Euroleague (2014-2015)

Obradovic Ülker'in sunduğu olanaklarla geliyor,bu olanakların karşılığı da bilindiği üzere para.Zihninde 5 yol varsa 5. sıradakine mecbur kaldı,fakat bu yolu başarıyla kullandı.Söz gelimi Türkiye Kupası periyodunda muhtemelen kondisyon yükledi,bu bölüme gelene kadar da ''oyuncular şanslarının farkında değil,farkına varmayan def olur gider'' üzerinden o döneme yatırım yaptı.CSKA deplasmanında da nitekim işledi.Sonrasında 6 kişilik rotasyonumuza karşı derbi tarihinin en absürd yenilgisini alırlarken maçtan sonra yaptığı basın toplantısı da Olympiakos maçının zihinsel hazırlığıydı bir yerde.
Amacı muhtemelen Avrupa'nın bilindik,kimi takımların kusursuza yakın oynadığı setlere karşı ters gelen bir takım kurmaktı.Hayli verimsiz geçen 1.5 yılın sonunda geçtiğimiz 2 ay için son kartını çekti ve şu aşamada başarıya ulaştı.
Para konuşmaktan başka bir şansımız yok zira para her şeyin belirleyicisi olmasaydı halen Euroleague'de Partizan-Zadar finali konuşuyor olurduk.Ülkede spor ekonomisinin şişmeye başlaması sayesinde bir Ülker birleşmesi doğuyor,Ülker'in yaptığı harcamanın yarısına tekabül etse bize de kendi özelimizde çılgın olan 2012-2013 ve 2013-2014 harcamalarını yapma olanağı geliyor.Efes zaten hepimizin malumu.
Kadınlar Euroleague başlığına da yazmıştım para kültürden bu denli yoksun ülkelerde toplanmışken erkeklerde son 3,kadınlarda ise son 2 Euroleague şampiyonu hayli değerli.Hiç değilse çıkış noktası yine bütçe olsa da Avrupa basketbolu için büyük değer ifade eden yapılar gördük.
Son olarak Galatasaray aptal saptal adamlar tarafından yönetiliyor diye rakibimiz bir Vujosevic Partizan'ı değil.Ülker vasıtasıyla Obradovic tarafından yönetilen,onun kurallarıyla giden Fenerbahçe Ülker.Bu görüntüyü oluşturan temel dinamik bütçe değil de moral değerlerse dinlemek isterim tabi. :)
 
Basketbola fazla yatırım yapan yok en büyük yatırımı Murat Ülker yapıyor o da tam yapıyor. Forbes 2015 listesine göre Türkiye'nin en zengin adamı Fenerbahçe'nin şansı Murat Ülker Galatasaraylı olsaydı şimdi onların yerinde biz olurduk hatta çoktan final four yapmış olurduk. O yüzden hala Ülkerspor demenin bir mantığı yok çünkü Ülker bizimle birleşmek isteseydi biz de kabul ederdik.
 
Valla Türk basketboluna,Türk sporunun yapısına bakarsak adamların 2013'teki rezil haline bakarsak 2 yılda bu kadar yol kat etmeleri başarı.Salt paranın getirdiği bir şey değil bu para ile başarıyı satın almaya çalışmıştı geçmişte FbÜlker ve Efes ama başarılı olamadılar.Açıkçası sene başında F4 bu kadrolarıyla hayal de diyorduk adamlar yapacak gibi,taktir etmek lazım.Furkan'ın da dediği gibi yukarıda disiplin,birliktelik,düzgün yönetilme her şey bir arada olunca başarı da geliyor aslında.

Üzücü.2013 Haziranında ligi tarihi dominasyonla şampiyon bitiren bizim durumumuz ne halde dibi görmüş çiftlikten beter hale gelmiş rakibin durumu nasıl.Üzülmemek elde değil.
 
Basketbola fazla yatırım yapan yok en büyük yatırımı Murat Ülker yapıyor o da tam yapıyor. Forbes 2015 listesine göre Türkiye'nin en zengin adamı Fenerbahçe'nin şansı Murat Ülker Galatasaraylı olsaydı şimdi onların yerinde biz olurduk hatta çoktan final four yapmış olurduk. O yüzden hala Ülkerspor demenin bir mantığı yok çünkü Ülker bizimle birleşmek isteseydi biz de kabul ederdik.

Murat ülker Galatasaray taraftarı olsaydı kulübe üye bile yapılmaz uzak durması için birileri bin takla atardı.
 
Fenerbahçe ne zamandan beri bu bütçelerle oynuyor? Peki ne zamandan beri böylesine sağlam, gümbür gümbür geliyor? Fenerbahçe bugün böyle geliyorsa önce Obradovic sonrasında bütçe. Maccabi eşleşmesinin başından beri F4 yapacakları kesindi bence. Arada kadro olarak da oyun olarak da bariz fark var.
 
Ülker, Fenerbahçeye sponsor olduğunda Ülker grubuna çok sövdüm, kendimce tepki koydum 3 yıl boyunca ürünlerine elimi sürmedim. Sonra dedim ki ; Neden onlara kızıyorsun ki, adamlar gönül verdikleri takıma sahip çıkıyor, destek verip ucu bucağı olmayan imkanlar sunuyor. Ve bizden böyle bir zengin cengaverin çıkıp sponsor olmamasına delirdim.

Ülker gerçekten sonsuz imkanlar sundu Fenerbahçeye salon ve sponsorluk alanında. Fenerbahçede doğru bir yapı ile ilerliyor. Bu sene en az 10 maçlarını 15.000 kişiye oynadılar ki onların bilet fiyatları inanın Abdi İpekçide bizim sattığımız biletlerden kat be kat pahalı. Yani sırf salonlarından şube yılda 10-12 milyon TL çok rahat kar edebilir.Birde Ülker grubunun koyduğu para var ortaya. Böylelikle yönetimleri ellerine ceplerine atmadan çok rahat çevirebiliyorlar şubeyi.

Dün maçta tv' de gördüğüm kadarı ile bir çok insanın üzerinde Basketbol forması, basketbol eşortmanı vardı. Yani buradan da elde etmeye başladıkları ciddi bir gelir var.

F4 yapmaları büyük iş olur ve makasın biraz daha açılmasını sağlar maalesef. Şampiyon olabilirler mi ? Bence çok zor. Ancak bundan sonraki yıllarda Avrupa basketbolunda dominant bir camia olma yolunda çok ciddi adımlar atıyorlar.

Açık konuşayım, Galatasaray yönetimi bu kafayı değiştirmez ise, arkalarından içimiz buruk bir şekilde bakar kendi ligimizde, 10 sene önce olduğu gibi play-off lara nasıl kalırız diye hesap yaparız.
 
Basketbola fazla yatırım yapan yok en büyük yatırımı Murat Ülker yapıyor o da tam yapıyor. Forbes 2015 listesine göre Türkiye'nin en zengin adamı Fenerbahçe'nin şansı Murat Ülker Galatasaraylı olsaydı şimdi onların yerinde biz olurduk hatta çoktan final four yapmış olurduk. O yüzden hala Ülkerspor demenin bir mantığı yok çünkü Ülker bizimle birleşmek isteseydi biz de kabul ederdik.
Bizde liseli olmayana bu fırsatı vermezler. Zamanında Tr'nin en zengin adamı Cem Uzan'dı. Muslukları da açmak üzereydi sanki ama liseli olmama engeli çıktı. Salt parası var diye Uzan gibi dolandırıcılara minnet etmeyelim tabi ki ama bizdeki liseli oligarkları aşmanın mümkün olmadığını da unutmayalım.
Bir de cebinde akrep olan ne kadar pinti zengin varsa Galatasaraylı, eli açık olanlar Fenerbahçeli. Bu da bizim şanssızlığımız muhtemelen.
Rakipteki görüntünün temel dinamiği moral değerler olamaz, hatta bu değerlerle açıklamaya çalışsak da anlamazlar, o kadar uzaklar. Olay para var huzur var olayı fakat bu sene ek olarak inanmışlık da var. Tabi muhtemelen bu da para temelli bir inanç.
İşin üzücü tarafı 17 Haziran duruşunun ertesi yılı bu durumlara tanık olmak. Bu duruş sonrası taraftar ve yönetim olarak sınıfta kaldık.
Bilet fiyatlarının rakibe göre 3-4 kat ucuz olduğu halde 1000 2000 kişiye oynadık, yönetimin hataları aylardır konuşuluyor zaten. 4 maç ceza aldık, maçlarda Sırplara, İsraillilere, Yunanlılara küfürler ettik. Yani rakipte genetik ve doğumsal olarak olmayan moral değerler bu sene bizden uzakta.
Seneye önce moral değer transfer edelim, bizi tercih edecektir, daha önce yıllarca bizdeydi. Sonra sabırla başarı gelecektir.
 
Finale falan cikamazlar ama bizden once F4 oynamalari bile beni yeterince sinir ediyor, yalan yok.
O ruhsuz salon bile F8'de fark yaratti, Euroleague'de 12-13 milyon maas butcen ve duzgun bir organizasyonun varsa F4 oynamak bana gore artik cok matah bir durum degil.
Bizim yonetim subeyi uvey evlat gibi gordugu icin senelerdir gozumuzde buyuttukte buyuttuk.

Insallah gelecek seneden itibaren akli basinda bir yonetimle guzel bir planlama yapilir, bunun icin gerekirse 1 sene vitesi bosa alalim.
Zaten kadromuzda aman butceyi kucultursek "su oyuncuyu" elimizden kaciririz diyebilecegimiz capta bir oyuncu yok. Young'i, Carter'i her halukarda tutarsin kadroda.
 
Çoğunluk bütçe ve Obradoviç faktöründen bahsetmiş, ama FBÜ'nün bu noktaya gelmesindeki en önemli etken 3+2 yabancı kuralının değişmesidir. Nitekim "para ve Obra" geçen sene de vardı. Fakat yabancı kuralından ötürü, bu seneki gibi bir kadro kuramadılar ve neticesini gördük.

Mevcut kural devam ettiği müddetçe "doğru bütçe + doğru takım + doğru hoca" kombinasyonunu bir araya getirebilen her takım F4 oynayabilir. Üstelik ligimizde FBÜ ve Efes'ten sonra, bunu başarmaya en yakın takım da biziz. Yeter ki şube aklı başında bir şekilde yönetilsin...

Top 8'e gelirsek, daha önce de yazmıştım, FBÜ bu sene, geçen yıllara nazaran daha kolay bir Top 16 grubuna düştü ve bunun ekmeğini yedi. Maccabi'yi geçerse ev sahibi Real ile karşılaşacak. Madrid'i elemeleri bence sürprizin de ötesinde, mucize olur. Geçmişte Oly ve Maccabi gibi takımlar bunu başardı, lakin kadrolarında bu seviyeleri oynamayı bilen oyuncuları vardı. FBÜ kadrosunda hayatında ilk defa F4 oynayacak çok sayıda oyuncu var.
 
Artık şapkayı önüne koysun ve düşünsün yönetim. FB Ülker'in yaptıklarını çok rahat yapabilecek potansiyeldeyiz. Bunları yapabilecek bir hocamız , bizim olmasa da oynadığımız güzel bir salon ve maç kazandıran potansiyelde taraftarımız mevcut. Tek eksiğimiz doğru organizasyon ve adam gibi yönetim. Öyle Ülker'in Fener'e döktüğü gibi 20-25 milyonluk bütçelere de ihtiyaç yok . 5-10 milyon civarı bir bütçeyle hayli hayli yapabilir Ergin Hocam'da oralara oynamayı ama tek ihtiyacı fix bir bütçe. 5 milyonsa 5, 10 sa 10 . Yönetimin sezon başı vaat edeceği parayı tıkır tıkır ödemeli şubeye . Hoca'da zaten şikayetçi olmayacaktır bundan. İnanın paralar düzgün ödenseydi şu anki kadro+Arroyo ile birlikte 8 kişiyle top 16 da bu yılki gruptan bile çıkabilirdik. Ama tabi ki huzurlu bir ortam dahilinde. Bunlar olmayınca olmuyor tabiki. Barça ve Real Madrid dışında var mıydı şu grupta içeride dışarıda diş geçiremeyeceğimiz takım. Bence yoktu.
 
Biz önce kendi maddi durumumuzu düzeltelim..
Ortada daha kendi salonumuz bile yok,kahroluyorum açıkçası..Senelerdir basketbola adam gibi yatırım yapan bir yönetim görmedim.Yazık gerçekten.
Bizde Ülker gibi bir markayla birlikteliğe gidersek anca o zaman bu dar boğazdan kurtulabiliriz..
-Finale çıkamazlar çıkarlar net konuşmamak lazım bizi alakadar etmez,geçen sene Maccabi'nin şampiyon olacağını kim tahmin ediyordu?..Sonuçta F4'e kalan her takımın şampiyonluk şansı var tek maç üzerinden ne olacağı belli olmaz..
 
Hayata olduğu gibi spora da yapısalcı bakan biriyim.Bunun yanında sporda kimi doğru aktörlerin yapının belirleyicisi olduğu da muhakkak.Söz gelimi Spahija orta seviye için,Pianigiani üst seviye için etkin isimlerdi.Fakat isimleri Spahija'nın ikinci yılının sıtma etkisiyle geçmesine,Pianigiani'nin -biraz da oyuncular tarafından yollatılmak istenmesiyle- Türk takımları tarihinin en kötü Top 8 performansını ortaya koymasına engel olmadı.Bütçeler büyüdükçe takımların içerideki yapısı sakatlaşıyor kabul edelim ki.Vujosevic,Gershon,Ergin Ataman gibi yerel özelinde sert isimlerin yanı sıra Pesic gibi farklı bir felsefe oluşturan koçlar dışındaki hemen her koçun takımdaki hayatı önemli ölçüde oyuncuların inisiyatifine kalıyor.
Üst paragraf ışığında Euroleague'de oyuncular ve takımlar üstü olan 2 isim var.Bunlar Obradovic ve Ivkovic.Bilindiği üzere kendileri Türkiye'nin yolunu 2007-2013 aralığında tutmadı.Zira Türk takımları bütçe olarak çalıştıkları takımları sollama noktasına gelse de arada fahiş bir fark yoktu ve kurdukları yapı rahatça işliyordu.Avrupa'da bütçeler daralmaya devam edip Rusya ve Türkiye dışında hiçbir yerde yükselmeyince makas keskinleşti ve birer yaz arayla kendilerini Türkiye'ye attılar.Rusya'yı neden tercih etmedikleri de malum,basketbol alanında bizden fersah fersah önde bir mirasa sahip oldukları halde her yıl kaynağı belirsiz para akışı sağlanmak zorunda ve ortaya uyuz bir tempoyla basketbol oynayıp son adımda geri çekilen takımlar çıkıyor.Geriye kalan tek seçenek Türkiye.Kültür ve oyuncuların oyuna yaklaşımı itibariyle hayli geri planda olsa da enerjinin ve açlığın cezbettiği Türkiye.Nitekim her ikisi de birer yılı çöpe attılar ve Obradovic 2. yılın ortasında kullanacağı en arka yoldan şimdilik yolunu bulmuş durumda.
Ülker ve birleşme konusuna gelirsek bizde tüzük o tarihte buna izin vermezdi,bugün de vermez.Lisenin içinde bir yığın çıkar grubu olmakla,kulüp onların elinde ufalanmakla birlikte rakibimizin 2011 yazında Fenerbahçe Ülker'den yeniden Ülkerspor'a dönüşmesi ihtimal dahilindeyken -ekonominin her şeyi belirlemediği bir yerde böyle olurdu- biz bu tehlikeyi yaşamıyorsak absürd şekilde lise çevresinde gelişen yapının bunda payı var.
Son olarak Efes'in iki Final Four'unun ardından araya giren 14 yıl Final Four'u bir psikolojik eşik haline getirmişti.Muhtemelen bu sezon sonu itibariyle bu eşik yok olacak ve esas soru ''Euroleague'i ilk kim alacak?'' noktasına evrilecek.Şayet Avrupa'nın her anlamda tadını çıkarabileceğiniz,tribünde de etkin 10-15 kişilik bir arkadaş grubunuz varsa Final Four her zaman sonuçtan bağımsız bir tada dönüşür fakat burada duygulardan ziyade sonuçlar iş yaptığından genel psikolojide bakılacak yegane şeyin Euroleague şampiyonluğu olacağını öngörmek güç değil. :)
 
Madrid önce 62-45'ten dönüp 68-67 öne geçti,sonrasında son 2 dakikaya 82-75 geride girdiği halde dönüp maçı kazandı.82-80'de Perperoglou arka arkaya 3 üçlük kaçırdı.İlki içinden çıktı fakat kalan ikisi bomboştu,kariyerinde daha önce böyle bir şey olduğunu veya sonrasında olacağını sanmıyorum.
Madrid serideki iki maçı baya kötü oynadı.Bu akşamı nasıl kullanırlar kestiremiyorum.
 
Maçı izlerken sinir oldum. Huertel'in en kritik hücumlarda topu Draper'e verip dinlemeye geçmesi, Perperoglu'nun peş peşe boş üçlükleri atamaması ve dönüşünde Reyes'in üçlüğü sokması, Draper'in bir sayı gerideyken hızlı hücumda salakça sporrtmenlik dışı faul yapması... Bir maçın sonu ancak bu kadar kötü oynanabilirdi.
 
Real ile deplasmanda oynuyorsan geriden sinsi sinsi yaklaşacaksın.Böyle erken ötersen alırlar kelleyi:)Adamlar 3 dakikada 17 sayılık farkı eritti.Bunu yaparken seyircide klasik real seyircisi kibrinde "şu lacivert çocuklar basketbolu yeni öğreniyor galiba" der gibi kahkahalar atıyordu.Tam son gülen iyi güler diyecekken de çocuklar abilerinden bir tokat daha yedi.1-1 olsa da efes f4 yapamazdı ama şimdi seri 3-0'a gider büyük olasılık.Biz bu efesin ürkek çocuklarını play-off'ta kadro sıkıntısı yaşamazsak "höt" der yeneriz:)
 
Şu Lig TV yorumcuları Efes tecrübesizlikten maçı verdi diyor ama alakası yok tamamen beceriksiz oldukları için kaybettiler. Son 1 dakikada yapmaması gereken tüm hataları yapan Perperoglou 3 kez Euroleague kazanmış bir oyuncu, yine sürekli top kaybeden 1 sayı gerideyken kasti faul yapan Draper da Real Madrid'de final four oynamış oyuncu. Seri 3-0 biter Efes seneye başarı istiyorsa daha iyi yabancı oyuncular almaları gerek.
 
Bu akşam her şeye rağmen iyi geçti. Top 8 Sıkıcı geçiyor derken Efes ve Oly karakter koydu, bence şımarık olan İspanyollara ikisi de ders verdi, Efes sonunu getiremedi ama sağlık olsun.
Oly avantajı eline geçirdi, Pana ve Maccabi de kolay teslim olmayacaklardır. Efes de 3. maçı alırsa top 8'in kalan maçları çok keyifli geçer.
 

Üst