2018-2019 Galatasaray Futbol Takımı

Bence bu zihindeki Fatih Terim kesin ugrasiyor algisiyla alakali. Bugun hala onyekuru 11 cikiyorsa ben pek de katilamiyorum maalesef. Evet o takim maglup oldugunda hocaya sovulur, herkes isliklanir. Terim varken hava alanlarina gidilir destek olunur. Ikincisinin dogru olduguna hemfikirim ama neden baska hocalarda yapilmiyor diye de sormak isterim. Bir tweet gormustum kurt bir yabanci bile olsan bu ulkede ortama ayak uydurmak zor. Terimin butun alanlara dokunabiliyor olmasi herkesin malumu. Ancak yabanci daha hocaliga bile yeni baslamis birinin agir linc edilmesi bence haksizlik.

Sozun özü aslan payı yonetimin olmakla birlikte hoca icin basarisiz bir sezon. Ama nazar boncuğu olsun umarim takim ve hoca acisindan saglikli bir yaz donemi geciririz.
 
Tudor ayrıldığı zaman oyuncular antrenman temposundan kasıtlı hocaya mobbing yaptı diye yazılıp çizildi. Bana da mantıksız gelmedi o dönem bunlar. Adam tazı gibi koşan orta saha ve bekler kurmuştu. Çok da iyi giderken bi anda takıma bir şeyler oldu. Sonra Terim geldi sinerji haliyle yükseldi herkes oynamaya başladı. Nitekim şampiyon da olduk Terim effectle. Yönetim yüzünden sezona sıkıntılı girsek de galibiyetlerle başladık her kulvarda. Ancak Terim’in istediği transferler yapılmasına karşın yine de top oynayan takım göremedik sahada. Ya ben en azından şu “kenetlen” kutsiyetinde bi galibiyet bekliyordum. Hadi Porto Benfica Lokomotiv facialarını geçtim... 50 bin kişi önünde Kadıköy’den kupayla çıkmayı başaran Fatih hocayı göremiyorum artık.
Bir de Furkan’ın yazdıkları benim de genelde aklıma gelen şeyler: mesela neden yabancı hocaya bunlar yapılmıyor? Evet futbolun feriştahı da olsan her şeyi de bilsen Türkiye’ye ayak uyduramazsan seni sevmiyorlar. Eski köye yeni adetçileri sevmiyorlar. Ben Tudor’un biraz da bu yönden kuyusu mu kazıldı diye düşünüyordum o zamanlar. Adam Selçuk’u Sabri’yi kesmişti direkt koşmuyorlar diye misal.
 
Ben Tudor konusunda "Tudor hoca moca değil"cilerden değilim.
Oyuncuların hocayı yeme konusunu da şu şekilde görüyorum. Hocanın oyuncuları ikna etmesi lazım. Kişisel ilişkiden falan bahsetmiyorum, hocanın bilgisiyle oyuncuya "Bu adam dediyse bi bildiği vardır" dedirtmesinden bahsediyorum. Tudor ilk geldiğinde sezon bitene kadar zaten böyle bi durum hiç olmadı. Zaten ben şahsen o sezon öyle bi etki de beklemiyordum.
Geçen sezon Fenerbahçe maçında kısmen, Başakşehir maçında tamamen oyuncularla bağı kopmuştu Tudor'un bence.

Fatih Terim için de benzer durumlar var şu anda. Takım içinde ikna olanlar var olmayanlar var, bu denge hangi tarafa doğru bozulursa ona göre maç oynuyoruz.


Bu arada, keşke Luyindama'nın sözleşmesine defansta varyete başına ceza maddesi koydursaymışız yahu. Adam ceza sahasından çıkarken Ronaldo yapmaya çalıştı, gol yiyoduk.
 
Şu var ki Türk hocalar (Terim ve Hamzaoğlu) yazın çok kondisyon yükleyemiyor ya da yapmak istemiyorlar. Yabancı hocalar bu konuda daha iyi.
Prandelli başarılı değildi ama onun oluşturduğu koşan takım Hamza'nın getirdiği sinerji ile şampiyon oldu, bir sonraki sene malum.
Tudor da başarılı değildi ama benzer süreç Terim için de geçerli. Fatih Hoca ile Tudor'u kıyaslamıyorum ama en azından bu konuda Tudor Fatih Hoca'nın ilerisinde. Bu kondisyon ve yerli seviciliği konularındaki alışkanlıklarından vazgeçmiyor hoca ve bizi en çok zora sokan durum.
2011-2013 yıllarında da emeği var ama o kadronun da hakkını vermek gerek. O dönemin bitişindeki tavrını da tekrar hatırlamak gerek.
Terim'in bizim tarihimizdeki yeri ayrı ama körü körüne bağlanmamızı gerektirecek bir profil de çizmedi ne yazık ki.
 
Muslera şampiyonluk modunu açtı ama biraz geç oldu galiba. Bütün maçlarımızı kazanalım şampiyon oluruz ama buna inandıracak bir oyun yok ortada.
 
Bu hafta çok kritik. Her ne kadar çok çok umutsuz olsam da şampiyonluk konusunda, bu hafta kayseri başakşehir'i yenerse -ki olabilir kayseri gayet formda ikinci yarı- içimize yine umut düşebilir. Bizim de bursa deplasmanı var. O da zor maç ama artık bizim puan kaybı lüksümüz yok. Sonraki haftada akbilliler konya ile oynayacak o da zor maç onlar için. Daha sonraki haftada beşiktaş ile. Yani önümüzdeki üç hafta çok kritik. Puanlar kaybederse bu haftalarda kaybeder yoksa önleri açık. Biz onları yenip averajı alacağımız için başakşehir'in bir yenilgi ve bir beraberlik alması lazım bizim maça kadar. Kayseri ve beşiktaş maçları bu iki sonuç için uygun. Olursa bizim maç finale dönüşür. Onlar da o zaman ali sami yen'den çıkamazlar.
 
Eger olurda bu sezon sampiyon olabilirsek, bu bizim tarihimizin en imkansiz basarisi olur benim acimdan. Neden diyecek olursaniz, karsinizda hukumet destekli ve sampiyonluga 76 el ile sarilmis, kadrosu da takim oyunu da hic kucumsenmeyecek bir IBB var.

Eger sampiyon olursak soz veriyorum 1 adet formamizi forumdan bir arkadasa hediye edecegim. + gordugum ilk 3 cocuga hediye verecegim. + Yaslilar ve kimsesizler yurdunu ziyaret edip kucuk hediyeler goturecegim.

Bakarsiniz sampiyon olmasak bile yaparim. Cunku deliyim deliiiiiiiiiiiii :)

Yani Fb'nin kume dusme ihtimali bizim sampiyon olma ihtimalimizden %60 daha fazla.
 
Takımımı kutluyorum mücadelesinden dolayı. Eminim beşiktaş maçında takılacaktır belediye. Takımın arkasında olalım bütün Galatasaraylılar olarak.
 
Son düzenleme:
Terim hakkında mübadele eden fikrim yok; şampiyon olabileceğimize inanmıyorum, velev bu gerçekleşir ise de onunla idame edilmemeli!

1-0 iken oyuncuların pas trafiği tam bir ilkellik! Topu adam tutuyor, dönüyor, kaleye ya da savunmaya veriyor. Artık Avrupa'daki futbol böyle değil; hızlı ve yakın oyun var ama bizimkiler hala eski oyun anlayışı ile bu işi sürdürüyor.

Yediğimiz ilk gol tam bir amatörlüktü; Emre ileride kalmış, kanadını doldurmadılar, bir de Liyundama arkasındaki adamı gözüyle takip edeceğine, toplu adam Yusuf'u takip etti ve gol geldi.

45 dakikada 1-2 şut attık. Bu nasıl bir veri anlamadım!
 
Fatih hocamı çok severim ama evet bu sezon pek top oynadığımız söylenemez. Geçen sezon Tudor sonrası yeniden kavuşan Terim-Galatasaray aşkının sinerjisiyle şampiyonluğu söke söke aldık. Ondan sonra da pek futbol oynadığımızı hatırlamıyorum bir kaç maç hariç. Bugün ülkenin yarısının ağzının payını verdik. Ancak bu demek değil ki haftaya galip geleceğimiz içimiz rahat. Yine böyle maçların bizi beklemesi pek muhtemel. Ha şuna inanıyorum, olay ölüm kalım yarışına girdiyse Galatasaray ne yapar eder o yarışı kazanır. Ama seneye de böyle vasat futbol oynayacaksak Avrupa’nın falan bi anlamı yok bizim için.
Ayrıca kimse kimseye de “terimci” ya da “hain”diye damga vurmasın. Tabi kimse hocaya da hakarete varan, tiye alan sözler de sarfetmesin. Bunu yapmak bu kadar zor değil, olmamalı.
 
Valla bu Terimcilerden gına geldi artık. İlk yarı hiçbiri yoktu piyasada. Takım geri dönünce onlar da kafalarını kumdan çıkarmış. Kazanmamız rağmen söylüyorum Terim'in miadı dolmuştur. Okan Buruk bile daha iyi yönetiyor takımını. Bugün kazandığımız maç tamamen bireysel performanslardan geldi. Attığımız 3 golün birisi doldurt boşalt, diğeri penaltı, diğeri 25 metreden çekilen şut. Bir tane organize atak var mı soruyorum kendilerine bizi hain ilan edenlere...

Tespitler maalesef ki isabetli; şişirme top, adamın ayağından sekipte Belhanda'ya giden topta bireysel gayret ile penaltı ve tek takım elbise olarak şuurlu ürettimiz pozisyon, Emre ve Onyekuru'nun ikili bindirme ve ara pası sonrası uzaklar atılan mükemmel şutla gelen gol!

Bence bu maçın tekerrürü, muhtemelen bizim maçı buralara getiremeyeceğimiz şeklinde cereyan eder çünkü oyun olarak bir şey oynadığımız yok, istatistiklerde ilk yarı kafa dahil 2 şut atmış olabiliriz. Rakip Bursa ve Erzurum ligin dibindeki takımlar ama biz birinde güç bela, diğerinde pozisyona giremeden ancak beraberlik çıkarıyoruz. Peki rakibimiz Başakşehir, geride olduğu maçta onlarca net pozisyonlar buldu, 10-0 lık maç 1-1 bitti.

Bu arada Başakşehir net ligin en iyi oyun oynayan takımı, Visca denilen adam da Türkiye liginin en kaliteli, verimli ve yetenekli topçusu olduğu tasavvurundayım. Çocuğun iki ayağı da mükemmel, oyun zekası ve yeteneği zaten kusursuza yakın, bir de son vuruşları eklenince 12 asist, 10 gol gibi tablo hasıl olmuş.

Galatasaray tabi ki bu adamı alamaz ancak para verilecekse bu adama gözü kapalı verilir, yanında Avcı ya da modern futbolu oynatan bir teknik adam ile yoksa Terim'in olduğu takımda değil..
 
Futbol Takımımızın, Bursaspor karşısında deplasmanda aldığı 3-2’lik galibiyetten sonra Teknik Direktörümüz Fatih Terim yayıncı kuruluşa açıklamalarda bulundu.

Teknik Direktörümüz Fatih Terim şu ifadeleri kullandı:
“İlk yarıdaki oyunun izahı zor. Kötü oynadık, geriye düştük. İlk yarının sonundaki gol bizi maça daha çok bağladı. İkinci yarı daha iyi oynadık, üç gol bulup Bursaspor’dan 3-2’yi almak çok kolay bir iş değil. İki taraf için de çok kritik bir maçtı. Futbol sahada oynanması gereken bir oyun, sahada oynan bir oyun daha doğrusu. İyiyseniz, kazanırsınız. Kötüyseniz zaten kaybedersiniz. Bugüne kadar da biz hak etmediğimiz hiçbir şeyi istemedik. İlk yarı kötü oynadık, ikinci yarı iyi oynadık. Dolayısıyla çok kritik bir üç puan kazandık. Puan sıralamasına bakmaksızın, sezon sonuna kadar oynadığımız maçları kazandığımızda nereye geleceğimizi herkes çok iyi biliyor. O inancımı hiç kaybetmedim ben, oyuncularım da kaybetmeyecek, kaybetmedi. İnşallah böyle devam ederiz.

Bu arada şimdiye kadar oynanan oyunları ve oyuncuları tekrardan analiz etme fırsatımız olacak. Herkesi değerlendirme şansımız olacak. Kupaya kadar olan bölümde birçok arkadaşımızın Milli Takım’da olmasına rağmen onlara hazır olacağız. Neyin eksik, neyin daha iyi yapılması gerektiğini biliyor olacağız.

Bazı oyunlar vardır ki çözmesi çok zordur. Bugün kritik bölgede bulunan Bursaspor için maçta önce de söylemiştim ben. Kaybettikleri maçların da genelinde iyi oynamışlardı. Haklarını vermek lazım. Hiç beklemediğiniz anda Galatasaray iki golle geriye düşüyor. Kolay değil, onu da söylüyorum. İzahı zor, kötü bir oyun oynadık. Benim istediğim oyunlar ikinci yarı oynanan oyunun da çok üstünde. Galatasaray’ın oynadığı oyunlar ortada. Üçüncü golden sonra dördüncü golü atabilir miydik? Evet. O zaman daha rahatlayabilirdik ama kolay değil arka arkaya kritik maçlar oynamak. Kazanmasını bilmek çok önemliydi.

Emre’yi biz aldığımız zaman bir hayli papara yedik. Bir buçuk iki senedir oynamayan sakat oyuncuyu alıyorsunuz diye. Bizi bilen Galatasaraylılar “durun yahu, hocanın bir bildiği vardır” dediler. Her zamanki gibi yine onlar kazandı. Bu eleştirileri yapanlar sonunda özür dilese bizim için hiç sorun yok ama onu da yapmıyorlar. Emre’yi tanıdığım için ben Galatasaray hiçbir riske girmedi ki. Galatasaray sıfıra aldı, o çocukcağız da ağzını açıp ben şunu istiyorum demedi. Bunların da bilinmesinde fayda var. Bizim fizik ekibimiz, atletik ekibimiz ve hocalarımız onu hazırladılar. O çocuk da bana göre daha yüzde 50’si, yüzde 60’ıyla anca oynuyor. Her oyundan çıkışı da herkes bilsin ki sakatlığıyla alakalı değil, fiziki eksikliğiyle ilgili. Kondisyon ve kuvvet eksikliğiyle ilgili. Onu da zaman içerisinde kazanacak inşallah, kolay değil. Çok genç bir oyuncu ve Galatasaray’ın kaybedeceği hiçbir şey yok. Allah da O’nun bu çalışmasına yardımcı oldu, Galatasaray bir tane Türk oyuncuyu daha kazanmış oldu.”
 
İşler gereğinden fazla zora giriyorsa o sezon hep şampiyon oluyoruz. Fenerliler de fazla konuşmaya başladı şöyle yenicez böyle atıcaz Başakşehir’i şampiyon yapıcaz diye.
Böyle bi sezonun başarı öyküsüne Kadıköy’de galibiyet çok güzel yakışır aslında.
Umarım sezon sonu ipi göğüsler ve Türkiye’nin yarısını yasa boğarız. Uzun süre kimsenin unutamayacağı bir yumruk olur bu dosta düşmana.
 
Gün içinde saatlerce gündem olmuş bu konu. Videoyu burda izledim şimdi. Adam “şampiyon oldu” , “olacak, oluyor” tarzı hiç bir cümle sarfetmemiş ama herkes öyle demiş gibi ortalığı ayağa kaldırmış. Cümlenin başında “eğer olursa” diye şart kipi ekleyip konuşmuş. Nitekim oynanan oyuna, aylardır süregelen puan cetveline ve son haftalara bakınca da ister istemez öyle bi öngörüyü mevzubahis etmiş.
Ha benim mevcut nefretim değişmedi, değişmez. Ama herkes öyle bi algı yaratmış ki “şampiyon oldu” demiş diye...
 
Cem Yılmaz yapa şu konuşmayı gülmem. Ülkenin herkese tarafsız yaklaşması gereken en güçlü insanı açık seçik tarafını belli ediyor. Zaten haftalardır Başakşehir ve bize yapılanlar ortada. Çok güzel algı yaratmış.
 
0 forma satisi neredeyse 0 taraftar destegi ve neredeyse 0 reklam geliriyle sadece iddaadan gelen 40 milyon Tl ile sampiyonluga kosuyorlar oysa ki o para Arda - Robinho ve Adebayor'un toplam maasina denk geliyor sadece!

Ha geri kalan oyuncularin maasini da buyuk ihtimal algi yaratarak oduyorlar di mi?

Sumen altindan sponsorluklarla, gostermelik destek veren firma goruntusunde seffaf olmayan para akisinin nesini tartisiyorsak artik.
 

Üst