EL | Galatasaray: 70 - Ekaterinburg: 71

Geçen senelerdeki takımlara bakın bir de bu takıma, teşekkürler Ekrem hocam bize bu heyecanı geri getirdiğin için. Daha düşük bütçeyle daha akıllı kadro kuruldu ve Wauters eğer geçen senekiler yüzünden alınmasaydı bir de şutor oyuncu almıştık çoktan. Wauters çok iyi oynuyor yanlış anlaşılmasın, Fowles ve Nevriye tam sağlıklı olduklarında Wauters'in önemi azalacağı için şutor bir kısayı tercih ederdim. Alba gelince kısa rotasyonu da rahatlayacak ve Işıl-Whalen ikilisi 40'ar dakika oynamayacaklar, 3 guard oynamak zorunda kaldık gene, Yaso da girer girmez önemli katkılar verdi, o dakikalarda Işıl veya Whalen'i dinlendiremiyoruz ne yazık ki. Hakemler düzgün olsa zaten kazanırdık ama çok da sorun değil, ileride telafi edilecek bir yenilgi.
 
Alba ve Nevriye gelince daha iyi olacağız, Şebnemin'de elindeki sakatlık geçmiş onun form tutması çok önemli, takımın düzene oturması için daha zamana ihtiyacımız var, herkes şutör diyor ama biriside bir isim söylesin..

Taraftarlar gibi takımda Nolanı biraz hafife almış, kariyerine ve tecrübesine bakarsak yabana atılacak oyuncu olmadığı görülür, sakin kafa maçı tekrar izleyenler UMMC'nin oyunu Nolan üzerinden nasıl kurduğunu görecekler, birde bana göre Özge yavaşın daha çok süre alması lazım..
 
Bu canınız sağ olsun denecek maç değil, helal olsun denilecek maç. Tebrik ediyorum takımı, sadece ufak nüanslar Avrupa'nın en iyi takımını şu maçtan galip çıkarttı.

Sağlıklı olduklarında kadın basketbolunun en rakipsiz iki oyuncusu var rakipte, Avrupa'nın en elit oyuncuları var, herhangi bir ev sahipliği avantajından bahsedemediyiz, hakem kararları çok rahatsız edici, 2 önemli eksiğimiz 2 de sakatlıktan yeni çıkmış oyuncu... Çıkıp aslan gibi oynuyoruz, son topa kalıyor maç. Cidden büyük başarı bu, maçtan önce 10-20 sayı arası farkla rahat kazanır diyordum UMMC ama takım kabullenmiyor bunu.

' Yasemen'in iki turnikesi = Bu senenin Galatasaray'ı ' benim için. Hani mantıklı düşününce çok inanmıyorsun, olmaz diyorsun ama neden olmasın diye haykırıyor takım.
 
Yenilmek yenilmektir. GS için kabullenecek bir durum değil bu. Ama taraftardan önce takım zaten bunu kabul etmemiş. Misal ben kendi adıma takımın eksiklerinden dolayı yenileceğini düşünerek maça geldim. Sahada gördüğüm GS takımı sonrası, "neden olmasın" demeye başladım hem de daha ilk periyotta. Bu senenin en önemli değişikliği, bir kere takımın yüzü gülüyor. son 1.5 dk kaldığında 6 sayı gerideyken bile, takımın yüzü gülüyordu. bu çok güzel bir olay. Ben takımdan herhangi bir oyuncuyu gördüğümde ilk lafımdır. "oynadığınız oyundan zevk alın mutlu olun". çünkü oynadığın oyundan mutlu olmak seni bir adım öteye taşır. Potansiyel olarak takım kendini aşmış durumda, her maç da ötesine koyuyor.

Herhangi bir oyuncuyu eleştirmek istemiyorum. Hakemler zaten berbattı ama oyuncularımızın oyun içi aklını bazen kaybettiğini düşünüyorum. Misal C.Parker 3 faulde oynarken içeri girip zorlayıp onu 4 hatta 5 faule zorlayamadık. Hele ilk yarı ben başta Lindsay olmak üzere takıma içeri zorlayın demekten utanmaya başladım. Nitekim Yasemen bunu 2 defa yaptı ve yürüyerek o sayıları attı. Ki ben bunu Lindsayden bekliyordum. O da 2. yarı bunu yapmaya başladı ve hem faul aldı rakibi bozdu hem de sayı buldu. Zaten Sylvia gibi bir oyuncun varsa zorlayacaksın o pota altına yerleştiğinde. Çünkü girmezse o pota altında ribauntta zorlayacaktır.

Maç içinde ağrıma giden 3 pozisyon oldu. 1- bir pozisyonda bizim, rakip pota altında 3-4 tane h.ribaundu alıp gene de sayı bulamamamız 2- Rakip fastbreak yaptığında dee'nin potaya gitmeyip 3lük çizgisinden 3sayıyı bulması ve 3- hücum süresinde son 1 saniye kala rakibin gene Dee ile 3lük bulması.

Işıl 40 dk oynadı bu yüzen ona lafım olmaz. Onun akan her terine kurban olurum ben. ama son pozisyonda topu kaptı topa sahip olamadı tam olarak. O pozisyonda Nolan'ın geldiğini görünce eğer ters turnikeye gitse muhtemelen hem sayıyı bulacak hem de faulü alacaktı. Ama Işıl kendine güvenmedi Nolan tepesine bindi. Işıl gibi cinin allahı bir kızın bunu düşünmesi gerekirdi bence. Yoksa kaçan faullerde suçu olamaz. Faul bu. Ray Allen bile kaçırıyor:)

Hakemler maçı iç etti. Hele son hücumda kalan saniyenin 2.3 olmasının anlam açıklaması yok. Sağlık olsun, bu kızlara inanıyorum. Maç öncesi Ekrem hocayla belki de 1 saat konuştuk. Takımdan ayrı şeyler konuştuk ama anlattıkları hocanın psikolojsini ele verdi. GS'a layık bir coach olduğunu zaten inanıyordum ama artık biliyorum. Önümüz açık

Not1- Dee GS'a dönmek istediğini maç öncesi de aleni olarak belli etmiş
Not2- Dee UMMC'de çok fazla duramaz. Çünkü takım liderliği ona verilmemiş gibi. Bu Dee gibi oyuncuyu sarsar:))
 
Hoca'yada kızlarımıza da helal olsun. Tam kadro çıksak elimizden kurtulamazlardı. Ama ilerisi için hepimize büyük umutlar veriyorlar. Geçen sene ki bezgin takımdan eser yok.
 
valla ne yalan söyleyeyim karşı takımın oyuncularını kağıt üzerinde görünce hiç ümidim yoktu hele ki kafalar braga maçında olacağı için taraftar desteğide olmadığını düşününce.... ellerinize sağlık takım gerçekten takım olmuş geçen seneki gibi değiliz artık...
 
Çok iyi mücadele ettik hep çabaladık.Ben bu sene ilk defa takımı bu kadar çok beğendim her maçını izleyen biri olarak.Sakatlar düzelip takıma uyum sağlarsa hedefe ulaşmamak için neden kalmaz.
 
Dün öyle bir takım vardı ki sahada…
Açıkçası Nevriye takıma katıldığında takımdan soğumuştum. Ama bu takım öyle bir takım ki değil Nevriye, Emre B. getir sevilir. Işıl, Yasemen, Whalen, Fowles ve diğerli inanmış yüreklerine sağlık.
 
Bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Fark yeriz diye düşünüyordum nerdeyse maçı kazanıyorduk. Bazı sorunları da çözebilirsek müthiş bir takım olacağız. Mesela hakem dün resmen bizi katlederken kenardakilerin Ekrem hoca haricinde kılını kıpırdatmaması bu takımın karakterine hiç uymuyor, üzülüyorum gerçekten. Işıl maç biter bitmez hakemlerin yanına gidip 5 dakika boyunca sorguluyor ama asıl orada olması gerekenler ortalık olmuyor malesef.

Geçen sene dillere destan olan uzun oyuncu eksikliğimiz bu sene de kısa versiyonu olarak geri döndü adeta. Işıl ve Whalen 40 dakika oynadı dün, böyle gitmez bu. Işıl bir beş dakika dinlenebilseydi son topu çalıp potaya gittiği pozisyonda basket faul alırdı muhtemelen. Birde o faul kaçarmı diye kıza sallayan beyinsizler vardı salonda. Allah sizi bildiğiniz gibi yapsın inşallah salona gelmezsiniz bir daha! Galatasaray taraftarının bu tahammülsüzlüğüne inanamıyorum artık. Bkz: Burak Yılmaz!

Dün salonda 1000 kişi daha fazla olsaydı hakemler bu kadar rahat cirit atamazdı. Artık bu takıma inanıp destek olmaya başlamak lazım..
 
Bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Fark yeriz diye düşünüyordum nerdeyse maçı kazanıyorduk. Bazı sorunları da çözebilirsek müthiş bir takım olacağız. Mesela hakem dün resmen bizi katlederken kenardakilerin Ekrem hoca haricinde kılını kıpırdatmaması bu takımın karakterine hiç uymuyor, üzülüyorum gerçekten. Işıl maç biter bitmez hakemlerin yanına gidip 5 dakika boyunca sorguluyor ama asıl orada olması gerekenler ortalık olmuyor malesef.

Geçen sene dillere destan olan uzun oyuncu eksikliğimiz bu sene de kısa versiyonu olarak geri döndü adeta. Işıl ve Whalen 40 dakika oynadı dün, böyle gitmez bu. Işıl bir beş dakika dinlenebilseydi son topu çalıp potaya gittiği pozisyonda basket faul alırdı muhtemelen. Birde o faul kaçarmı diye kıza sallayan beyinsizler vardı salonda. Allah sizi bildiğiniz gibi yapsın inşallah salona gelmezsiniz bir daha! Galatasaray taraftarının bu tahammülsüzlüğüne inanamıyorum artık. Bkz: Burak Yılmaz!

Dün salonda 1000 kişi daha fazla olsaydı hakemler bu kadar rahat cirit atamazdı. Artık bu takıma inanıp destek olmaya başlamak lazım..
Seyirci sorunu büyük malesef. Erkek takımının maçlarına yeterli seyirci gelmiyor ki kadın takımının maçına gelsin. Sopot maçının seyirci sayısı 1.880 Bu insanların emeğinin hakkını vermek, motive etmek, destek olmak ve basketbol zevki almak için her maç o salonda olmalıyız.
 
Önder, haklarını yemeyeyim dün bench çok itiraz etti. Ama hakem gelip uyardı bir daha kalkarsanız teknik çalarım diye. Ki biz bağırdığımızda da hemen benche bakıyordu hakem. Bu yüzden kalkamadılar.
 
Valla Sühan ben kendi sahamızda bu kadar hakkımızın yenilmesini kabul edemiyorum. Bir yerde eksik bir şeyler var demekki.
 
Ruslar, kaynağı belli olmadığı dedikodularının dilden dile dolaştığı çok yüksek bütçelerle kurulan takımlar, FIBA üzerindeki ekonomik dengeler ve güç dengeleri. Başa baş giden bir maçta çalınan yanlış bir düdük Rusların kaybetmesine sebep olursa bunun hesabı hakemden sorulur. Bu yüzden ya çalmaya, yada çaldıklarının Rusların aleyhine olmasına korkuyorlar. Bizim henüz o kadar gücümüz yok.

Önder Bey'in yazdığı gibi, maçtan sonra Işıl hakemle uzun süre konuştu. Hakemin ne anlattığını çok merak ediyorum. Açıklanabilecek bir durum değil bu. O son pozisyonda Dominguez çizgiye bastıysa, bastığı anda düdüğü çalarsın. Basmadıysa beklersin, havadaki top dışarıya çıkınca oyunu durdurursun. Top havaya çıkmış, inişe geçmiş ama halen havada iken oyunu durdurmak nasıl bir uygulama? Yok, önceden çizgiye bastığı için durduruyorum ama düdüğü 2-3 saniye geç çaldım dersen de o süreyi saate eklersin. Sinirden titreme geldi bu satırları yazarken. Hiç bir açıklaması olmayan pozisyonda 5 dakika Işıl'a ne anlattı gerçekten merak ediyorum.
Geçen sene İstanbul'da yaşanan olaylar nedeniyle hem ULEB hem de FIBA'nın Türkiye'ye karşı tepkili olduğunu unutmayalım. FB ile yaptığımız maçta yaşanan tribün olayları çok aleyhimize oldu. Bunlar hakemlerin yanlı yönetimini elbette haklı çıkarmıyor ama malesef bir sıkıntı olduğu kesin.
 
Valla Sühan ben kendi sahamızda bu kadar hakkımızın yenilmesini kabul edemiyorum. Bir yerde eksik bir şeyler var demekki.

Ben yazacaktım ama Sühan Abi de yazmış abi.

Maçın başında bench ciddi anlamda itiraz ediyordu. Daha sonra ben hakeme bağırdım bir pozisyonda, hakem bana baktı sonra uzun süre benche baktı, birisi tek kelime etse teknik faul çalacaktı.

Ardından Derya Hoca hem yerli hem yabancı oyuncuları itiraz etmemeleri konusunda bizzat uyardı.

Bir süre sonra bench yine ayaklandı, bu kez hakem geldi ve tekrarı halinde teknik faul çalacağını resmen iletti.

İkinci yarıda bir pozisyonda bu kez sadece idari teknik heyet değil oyuncular dahil herkes ayağa kalkınca Ekrem Hoca döndü herkesi sakinleştirdi, "Ayağa kalkmayın, teknik faul çalacaklar" dedi.

Özellikle dünkü hakemlere itiraz etmek mümkün değildi, çünkü kesinlikle iyi niyetli değillerdi.

Ben şahsen geçen yıl ile kıyasladığımda çok daha aktif bir bench görüyorum. Hatta maç içerisinde bazı pozisyonlarda biz bench e sakin olmalarını söylemek zorunda kalıyorduk, teknkik faul alınmasından korkmuştuk.

Aslında dün o salonda 2-3 bin kişi olsa o hakemler o şekilde maç yönetemezlerdi. O yüzden hakemleri etkileme anlamında en az teknik heyet kadar bizim de sorumluluğumuz var.
 
Yazıklar olsun bize. Böyle bir takım ancak 1000 kişiye oynuyor. Dün 5000 kişi olsa UMMC ve hakemler o sahadan çıkamazlardı. Hakemlerde kolay kolay öyle düdükleri çalamazlardı. Yediremiyorum bunu ya !! Kendi sahamızda hakem faktörü yüzünden yenildik. Anlaşıldı, FİBA bu sene bu kupayı UMMC'ye verecek. Bu takım savaşıyor. Bu takım ARMA'nın hakkını veriyor. Bu takım daha fazla desteği hakediyor. Bu takım herşeyi hakediyor. Oyuncuların,koçun ve teknik ekibin yüreklerine sağlık.
 
Şöyle bir maça bu kadar az taraftarın gelmesi açıklanabilir bir durum değil gerçekten. Yenilgimizin tek suçlusu gelmeyen-gelemeyen taraftardır yazıklar olsun diyorum. Murat Özyer biraz uğraşmalıydı taraftar çekmek için en azından maçı salı gününe aldırabilirdi. Ama gördüğüm kadarıyla o da ancak izlemekle meşgul olayları. Bakalım bir gün düzgün bir şeyler yaptığını görebilecek miyiz bu efendinin
 

Üst