Her ne kadar bizim açımızdan hayal kırıklığı olsa da yeni formatı ben çok beğendim, sene başındaki genel görüşün aksine çok net kopmalar yaşanmadı her ne kadar baya zor olsa da güzel bir seri yakalayan 16.takım dahi gerekli şartlar oluştuğunda top 8 yapabilir, bir basketbolsever olarak başarılı buldum bu formatı. Biraz da kendi bakış açıma göre takımları ve sezonun geri kalanındaki şanslarını değerlendireyim dedim.
Cska: Sezon başında herkes Cska'nın domine etmesini bekliyordu ama gerek sakatlıklar gerekse yeni format onları baya zorluyor şu ana kadar son 6 haftada 4 mağlubiyet aldılar bundan sonra ise direkt rakipleri diyebileceğimiz Fenerbahçe, Barcelona, Baskonia ve Panathinaikos deplasmanlarına gidecekler Kızılyıldız, Olympiakos, Doğuş ve Efes'le ise Moskova'da oynayacaklar, bu sallantıya çözüm bulamazlarsa sene sonunda en tepede yer alamayabilirler. Biz ise Moskova'da oynayacağız maalesef pek ümidim yok.
Real Madrid: Serrod sonrası eski seviyesinde olmayacağı düşünülüyordu ama daha fazla sorumluluk verilen 17 yaşındaki Doncic sanki 10 senelik Avrupa basketbolunun lider oyuncusu gibi oynayınca ve geçen senelerin aksine pota altında daha sert oynamaya başlayınca (Randolp+Hunter etkisi) Real yine zirvede geziyor. Baskonia, Pana ve Olympiakos deplasmalarına gidip içeride Doğuş, Kızılyıldız, Barcelona, Efes ve Fenerbahçe'yi ağırlayacaklar pek kolay bir fikstürleri yok gibi yine de ilk 4'ü bırakmazlar bu saatten sonra. Biz İpekçi'de ağırlayacağız, kötü giden sezonda iz bırakmak için güzel bir maç olabilir, neden olmasın diye geçiyor insanın içinden.
Olympiakos: Avrupa basketbolunun en sinir bozucu takımlarından senelerdir aşağı yukarı aynı oyuncu grubu, benzer mentalite ve buna uygun oyuncuları bir şekilde bulmayı başarıyorlar her ne kadar koçlarını beğenmesem de Spanoulis önderliğinde yine iyi işler yapıyorlar. Ancak en büyük sorunları alt sıralarda yer alan takımlar Maccabi, Milano ve bize kaybettiler, kendileri açısından baya sıkıntılı bir durum. Fenerbahçe, Kızılyıldız, Efes, Maccabi ve Moskova deplasmanlarına gidecekler içeride ise Real ve Doğuş'u ağırlayacaklar yine zorlu bir fikstür var önlerinde ben ilk 4'e kapak atacaklarını düşünüyorum ama üst 4'lüde en çok sıkıntı yaşayacak takım. Bizi Pire'de ağırlayacaklar deplasman maçı olması sebebiyle maalesef umudum yok.
Fenerbahçe: Geçen seneden sonra büyük beklentilerle girdiler ama sezonun ilk yarısında özellikle deplasmanda büyük sıkıntılar yaşadılar. Bogdan'ın dönüşüyle biraz olsun daha iyiler ama Udoh'a çok bağlı bir takım hala ve Bennett onlar için tutması baya zor bir transfer. Doğuş, Efes, Brose ve Real deplasmanları zorlu deplasmanlar olacak ayrıca içeride Cska, Olympiakos, Baskonia ve Barcelona'yı ağırlayacaklar direkt rakipleriyle içeride oynayacaklarından son haftadaki çıkışlarını devam ettirebilirlerse daha yukarılara da tırmanabilirler, ilk 4 içinde yer alacaklarını tahmin ediyorum. Biz deplasmana gideceğiz, her ne kadar orada oynamakta sıkıntılarımız olsa da Maccabi maçının momentumuyla ufak bir acaba geçmiyor değil.
Panathinaikos: Güzel transferler yaptılar ama James-Bourosis ve Gentile'den tam olarak randıman alamıyorlar ve bu da takım oyunlarını çok etkiliyor. Kızılyıldız, Doğuş, Baskonia ve Maccabi deplasmanları var, içeride ise Real ve Cska'yı ağırlayacaklar, deplasmanlardaki performansı belirleyici olacak ancak şu anki takım oyunuyla ilk 4'e girmeleri zor olacaktır. Biz içeride ağırlayacağız, Olympiakos'dan sonra bir çelmeyi de burada takalım lütfen.
Kızılyıldız: Senenin en büyük sürprizi, en takım gibi takımı ve yılın koçu ödülünü alacak koça sahipler. Kimse buralarda olmalarını beklemiyordu, iç sahada zaten rekabetçi bir takımlardı ama deplasmanlarda da çok güzel galibiyetler (Maccabi, Baskonia, Brose, Galatasaray) aldılar. İçeride direkt rakipleri Pana, Efes ve Olympiakos'u ağırlayacaklar Real, Cska, Barcelona ve Doğuş deplasmanlarına gidecekler. Fikstür olarak zorlu ama şu ana kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıysa yeni formatın en güzel hikayesini yazıyorlar ilk 4 olmasa da özellikle önümüzdeki iki haftada Pana ve Efes'i yenip top 8'deki yerlerini sağlamlaştıracaklarını ve top 8'de can sıkıcı bir rakip olacaklarını düşünüyorum. Biz deplasmana gideceğiz, bunu maalesef ümidim olmayacak maçlar arasına yazıyorum.
Baskonia: Geçen seneden sonra herkes düşeceklerini düşünürken sezona bomba gibi girdiler içeride özellikle oynadıkları hızlı tempoyla birçok rakibin başını döndürdüler ancak son 3 haftada 0 çektiler ve ikisi çok can yakıcı mağlubiyetlerdi. İçeride Real, Cska ve Pana'yı ağırlayacaklar; Barcelona, Efes, Maccabi, Fenerbahçe ve Brose deplasmanlarına gidecekler ki bence bu üst grupta en zor fikstür kendilerine ait, hani çok ihtimal vermesem de bu form düşüklüğüne çare bulamazlarsa ilk 8 dışında kalabileceklerini düşünüyorum. Biz İpekçi'de ağırlayacağız dışarıda 9 maçta sadece 3 galibiyet almaları ve iç saha performansımız dolayısıyla galibiyet alabileceğimizi düşünüyorum.
Darüşşafaka Doğuş: Bir başka dengesiz takım da Doğuş, İçeride Real-Cska ve dışarıda Fenerbahçe-Kızılyıldız'ı yenmelerine rağmen Milano-Maccabi-Efes*2 gibi maçları kaybettiler. Real, Olympiakos, Cska, Brose deplasmanlarına gidip; içeride Fenerbahçe, Barcelona, Kızılyıldız ve Panathinakos'u ağırlayacaklar. Nasıl bir sonuç alacaklarını tahmin etmek güç, kalan 11 maçın 9'unu direkt rakipleriyle oynayacaklarından Baskonia'yla beraber en zorlu fikstürlerden biri top 8 yapamayabilirler. Biz deplasmanda oynayacağız, o zamana kadar birkaç deplasmanda karakter koyarsak olabilir ama yine de galibiyeti düşük ihtimal olarak görüyorum.
Anadolu Efes: Onlar da hayal kırıklığıyla başlayanlardan, Real-Cska-Baskonia'ya son toplarda; kafa kafaya girdikleri Pana, Fenerbahçe, Barcelona maçlarını ise son dakikalardaki saçmalamalarıyla kaybettiler. Cska, Kızılyıldız ve Real deplasmanlarına gidip; içeride Baskonia, Fenerbahçe ve Olympiakos'u ağırlayacaklar maç sonunda saçmalama özelliklerinden vazgeçerlerse son sıradan top 8 olabilir diye düşünüyorum direkt rakipleriyle maç sayısı diğer takımlara göre daha az. Biz kendilerine maalesef 2 maçta da kaybettik.
Barcelona: Her ne kadar sakatlıktan çok çekseler de hem Barcelona hem de Bartzokas bu sene en büyük hayal kırıklıklarından bir türlü takım olamadılar ve Rice'in eline çok bakmaları onlar için eksi yazıyor bu yüzden de sadece 8 galibiyetleri var. İçeride Baskonia, Cska ve Kızılyıldız'ı ağırlayacaklar; Doğuş, Real ve Fenerbahçe deplasmanlarına gidecekler şu anki form durumlarıyla ve üst tarafla olan 2 farkı da düşününce top 8 yapamayacaklarını düşünüyorum. Biz deplasmana gideceğiz, oradan bir mağlubiyet yazmanızı rica ediyorum.
Kazan: Baya kötü başlamışlardı, sonra da sakatlıklardan baya canları yansa da (Ponkrashov, Colom, Parakhouiski, Langford vs) yine de bazı güzel galibiyetler aldılar. İçeride Oly, Real, Efes, Cska'yı ağırlayacaklar, Langford önderliğinde sürpriz yapabilme potansiyeline sahipler en azından üst taraftaki sıralamayı etkileyebilecek bir takım. Biz İpekçi'de ağırlayacağız kazanırız diye düşünüyorum.
Brose: Avrupa basketbolunun en şanssız mı desem loser mı desem (gerçi Efes'e de haksızlık olabilir) takımlarından. 12 mağlubiyetlerinden 6'sı 2 veya daha az farkla; 2'si ise 2-5 sayı farkla kaybettiler ve bu 8 maçın 3'ünü dahi kazanmış olsalardı top 8 hayalini daha net olarak kurabiirlerdi. Son topa kadar mücadele eden bir takım olsalar da bu kadar çok benzer mağlubiyet bence Trinchieri'ye yazar bunlara artık bir çare bulması gerekiyor. Ama tabi Brose taraftarına sorsak bu kalp kırıcı mağlubiyetlere rağmen takımlarının durumundan memnun olabilirler çünkü ortada mücadele eden, isteyen ve ısıran bir takım var. Umarım bu şanssızlıklarını kırarlar. İçeride Fenerbahçe-Baskonia-Doğuş; dışarıda ise Oly-Pana-Kızılyıldız-Efes'le oynayacaklar şanssızlıklarını kıralarsa baya can yakabilirler. Biz kendileriyle deplasmanda oynayacağız, mağlubiyet yazar.
Zalgiris: Onlar da kısıtlı kadrolarına rağmen genellikle maçın içinde kalan ama büyük takımlara nefesi yetmeyenlerden, yine de Lietuva, Lietuva sesleri eşliğinde iç sahada her takıma kafa tutabilecek tehlikeli bir rakip. Saras ilk koçluk sınavında şu an için A-'de bence gayet güzel bir başlangıç. İçeride ağırlayacakları Fenerbahçe-Barcelona-Pana ve Efes'e sıkıntı çıkartırlar en az 2'sinden galibiyet alırlar diye düşünüyorum. İçeride G dışarıda M olarak bitirdik maçlarımızı.
Milano: Bütçe-oyun konusunda en başarısızlardan ancak son 2 haftada 2 galibiyet alarak biraz olsun form tuttular. Deplasmanlarda kırılgan yapısıyla pek şans vermesem de içeride Doğuş, Barcelona, Kızılyıldız maçları var yine 1-2 galibiyet alabilirler bu formlarını devam ettirebilirlerse. Biz 1 galibiyet 1 beraberlikle kapattık hesabı.
Galatasaray: Kapıdan kovulup bacadan büyük umutlarla, top 8 hayalleri ve rekabetçi bir takım ümidiyle girdik ama şu ana kadar iç sahadaki bazı maçlar hariç maalesef büyük hayal kırıklığıyız. Oyuncu seçiminde hatalar, kırılgan takım yapısı, koç kısmında yaşanılan sıkıntılarla şu ana kadar unutmak istediğimiz bir sezon oynanıyor. İçeride 11 maçta 6 galibiyet alsak da dışarıda 8'de 0 çektik. İçeride Pana-Real-Baskonia-Kazan; dışarıda ise Fenerbahçe-Barcelona-Kızılyıldız-Cska-Oly-Doğuş-Brose maçlarımız kaldı. Her ne kadar zor olsa da bir nebze olsun unutturmak için içeride 4'te 3, dışarıda ise 2 galibiyet almak güzel olur ama olacak olan içeride 2 dışarıda belki 1 gibi.
Maccabi: Onların ve Milano'nun varlığı en kötü takım olmamızı etkiliyor neyse ki üstelik Maccabi daha büyük isimli oyunculara rağmen bu kadar kötü durumda, o kadar kötüler ki 3 koç değiştirdiler ve hala büyük sıkıntıları var. Deplasmanlarda pek bir şey yapacaklarını zannetmiyorum içeride Baskonia-Olympiakos-Pana maçlarında galibiyet kovalayarak üst sıraları etkileyebilirler ama bu kadar kötü savunmayla işleri baya zor. Bize ikili averajı şu an için veren tek takım 1 G 1 M ile kapattık.
Son olarak da bir de toplam galibiyet tahminlerimi yazayım sene sonunda gelip tekrar bakarım.
Cska 22-8
Real 21-9
Fenerbahçe 20-10
Olympiakos 19-11
Panathinaikos 17-13
Kızılyıdız 17-13
Baskonia 16-14
Efes 15-15
Doğuş 15-15
Barcelona 14-16
Brose 13-17
Kazan 11-19
Zalgiris 11-19
Milano 10-20
Maccabi 10-20
Galatasaray 9-21
Cska: Sezon başında herkes Cska'nın domine etmesini bekliyordu ama gerek sakatlıklar gerekse yeni format onları baya zorluyor şu ana kadar son 6 haftada 4 mağlubiyet aldılar bundan sonra ise direkt rakipleri diyebileceğimiz Fenerbahçe, Barcelona, Baskonia ve Panathinaikos deplasmanlarına gidecekler Kızılyıldız, Olympiakos, Doğuş ve Efes'le ise Moskova'da oynayacaklar, bu sallantıya çözüm bulamazlarsa sene sonunda en tepede yer alamayabilirler. Biz ise Moskova'da oynayacağız maalesef pek ümidim yok.
Real Madrid: Serrod sonrası eski seviyesinde olmayacağı düşünülüyordu ama daha fazla sorumluluk verilen 17 yaşındaki Doncic sanki 10 senelik Avrupa basketbolunun lider oyuncusu gibi oynayınca ve geçen senelerin aksine pota altında daha sert oynamaya başlayınca (Randolp+Hunter etkisi) Real yine zirvede geziyor. Baskonia, Pana ve Olympiakos deplasmalarına gidip içeride Doğuş, Kızılyıldız, Barcelona, Efes ve Fenerbahçe'yi ağırlayacaklar pek kolay bir fikstürleri yok gibi yine de ilk 4'ü bırakmazlar bu saatten sonra. Biz İpekçi'de ağırlayacağız, kötü giden sezonda iz bırakmak için güzel bir maç olabilir, neden olmasın diye geçiyor insanın içinden.
Olympiakos: Avrupa basketbolunun en sinir bozucu takımlarından senelerdir aşağı yukarı aynı oyuncu grubu, benzer mentalite ve buna uygun oyuncuları bir şekilde bulmayı başarıyorlar her ne kadar koçlarını beğenmesem de Spanoulis önderliğinde yine iyi işler yapıyorlar. Ancak en büyük sorunları alt sıralarda yer alan takımlar Maccabi, Milano ve bize kaybettiler, kendileri açısından baya sıkıntılı bir durum. Fenerbahçe, Kızılyıldız, Efes, Maccabi ve Moskova deplasmanlarına gidecekler içeride ise Real ve Doğuş'u ağırlayacaklar yine zorlu bir fikstür var önlerinde ben ilk 4'e kapak atacaklarını düşünüyorum ama üst 4'lüde en çok sıkıntı yaşayacak takım. Bizi Pire'de ağırlayacaklar deplasman maçı olması sebebiyle maalesef umudum yok.
Fenerbahçe: Geçen seneden sonra büyük beklentilerle girdiler ama sezonun ilk yarısında özellikle deplasmanda büyük sıkıntılar yaşadılar. Bogdan'ın dönüşüyle biraz olsun daha iyiler ama Udoh'a çok bağlı bir takım hala ve Bennett onlar için tutması baya zor bir transfer. Doğuş, Efes, Brose ve Real deplasmanları zorlu deplasmanlar olacak ayrıca içeride Cska, Olympiakos, Baskonia ve Barcelona'yı ağırlayacaklar direkt rakipleriyle içeride oynayacaklarından son haftadaki çıkışlarını devam ettirebilirlerse daha yukarılara da tırmanabilirler, ilk 4 içinde yer alacaklarını tahmin ediyorum. Biz deplasmana gideceğiz, her ne kadar orada oynamakta sıkıntılarımız olsa da Maccabi maçının momentumuyla ufak bir acaba geçmiyor değil.
Panathinaikos: Güzel transferler yaptılar ama James-Bourosis ve Gentile'den tam olarak randıman alamıyorlar ve bu da takım oyunlarını çok etkiliyor. Kızılyıldız, Doğuş, Baskonia ve Maccabi deplasmanları var, içeride ise Real ve Cska'yı ağırlayacaklar, deplasmanlardaki performansı belirleyici olacak ancak şu anki takım oyunuyla ilk 4'e girmeleri zor olacaktır. Biz içeride ağırlayacağız, Olympiakos'dan sonra bir çelmeyi de burada takalım lütfen.
Kızılyıldız: Senenin en büyük sürprizi, en takım gibi takımı ve yılın koçu ödülünü alacak koça sahipler. Kimse buralarda olmalarını beklemiyordu, iç sahada zaten rekabetçi bir takımlardı ama deplasmanlarda da çok güzel galibiyetler (Maccabi, Baskonia, Brose, Galatasaray) aldılar. İçeride direkt rakipleri Pana, Efes ve Olympiakos'u ağırlayacaklar Real, Cska, Barcelona ve Doğuş deplasmanlarına gidecekler. Fikstür olarak zorlu ama şu ana kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıysa yeni formatın en güzel hikayesini yazıyorlar ilk 4 olmasa da özellikle önümüzdeki iki haftada Pana ve Efes'i yenip top 8'deki yerlerini sağlamlaştıracaklarını ve top 8'de can sıkıcı bir rakip olacaklarını düşünüyorum. Biz deplasmana gideceğiz, bunu maalesef ümidim olmayacak maçlar arasına yazıyorum.
Baskonia: Geçen seneden sonra herkes düşeceklerini düşünürken sezona bomba gibi girdiler içeride özellikle oynadıkları hızlı tempoyla birçok rakibin başını döndürdüler ancak son 3 haftada 0 çektiler ve ikisi çok can yakıcı mağlubiyetlerdi. İçeride Real, Cska ve Pana'yı ağırlayacaklar; Barcelona, Efes, Maccabi, Fenerbahçe ve Brose deplasmanlarına gidecekler ki bence bu üst grupta en zor fikstür kendilerine ait, hani çok ihtimal vermesem de bu form düşüklüğüne çare bulamazlarsa ilk 8 dışında kalabileceklerini düşünüyorum. Biz İpekçi'de ağırlayacağız dışarıda 9 maçta sadece 3 galibiyet almaları ve iç saha performansımız dolayısıyla galibiyet alabileceğimizi düşünüyorum.
Darüşşafaka Doğuş: Bir başka dengesiz takım da Doğuş, İçeride Real-Cska ve dışarıda Fenerbahçe-Kızılyıldız'ı yenmelerine rağmen Milano-Maccabi-Efes*2 gibi maçları kaybettiler. Real, Olympiakos, Cska, Brose deplasmanlarına gidip; içeride Fenerbahçe, Barcelona, Kızılyıldız ve Panathinakos'u ağırlayacaklar. Nasıl bir sonuç alacaklarını tahmin etmek güç, kalan 11 maçın 9'unu direkt rakipleriyle oynayacaklarından Baskonia'yla beraber en zorlu fikstürlerden biri top 8 yapamayabilirler. Biz deplasmanda oynayacağız, o zamana kadar birkaç deplasmanda karakter koyarsak olabilir ama yine de galibiyeti düşük ihtimal olarak görüyorum.
Anadolu Efes: Onlar da hayal kırıklığıyla başlayanlardan, Real-Cska-Baskonia'ya son toplarda; kafa kafaya girdikleri Pana, Fenerbahçe, Barcelona maçlarını ise son dakikalardaki saçmalamalarıyla kaybettiler. Cska, Kızılyıldız ve Real deplasmanlarına gidip; içeride Baskonia, Fenerbahçe ve Olympiakos'u ağırlayacaklar maç sonunda saçmalama özelliklerinden vazgeçerlerse son sıradan top 8 olabilir diye düşünüyorum direkt rakipleriyle maç sayısı diğer takımlara göre daha az. Biz kendilerine maalesef 2 maçta da kaybettik.
Barcelona: Her ne kadar sakatlıktan çok çekseler de hem Barcelona hem de Bartzokas bu sene en büyük hayal kırıklıklarından bir türlü takım olamadılar ve Rice'in eline çok bakmaları onlar için eksi yazıyor bu yüzden de sadece 8 galibiyetleri var. İçeride Baskonia, Cska ve Kızılyıldız'ı ağırlayacaklar; Doğuş, Real ve Fenerbahçe deplasmanlarına gidecekler şu anki form durumlarıyla ve üst tarafla olan 2 farkı da düşününce top 8 yapamayacaklarını düşünüyorum. Biz deplasmana gideceğiz, oradan bir mağlubiyet yazmanızı rica ediyorum.
Kazan: Baya kötü başlamışlardı, sonra da sakatlıklardan baya canları yansa da (Ponkrashov, Colom, Parakhouiski, Langford vs) yine de bazı güzel galibiyetler aldılar. İçeride Oly, Real, Efes, Cska'yı ağırlayacaklar, Langford önderliğinde sürpriz yapabilme potansiyeline sahipler en azından üst taraftaki sıralamayı etkileyebilecek bir takım. Biz İpekçi'de ağırlayacağız kazanırız diye düşünüyorum.
Brose: Avrupa basketbolunun en şanssız mı desem loser mı desem (gerçi Efes'e de haksızlık olabilir) takımlarından. 12 mağlubiyetlerinden 6'sı 2 veya daha az farkla; 2'si ise 2-5 sayı farkla kaybettiler ve bu 8 maçın 3'ünü dahi kazanmış olsalardı top 8 hayalini daha net olarak kurabiirlerdi. Son topa kadar mücadele eden bir takım olsalar da bu kadar çok benzer mağlubiyet bence Trinchieri'ye yazar bunlara artık bir çare bulması gerekiyor. Ama tabi Brose taraftarına sorsak bu kalp kırıcı mağlubiyetlere rağmen takımlarının durumundan memnun olabilirler çünkü ortada mücadele eden, isteyen ve ısıran bir takım var. Umarım bu şanssızlıklarını kırarlar. İçeride Fenerbahçe-Baskonia-Doğuş; dışarıda ise Oly-Pana-Kızılyıldız-Efes'le oynayacaklar şanssızlıklarını kıralarsa baya can yakabilirler. Biz kendileriyle deplasmanda oynayacağız, mağlubiyet yazar.
Zalgiris: Onlar da kısıtlı kadrolarına rağmen genellikle maçın içinde kalan ama büyük takımlara nefesi yetmeyenlerden, yine de Lietuva, Lietuva sesleri eşliğinde iç sahada her takıma kafa tutabilecek tehlikeli bir rakip. Saras ilk koçluk sınavında şu an için A-'de bence gayet güzel bir başlangıç. İçeride ağırlayacakları Fenerbahçe-Barcelona-Pana ve Efes'e sıkıntı çıkartırlar en az 2'sinden galibiyet alırlar diye düşünüyorum. İçeride G dışarıda M olarak bitirdik maçlarımızı.
Milano: Bütçe-oyun konusunda en başarısızlardan ancak son 2 haftada 2 galibiyet alarak biraz olsun form tuttular. Deplasmanlarda kırılgan yapısıyla pek şans vermesem de içeride Doğuş, Barcelona, Kızılyıldız maçları var yine 1-2 galibiyet alabilirler bu formlarını devam ettirebilirlerse. Biz 1 galibiyet 1 beraberlikle kapattık hesabı.
Galatasaray: Kapıdan kovulup bacadan büyük umutlarla, top 8 hayalleri ve rekabetçi bir takım ümidiyle girdik ama şu ana kadar iç sahadaki bazı maçlar hariç maalesef büyük hayal kırıklığıyız. Oyuncu seçiminde hatalar, kırılgan takım yapısı, koç kısmında yaşanılan sıkıntılarla şu ana kadar unutmak istediğimiz bir sezon oynanıyor. İçeride 11 maçta 6 galibiyet alsak da dışarıda 8'de 0 çektik. İçeride Pana-Real-Baskonia-Kazan; dışarıda ise Fenerbahçe-Barcelona-Kızılyıldız-Cska-Oly-Doğuş-Brose maçlarımız kaldı. Her ne kadar zor olsa da bir nebze olsun unutturmak için içeride 4'te 3, dışarıda ise 2 galibiyet almak güzel olur ama olacak olan içeride 2 dışarıda belki 1 gibi.
Maccabi: Onların ve Milano'nun varlığı en kötü takım olmamızı etkiliyor neyse ki üstelik Maccabi daha büyük isimli oyunculara rağmen bu kadar kötü durumda, o kadar kötüler ki 3 koç değiştirdiler ve hala büyük sıkıntıları var. Deplasmanlarda pek bir şey yapacaklarını zannetmiyorum içeride Baskonia-Olympiakos-Pana maçlarında galibiyet kovalayarak üst sıraları etkileyebilirler ama bu kadar kötü savunmayla işleri baya zor. Bize ikili averajı şu an için veren tek takım 1 G 1 M ile kapattık.
Son olarak da bir de toplam galibiyet tahminlerimi yazayım sene sonunda gelip tekrar bakarım.
Cska 22-8
Real 21-9
Fenerbahçe 20-10
Olympiakos 19-11
Panathinaikos 17-13
Kızılyıdız 17-13
Baskonia 16-14
Efes 15-15
Doğuş 15-15
Barcelona 14-16
Brose 13-17
Kazan 11-19
Zalgiris 11-19
Milano 10-20
Maccabi 10-20
Galatasaray 9-21
Bu ruh ve mücadeleye imreniyor insan.
