum ama garip olaylar var,hikayenin en başından 2002 den bu yana yaşanan olaylar çok garip,gizemli,insanın mantığına sığmayan,gerçek olduğunu sandığımız hayatı bile sorgulatan şeyler yaşandı ve yaşanıyor.Abartı değil gerçek yazıyorum ben bazı insanların ölümsüz olduklarını bile düşünmeye başladım.

Herşey bir rüyadan mı ibaret ? Yoksa bu bir intikam hikayesi mi ? Bu psikolojik işkence daha kaç yıl sürecek ? Ve son olarak insanlar nasıl katlanabiliyorlar ? Gerçek bir insanın katlanamaması lazım,ya isyan etmesi ya delirmesi ya da beden sağlığının bozulması gerek ama insanların çoğu normal bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar,bu da garip işte ...
 
Cahil olduğunu kabul etmeyen anadolu çomarları tarafından battı. Tabi şizofren bir kasımpaşalının kendini ülkenin sahibi sanmasıylada.
 
2002 den beri kimileri cenneti bu dünyada yaşarken kimileride cehennemi bu dünyada yaşadı,isteyerek gelmediğimiz bu dünyada niye bunları yaşıyoruz ? Suçumuz ne ? Günahımız ne ? Ne yapmamız lazım ? Bizden ne istiyorlar,hayatımızdan vazgeçmemizi mi ? Çekip gitmemizi mi ? Biat etmemizi mi ? Sürünmemizi mi ? Bence sürünmemizi,bir kere değil hergün ölmemizi.

Bir taraftanda siyaset denilen bu danışıklı dövüş sahnesinde 2023'de herşeyin değişeceğine inanmamızı isteyenler var,20 yıldır hep aynı şeyler yaşanıyor,değişecek olsa değişirdi,artık çok geç,AKP hepimizi yendi,AKP güçlü olduğunu sandığımız herşeyden daha güçlü çıktı,artık onları yenecek hiçbir güç yok,varsa da buyursun yensin bakalım

Gerçek acı ama sonuçta gerçek,hoşumuza gitmesede böyle
 

Üst