Yakın Tarihimizi Sevdiren Adam

Onur Yavuz' Alıntı:
O zaman bir ölçüde Mustafa Kemal ve ve silah arkadaşları nankör! Mücadeleye destek veren padişaha kötü muamele yapılacaktı.

Mehmet bir de şu yönden ele al konuyu; Seni yok etmek isteyen bir ülkenin askeri gücüne sığınıp ülkeyi terk etmek mi onurlu bir davranış, yoksa ülkende son ana kadar bekleyip sürgüne -gönderileceğinin de garantisi yok- gönderilmek mi? Kabullenmesi zor ama gerçekler kulağa hoş gelmiyor...
Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına ben hiçbir zaman nankör demedim ve demem.Sadece padişahın vatan haini olmadığını söylüyorum.Her padişah nasıl bir kişiliğe sahip olursa olsun ülkesini vatanını sever ve onun için herşeyi yapar.Vahdettin padişah olduğu zaman zaten Osmanlı'ın ne adam akıllı bir siyasi bağımsızlığı yada ekonomik bağımsızlığı yoktu.Elde batmış,harap bitmiş bir ülke vardı.bu onu vatan haini yapmaz.

Elbette Vahdettin'in düşman gemileriyle gitmesi iyi bir şey değildi ama Vahdettin her türlü sürgün edilecekti.Bunu bilmemezlikten gelmeyelim lütfen.Hanedanı sürgün ettilerde Vahdettin'imi etmeyeceklerdi.Ben burada Vahdettin şöyle ayda böyle diye övmüyorum ama vatan hainide değil bunu iyi biliyorum.
 
Mehmet Yıldırım' Alıntı:
.Sadece padişahın vatan haini olmadığını söylüyorum.Her padişah nasıl bir kişiliğe sahip olursa olsun ülkesini vatanını sever ve onun için herşeyi yapar.

Ülke işgal edilmiş ülkenin en yetkili kişisi düşman ile işbirliğinde ise buna vatan haini denir.
Can Dündar,Murat Bardakçı ve 2.Cumhuriyetçiler olayı ne kadar yumusatmaya çalışırlarsa çalışsınlar olayın özü budur.

Vahidettin gercek bir kumandan ve vatanperver olsaydı hiç bir şey yapamıyorsa düşmana bir kursun sıkar ve intihar ederdi.
Ama bunu bile yapamayan korkak bir adamı gelip burada savunmak milli mücadelede şehit olmus insanlarımıza yapılan en büyük ayıptır.
 
@Evren Yılmaz

Üslubunuzun böylesine değişmesi beni çok gerdi işin açığı. Bu noktada biraz daha dikkatli davranmanızı rica ediyorum.

Bunun yanı sıra size söylemek istediğim birkaç şey var:

1-)Acaba Murat Bardakçı'nın Vahdettin'i savunurken çıkarı nedir?
2-)İntihar etmek Vahidettin'in dini inançlarına uygun değildir.
3-)Onur Abi,
Mustafa Kemal'in o zamanki yaptığı nankörlük olmazdı,vatanın selameti için bir insanın feda edilişi olurdu sadece.
4-)Vahdettin'e hain derkenki kaynaklarınızı lütfen ve lütfen buraya yazınız.
5-)Bazı şeylerin araya kaynamaması için bu şekilde madde madde yazdım,tüm maddelerime cevap vermeniz beni mutlu edecektir.

Saygılarla....
 
Alperen, bu ülke ne çektiyse İkinci Cumhuriyetçi olarak da adlandırılan döneklerden çekmiştir. O nedenle "devrin adamı" olarak da tanımlayabileceğimiz Murat Bardakçı ismini çok kaale almanı tavsiye etmem. Devrin adamları hak ettiklerini (!) bir şekilde alır.

Vahdettin´in vatan haini olduğuna ilişkin kaynaklarımı sormuşun. Belli başlıları "Mondros Ateşkes Antlaşması, Sevr Barış Antlaşması ve Nutuk" diyeyim... Mondros ve Sevr anlaşmalarının şartlarını az çok herkes biliyor. Nutuk´tan bir bölüm aktarayım;

"Burada, pek önemli olan bir noktayı da belirtmeli ve açıklamalıyım. Ulus ve ordu, padişah ve halifeliğin hainliğinden haberi olmadığı gibi o makama ve makamda bulunana karşı yüzyılların kökleştirdiği din ve gelenek bağlarıyla uyumlu ve sadık..."

Madem soru cevap şeklinde devam ediyoruz... Benden de sana bir soru Alperen; Tarihçiler tarafından Milli Mücadele Karşıtı Dernekler kapsamında değerlendirilen "İngiliz Sevenler Derneği"nin 1 Numaralı üyesi kimdir?
 
Evren YILMAZ' Alıntı:
Ülke işgal edilmiş ülkenin en yetkili kişisi düşman ile işbirliğinde ise buna vatan haini denir.
Can Dündar,Murat Bardakçı ve 2.Cumhuriyetçiler olayı ne kadar yumusatmaya çalışırlarsa çalışsınlar olayın özü budur.

Vahidettin gercek bir kumandan ve vatanperver olsaydı hiç bir şey yapamıyorsa düşmana bir kursun sıkar ve intihar ederdi.
Ama bunu bile yapamayan korkak bir adamı gelip burada savunmak milli mücadelede şehit olmus insanlarımıza yapılan en büyük ayıptır.
Vahdettin tamam yapması gerekenleri yapamamıştır ama kafasına kurşun sıkıp kendini öldürmekte o anda yapılacak bir çözüm değil sadece sorunlardan ebediyen kurtulmaktır.Ondan sonraki gelecek her padişahda kim olursa olsun hemen hemen aynı şeyleri yapardı çünkü durum bundan ibaretti eliniz kolunuz baplı yapacak bir şey yok vatan ne kadar devam ederse o kadar iyi düşüncesi vardı.Benim milli mücadelede şehit olan insanlarımıza elbette bir şey diyemem.Vahdettin'de bunlar kadar bir şey yaptığınıda söylemem.Ama senin atalarının öyle yada böyle ileri görüşlü olmayan yada iyi bir yöneticide olmasa padişahını ABD başkanına söver gibi azarlamakda tarihini silip atmaktan farksızdır bence.
 
Şu bir gerçek ki Vahdettin belki de Osmanlı tarihinin en zor şartlarda tahta çıkmış padişahlarından biridir. Vahdettin çok üst düzey yetenekleri sahip, elit bir hükümdar veya komutan değildir. Zaten kendisi bu görev için hazırlanmamıştır. Normalde veraset sitemi gereğince sıra Yusuf İzzettin'de idi. Fakat kendisinin yanılmıyorsam 1916'da ölmesi üzerine, sıra Vahdettin'e gelmişti. Yani Vahdettin bu görev için hazırlanmış ve eğitilmiş bir şehzade değildir. O yüzden ondan çok şey beklenmesi doğru değildir. Şartlar da işini daha çok zorlaştırmıştır.
Zaten tahta çıktığı 1918'in Temmuz'un da savaşın seyri az çok belli olmuş ve yapılabilecek şeyler kısıtlıdır. Bu yüzden onu o konularda eleştirmek çok da doğru değil.
Vahdettin'in yaptığı en büyük hata belki de İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi olan ve tam bir hain olan eniştesi Damat Ferit Paşa'yı sadrazamlığa getirmektir. Zaten bu şahsın yaptıkları da ortadadır. Milli Harekete karşı yapılan girişimler Vahdettin'den çok Damat Ferit ve İngiliz işbirliği ile yapıldığı bilinir.
Bir padişah sarayın önünde İtilaf donanmaları varken ne yapabilirdi? İntihar edebilirdi. Bu bence çok doğru olmazdı. Düşünsenize bir halifenin intihar ettiğini. Veya padişahın canına kıydığını, asıl o zaman kolayını yapıp milletini satmış olmaz mıydı? Ayrıca Vahdettin'in İngilizler tarafından eğer ters bir hamle yaparsanız biz gideriz, Yunanlılar gelir lafları ile tehdit ettiği de söylenir.
Sözün özü bence Vahdettin yetenekli bir hükümdar veya komutan olmasa da bir hain değildir...
Ayrıca Onur Abi, Nutuk'tan bahsetmişsin. Atamızın yazdığı Nutuk tabiki değerlidir. Ancak şöyle de birşey var ki Nutuk yazılırken o dönemin ortamı için de yazılmış yerler vardır. Öyle ki Atatürk'ün Milli Mücadele yıllarında övgü ile bahsettiği Kazım Karabekir'den, daha sonra kendisine muhalif olduğundan dolayı Nutuk'ta aynı methiyeleri yazmamıştır. Bu o dönemin şartlarında olağandır. O yıllarda henüz yeni rejimi tam oturtmak için eskiyi kötülemek bir yol olmuştur. O yıllarda Osmanlı tamamı ile kötülenip bizden değilmiş gibi gösteriliyormuş hatta. Bunlar o dönemin şartlarında yapılmış olaylardır. Bu yüzden her sözü kendi günümüze uyarlamadan önce hangi şartlar içinde söylendiğini iyi düşünmeliyiz...
 
Uğur

Vahdettin ülkenin kurtuluşunu Kuvayi Milliye hareketinde değil,İngilizlerin merhametinde aramıstır.
O dönem için bagımsız bir devlet olusturmak mucizedende öte bir durum oldugu için Vahdettin kolay olanı seçmiş ve bu mücadelenin karşısında yer almıstır.

Örneğin Amerika ülkemize saldırdı ve ülkenin belli bir bölümünü ele gecirdi.Hükümetteki kişilerde nasıl olsa biz çok güçsüzüz boşuna savaşmaya ne gerek var deyip Abd ile pazarlıga girip yenilgiyi ve sömürge olmayı kabul ettiler.Bununlada yetinmeyip bağımsızlık için savaşanlarıda durdurmaya yöneldiler.

Şimdi Bu vatan hainliği değilmidir ?

________________________________________________

Gelelim Atatürk'ün silah arkadaslarına :Başta Rauf Orbay,Kazım Karabekir,Ali Fuat Cebesoy olmak üzere Kurtuluş Savaşının kahraman komutanlarının çogu hilafetten yanaydı.Fakat onların hilafetçi olmaları kahramanlıklarını asla azaltmaz yanlızca siyasal bilinç bakımından Mustafa Kemal in gerisinde kaldıklarını gösterir.

Yani o dönemde Atatürk ün Nutukta yakınması ne Osmanlıyı ne de silah arkadaslarını kötüleme istegindendir.
Atatürk sadece tarihsel bir tespit yapmıstır.Sanayi devrimini yapamamış Fransız İhtilali sonucunda dünyada yükselen milliyetçi akımlara karsı koyamamıs olan Osmanlının sonunun geldiğini çok önceden görmüştür.
Tarihinin çok önünde bir lider oldugu için o dönemki düşünceleri çok yakınındaki kişilerin bile tepkisini çekmiştir.Bunun sonucu olarakta Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonraki devrimlerin yapılma sürecinde silah arkadasları tarafından yanlız bırakılması gayet olağan bir durum olarak görülmelidir.
 
Abi bu olaya nasıl baktığınla da alakalı bir durum. Bazısı direk hain der. Bazısı da Milli Mücadele'ye el altından destek verdi, İngilizlerin zaman zaman suyuna giderek onları oyalayıp Milli Mücadele'ye zaman kazandırdı olarak bakar. Vahdettin'in dikkat çekeceği gerekçesi ile örtünü ödenekten değil, kişisel parasından Atatürk'e Samsun'a giderken yolladığı söylenir. Vahdettin belki direk Atatürk'e hadi Anadolu'ya git, milleti kurtar dememiştir ancak heralde Atatürk 9. Ordu Müfettişliğine atanırken aldığı o geniş yetkilerin ne anlama geldiğini, Atatürk'ün kafasında neler olduğunu anlamıştır. Ve yapmak istediklerine bir manada göz yummuştur. Yani bir padişahın Atatürk gibi idealist ve kafasındaki düşüncelerini az çok dışarıya yansıtan üst rütbeli bir subayı, Anadolu'ya bu yetkilerle gönderilmesine izin vermenin anlamını kavrayamamış olması ihtimalini pek düşünemiyorum.

Milli Mücadele aleyhinde yapılan birçok eylemin arkasında Damat Ferit vardır. Damat Ferit ve işbirlikçilerin yaptıklarından Vahdettin'e de ''hain'' sıfatı düşmüştür. Yapılan birçok eylemden Vahdettin'in zamanında haberi olmamış belki de hiç haber gelmemiştir. Mesela bu Kuva-i İnzibatiye'nin kurulma aşamasında Vahdettin'e bu konu hakkında soru sorulduğunda, haberi olmadığını belirttiği söylenir. Sürgün yıllarında da Atatürk ve Milli Mücadele aleyhinde konuşmadığı ve konuşturtmadığı da gözlenir...

Abi verdiğin örneğe gelirsek; doğru söylüyorsun. Ancak şöyle de birşey varki arada bir güç farkı var. Açıktan yapılacak mücadele olayı çok daha vahim bir hala getirebilir. Bunu yapmak için sağlam bir örgütlenme ve zamana ihtiyacınız vardır. Eğer siz direk Amerika'nın karşısına dikilirseniz, bu cesurluk veya başka birşey değil körlük olur. Yapılması gereken duruma göre strateji belirlemek olmalıdır. Tabi bu belirlenecek strateji Milli Mücadele yıllarında bazılarının savunduğu mandacılık, himaye vs. olamaz. Bazıları zaman kazandırmaya yönelik faaliyetler içine girer, bazıları da mücadeleyi sürdürür. Ama tıpkı o yıllar da olduğu gibi şimdi de Damat Ferit'ler çıkacaktır.

Atatürk'ün silah arkadaşlarım konusunda ise haklısın. Ne Rauf Orbay ne Ali Fuat Cebesoy ne de Kazım Karabekir Atatürk gibi ileri görüşlü bir devrim adamı değildirler. Zaten Atatürk ve onları ayıran en temel özellik de budur. Atatürk'ün içlerinden sivrilmesi ve Milli Mücadele'de Önderimiz olması da bundan sebeptir.
Atatürk'ün Kazım Karabekir'in başarıları hakkında birşeyler söylemesi veya söylememesi Kazım Karabekir'in Milli Mücadele'de Atatürk'ün ardından en önemli isim olduğunu değiştirmez. Şu bir gerçektir ki bir vatanseverdir ve iyi bir komutandır. Kendisine gelmiş bir emir varken, Atatürk'ü tutuklaması gerekirken bunu yapmamıştır. Yani Kazım Karabekir Milli Mücadele'nin en önemli 2. ismidir. Fakat benim söylemek istediğim şu ki: Atatürk, Milli Mücadele'de bu kadar önemli olan bir şahsiyete Nutuk'ta daha önce yaptığı iltifatların benzerlerini yapmamıştır. Bunda o dönemin siyasi ve politik durumu göz ardı edilemez. O dönemde içinde bulunan ortamın Nutuk'u yazarken Atatürk'ü etkilemediğini söylemek yanlış olur. Benzer birşeyi İnönü yapmıştır. O yıllarda fazla Kazım Karabekir'in adına ağzına almazken 1960'lı yıllarda Kazım Karabekir'in Milli Mücadele'deki önemi ile ilgili sözler söylemiştir. Yani bu yıldan yıla, ortama bağlı olarak değişmiştir.
 

Üst