Final 8 Rezaletine Dair!

Maçın ardından hemen yazmak istemedim çünki yazdıklarım büyük ihtimal yayınlanmayacaktı yazarken kendimi tutmam imkânsızdı. Bugün hala olaylar aklıma geldikçe fena oluyorum, kız arkadaşım iki sene sonra benle maça gelmeyi istedi kız ne bilsin, bende maçın derbi olduğunu istenmeyen bazı tatsız durumlar olabileceğini söyledim ama olsun gidelim dedi fakat bukadarını bende tahmin edemedim keşke götürmeseydim. Arama noktasında ayakkabılarını çıkartırken bana o şaşkın şaşkın bakışını ömür boyu unutmayacağım. Sonra salondaki o kepazeliklere şahit olunca minik taraftarlarımızın arasına atılan ses bombası ve torpilleri görünce maç sonu olaylara şahit olunca kız şoka girdi. Bize ve arma sevdalılarına bunları yaşatan ve seyirci kalan sorumluluk sahibi olan herkese çok ama çok teşekkür ederiz ! Eski arkadaşlar anımsar ahmet cömertte sahaya bir tane torpil atıldı diye kapalı salonda tam ortamıza biber gazı atarak bizi tahliye eden emniyet güçleri daha sonraki bir çok maçtada bize bunu yaparken, o gün kız arkadaşımı ve beni taciz aşamasına kadar arayıp, fülker taraftarının ses bombası, meşale, torpil, maytap, davul, sopalı bayrak sokmasına ve bunları pervasızca kulllanmalarına izin vererek ne kadar tarafsız olduklarını cümle aleme göstermişlerdir. Bu işte sorumluluğu olan herkes hesap vermeli bu işin peşi bırakılmamalıdır. Şunu herkes iyi bilsinki biber gazı, jop, şiddet kullanarak içimizdeki arma sevdasını çıkaramazsınız çıkarmakla kalmayıp bu yaptıklarınızla farkında olmadan bizleri dahada fazla o armaya bağlarsınız. Maçta şiddet görerek yaralanan kardeşlerimize acil şifalar dilerim.
 
Yaşanan bazı acı olayların en iyi ilacı zamandır ama zaman çare olmadı perşembe günü yaşanan rezalete...

10 yaşlarındaki o çocuğun yanı başındaki polisin intikam alırcasına sergilediği davranışa isyanı, korkusu, hıçkıra hıçkıra ağlaması, tribünde ve salon çevresinde taraftara yönelik orantısız güç kullanan, koridorda taraftarı copla bir o kapıya bir öbür kapıya sürükleyen emniyet.. Ve kulüpten "lütfen" yapılmış bir açıklama! Yaşanan bu insanlık dışı davranışlar sonucu ne şube yetkilileri istifa etti ne de emniyet kendi içinde bir soruşturma başlattı...

Ünal Aysal´ın başkanlığını genel olarak beğendim hep, zaman zaman hatalar yapılsa da. Haddimize düşmez ama başkanımıza bir ufak hatırlatma yapalım, "birilerinin hesabını zamanında kesmezseniz, gün gelir sizin hesabınızı keserler." Bakınız Adnan Polat yönetimi!
 
Yaşanan bazı acı olayların en iyi ilacı zamandır ama zaman çare olmadı perşembe günü yaşanan rezalete...

10 yaşlarındaki o çocuğun yanı başındaki polisin intikam alırcasına sergilediği davranışa isyanı, korkusu, hıçkıra hıçkıra ağlaması, tribünde ve salon çevresinde taraftara yönelik orantısız güç kullanan, koridorda taraftarı copla bir o kapıya bir öbür kapıya sürükleyen emniyet.. Ve kulüpten "lütfen" yapılmış bir açıklama! Yaşanan bu insanlık dışı davranışlar sonucu ne şube yetkilileri istifa etti ne de emniyet kendi içinde bir soruşturma başlattı...

Ünal Aysal´ın başkanlığını genel olarak beğendim hep, zaman zaman hatalar yapılsa da. Haddimize düşmez ama başkanımıza bir ufak hatırlatma yapalım, "birilerinin hesabını zamanında kesmezseniz, gün gelir sizin hesabınızı keserler." Bakınız Adnan Polat yönetimi!

Örnek çok yanlış Adana POLAT'ın ne işi var hesap kesmeyle
 
Adnan Polat ısrarla Adnan Sezgin´i şubede etkin konumda tuttu, yapılan eleştirilere rağmen yanlışından dönmedi...

Ünal Aysal ise Bülent Tulun´da ısrar ediyor, O´nu basketbol şubesine kaydırıyor ve yaşanan bu rezalete rağmen hala herkes görevinin başında.
 
Başlığın ilk iletisinde gerekenler söylenmiş. Perşembe akşamı yaşadıklarımız ciddi tramvaydı, insanın gözünün önünden gitmeyecek manzaralar. Şu anda EuroLeague'in şampiyonu dahi olsak sorumluların zafiyetini konuşuyor, onların da özürleriyle beraber istifalarını sunmaları gerekiyordu.

Final-Eight'te neyi yanlış yaptılar dersek, zaten kafadan biz yapamayız demeleri "o zaman neden görevdesiniz?" sorusunu akla getiriyorlar. %7'lik bilet haklarını katılan kulüplere yollayıp, o ülkelerde satışa çıkması sağlanıp, 20 tane gönüllü ile bu işi kendileri de fazlasıyla yapabilirlerdi. Zaten TBF organizatörlüğünde de farklı bir şey olmadı. Derbi günü, konuğumuz olması gelirken bizden sayıca fazla olan rakip taraftar ise o şartlar altında salona en fazla %7 gelebileceği için ne o kadar polise gerek olacaktı, ne de olaylar gündem yaratacaktı. Daha turnuva başlamadan; salon, şampiyonluk umutlarımız ve biz satıldık.

Olaylarla ilgili olarak, polisin anlamsız ve kabul edilemez tavrını kınarken, Spor Büro Polisi'ne ve tribün lideri abilerimize teşekkür etmemiz gerekiyor. Araya girmeseler yaralı sayısı ve daha da kötü haberler kat be kat artabilirdi.

Şimdi biz sahaya ve şubeye geri dönersek; şubenin başında kim var bilmiyorum. Mete Başol ismi geçiyor, karşıma 10 kişi koysalar ve hangisi Mete Bey deseler, doğru kişiyi seçme ihtimalim %10. Bu belki de benim cahilliğim ama şubenin başında o varsa sorumluluklarını yerine getirsin lütfen.

İsim isim devam etmeden önce, bir sitem de taraftara. Onlar da evlerinde kalarak sınıfta kaldılar. Başarısızlıkta payları olduklarını bilmeliler.

Rivas beklediğimiz ve sandığımızdan iyi bir takımmış. Fakat onlara yenilmemizin hiçbir açıklaması yok hala (hatta Fenerbahçe'nin de). Gel gör ki o maçı tolere etme imkanımız varken; şeker gibi hakemlerin önünde, faul problemine girmiş Angel'ın, sakatlanıp devre dışı kalmış Penny'nin, sahaya hiçbir şey koyamayan Nevriye ile Esmeral'in takımı Fenerbahçe'ye çift hanelere çıkmış farktan maç vermenin hiçbir izahı yok. Beretta ve Spartak maçları benim için hiçbir şey ifade etmiyor, onunla -öyle bir düşüncesi olan varsa- gitsin başkasını kandırsın.

Ceyhun Hoca, Galatasaray öncesi yaptıklarıyla benim çok güvendiğim bir koçtu. Hala da koçluğunu kimseyle tartışmam ama Galatasaray ile ne yazık ki uyuşamadı. Ne o Galatasaray'ın koçu olabildi ne de Galatasaray Ceyhun Yıldızoğlu'nun takımı. Burada çok baskı yedi, çok etkilendi. Kendi doğrularından vazgeçti. Açık konuşayım kendime ait bir kadın basketbol takımım olsa çalışmak isteyeceğim yerli koç Ceyhun Yıldızoğlu olur hala ama değil bana ait bir şey, kendimizden bile değerli tuttuğumuz Galatasaray ile Ceyhun Hoca'nın birlikteliği ne yazık ki başarısız oldu. Son dönemde hoca çok dağınık halde oyun takibi açısından, kafası çok karışık gözüküyor. F8 döneminde yaptığı, anlam veremediğim açıklamalarını da kafasının karışıklığına vermek istiyorum. Kendisine yakıştıramadım.

Transferlerde (Matic, Ticha, Sulciute) yaptığımız yanlışlığın yanı sıra, kuralları bilmemiz nedeniyle Sylvia'nın dışarıda kalması teknik ekip kadar idari ekibin de başarısızlığı. F8 organizasyonunda yaşadığımız rezalet bile yeterliyken bunları da konuşalım. Seneye bir yabancı koç getirsek, TKBL kurallarını anlatamayacakları için 2-3 maçta hükmen mağlubiyetten çekiniyorum açıkçası. Şu gördüklerimizden sonra Ceyhun Hoca giderse Galatasaray'ın bekası için üzülmeyeceğim ama tek giderse çok üzülürüm. Her şey aynı tas, aynı hamam devam eder.

Yardımcı koçların işlerini iyi mi, kötü mü yaptıklarının farkına varabilecek yetiye sahip değilim. Onlar da Ceyhun Hoca gibi insan olarak çok güvendiğim isimler. Ben bilmediğim konuda asla konuşmam, kendi vicdanlarına bırakıyorum, eğer başarısızlıkta payları olduğunu düşünüyorlarsa lütfen gereğini yapsınlar. Tabii kulübü ve Türkiye'yi bilen birilerinin benchte kalmasının da faydası var, fakat yeni gelecek koça daha önceden çalıştığı ve tanıdığı asistan koçunu getirme fırsatı da tanınsın lütfen.

Kaptanımıza gelirsek, o da eleştirilmesi gereken isimlerin başlarında geliyor. Son 4 Fenerbahçe maçında toplam 0 sayısı var. Böyle bir şey yok cidden. Işıl son 4 maçta 0 sayı atarken, Elmander 2 gol attı rakibimize 2 maçta (2 de asisti var). Fenerbahçe maçlarından sonra kendine kızıp, hırs yapıp çok iyi oynaması da kafi değil. Son 4 maçta 0/16 atmasının (ki bunların çoğu riske edilmiş ceza şutları), tek bir faul dahi alamayıp çizgiye gidememesinin, atması gereken nice şuttan vazgeçmesinin bir açıklamasını bulamazken, övülen savunmasının normal sezondaki 1. ve F8'deki maçta rakip adına maçı alan oyuncuyu bir an bile duraksatamaması gerçekten çok üzücü. O kendine güvenmiyorsa, ben de ona güvenemem.

Avrupalılar için bir şey demeye gerek dahi duymuyorum. Asıl oyun kurucunun skor yaratma ihtimali yokken Ticha'yı alıyorsan, Matic ve Sulciute gibi sakatlıklar ve oynamamaktan körelmiş iki uzuna bel bağlıyorsan sonuç normal. F8'de ilk 3'te olacak takımın oyuncuları değiller, ilk 3'te de olamadık zaten. Eğer Prince'in Ruslar'ın saçma salak dayatması sonucunda kabul edilen cezası sürecekse onunla da ileriye gidemeyiz. Yumruğumuzu vurup bu sorunu çözmemiz gerekiyor veya ondan vazgeçmemiz.

Yerliler konusunda da çok konuşmayacağım, İspanyol takımlarına bakıyorum. Bize benzeyen insanlar, Akdeniz vs... Laia Palau'nun bench'teyken bile ruhuna, hırsına ve takımı için yaptığı fedakarlıklara bakınca bizim benche bakmak çok can sıkıcı oluyor. Takıma bu sene gelmiş Dominguez ile Kaptan Palau'nun Ros Casares'i sahiplenmesine hayran kaldım. Bizimkiler ne yazık ki o ateşi veremediler, yabancı takım arkadaşlarına.

Diana Taurasi'ye sene başında burun kıvırdığım için kendimi salaklıkla itham ediyorum. İyi ki kararımdan erken vazgeçmişim. Tüm emekleri için sonsuz teşekkürler, umarım bizimle devam eder. İkiz kulelerden sadece biriyle (Sylvia olması faydamıza gibi gözüküyor) devam etmek kadro yapısını rahatlatacaktır.

Bu sene güdülen transfer politikası bize gösteriyor ki; kulüp artık "canınız sağ olsun" ikincilikleriyle yetinmek istemiyor, hedef artık çok büyüdüğü için sene sonunda başarısız olursak faturası da büyük olacaktır. O yüzden benim de şahsi beklentim, bu sene 'iyi insan', 'iyi Galatasaraylı' gibi sıfatları bir yana bırakıp, 'kusursuz basketbolcuları' izleyebilmek.

Alıntı yaptığım kısım, 9 Ekim 2011 tarihinde benim yazdığım yazıdan bir bölüm. Ne yazık ki dün itibariyle sezon bitti ve başarısız olduk. Biz GSBasket olarak, koç-oyuncu-yönetici gönderecek -veya savunmamızla kulübün başında tutacak- güçte değiliz, amacımız her zaman Galatasaray için çalışan insanlara destek olmak. Fakat sezon bittiğine göre, acı gerçekleri en azından dillendirmemiz gerekiyor. Ne yazık ki deniz bitti artık, sonundayız. Artık gerekeni Galatasaray atanmış ve seçilmişlerinin yapması gerekiyor.

Bu kadar kişi gitsin dedikten sonra, yerlerine birilerini önermek de gerekiyor. Herkes gibi ben de Rivas koçunu çok beğendim. Diğer 7 takım koçunun aksine kadrosundan maksimum verimi almayı başardı. Hamleleri gayet yerinde oldu. Malum kadın basketbolu, izleyiciler gibi koçlar için de çok cazip değil. 2. ligde takım yönetmek, bir kadın takımı çalıştırmaya yeğleniyor. O yüzden kadın basketbol takımlarının koçlarının çok üst düzey koçlar olmadığını biliyoruz. Bu şampiyon Ros Casares'te de, 8. Wisla'da da böyleydi. Bir tek Rivas koçu Miguel Mendez farklı bir görüntü çizdi. Kendisi Abdi İpekçi'den ayrılırken hak ettiği alkışlarla uğurladık, o da bize teşekkürünü sundu. Umarım bu son görüşmemiz olmamıştır.

İdari ekibe takviye konusunda da bir fikrim var. Kendisinin ne verebileceğini, nasıl yöneticilik yapacağını kestirmem mümkün değil. Zaten benim dememle de gelmeyecek sadece fikir olsun diye yazıyorum. Yenilmez Armada'ya kaptanlık yapmış, Galatasaray alt yapısından ve Lisesi'nden yetişmiş, TFF'de yöneticilik tecrübesine sahip, eşi ve basketbolcu geçmişi dolayısıyla basketbol camiasına da yakın bir isim olan Zeynepgül Onay Ene ismi benim aklıma geldi. Düşünülebilir.
 
Adnan Polat ısrarla Adnan Sezgin´i şubede etkin konumda tuttu, yapılan eleştirilere rağmen yanlışından dönmedi...

Ünal Aysal ise Bülent Tulun´da ısrar ediyor, O´nu basketbol şubesine kaydırıyor ve yaşanan bu rezalete rağmen hala herkes görevinin başında.

Onur Bülent TULUN'nun basketbol şubesiyle bir alakası yok ki kardeşim.
 
Bu rezilliğin üstünü transferle falan kapatamazlar..İsterse tüm yıldızları toplasınlar taraftarın ezilmesini izleyenler,ev sahipliği yapmayı beceremeyenler o koltuklarından ayrılmalı...
 
Aras senin canın sıkkın benim yüreğim kanıyor,kardeşim zamanında bir tek sen bu hocayı savunuyordun vede her açılan istifa başlığını bir bahaneyle kapattın.Hala bu adam iyi koç diyorsan,o zaman senin hakkında derin bir üzüntüye kapılırım.
 
Galatasaray'da başarısız olduğunu ve yolların ayrılması gerektiğini söylüyorum. Önemli olan da bu zaten. Birini beğenirken senden icazet almam gerekmiyor herhalde Mithat abi?

Her şeyin bir zamanı var, sen de benle uğraşmak yerine başarısızlığın sorumlularıyla ilgilenebilirsin şimdi, hakaret içermemek şartıyla, en sert eleştirilerle...
 
Aras ben gerekeni yapıyorum merak etme! senle uğraştığım yok.Yalnız zaman konusunda diye diye bu hale geldik bilmem farkındamısın.İcazet al demedim demem de yalnız sen beğeniyorsun diye beğenmeyenlerin tepkisini dile getirmesine izin vermediğiniz söyledim.
 
He tamam abi, haklısın diyerek tartışmayı kapatmak istiyorum. Sanrılar yüzünden konu uzayıp, asıl konudan uzaklaşmayalım diye.
 
Mithat, öncelikle her başlığı Aras kapatmadı, bu bölümde yeri geldi ben de kapattım, diğer arkadaşlar da kapattı. Dolayısıyla Aras´ı hedef göstermenin anlamı yok.

Başka forumların ve sitelerin çalışma şekli nedir bilmiyorum ama burada 2-3 kötü sonuçta açılan "istifa" başlıkları kabul görmüyor. Konu istifaya davet edilen görevlinin forum yöneticilerince beğenilip beğenilmemesi de değil. Artık kabullenin bu gerçeği...

Elden gelen bir şey varsa 29 Mart´ın hesabı sorulsun hem Emniyet hem de şube yönetimi nezdinde.
 
Mithat, öncelikle her başlığı Aras kapatmadı, bu bölümde yeri geldi ben de kapattım, diğer arkadaşlar da kapattı. Dolayısıyla Aras´ı hedef göstermenin anlamı yok.

Başka forumların ve sitelerin çalışma şekli nedir bilmiyorum ama burada 2-3 kötü sonuçta açılan "istifa" başlıkları kabul görmüyor. Konu istifaya davet edilen görevlinin forum yöneticilerince beğenilip beğenilmemesi de değil. Artık kabullenin bu gerçeği...


Valla aras bayan takımının sorumlu yöneticisi,kimi baz alıcaktım sevgili Onur Aras benim kardeşim sayılır,abi olarak haksız olduğu zaman uyarmak benim görevim.Bu forumda sonuca göre değil Galatasaray'a yakışmayan olayların sorumluları hakkında istifa topiği açılıdı.Ama sen bunuda kabul etmezsin.Sıkıntı yersiz zamanı değil tepkiniz olması gemi su alıyorsa ya anında müdahele edersin yada batırırsın,limana gideyim sonra bakarız demezsin.Biz batıyoruz ama sen ve senin fikrinde olanlar iki tane can yeleği ile karaya varmaya çalışıyor.Eğer bir hesap sorulacaksa onuda sormaktan kaçmayız,tıpkı daha önce sorup hesabı kestiğimiz gibi.
 
Ne zaman ve kimden hesap sormayı düşünüyorsunuz?

Serdar abi bu olayların baş sorumlusu sn.Ali TÜRSAN vede fedarasyonun bizekakaladığı kakalak Murat TÜMER'dir ben bu gün büyüklerimize gereken bilgileri aktardım aynı zamanda GS.Basket forum açılış sayfasınıda önlerine koydum bundan sonra top onlarda.Ben sezon sonunu beklemekten yana değilim hemen müdahele edilmeli kişisel fikrim.
 
Her iste bir hayir vardir diyorum. Neden mi ? nedeni cok acik. Eger kazara euroleague sampiyonu olsak, her sey gulluk, gullistanlik olup, yapilan yanlislar unutulacak idi. Taraftar bazindan degil, yonetim bazindan. Sampiyon olsak pahaliya patliyabilir idi. Kupayi alamamamiz, belki de bizim " yonetim adina konusuyorum " hayrimiza, eger yanlislar gorulur, dogru tespitler yapilir ise, belki de 2013 sezonundan itibaren, bizim Avrupa,Turkiye'de kupalara ambargo koymamiza yardimci olacak. Gonul ister di, kendi evimizde Avrupa'ya taraftarimizi kanitliyalim ama olmadi.

Fenerbahce ile oynan karsilasma fiyasko otesi idi. Nedenleri cok acik. Rakip taraftara cok fazla bilet dagitildi gereksiz yere. Kendi sahamizda deplasmani yasadik. O gun maca bu nedenlerden dolayi konsantre olamadim. Mac ici zaten cildirdim. Kendi duzenledigimiz organizasyon, Fenerbahce'ye cehennemi yasatacak iken, zehir edildi her turlu. Fark atsak dahi ben tatmin olmayacaktim. Mac sonu yasanan skandal, tuz, biber oldu.

Duzenliyemiyorsaniz, tbf'e devredecektiniz de, neden duzenleme karari aldiniz. Hangi akla mantiga sigar anlam veremiyorum. Gidecek olan taraftari soguttunuz. Mac icinde ki olaylara deginmek istiyorum. Fenerli'lerin yaptigi ancak Fenerli'lerden beklenir. Bayan basketboluna ses bombasi sokup, sahaya atmak neyin nesidir. Yonetimin Fener taraftarina gerektigi kadar bilet verse idi, bunlarin hic biri yasanmiyacak idi. Ek olarak daha coskulu bir Galatasaray taraftari ile, Avrupa'ya adimizdan soz ettirecek idik.

Rivas, kisitli bir butce, dogru kurulmus bir kadro ile neler yaptiklarini gorduk. En iyi koc onlar ve Familia'da idi. Familia'nin kocu ve Rivas'in kocu, 5 saniye icin oyun cizip, sayi cikaracak kadar iyidiler. Erkek basketbolunda gordugumuz siradan hamleler, kadin basketbolu icin cok degerli hale gelebiliyor. Rivas'dan devam edilim. Bizden kisitli idi butceleri, ama takim olma olgusunda ondelerdi. Fark atacagimiz takima kaybetmemizi bu olgulara bagliabilir. Senin elinde Taurasi gibi dunya yildizi var, ve sen onu kullanamadim. Sen onu zorlayarak, yildiz yapmak yerine, degim yerindeyse " hasatini cikardin ". Sylvia Fowles'in yazilmamasi, Tina'nin cok iyi olsa dahil, Fowles'in bastan yazilip, onun oynamasi gerekir idi. Fowles'i kullanamamiz tamami ile fiyaskodur. Rivas'a yenilmemizin en buyuk nedeni sistemsizlik. Takimin birlikte oynayamamasi, sadece Taurasi'nin eline bakmamiz, diger oyuncular insiyatif alamamasi, Tina'yi daha fazla kullanamamamiz, yerlilerin katki verememesi, dogru durust hucum seti cizilmemesi, hucumlari akiskan bir sekilde oynuyamamamiz, Taurasi'ye oyun cizilmemesi. Bir suru neden var. Isin savunma kismina dahil deginmedim, cunki Galatasaray vidalari siksa, o tarafi oynayabilecek bir takim. Daha fazla sorun oldugu icin, oraya deginmedim.

Spartak ile oynadigimiz musabaka da gorduk, evet belki sadece 5-6 belirliyecek bir mucadele idi ama yeni aldigimiz Avrupa'li oyuncular her ne kadar yanlis secimler de olsa, bir isinma turuna onlarin da ihtiyaci olduklari ortaya cikti. Matic, Tina'nin olmamasi ile birlikte pota altinda buyuk isler yapti, hucum, savunma anlaminda. Ticha oynadigi sureleri iyi kullandi, oyunu hizlandirmak istedi. En onemlisi bir takim olarak oynadik. Taurasi cok iyi basladi ve kenara geldi hafif sakatlanarak, o olmadan biraz skor sikintisi cektik ama takim olarak iyi oynadik. Turklerin katkisi onemli idi. Bu arada son hucum tartisilir. Son anlar faul yapti bizim oyuncu, Ceyhun Yildizoglu cildirdi, halbuki sen bir koc olarak sakin kalmak zorundasin. Bir oyuncun insiyatif kullanarak, faul yapti dogru,yanlis. Son hucum bize kaldi ve berbabere. Ceyhun Yildizoglu ne yapti ? set dahi cizmedi, Taurasi'ye insiyatif almasini soyledi. Evet elimiz de cok iyi bir oyuncu var, ve sayi yaparak bize maci kazandirdi. Ama bir koc, dogru durust bir set cizmez mi yahu ? evet bu ilk degil ve son olmayacak. Taurasi'nin misal, ayni son saniye sutunu kullanarak finali kaybettigimizi dusunun. Burada elestirilecek kisi Taurasi degil, Ceyhun Yildizoglu olmali. Eger Taurasi, Hocasinin soyledigini yapmayip kendisi kullanir ise elestirilebilir, sutu girmedigi taktir, o oyuncunun insiyatifidir. Hangi mac oldugunu hatirlamiyorum ama bir koc 5 saniye kala muthis bir set cizmis idi ve oyuncular da mukemmel olarak uygulamis idi.

Bizim ilk olarak set oynatan bir koca ihtiyacimiz var. Biz Galatasaray erkek basketbol takiminin oynadigi oyun tarzinda bir oyun gormek istiyoruz. Misal sahada Fowles var ise onu besliyeceksin, oyun sikismis ise, Isil'in tempo yapmasi ile cesitlilik katacaksin. Taurasi'ye ozel oldugunu hisstericeksin. Her takima nasip olmaz, sadece o degil, diger oyuncularimiz da cok ozel. Sen bu oyuncular ile siir gibi oynamak zorundasin. Misal Spartak karsinda, Isil,Ticha cok iyi bir ikili oldular ve sen bunu ilk kez denedin. Belki de Prince'in olmayisi ile bunu denedin ama sonuc olarak gec oldu. Hani bu kadronun ne kadar genis oldugunu gosteriyor. Oyuncularin rahat oynmasi, baski altinda olmamasi, belki de daha basarili olmamaza yardimci oldu. Ama senin bu maclara oyuncular hazirlaman lazim idi. O konuda da Ceyhun Yildizoglu'nun basarisiz oldugunu dusunuyorum. Basaraili oldugu yani var mi tartisilir. Bu denli potansiyel ile ilk iki mac sonra havlu atmak uzucu. Rivas'in takim olup, bizim olamamiz. Kim bilir, Rivas'da Taurasi ve Fowles olsa, onlari alabilme gucleri olsaydi, kupayi kaldirabilirler idi. Gercekten cok aci bir tablo cikiyor ortaya. Misal futbol da Apoel'in sampiyonlar ligi'nde Real ile ne kadar fark varsa aralarinda, Galatasaray ile Rivas'in arasinda o kadar fark vardir.


Unutmadan, Alba'nin sakatligi cok etkiledi. 3 numarada mevkisinin en iyisi. Bireysel,takimsal muthis katkilar alabilecegin oyuncun sakatlaniyor. Fowles oynayamiyor. Iki tane super yildizdan yoksunsun. Birisi talihsiz, digeri kita disina takiliyor, takilmasi gereken son oyuncu olmasina ragmen.
Avrupa'da oynasin diye senin hamlelerin cok yanlis. Matic,Egle,Ticha. Bu isimleri Lig'de oynatamiyorsun ve isinmamis sekilde, Avrupa mucadelesine cikariyorsun. Ki bu isimler dunya yildizi degil " Ticha'nin gecmisine lafim yok ". Sen bu isimlerden son derece katki istiyorsun, ama alamiyorsun. Egle, disaridan oynamayi seven, iceriye girmeyi sevmeyen bir isim. Bizim ihtiyacimiz iceriden oynayan bir uzun. Matic yetenekleri sinirli olan bir oyuncu. Ticha potaya bakmiyor. Daha iyileri alinsa en azindan katki alirdik. Sen daha onceden planlamani yapacaksik ve en iyisini takima ilave edeceksin. Sonradan Egle gibi isimler kalmiyacaksin. Hic yapilmasa daha iyi idi. Rivas ve Fenerbahce maclarinin kaybedilmesi yukarida yaziklarimin sonucundan dogmus idir. Dogru koc,dogur Avrupa'li secimi,Fowles'in oynamasi, ile sonuc cok daha iyi olur idi. Hele kura sansin yaninda iken.

Prince konusuna deginmedim. Diger gruba dusseydik, iki tane Rus takimi ile oynayacak idik, ve Prince bu maclarda oynayamiyacak idi. Hatalar silsilesi arka arkaya gelmeye devam ediyor. Rivas ve Fenerbahce maglubiyetinden sonra, Beretta ile, siralamizin nerede tamamlanmasi ile ilgili idi. Turkler'den alamadigimiz katkiyi bu mac aldik. Isil,Bahar ve Saziye katki veren oycularimiz idi. Spartak gibi takimi Prince ve Tina'siz yenmek buyuk bir is oldu. Her ne kadar sadece siralama icin oynanan karsilasma olsa dahi. Isil'in gercek potansiyelini ortaya koydugu, oyunun her alaninda katki verdigi, Bahar'in orta mesafe sutlarini bir Litvanyali gibi sogukkanli kullanmasi, Saziye'den bekledigimiz katki, bizim icin onemli idi. Bu arada Isil'a, yeteneksiz muamelesi yapanlar, Spartak karsisinda verdigi katkiya baksinlar. Umarim seneye kalir, gitmek yok cunki cok guzel gunler gorecegiz. Kupalari kazanip gidebilir, yahut Galatasaray'da birakabilir. Rotasyon oyuncusu olduguna katilmiyorum, o cok begendiginiz Birsel'in bizim maclar disinda goruyoruz. Son derece silik oynayip, sadece ucluk atip, biri iki assist ile oynuyor. Isil'in iyi oynadigi, kendi gibi oynadigi maclarda, oyunun her bolgesinde katkisi var. Gecen sezon Agustus'un, bu sezon Taurasi'nin kabullendigi Isil'a bazi kesimlerin, yeteneksiz yaftasi yapistirmasi ve Ceyhun Yildizoglu ile ayni noktada tutmasi anlasilir gibi degil. Isil'in bize 1 kupa kazandirdi, gitmez ise kazandirmaya devam edecek. Begenmiyebilirsiniz, ama bu camia icin emekleri olan bir insana, saygisizlik yapmak cok ayip. Arda gibi gitmek icin can atmiyor. Bizim kovalamamiz cok kotu bir sey. Destek vermek yerine, kostek olmaktan baska bir sey degil.

Sube de artik Galatasaray menfaatlerini dusununen insanlar calismali. En az bir taraftar gibi Galatasaray'li olmasi tercihim, yahut isini iyi yapan, ekmegini yedigi kulubunun cikarini dusununen isimler olmali. Misal Albayrak'in, yoneticiligi tartisilir ama o gun Galatasaray tarftarini gorunce dayanamadi, umursamayan yoneticilerin bu kulupte isi yok. Bu isleri cok daha iyi yapacak yetkili kisiler elbet vardir, yahut iyi niyetli Galatasaray'lilar. En azindan Galatasaray'i ezdirmeyecek, taraftarin maclara rahat girip cikmasi saglayacak kisler olmalilar. Sube ile baslayip, koc degisikligine kadar giden yol olmali, gelecek basarilar birinci olarak subede yapilacak olan temizlik ve koc degisikligi ile geliyor. En azindan koc yenilgi sonrasi kendi sorumlugunu almasini bilecek, tarftar oraya bilet parasini vererek giriyor, yahut kombinesi ile giriyor. Sen bu insanlarin istifaya davet etmesine gocunmayacaksin. Her sey gulluk,gullistanlik olsa, tribunden bu sesler gelir mi idi diye dusuneceksin, ona gore bir dusunce belirleyip kafan da, basin mensuplari ile paylasacaksin. Galatasaray buyuk bir camia eger sen oyuncular ile bag kuramiyorsan, ve teknik, taktik olarak yetersiz isen, sen Galatasaray'in kocu degilsin,olamazsin. Yonetimin yaptigi en buyuk yanlislardan biri, Ceyhun Yildizoglu ile devam edip, Avrupa'da bu neticye almamizi izlemek oldu. Sahamizda 30 kusur fark yedigimiz Fenerbahce maci sonrasi artik olacagi varsa da, Ceyhun Yildizoglu ile olmayacagi cok acik iken, senin mudahele etmeyip, devam etmen yanlis. Bakin Bestiktas futbol takimi Carvalhal'in gorevine son vermis. Bizim yonetim neden kangren olana kadar devam eder anlamam. Yanlis tercihler yapmada ustumuze yoktur.

Bizim bir Cska olmamiz gerekiyor idi. Olamamamizin nedeni yanlis koc tercihi, koc ile davam edilmesi, sube de ki Irlanda'lilar. Peki kime benzedik derseniz Efes ornegi verebilirim. Efes'de yanlis yatirim yaparak ipi cekti. Bir kere dogru kadro kuramadilar, kadro muhendisligi zayif, tipki bizim gibi. Yanlis koc tercihi, tipki bizim gibi. Peki Cska'ya bakalim, dogru, tecrubeli koc tercihi, kadro muhendisligi 10 numara. Ufuk Sarica'li Efes'de Vujacic topu getirir kendi kullanir idi. Biz de ise Taurasi topu getirip kendi kullaniyor. Cska'da Kirilenko yapiyor mu ? hayir peki nedeni nedir ? Cksa'da duzen islerken, sistem ici oynanirken, biz ve Efes'de islemeyor sistem. Oysa ki biz Euroleague kadinlar sampiyonlugu ile yola cikmis idik, Efes ise Istanbul'da duzenlecek final 4 hedefi ile cikmis idi. Basardilar mi ? hayir. Cska sampiyonluk hedefi koydu, otoriteler onlarin sampiyonlugun en buyuk adayi oldugunu altini cizdiler. Peki Cska ne yapti ? Istanbul'da duzenlenlecek olan final 4 biletine aldi. Sadece beklenmedik 2 deplasman maglubiyeti ile, birisi biziz. Galatasaray'in bu kadro ile maglubiyet almasi surpriz iken, onca yatirimlar bosa gitmis oldu ve sadece Avrupa 5'inciligi ile yetindik.
Cska'da yatirim yapti ama planli,proglamli bir yatirim oldu.
Euroleague'de Olympiakos final 4 yapti. Koc faktoru diyebiliriz. Kuculmeye giden takim, genc bir takim ama tecrubeli bir koc.

Senin yatirim yapmana gerek yok basari icin, ornek Rivas. Ama yapmisken en iyisini yapacaksin, sen Galatasaray'sin. Tum bunlara ragmen sampiyon olabilecek gucteydik, belki Fowles olsa daha yukari cikabilirdik,, ama yonetim, koc el ele bu husrani izlediler. Seneye mutlaka ders alinmasi lazim. Fatih Terim, geen sezon ki futbol takimini kalkindiriyor ise, Oktay Mahmuti, kuculmeye giden Galatasaray erkek basketbol takimini beklenen de once kalkindiriyor ise, ustelik iki kocun da istedigi transferler olmadigi taktir de bunlari beceriyor ise, Ceyhun Yildizoglu tarftara degil, ben ne yanlis yaptim da bu takim Avrupa sampiyonu olsmadi diye dusunmelidir. Istedgin gibi imkanin varken, dunyanin en iyi oyunculari senin elindeyken, ustelik Avrupa'li oyunculari sonradan elde etmis isen, kusura bakma ama taraftar en son sucluyacagin kisidir. Senin bu oyunculara sistem icinde oynatamaman en buyuk coaching yetersizligidir.

Sonuc olarak, duzenledigimiz, duzenlettigimiz, organizasyon ile sinifta kaldik. Daha iyi bir Galatasaray'in, bilincli bir yonetimin duzenlemesini umut ederdik. Ceyhun Yildizoglu ile devam edilemiyecegi cok acik. Bir kere oyunu okuyamiyor, hakemler uzerinde baski yapamiyor, Fatih Terim gibi motive edemiyor, ve elestiriye acik degil gozlemledigim kadar. En onemlisi Galatasaray'in koca olacak kapasitede degil. Tesekkur edilip gonerilmeli. Yabanci hoca ile zaman kaybi olacagini dusunuyorum. Cem Akdag camiayi biliyor. En ideal isim. Avrupa'li oyuncular ile vadelasip, Alba disinda yerine daha iyi oyuncular getirip, Prince " rus takimi ile sorunlar halledilir ise" Alba, Taurasi, Fowles, Isil,Bahar,Saziye ve genc oyuncular ile Avrupa'li oyuncular harmanlamaliyiz.Ek olarak bir tane turk devsirme hakkimiz var. Tina'yi begenmeme ragmen 2 tane amerikali oynatabildigimiz icin, yollar mecbur olarak ayriliyor. Yanlislardan donup, gelecek sene dogrular ile esmeliyiz. Pek tabi ki, Tina kalir ama Avrupa'da degil, Lig'de oynatilir. Buna karsi cikmam. Ama seneye mutluka, Taurasi,Fowles ikilisi olmali kita disi hakkimiz. Mevkisinin en iyi iki oyuncusu ile iddiali girmeliyiz, kupa olmali amac.
 
Yazıda diğer yerlere eleştiri var,ama Ceyhun hocaya da inceden inceye suçu yok,en az o kabahatli gibi yakıştırmalar yapmışsınız.Ceyhun Yıldızoğlu elindeki malzemeyi kullanmayı bilmeyen,ne zaman nerde oyuna müdahele edeceğini bilmeyen,en kritik yerlerde mola almaktan aciz,kadro mühendisliği konusunda başarısız,elindeki oyuncusuna ben onu istemiyordum diyerek başarısızlığı Seimone'un üstüne yıkacak kadar kendini savunucu,koltuk sevdalısı bir adam.Özünde çok iyi bir beyefendi olabilir ve öyle de duruyor.

İçerde olanlardan bihaberim ve şubenin iyi yönetilmediği de çok açık,ama taraftarla bağ kuramayan,kaybettiği bir maçtan sonra oyuncularını suçlayan,tüm senenin faturasını oyuncu tercihlerine yönlendiren,oyuncusunu satan bir adam Galatasaray'ın koçu olamaz.Fener'i süpürsek de acilen gitmeli,hatta kovulmalı!!
 
İlk tepkimin arkasından acaba acele mi ettim diye düşündüm ve biraz bekledim. Yazık, gerçekten yazık tüm sorumlu yöneticilere. En başta da Ünal Aysal'a.

Adnat Polat'ın stad açılışı ve sonrasında yaptıklarının çok daha kötüsünü Ünal Aysal yaptı. Ne olaylar yaşanmadan önce önlem alındı, ne olaylar sırasında engel olundu, ne de olaylardan sonra gerekli tepki ortaya konuldu.. En kötüsü de bu kadar taraftarın tepki göstermesine rağmen, çıkıp da bir açıklama bile yapmadılar. Kimseyi kaale almadılar, olayları unutturmaya çalışıyorlar.

Aras'ın dediği gibi ben de bilmem isimleri. Sorumlular kimdir, hangisidir bilemem. Ben sadece Bülen Tulun ve Ünal Aysal'ı tanırım bu konuda, gerisi de zaten beni ilgilendirmez. Hani gelen gideni aratır derler ya, Ünal Aysal da Bülent Tulun hamlesiyle aynen bunu yaşattı ve yaşatmaya da devam ediyor bize.

Stad açılışında Adnan Polat nasıl bittiyse benim için, bu olaylarla, bu olaylardan daha çok kaale almama ve açıklama bile yapmama davranışlarıyla Ünal Aysal bitmiştir benim için. İsterse tüm takımları şampiyon yapacak seviyeye getirsin, isterse cebinden milyon dolarlar saçsın farketmez. İlk hatayı zaten o basiretsiz, yeteneksiz ve pişkin Bülent Tulun'u getirerek yapmıştı, bu son olaylar asla unutulmaz.

Bu takımdan gidecek varsa, sadece Ceyhun Hoca değil, tüm sorumlu yöneticiler de gidecek. Ceyhun Hoca'nın gitmesi bu saatten sonra kimseyi memnun etmez, boşuna göz boyamaya da çalışmasınlar. Eğer ki, başarısızlığın ve rezilliklerin tüm sorumluları kalmaya devam edecekse, umarım tüm iyi oyuncularımız gider. Gitsinler, kendilerine yazık etmesinler burada, bu ekiple boşu boşuna.
 
Dediğim gibi ,olayın perde arkası kısmına yorum yaparsam sadece kendimi kandırmış olurum;zira yeterli bilgi sahibi değilim fakat eğer bir takım başarısızsa bunun en büyük sorumlularından birisi de o takımın antrenörüdür.

Uzun oyuncu seçimlerinde hatalı olan Murat Tümer ve ekibi olabilir,menajerlerimiz yetersiz kalmış olabilir ki onlar hatalı olmadan zaten bu transferler de gerçekleştirilemez;fakat dünyadaki tüm PROFESYONEL sportif takımlarda hiçbir şekilde coach un onayı alınmadan transferler yapılamaz.Eğer üst kademedekiler şu,bu hepsi gitti geriye bize tortu olarak Ivanka Matic kaldı diyor,bunu alalım diyorsa ve koçta madem öyle napalım almak zorundayız diyorsa;bunun sorumlularından birisi de koçtur.Galatasaray takımı deneme tahtası değildir,eğer sadece 'Bakın biz oyuncu aldık,sorumluluğu üstümüzden attık.'demeye getirme niyetleri varsa ki niyet o;'Ben Ivanka Matic ile değil Melek Bilge ile yoluma devam edeceğim,Melek tecrübesiz ama en az onun kadar katkı sağlar;belki de Türkiye bir uzun kazanır' diyemiyorsa koç ki demeliydi;o da en az üst kademe kadar hatalıydı.

Fakat benim yorum yaptığım nokta doğrudan doğruya takımın sistemsizliği ve koçun oyuncularına karşı olan anlamsız tavırları,oyunculara güvenmemesi;takımında oynayan isimlere 'Ben onu istemiyordum' gibi asla profesyonelliğe yakışmayacak şeyler demesi.

Takım tamamen bireysel oyuncu performanslarına dayalı oynuyor.Erkek basketbol takımında gözle görülür,uygulanır-uygulanmaz birçok set söyleyebilirim bir dahaki mesajımda herkese;ama gel gör ki kadın takımımızda Işıl sadece topu getirir ve bekler,top Taurasi'ye 10 sn kala gelir uzun perdeye çıkar,Taurasi zorlar ya girer ya hücum ribaundu kovalanır ya da kaçar.Bunu çözemeyen karşı ekip koçuna da yazıklar olsun.Bir de arada sırada Tina'ya ters katlar sonucu perdelemeden çıkıp verilen top setimiz var;o da bir kez ya uygulanıyor ya uygulanmıyor.

Eğer büyük oyuncular getiriyorsan koçun da büyük olacak;söz geçirecek,Taurasi bile korkacak ya ben napıyorum diye.Biraz topu paylaşayım diyecek.Ceyhun yıldızoğlu iyi bir insan olabilir,çok beyefendi olabilir ama kendisi ne Alba'nın ne Taurasi'nin ne de Fowles'ın koçu olamaz.Bu iş yeterlilik meselesi ve maalesef yetersiz.

Bu arada yazı için emeğinize sağlık :)
 

Üst