2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)

Takımın önemli oyuncularından Eline Timmerman sezonu kapatmışken ve Fenerbahçe ile aradaki kadro farkı bariz iken takımın final için son sete gelmesi bile önemliydi. Kaptan İlkin'in geçen sezonun başındaki vurdum duymaz Dursun Özbek'e ve yönetimine isyanı olmasa takım bu noktaya bile gelemezdi. Bu takımın bu sezon bu kadar ileriye gidebilmesi öncelikle İlkin Aydın'ın bireysel çabasıyla mümkün oldu. Kaptanı el üstünde tutmalı, pamuklara sarmalı ve ona en güçlü kadroları vermeliyiz.

Normal olan bu atılımdan sonra gelecek sezon şampiyonluğa oynamak ama vurdum duymaz Dursun Özbek'ten en ufak bir özel yardım ya da bütçe artışı gelmeyeceğini bildiğimden koç ve oyuncular yine beklentinin kat ve kat üstüne çıkmak için çalışacaklar. Umarım başarırlar ne diyeyim.

Gerçekten Galatasaray'a sahip çıkan ve Galatasaray için elinden gelen her türlü yardımı ortaya koyan bir başkan ve yönetim olsa bu sezonu bir şampiyonluğun ve hatta bir şampiyonluk serisinin başlangıcı sayabilirdim. Bu takım için büyük düşler kurabilirdim. Ama Dursun Özbek'in sevimsiz ve itici yüzü bu düşleri paramparça etmeye yetiyor.

Galatasaray adını tekrardan tepeye çıkarmak için gösterdiğiniz çabaya teşekkürler kaptan İlkin , takım arkadaşları ve çaylak ama heyecanlı koç Alberto Bigarelli...
 
Bu güzel takımın her bir sporcusuna her bir teknik ekip personeline teşekkür ederim, muazzam güzel bir takım olduk bu sene. Takım kaptanım İlkin ile gurur duyuyorum, her bir oyuncumuzla gurur duyuyorum. Elbet bir gün 50k euro'nun dahi hesabının yapılmadığı, yan branşlara üvey evlat muamelesi yapılmadığı, doğru sportif ve finansal yatırımın yapıldığı bir Galatasaray göreceğiz. Çok daha güzel günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Şimdi hedef 3. sıra ve şampiyonlar ligi. Geçen hafta da söylemiştim yine söylüyorum inancım tam
 
Bu takım şu gün itibarıyla amatör branşlar arasındaki en başarılı takım oldu bence. Eczacıbaşı karşısında da ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına inancım tam. Umarım önümüzdeki yıl gerekli yatırım ve takviyeler yapılır. Galatasaray'ın amatör branşlarda hakkettiği yere gelmeye çok ihtiyacı var.
 
Florya projesinden gelen fonla bütçeleri iyice artıracağız dediler. Florya projesinden ses yok.
Voleybol salonu yapılacak dendi hani nerde?
Bb anlaşmasından çıkacağız dediler orda da ses yok!
Büyük sponsorluklar dendi hiç hareket yok!
Bu yönetenlerin bu şubeye gerekli yatırım sözü bile verse tutacağına inanan var mı?
 
Umarım Boskovic Eczacı da son üç maçı diye coşmaz.Eczacı bence şuan oyun olarak gerimiz de ama Bosko güzel veda etmek için 30+ yapabilir.Aslın da bu sezon Bosko çok iyi değildi oda erken ayrıldığı için sezonu kafada bitirdi bence.Ama bizim maçta coşma ihtimali var son maçı umarım coşmaz.
 
Tebrikler takım. Bu sezon iş dolayısıyla çok takip edemedim maçları koç değişikliğinin takıma ekstra ne etkisi oldu?
Aslına bakarsanız, 3.lük 4.lük maçları sonuna kadar yorum yapmamayı tercih etmiştim. Öncelikle de takımın son 3 maçında galibiyet almasının yanısıra toplamda 6 set alacağını kime söyleseniz eminim ki size garip garip bakardı. Oysa ki sezon başından beri, "bu takım çok iyi iş yapar" mottosu ile görüş ve eleştirisel yorumlarımı açık ve net olarak yapmıştım. Bunların içerisinde de psikolojik faktör, motivasyon ve mental gücün, voleybolda önemli bir etkisinin olduğunu da defalarca vurgulamıştım.
Hernandez, geldiği ilk dönemde, Ataman hoca'ya nazaran, benden daha fazla olumlu not almıştı. Bununla birlikte geçen yıl özellikle Wiesbaden maçını evimizde kaybettikten sonra, Almanya'da altın sette elenmemizin ardından çok üzülmüş olmama rağmen, ilk yılı olması ve kendi oluşturmadığı bir takımı çalıştırması nedeni ile bunu yol kazası olarak kabul etmiştim.
Bu yıl yapılan transferlerle ve hazırlık süreci sonrasında takım performansına baktığımızda, oyuncu kalitesi ve oyun kurgusu olarak iyi bir takım kurulduğunu gözlemlemiş, hazırlık maçları, Balkan kupası elemeleri vs derken, başarılı sonuçlar sonrası haydi hayırlısı demiştik. Ligin başındaki Vakıf galibiyeti ve sonrasındaki seride alınan galibiyetler, bu umudu daha da artırmıştı. Tüm bunlarla birlikte, özellikle ilk Fener maçında iyi bir takım oyunu oynanmasına rağmen, önceden detaylandırdığım nedenlerle kaybedilmesi sonrasında, işler pek de iyiye gitmedi. Sonrasında alınan Eczacı galibiyetine rağmen, rahat alabileceğimiz Aydın, THY ve Kuzeyboru maçlarını, son nefeste 3-2 kaybetmemiz sonucu, ilk yarıyı 2.sırada bitirebilecekken, 5.sıraya düştük. Buna, hala teyit edilmemiş sorumsuzca beyanlar da eklenince esasen büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Özellikle 3-2 kaybedilen hedef maçları, bu maçlarda saha kenarındaki Hernandez'in anlaşılmaz tavırları sonrasında, bilet Hernandez'e kesildi.
Devre arasındaki koç değişikliği, her zaman risklidir. Hele ki gelecek koç'un referanslarına bakıldığında, ben de dahil herkes büyük şüphe duymuş hatta bu sezon da çöpe'mi atılmış sorgusu yapılmıştı. Farklı olarak, önyargıdan uzak durmaya çalışarak, izleyip görelim demiştim.
Başa dönerek, mental'in ne kadar önemli olduğu noktasından yola çıkarsak, hiç tartışmasız olarak, Bigarelli'nin Hernandez'den farklı olarak yaptığını gözlemlediğim nokta, çılgın heyecanına rağmen, oyunculara aşılamış olduğu kendi kendine güvenme duygusu başta olmak üzere, yine takıma aşılamış olduğu ve kendisinde de varolduğunu gördüğüm pozitif enerjidir. Yanısıra, kritik anlarda aldığı molalarla takımı toparlama hamleleri, Hernandez'e göre daha daha başarılı bulduğum diğer bir noktadır. Buna rağmen, oyuncu değişiklikleri ve taktiksel anlayış konusunda temelde bir fark görülmüyor. Takımımız özelinde, hiçbir zaman çok olumlu bakmadığım ikili değişiklikler (Bongaerts-Alexia/Aslıhan- Y. Özel) ve Kalandadze'nin kenarda çürümesi vs... Özellikle Kalandadze konusunda, her iki koç'un aynı tutumda olması, bir noktada oyuncunun idman performansı konusunda kuşku yaratıyor. Bu nedenle hakim olmadığımız konuya girmek, doğru bir yaklaşım gibi gelmiyor.
Sonuç olarak, Hernandez'den farklı olarak, Bigarelli ile çıkılan tüm hedef maçlar kazanılmış ve takım final 4'a yükselmiş. Son maçta, oyuncular haricinde Bigarelli özelinde eleştireceğim konu, aşırı hırs ve heyecanla, zaten delirmiş olan rakip taraftarını maçın sonlarına doğru ateşleyerek, bir noktada takımımızın sükunet ve motivasyonunu bozma yönünde olumsuz etki yaratmasıdır ama bunu da tecrübesizliğine vermek gerekir. Umarım, kendisine yakın olanlar tarafından uyarılır ve benzer bir durum, oynanacak Eczacı maçlarında yaşanmaz. Özellikle de Eczacı deplasmanında. Hep söylediğimi, yeniden tekrarlamak istiyorum. Voleybolda motivasyon, mental güç ve psikololojik faktörler çok önemlidir. Kaybedilmesi halinde, bir bakmışsınız ki alınabilecek maç, bir anda uçup gidebiliyor.
Fener seyircisi, kendisine yakışanı yaptı ve her iki maçta da gariz küfür ve sataşmalarla seviyesini gösterdi. Burada hiçkimse kalkıp da Fener'in voleybol kültürü'nden sözetmesin. Aylardır kaale almadığımız ve seyircimiz konusunda atıp tutanların iddiaları özelinde, seyircimizin seviyeli ve coşkulu desteği o güruh ile kıyaslandığında, seviyelerinin ne olduğu da ortaya çıktı. 5.setin ortasına kadar korku filmi yaşattık ya.... Bu bile yeter....
 
Başkan, bugünkü Nisan ayı olağan genel kurulunda, yine salon sporları konusundaki düşünce ve hedeflerini dile getirirken;

Kadın voleybolumuz, şampiyonlar ligine katılım mücadelesine hala devam ederken;

Erkek Voleybol'unda bu akşamki maçta galip gelirsek Şampiyonlar ligi bileti alma mücadelesi verirken;

Erkek basketbolunda, Kulüp tarihimizde, ilk kez Şampiyonlar Ligi Final Four'una yükselirken;


hala bazılarının, aklınca yönetimi eleştirmek adına car car car etmesi, ne kadar ironik, komik ve acınası bir durum. Trollüğünü kendi kendine ifşa etmiş bir kişi olsam, utanır, susar, hiç olmazsa böyle bir zamanda, bu şekilde ortaya çıkmazdım.
 
Eczacıbaşı'nı yenebiliriz belki ama eleyemeyiz düşüncesini taşıyorum ama daha evvel de belirttiğim gibi bu takıma bu sene zaten çok şeyi başardı.
Önceden de söylediğim gibi, hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz yada kaybedilmez. Tabii ki son 3 maçı dikkate alarak genel bir yorum yapacak olursam, önceden yedek kalmasından ötürü, Ayçin konusunda göstereceği performans açısından kuşkularım vardı ama hem sezonun 2. yarısı ve ortalarına doğru gösterdiği performansı, hem de son 3 maçtaki performansı nedeni ile herşey helal olsun diyorum. Son 3 maçtaki genel performans açısından, özellikle 3 oyuncunun, kendisini süratle toparlaması gerektiğine inanıyorum. Bunlar Yasemin Güveli, Alexia ve Bongaerts'dir. Sırası geldi övdük, sırası geldi eleştirdik ama sezon sonuna geldiğimiz şu anlarda, yeniden baş gösteren Yasemin Bongaerts uyumundaki soruna süratle çözüm bulunması gerekirken, özellikle Alexia'nın son maçlardaki zayıf hücumlarına nasıl bir çözüm bulunur bilemiyorum. Bu, benim bildiğim fişek gibi hücum eden Alexia değil. Çok büyük olasılıkla gizlenen ve zorlanmaması gereken bir omuz sakatlığı/ağrısı söz konusu olabilir. Bu seviyedeki maçlarda Yasemin Özel'in, maç genelinde çare olması pek olası değil. Şu saaten sonra, en iyisini ummaktan ve seneye geniş kadro dilemekten başka çare yok. 3. olursak, bu yıl için tadından yenmez ama olmasa bile, önceden de birlikte dillendirdiğimiz üzere, yine de TEŞEKKÜRLER GALATASARAY DAIKIN.
 
Aslına bakarsanız, 3.lük 4.lük maçları sonuna kadar yorum yapmamayı tercih etmiştim. Öncelikle de takımın son 3 maçında galibiyet almasının yanısıra toplamda 6 set alacağını kime söyleseniz eminim ki size garip garip bakardı. Oysa ki sezon başından beri, "bu takım çok iyi iş yapar" mottosu ile görüş ve eleştirisel yorumlarımı açık ve net olarak yapmıştım. Bunların içerisinde de psikolojik faktör, motivasyon ve mental gücün, voleybolda önemli bir etkisinin olduğunu da defalarca vurgulamıştım.
Hernandez, geldiği ilk dönemde, Ataman hoca'ya nazaran, benden daha fazla olumlu not almıştı. Bununla birlikte geçen yıl özellikle Wiesbaden maçını evimizde kaybettikten sonra, Almanya'da altın sette elenmemizin ardından çok üzülmüş olmama rağmen, ilk yılı olması ve kendi oluşturmadığı bir takımı çalıştırması nedeni ile bunu yol kazası olarak kabul etmiştim.
Bu yıl yapılan transferlerle ve hazırlık süreci sonrasında takım performansına baktığımızda, oyuncu kalitesi ve oyun kurgusu olarak iyi bir takım kurulduğunu gözlemlemiş, hazırlık maçları, Balkan kupası elemeleri vs derken, başarılı sonuçlar sonrası haydi hayırlısı demiştik. Ligin başındaki Vakıf galibiyeti ve sonrasındaki seride alınan galibiyetler, bu umudu daha da artırmıştı. Tüm bunlarla birlikte, özellikle ilk Fener maçında iyi bir takım oyunu oynanmasına rağmen, önceden detaylandırdığım nedenlerle kaybedilmesi sonrasında, işler pek de iyiye gitmedi. Sonrasında alınan Eczacı galibiyetine rağmen, rahat alabileceğimiz Aydın, THY ve Kuzeyboru maçlarını, son nefeste 3-2 kaybetmemiz sonucu, ilk yarıyı 2.sırada bitirebilecekken, 5.sıraya düştük. Buna, hala teyit edilmemiş sorumsuzca beyanlar da eklenince esasen büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Özellikle 3-2 kaybedilen hedef maçları, bu maçlarda saha kenarındaki Hernandez'in anlaşılmaz tavırları sonrasında, bilet Hernandez'e kesildi.
Devre arasındaki koç değişikliği, her zaman risklidir. Hele ki gelecek koç'un referanslarına bakıldığında, ben de dahil herkes büyük şüphe duymuş hatta bu sezon da çöpe'mi atılmış sorgusu yapılmıştı. Farklı olarak, önyargıdan uzak durmaya çalışarak, izleyip görelim demiştim.
Başa dönerek, mental'in ne kadar önemli olduğu noktasından yola çıkarsak, hiç tartışmasız olarak, Bigarelli'nin Hernandez'den farklı olarak yaptığını gözlemlediğim nokta, çılgın heyecanına rağmen, oyunculara aşılamış olduğu kendi kendine güvenme duygusu başta olmak üzere, yine takıma aşılamış olduğu ve kendisinde de varolduğunu gördüğüm pozitif enerjidir. Yanısıra, kritik anlarda aldığı molalarla takımı toparlama hamleleri, Hernandez'e göre daha daha başarılı bulduğum diğer bir noktadır. Buna rağmen, oyuncu değişiklikleri ve taktiksel anlayış konusunda temelde bir fark görülmüyor. Takımımız özelinde, hiçbir zaman çok olumlu bakmadığım ikili değişiklikler (Bongaerts-Alexia/Aslıhan- Y. Özel) ve Kalandadze'nin kenarda çürümesi vs... Özellikle Kalandadze konusunda, her iki koç'un aynı tutumda olması, bir noktada oyuncunun idman performansı konusunda kuşku yaratıyor. Bu nedenle hakim olmadığımız konuya girmek, doğru bir yaklaşım gibi gelmiyor.
Sonuç olarak, Hernandez'den farklı olarak, Bigarelli ile çıkılan tüm hedef maçlar kazanılmış ve takım final 4'a yükselmiş. Son maçta, oyuncular haricinde Bigarelli özelinde eleştireceğim konu, aşırı hırs ve heyecanla, zaten delirmiş olan rakip taraftarını maçın sonlarına doğru ateşleyerek, bir noktada takımımızın sükunet ve motivasyonunu bozma yönünde olumsuz etki yaratmasıdır ama bunu da tecrübesizliğine vermek gerekir. Umarım, kendisine yakın olanlar tarafından uyarılır ve benzer bir durum, oynanacak Eczacı maçlarında yaşanmaz. Özellikle de Eczacı deplasmanında. Hep söylediğimi, yeniden tekrarlamak istiyorum. Voleybolda motivasyon, mental güç ve psikololojik faktörler çok önemlidir. Kaybedilmesi halinde, bir bakmışsınız ki alınabilecek maç, bir anda uçup gidebiliyor.
Fener seyircisi, kendisine yakışanı yaptı ve her iki maçta da gariz küfür ve sataşmalarla seviyesini gösterdi. Burada hiçkimse kalkıp da Fener'in voleybol kültürü'nden sözetmesin. Aylardır kaale almadığımız ve seyircimiz konusunda atıp tutanların iddiaları özelinde, seyircimizin seviyeli ve coşkulu desteği o güruh ile kıyaslandığında, seviyelerinin ne olduğu da ortaya çıktı. 5.setin ortasına kadar korku filmi yaşattık ya.... Bu bile yeter....
Çok katılıyorum. Fenerbahçe taraftar güzellemesi yapanlar vardı gösterdiler iki maçta. Sadece küfür hakaret. Eylülün topuna tekme atmaya çalışan bile oldu Eczacı Vakıf taraftarı da Fenerlileri istemiyor çünkü hem sosyal medya hem salon da magandalığa çevirmeye başladılar işi.
 

Üst