Aslında çok fazla yazmayı sevmiyorum ancak dünkü maç ile ilgili söylenmesi gereken sözler var:
Öncelikle maç öncesinde herkesin beklentisinin aksine ben rakip ile kafa kafaya oynayabileceğimizi düşünüyordum. En etkili silahları olan Diana'yı sene başında ilk kez o seviyede bir maça çıkmasına rağmen Angel'ı çok iyi savunan Şebnem'in savunabileceğini düşünüyordum.
Pota altında ise Fowles'ın da dönüşü ile rakipten aşağı kalır yanımız yoktu.
Tabiki beklentilerimin arasında Braga maçının yayınlanması ve yaklaşık 5-6 bin kişilik bir taraftar da vardı.
Son olarak bu kadar kötü hakem de beklemiyordum.
Maç başladığında takım öyle bir direnç gösterdi ve sahaya öyle bir karakter koydu ki salondaki az sayıdaki taraftarı da maçı kazanacağına inandırdı.
Belki çok iyi hücum edemiyorduk, uzunlarımıza indirmeye çalıştığımız her topa el sokuyorlardı, hakemler de bu sertliğe müsade ediyorlardı, Fowles gününde değildi vs.
Ama... Ama savaşıyordu takım...
Hiç kimsenin ama hiç kimsenin beklemediği şekilde Yasemen Diana'ya karşı çok iyi savunma yapıyor, hücumda ise boş bulduğu koridoru iyi değerlendiriyordu...
Sakatlıklara rağmen, kötü hakemlere rağmen kazanabilirdik...
Tüm hatalarını bir kenara ittim, son dakikada Dee'nin topu Volan'a vereceğini belli etmesi ve Işıl'ın zekası ile topu çaldığında hakem centilmenlik dışı faul verse ya da son saniyede süreyi zamanında durdurup bize hücum edebileceğimiz kadar bir süre kalsa kazanabilirdik...
Olmadı ama ben salondan yüzüm gülerek ayrıldım...
Tıpkı geçen sezon erkek takımımızın A.İpekçi'de oynadığı Barcelona maçında olduğu gibi...
Ekrem Hoca başta olmak üzere tüm teknik heyeti tebrik etmek lazım. Taş gibi takım olduk.
Bu oyunun bir çok yıldız ismin bir arada olduğu bir takımdan değilde yerli oyuncularımızın da katkılarıyla oynanıyor olması başarının sürekliliği açısından önemli bir avantaj olacak bence.
Oyuncular değişse de oyun karakterinin değişmemesi en önemli nokta.
Umarım bu sürekliliği de sağlarız.
Tekrar tekrar bu güzel mücadeleyi ortaya koyanlara ve bu güzel takımı oluşturanlara teşekkür ederim...
Öncelikle maç öncesinde herkesin beklentisinin aksine ben rakip ile kafa kafaya oynayabileceğimizi düşünüyordum. En etkili silahları olan Diana'yı sene başında ilk kez o seviyede bir maça çıkmasına rağmen Angel'ı çok iyi savunan Şebnem'in savunabileceğini düşünüyordum.
Pota altında ise Fowles'ın da dönüşü ile rakipten aşağı kalır yanımız yoktu.
Tabiki beklentilerimin arasında Braga maçının yayınlanması ve yaklaşık 5-6 bin kişilik bir taraftar da vardı.
Son olarak bu kadar kötü hakem de beklemiyordum.
Maç başladığında takım öyle bir direnç gösterdi ve sahaya öyle bir karakter koydu ki salondaki az sayıdaki taraftarı da maçı kazanacağına inandırdı.
Belki çok iyi hücum edemiyorduk, uzunlarımıza indirmeye çalıştığımız her topa el sokuyorlardı, hakemler de bu sertliğe müsade ediyorlardı, Fowles gününde değildi vs.
Ama... Ama savaşıyordu takım...
Hiç kimsenin ama hiç kimsenin beklemediği şekilde Yasemen Diana'ya karşı çok iyi savunma yapıyor, hücumda ise boş bulduğu koridoru iyi değerlendiriyordu...
Sakatlıklara rağmen, kötü hakemlere rağmen kazanabilirdik...
Tüm hatalarını bir kenara ittim, son dakikada Dee'nin topu Volan'a vereceğini belli etmesi ve Işıl'ın zekası ile topu çaldığında hakem centilmenlik dışı faul verse ya da son saniyede süreyi zamanında durdurup bize hücum edebileceğimiz kadar bir süre kalsa kazanabilirdik...
Olmadı ama ben salondan yüzüm gülerek ayrıldım...
Tıpkı geçen sezon erkek takımımızın A.İpekçi'de oynadığı Barcelona maçında olduğu gibi...
Ekrem Hoca başta olmak üzere tüm teknik heyeti tebrik etmek lazım. Taş gibi takım olduk.
Bu oyunun bir çok yıldız ismin bir arada olduğu bir takımdan değilde yerli oyuncularımızın da katkılarıyla oynanıyor olması başarının sürekliliği açısından önemli bir avantaj olacak bence.
Oyuncular değişse de oyun karakterinin değişmemesi en önemli nokta.
Umarım bu sürekliliği de sağlarız.
Tekrar tekrar bu güzel mücadeleyi ortaya koyanlara ve bu güzel takımı oluşturanlara teşekkür ederim...
