Top 16'ın son haftasında enteresan maçlar vardı. Mutlak favori olarak gördüğüm Tau Ceramica, kendi sahasında sezona iyi başlayamayan fakat, her geçen gün form grafiğini yükselten Olympiacos karşısında maçın tamamına yakınını mağlup götürerek kaybetti. Tau savunmada etkisiz iken, Olympiacos çok konsantreydi ve yüksek yüzdesiyle oynadılar. Sezon başından beri ilk defa kadro kalitelerini bu denli iyi kullandılar.
F.bahçe Ülker, McIntyre, Lavrinovic ve çok az süre alan Domercant gibi en önemli oyuncularından yoksun Siena'ya kendi sahasında direnemedi. Belkide Mehmet Keseratar'a ihtiyaçları vardı (!)
Top 16'yı galibiyetsiz bitiren tek takım final-four'a ev sahipliği yapacak Alba Berlin oldu. Esasında Real Madrid'i epey zorladılar ama, bu çaba kazanmaya yetmedi.
***
Play-off'lar...
Barcelona - Tau Ceramica
Sezon başında bu seneki favorim Barcelona idi... Bilhassa kendi sahalarında oynadıkları maçlarda karşılarında kim olursa olsun sürklase ettiler. Juan Carlos Navarro'nun geri dönmesiyle lider oyuncu açığını kapattılar ve saha avantajına sahip olacaklar. Karşılarında ACB lideri ve son Olympiacos maçına kadar çok iyi oynayan Tau Ceramica olacak. Kanaatimce Barcelona ev sahibi olma avantajıyla bir adım önde.
Panathinaikos - Montepaschi Siena
İki ekip daha evvel normal sezonda aynı gruptaydı ve ev sahibi oldukları maçlarda beş sayılık farklarla kazandılar. Siena'da Ksistof Lavrinovic'in sol elinden sakatlanması büyük handikap. Ksistof, şayet seriye yetişemezse Panathinakos'un güçlü pota altı oyuncuları içeriyi domine edip, büyük avantaj sağlayacaktır. Panathinaikos ev sahibi avantajına sahip ve Siena'nın işi bu kez çok zor...
Olympiacos - Real Madrid
Son maça dek Olympiacos'a pek güvenmiyordum ama, deplasmanda final niteliği taşıyan maçta Tau'yu yenmeyi başararak ne denli güçlü bir takım olduklarını gösterdiler. Kadrolarında Avrupa basketbolunun çok değerli oyuncuları ve sert bir oyun yapıları var. Koç Panagiotis Giannakis'in iç-dış dengesini yakalamasıyla çok tehlikeli bir takıma dönüştüler. Kaşılarında ise CSKA ve Maccabi'yi deplasmanda yenen ve bu sezon kendine daha fazla güvenen Real Madrid var. Madrid, normal sezonda sürpriz yenilgiler alıp, istikrarsız bir görüntü yansıtmış olsada Top 16'da vites arttırdı ve gücünü gösterdi. Beklenmedik sonuçlara açık bir eşleşme...
CSKA Moskova - Partizan
İki ekip normal sezonda eşleşmiş ve deplasmanda oynadıkları maçları kazanmışlardı. Partizan, bu sezon kendi sahasında sadece CSKA'ya mağlup oldu. Partizan, belki rakipleri kadar bilinen oyunculardan kurulu olmayan bir kadroyla mücadele ediyor ama, sahada "savaşan" bir ekip halindeler. Başlarında kadrodaki tüm oyuncuların üzerinde büyük emeği olan Dusko Vujosevic ve arkalarında Avrupa tribünlerinin en organize ve en fazla takımına destek veren taraftarı var. Son şampiyon CSKA Moskova, Rusya'nın yaşadığı ekonomik kriz sonrası bir hayli etkilendi. Gelecek sezon olası bütçe kısıtlamasına gitmeden evvel bir şampiyonluk daha kazanmak amacındalar. Kadroları hâlâ çok güçlü ve başlarında birçok kişiye göre Avrupa'nın en önemli koçu Ettore Messina var. Son şampiyon mutlak favori ama, Partizan son ana dek pes etmeyecektir...