Öncelikle geçtiğimiz yıllara nazaran bu sezon gayet verimli bir transfer dönemi geçirdiğimizi düşünüyorum. Tabii hesaba katmadığımız gelişmeler de yaşanmadı değil.
Bunlardan en önemlisi hepimizi hayalkırıklığına uğratan Lasme olayı oldu şüphesiz. Onun gibi aldığı sürenin her saniyesinin hakkını veren, iki potada da aslanlar gibi savaşan, ribaund alan, blok koyan, ikili oyunlarda etkin, orta mesafesi iyi, tüm enerjisini parkeye yansıtan daha önemlisi bunu taraftara hissettiren böyle bir oyuncuyu üstelik EL oynayacağımız sezonda ve olmaması gereken kendi hatası yüzünden kaybetmek hepimizi ziyadesiyle üzdü.
Ancak elimizi çabuk tutarak Lasme'nin yerini belki de doldurabileceğimiz en iyi isim olan Tyus ile doldurduk. Savunma yönünden tatmin edeceğine hepimiz hemfikirizdir lâkin hücum yönünden Lasme performansı beklemek ilk etapta acımasız olabilir. Onu zaman gösterecek. Ancak hazırlık maçlarında bıraktığı etki gayet olumlu düşüncülere sevk ediyor bizleri. Umarım üstüne koyarak devam eder. Burada kritik nokta guardların ikili oyunlara yatkınlığı ve Tyus ile olan uyumları olacak. Dentmon ve Russ'a büyük iş düşüyor.
Diğer beklenmedik kaybımız McCollum oldu. Ben şahsen gitmesine üzüldüm. Çünkü gittiği zamanki haliyle geldiği zamanki hali arasında muazzam fark vardı. Önceleri sadece topu eline isteyen skorer görünümündeyken vakit geçtikçe takımı sahiplendi. Yeri geldi herkesin eli titrediği anlarda sorumluluk aldı, yeri geldi maçın en can alıcı yerinde fizik dezavantajına rağmen rakibe blok koymaya çalıştı. O yüzden McCollum'un yeri bende ayrıdır. Lasme ve Micov ile birlikte Eurocup şampiyonluğunun en büyük pay sahiplerinden biridir. Ben şahsen gülümseyen anılarla hatırlayacağım kendisini. Bundan sonraki kariyerinde başarılar.
Bir başka transferimiz Diebler beni en çok sevindiren hamlelerden. Özellikle ksk döneminde hayrandım performansına. Avrupanın sayılı keskin şutörlerindendir kendileri. Şimdi "vay efendim Efes'te kötüydü, zaten orda iyi olsa bize düşmezdi" geyiğine hiç girmeden geçiyorum. Diebler'im değerini tıkandığımız anlarda soktuğu üçlüklerle daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum. Ve bize ligde şampiyon olduğumuz seneki Cenk Akyol katkısının bir benzerini vereceğini ümit ediyorum.
Schilb tartışması çok oldu forumda. Aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp masaya koymanın bir mânâsı yok. Ben de gitmesini isteyenlerdenim fakat Ataman ne buldu bu kadar kendisinde bekleyip göreceğiz. İnşallah iyi performans gösterir de hepimizi yanıltır. Fakat kötü performans gösterdiği takdirde eleştiri oklarının hedefi kendisi değil, ısrarla takımda tutan Ataman olacaktır. Bu kaçınılmaz..
Deon Thompson da soru işareti barındıran hamlelerden. Yaptığımız diğer transferlere nazaran kalite olarak "1 tık daha" aşağıda sanki. Ama bunlar kağıt üzerinde görünenler tabii. Seviyesini yukarı çekmesi kendi elinde. Zaten ondan skor tabelasında üstte olmasından ziyade pota altında pis işleri yapmasını bekleyeceğiz.
Sinan ve Göksenin kaliteli yerlilerimiz. Sinan geçen seneki oyun kurma sorumluluğundan bu sezon kurtulacakmış gibi gözüküyor. Bu da onun oyununun daha verimli hale gelmesini sağlayacaktır. Aldığı para bence fazla ancak bu yerli kıtlığında başka şansımız da yok gibi gözüküyor. Göksenin de kendini oldukça geliştirdi. Savunma yönüne zaten diyecek bir şeyimiz yok. Dış atış yüzdesini de giderek yükseltiyor. Ligde özellikle Eurocup'ta sonlara doğru çok kritik üçlükler soktuğunu hatırlıyorum. Şutlarını daha istikrarlı hale getirip potaya gidişlerinde de daha kendinden emin olursa Galatasaray'ın ve milli takımın en önemli rol oyuncularından biri olacaktır.
Dentmon ve Russ bizi büyük hayaller kurmaya iten transferler oldu. Russ tüm iyi özelliklerine rağmen öncelikle Avrupaya uyum sağlama sürecini atlatmalı. Fizik olarak yetersiz görünse de bunu hızıyla ve bitiriciliğiyle telâfi edecek kapasitede. Ataman'ın da kendisinden büyük beklentisi var. Dentmon, Avrupaya yabancı bir isim değil. Sanırım dümen çoğu zaman onda olacak. Potaya gitmekten ziyade oynatmayı, asist yapmayı, uzunları beslemeyi düşünürse bı sezon şüphesiz bizim için çok daha zevkli geçecektir. Çok izleme şansımız olmadığı için kesin yorumlar için erken.
Krstic hamlesi Ataman'ın kumarıydı. Çoğumuz karşı çıksak da bu kumara girdik ancak tam zamanında zararsız bir şekilde atlattık. Hatta Pleiss eklemesiyle bizim için iyi oldu bile denebilir. Çünkü Krstic kalsa aklımızdaki şüphe hep var olacaktı, her maç "sakatlanmasın" diye dua ederek izleyecektik. Bu yönden şans yüzümüze güldü diyebiliriz. Pleiss'in performansı çok belirleyici olacak.
Micov hakkında pek konuşmaya gerek yok. Eurocup kesmemişti zaten reyizi. "Varlığı yeter" derler ya işte o Micov için söylenmiş. Rezalet geçen sezonda sonra bile bizimle kalması, müthiş oyununun yanında nasıl büyük bir karaktere sahip olduğunun da kanıtı. Hep bizimle kalsın.
Emir ülkersporda sergilediği tavırlardan dolayı çoğumuza itici gözükse de, yerli pasaportu sebebiyle net iyi hamle. Ataman ile uyumunu da göz önüne alırsak özellikle ligde mutlaka işimize yarayacaktır.
Can, Orhan ve Ege de EL'de olmasa da, ligde önemli süreler bulabilirler. Kendilerini geliştirmek onlara kalmış..
Sonuç olarak kadromuz son derece geniş ve alternatifli. İş Ataman'a kaldı. Aklındaki kadroyu hemen hemen kurdu çünkü. Benim fikrim; bu kadro EL'de F8 yapamazsa başarısızdır, F4 yaparsa çok başarılıdır. Ligin ise bir esprisi kalmadı. Ülkerlileri eleyelim yeter