Avrupa'da piyasa eskisi gibi değil, hatta iyi oyuncudan çok kötü oyuncu var. Üstüne ben bu oyuncuyu aldığımda her şeyiyle bana geleceğini biliyor muyum. Yoksa bir yıl kendini gösterip Zalgiris'e mi gitmeye çalışacak. Ahmet yerine Ahmetovic aldığımızda bir şey değişmeyecek yani.
Burda nasıl yetkinin dağıtılması gerektiğini düşünüyorsam, Micov gibi henüz daha yöneticilik kariyerinin başında birine de şubenin anahtarını tamamen teslim etmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü işler kötü gittiğinde kendi oyuncularını getirdiği deneceğini biliyorum.
Bundan 10 yıl önce takımda bu kadar Amerikalı oyuncu olmasını istemezdim ama geldiğimiz noktada Avrupa piyasası da genel olarak Türk oyuncular gibi daha kötü durumda. Burda iş üçüncü maddede tıkanıyor. Kaç tane kaliteli yerli oyuncu var. 5 tane yerli Türk oyuncuya yüksek ücret verdiğinde sorun çözülmüyor ki geldiğin noktada 12 tane iyi oyuncuyla oynanmıyor basketbol. Yerel liglerin dışında Euroleague takımları bile 8-9 kişilik rotasyonlarla oynuyor.
Kulüpte bir ciddiyet yok. Temel problem bu. Yakup değil başkası olsun. Pistiolis'in ikinci yılında kulüp ne kadar ciddi değilse, Zvezdan Mitrovic döneminde ne kadar ciddi değilse, Yakup Sekizkök döneminde de o kadar ciddi değil. Ne oyuncu buraya bir aidiyet hissediyor, ne de gelen antrenör. Bugün Beşiktaş elinde Matthews'i, Dusan'ı tutabiliyorsa bu aidiyeti yüzünden tutuyor.
Genel anlamda sorun, bazı şeyleri çok kolay yutuyoruz taraftar olarak. İşte Micov geldi yetki verilecek şube alıp yürüyecek gibi bir durum yok. Hepimiz Turgay Zeytingöz geldiğinde bunları umduk, dizinde bağ olmayan Morgan'ın transferine kim onay verdi hala bilen yok mesela. İletişimsizlik ve hesap verilemezlik gibi bir problemi var şubenin. Her gelen kafasına göre takılıyor, ben asarım ben keserim diye. Ama yok yani, bir şey bildiğiniz yok.
Mesela bu açıklama direkt olarak koçun takımı yönetemediğini söylüyor. Buna dair Micov'un bir aksiyon alma yetkisi olacak mı? Çünkü takımın başında bir koç varken bunu söylemek, durum tespiti kadar, onarım yapma zorunluluğu da getiriyor.
Sene başında söylemiştim, basketbol kağıtta yazdığı kadar kolay bir spor olsa 20 sayı ortalamalı 7 Amerikalı bulup her maç 140 sayı atarsın. Ama değil, her oyuncunun rolü, eforu her takımda farklı gözüküyor. Fabian White, Christian Bishop, James Palmer gibi sadece skor üretmeye odaklı, kaybettiğinde kafasını yastığa koyup düşünmeyen oyuncuların, 15-20 sayı atabildiğini, ben de box score'a baktığım zaman görebiliyorum yoksa.
Yoksa baktığında Turgay Zeytingöz'ü getirmek, Micov'u getirmekten daha vizyoner bir hamle. Ama sen yakışıklı gözükeyim diye üstüne Kerem Tunçeri koyuyorsun, dostlar alışverişte görsün oluyor. Yani gelecek yıl tutamayacağım bir oyuncuyu bu sene alma mantığını ben anlamıyorum. Ne olacak yani Galatasaray cummings'in yerine bir tane kısa aldığında lig şampiyonu mu olacak?