Sene başından beri neredeyse hiçbir zaman aynı ilk 11 ile maça çıkamamış bir takım var elimizde. Ya sakatlıklar ya da cezalardan dolayı. Açıkçası şimdi ile sezon başını kıyaslamak tuhaf geliyor bana. Sezon başı çok mu iyi oynuyorduk, hayır. Ama bir şeyler oturma yoluna gidiyordu. Geçen sezonun en büyük eksiklerinden oyun kuramıyorduk ve topa sahip olamıyorduk. Emre Akbaba transferi ile bunu büyük bir ölçüde çözmüştük. Her şey Emre sakatlandıktan sonra başladı. O sakatlandı, bu sakatlandı, şu ceza aldı derken bir oyun sistemi oturtamadık. Zaten forvetimiz de yok. Hal böyle de olunca ben burada hocaya bu konuda çok suç atamam. Başkan gibi açıklamalar ve hareketler yapmasını eleştirebilirim. Çünkü böyle saha içinden uzaklaşıyor. Ne kadar uzaklaşırsa o kadar hata yapabiliyor ki öyle bir durumdayız ki hocanın hata yapmaması lazım. Başımızdaki yöneticilerin en iyi yaptığı iş taraftar selamlayıp, fotoğraf çekmek çünkü. Galatasaray'ın ne haklarını savunabiliyorlar ne de ikinci şampiyonluğu çok rahat alabilecekken ve şu Şampiyonlar Ligi grubundan çok rahat çıkabilecekken önüne kadro koyabiliyorlar.
Yukarıda dünkü oyunları eleştirenler gördüm, pes doğrusu ya. İnönü açıldığından beri gelen maçlardaki en iyi oyunumuzu oynadık dün. Maç en az berabere ile bitmeliydi. En az iki penaltımız çalınmadı, attıkları golden önceki hareket fal değil, es geçtikleri sarı kartlar ve Medel'e gösterilmeyen kırmızı kart var. Bu ortamda 80 dk maçı domine etmişiz. Ve verilmeyen bir sürü karar var. Şu durumda bile dünkü oyuna kötü diyen ve mağlubiyetin sorumlusunu ilk hoca olarak açıklayanlar, kusura bakmayın ama ya hocaya her fırsatta vurmanın yolunu arıyorsunuz ya da futboldan anlamıyorsunuz.
Ben Terimsporlu da değilim. Terim yokken de o stada gidiyordum, deplasmana gidiyordum, pankartımı boyuyordum, koreografimi yapıyordum. Fatih Terim sonsuza kadar bu takımın başında olmayacak bunun da farkındayım. Ama bu takımın Terim yokken de hiçbir planlama ve programı olmadan yalpalamasını da gördüm, Terim varken ortaya ne olursa olsun bir hedef ve vizyon koymasını da gördüm.
He bir de Avrupa'da ki her hoca sportif direktörle mi çalışıyor? Mourinho'nun başında yok. Wenger ve Ferguson'ın da yoktu. Bu işin ağa babalarından Dortmund da da yok şu an. Yabancı antrenör? Fm mi oynuyoruz ya bu hoca 4 yıldızla çalıştırıyor hadi 5 yıldızla çalışan mı bulalım diyeceksin. Bu sene ilk defa Guti geldi bir tek yabancı olarak. Yabancı teknik direktörler bile Türk hoca getirtiyor yanında. Mancini, Tugay'ı getirdi mesela. Riekerink, Ayhan'ı getirdi. Futbolun bizim ülkemiz gibi çok evrenselleşmediği yerde o ülkeyi tanıyan hoca getirilir. Bunlara rağmen Sarri gitti Napoli'de ki yardımcısı yerine Zola'yı yardımcısı yaptı. Acaba neden? Kondisyoner kısmı eyvallah. Emre, Serdar ve Eren dışındaki sakatlıklar göze batıyor.