12 dev rezalet!..
Hidayet ve Mehmet?in gelişi bu takımın üzerine oturduğu ruhu yok etmiş. Ne savunmada yardımlaşma var, ne hücumda
JAPONYA?YI hatırlıyor musunuz? Bu takımın nasıl mücadele ettiğini. 40 dakika boyunca sakat sakat sahada kendini parçalayan oyuncuları. Yerden yere atlıyordu herkes. İstisnasız herkes tek bir top için, tek bir hücum için her şeyini parke üzerine bırakıyordu. Vücut dillerini hatırlıyor musunuz? Yüzlerdeki o ?Beni yenebilirsin ama teslim olmamı asla bekleme. Kanımın son damlasına kadar savaşacağım? ifadesini unutmak mümkün mü?
İspanya?daki ilk iki maçta yere atlayan bir oyuncu gördünüz mü? Peki ya vücut dilleri ne diyor? ?Bitse de gitsek...? Ruhu, özgüveni, hırsı, birliği, isteği, dayanışması her şeyi bitmiş bu takımın. Pardon 2005?e dönmüş demeliyiz belki de. Sırbistan?ı hatırlıyor musunuz?
İnkar etmenin anlamı yok. Asıl sorun NBA oyuncuları Hidayet ve Mehmet?in gelişinde. Maalesef onlarla bu takımın dokuları uyuşmuyor. Bu takım geçen yıl savunmanın, teslim olmamanın, yardımlaşmanın, sahada kargaşa yaratmanın üzerine bir yapı kurmuştu. Hido ve Memo ise savunmanın biraz daha bireysel yapıldığı, kolektif oyunun genelde ikinci planda tutulduğu yapılardan geliyorlar ve bu dokuya hiç alışamadılar. Pek alışmak istedikleri de söylenemez. Dün Mehmet ve Hidayet maçı toplam 1 faul yaparak bitirdiler. O da Hidayet?in smaca giden Nowitzki?ye yaptığı sportmenlik dışı fauldü. Onun dışında faul bile yapmadılar.
Türkiye?nin yıldızlarının Nowitzki?den öğreneceği çok şey var. Alman yıldız dışarı düşen bir top için balıklama atlayıp, savunmada penetre eden kısaları karşılamak için ekstra güç harcıyor. Hidayet ve Mehmet?in ekstra bir çaba gösterdiğini gördünüz mü? Alışkın değiller bu tip duygusal anlamı büyük gösterilere belki. Ama onlar örnek olmadıkça, diğer oyuncular da ?Onlar yapmıyor ben neden yapayım??, hatta ?O kadar ön plandalar onlar uğraşsın bakalım? diyor. Geçen yıl 40 dakika beton gibi olan takım, bu yıl 2. dakikada 3. sınıf kerpiç gibi dağılıyor.
40 YERİNE 24 YEDİK
SAVUNMADA durum ortada. Önüne gelen turnike atıyor. İki yıl Türkiye?de oynayan 1.78?lik Mithat, bu süre zarfında toplam 2 turnike atmamıştır. Dün 3 tane attı potamıza. Çünkü yardım savunması sıfır. Önceki gün Litvanya turnike idmanı yapmıştı. İyi ki Almanya şuta dayalı bir takım. En azından boyalı alandan yediğimiz sayı bu sefer 40 değil 24?de kaldı!
Savunmada tamamen dağınık, birbirine destek olamıyor. Yediğimiz turnikeler ortada. Ancak bunun hücuma yansımaları ise daha acıklı. Dün koca 40 dakikada 2 asist yaptık! Yazıyla iki asist. Takım içi yardımlaşmamız bu kadar aciz işte. 2 dripling yapıp pas bile vermeden atılan şutlar. Durağan, bıkkın oyun. Japonya?da iyi yaptığımız şeylerden güç alıp, pozitif enerjiyi kartopu gibi büyütüyorduk, bu defa Sırbistan?daki gibi negatif enerjiyi çığ gibi büyüttük. Mehmet ve Hidayet?ten başlayıp tüm takıma yayılan bir dalga bu.
TANJEVİÇ NE YAPIYOR?
HOŞ gerçi nereden tutsanız elinizde kalıyor. Bogdan Tanjeviç?in bu takıma bir yapı oturtmak için ne yaptığını anlayabilen varsa lütfen bizlere de anlatsın. İlk yarıda hiç oynatmadığı Kaya ve Hakan?la ikinci yarıya başlıyor. Dün de aynısını yine Hakan?a yapmıştı. Hiçbir beşte karar kılmayıp, sürekli değiştiriyor, sahada kimse hangi rolde ne kadar oynayacağını bilemiyor. Zaten çorba gibi yapıyı daha da karıştırıyor. Oyuncu değişiklik şemaları tamamen gelişigüzel gibi sanki. Kim ne zaman oynayacak, ne yapacak belli değil? Peki ya stratejiye ne demeli. Litvanya?nın Jasikevicius, Almanya?nın Nowitzki eksenli takımlar olduğunu 5 yaşında çocuk bile biliyor. Peki biz bu iki maçta bu oyuncuları durdurmak için ne yaptık? Özel bir şey denedik mi? ?Semih?in kolları uzun o tutsun Nowitzki?yi. O zaman zor şut atar.? Bu mudur savunma stratejisi? Jasikevicius?a ise hiçbir şey yapmadı takım. Aksine 5 uzuna dönüp çok kötü oynadığı ilk çeyrekten sonra ayağa kalkmasını sağlamıştık.
Bölünmüş, dağınık bir takım. Daha da dağınık bir koç. Sonuçta sıradan bir Almanya takımına bu yenilen fark az bile. Hak ettiler. Ama bu ülke takımın bu halini hak etmiyor.
KAAN KURAL