Şike Operasyonu!

Kulübümüz net tavrını bir kez daha ortaya koymuş, fazla söze gerek yok...

Galatasaray Spor Kulübü'nden Kamuoyuna Açıklama

TFF’nin son kararından sonra Türk futbolunun geleceği açısından ciddi endişe duyduğumuzu belirttik. Bu endişenin nedenlerini açıklıkla dile getirmenin zamanı bugündür.

Futbol, dünyada bir çok ülkenin en önemli imaj unsurlarından biri haline gelmiştir. Globalleşen dünyada, oyunun tek bir kuralı vardır: Rekabet. Bu rekabet tabii ki uluslararası kurallar çerçevesinde yapılır. Aksi halde futbolun marka gücü, değeri ve evrenselliğinden söz edilemez. Herkes, kendi kurallarını uygulayacak olursa, başarının evrensel ölçüsü kalmaz.

Dünya çapında sıfır hata toleranslı bu rekabetin ardındaki neden, sadece imaj meselesi değildir. Bu rekabetin ekonomisi de son derece ciddi boyutlara ulaşmıştır. 2010-2011 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde dağıtılan gelir tutarı 754 milyon Euro’ya ulaşmıştır. Ülkemiz, bu gelirin sadece 20 milyon Euro'sunu elde edebildi. Diğer uluslararası rekabet alanlarını ve dolaylı gelirleri hesaba kattığımızda Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ve futbol aşkının son derece yaygın olduğu ülkemizin bu ekonomiden aldığı pay %2’nin altındadır. Önemli bır futbol ülkesi olan İngiltere'nin aldığı pay 200 milyon Euro'dur.

UEFA Kupası ve Süper Kupa almış kulübe, Dünya üçüncüsü ve Avrupa dördüncüsü olmuş bir Milli Takıma sahip ve nüfusunun yarısından fazlası 24 yaşın altında olan Türkiye’ye, yakın bir zamana kadar futbolun geleceğe damgasını vuracak yeni yıldızı olarak bakılmaktaydı. Son dönemde yaşadıklarımızdan sonra bu noktadan ne kadar uzaklaştığımız ortadadır.

Üstelik oluşan kararsızlık ortamı, daha geçtiğimiz günlerde Olimpiyatlara yeniden ve büyük bir şevkle aday olan, gün geçtikçe uluslararası organizasyon kabiliyeti ve kredibilitesi artan ülkemizin, tüm spor dünyasındaki imajı açısından da büyük bir olumsuzluk yarattığı ortadadır.

Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji oluşturma günüdür.

Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdaki bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyin, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tüm kurallarını, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün bır parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.

Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ
 
Adamlar şikeci fenere değilde bize savaş açtı.Resmen fenerin savunmasını yapıyorlar.Türk Futbolu ölmüşte ağlayanı yok, yazık.
 
TFF cevap veriyor ama ceza veremiyor. Yemiyor oturan organları. Çoktan PFDK'ya sevkederlerdi başka kulüp olsa ama bu açıklamalardan sonra biliyorlar kimin ne tehlike arzettiğini..

Bir de UEFA'ya şikayet etmeyin gibilerinden birşeyler demişler. Başka bir arzunuz ?
 
"Yanılgıya düşenleri Türk futbolu affetmeyecektir"

Bak bak..Federasyon yargı organı olduda bizim mi haberimiz yok..Biz yanılıyorsak neden emniyettin 18 maçta şike yapıldı imzası var..Neden Aziz Yıldırım ve şekip mosturoğlu ümit karan bülent uygun yada diğerleri içerde..ha sen yanılıyorsan ki yanılma gibi bir şansın yok çünkü sen federasyonsun yargı yapamazsın karar verirsin..o kararıda emniyetin delilleri ve mahkemenin yani gerçek yargının kararıyla alırsın..
 
Yok benim anlamadığım TFF neden bu kadar panik oldu bizim açıklamamız için?
Madem herşeyi hukuka, adalete bu kadar uygun yapıyorsun, o zaman korkup bizim bildirimizle alakasız, saçma sapan bir saldırı metni yazmana da gerek yok!
 
ibrahimseten ibrahim seten
Lig tv'nin toplantisi bitti.. Herkes birbirine girdi.. Ama play-off'lu yeni sezon kabul gordu.. Fikstur cekimi salidan gelecek cumaya alindi

ibrahimseten ibrahim seten
Play-off nedir diye soran arkadaslar, daha evvelki twitlere bakin lutfen.. Ama kulupler kabul etti tff'nin teklifini, yeni sezon play-offlu!

ibrahimseten ibrahim seten
Icavcav, bugunku aciklamadan dolayi gsaray'i kulupler birligi'nden ihrac etmeyi onerdi. Ama bu cikis kabul gormedi. Dahasi gece bulteni'nde

''Forum Kuralları''.
 
İlhan Cavcavcav Fener düşecekte az para alacak diye korkudan şaşırdı ama dediği doğru o birlikten umarım en yakın zaman da çıkarız ve kendi havuz sistemimizi yapıp maçlarımızı kendimiz satarız .
 
namusluların da namussuzlar kadar cesur olması gerekirdi bizde gerekeni yapıyoruz..Federasyon göstersin bakalım neler yapacak bize..Cüneyt Kaptanda istifa etmeli o rezil toplulukta olmamalı..
 
Radikal spor sayfasının derlediği bir kronoloji:

Başkan Aydınlar’ın çelişkileri
Başkan Aydınlar, şike süreci boyunca yaptığı açıklamalarla çok da tutarlı görünmedi. İşte Aydınlar’ın açıklamalarının kronolojik akışı...

6 Temmuz 2011: Durum çok vahim.

11 Temmuz 2011: Elimizde belge ve delil yok. Ligler ertelenmeyecek.

11 Temmuz 2011: Süper Kupa, Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında 31 Temmuz’da oynanacaktır.

13 Temmuz 2011: Kararımızı iddianame mahkemece kabul edildikten sonra vereceğiz.

14 Temmuz 2011: UEFA ile görüşeceğiz.

14 Temmuz 2011: Durum hâlâ çok vahim.

19 Temmuz 2011: Beşiktaş-Fenerbahçe Süper Kupa finali ertelenmiştir.

19 Temmuz 2011: Savcılıktan belgeler yarından itibaren federasyonumuza gelecektir.

20 Temmuz 2011: Etik Kurulu, şike vardır, teşvik primi vardır veya yoktur diyecek. Biz de kurulun bu kararına göre karar vereceğiz.

25 Temmuz 2011: Ligler 9 Eylül’e ertelenmiştir.

27 Temmuz 2011: Ligler 18 takımla başlayacak.

15 Ağustos 2011: Savunmaları alamadık. İddianameyi bekleyeceğiz.

15 Ağustos 2011: Kendisini şüpheli gören kulüpler Avrupa’ya katılamayabilirler.

15 Ağustos 2011: Savcılık tarafından tutuklanmaya yetecek kadar belge olabilir ama bizim için karar vermek açısından yeterli belge yok.
 
Hodri meydan!

Biliyorum bazılarının içi gidiyor... Şikeyi, teşviği, haklarında şike iddiası olanları savunmak istiyorlar ama savunulacak bir taraflarını bulamıyorlar. Her şey açık!.. Kapı gibi tapeler var... Okuyan...

Biliyorum bazılarının içi gidiyor... Şikeyi, teşviği, haklarında şike iddiası olanları savunmakistiyorlar ama savunulacak bir taraflarını bulamıyorlar.
Her şey açık!.. Kapı gibi tapeler var...
Okuyan feleğini şaşırıyor...
Öyle yenilir yutulur cinsten değil hani...
O çirkin konuşmalara kılıf uydurmak da zor...
Onlara göre tek çare görmezden gelme...
Onu yapıyorlar!
Ahh şimdi bu tapeler Fenerbahçe değil de Beşiktaş, Trabzon ya da Galatasaray'la ilgili olacaktı ki görecektiniz siz bu cengaverleri...
Neler yazarlardı neler...
Ne hukuk kalırdı, ne savunma hakkı; DÜŞÜRÜN KARDEŞİM, derlerdi.
Diyemiyorlar...
Ortaya çıkan her yeni tape canlarını biraz daha yakıyor... Umutları azalıyor, hatta bitiyor. "Üç tarlayı da ektik başkanım...
Mamalamak lazım bunları mamalamak...
Peşin parayı sever pe..enk!
50 bin fazla istiyor!.. Verin verin! Oğuz Sarvan'a söyle şu Fırat'la konuşsun...
Bana ceza vermeye kalkarlarsa yarın toplantı yapar hepsini duman ederim... Ulan oğlum, maç gidiyo lan...
Merak etme abi ikinci yarı maç bizim...

O senin başkanın var ya!
O senin başkanın var ya, o i..ne biliyorsun değil mi?..."
Neler neler...
Böyle bir durumda birilerini kelime oyunuyla aklamak zordur!
O nedenle kimi salağa yatıyor, kimi önceki yıllardan dem vuruyor, kimi de, "Şikeden yargılananlar için iç bir şey yapamadım, halbuki benden de yalakalık bekleniyor" düşüncesiyle Turgay Demir'e saldırıyor.
Bakmayın yok falan dediklerine, şikenin olduğunu sizden, benden iyi biliyorlar...

Karineyi bırak karneye bak
Bilmedikleri konu bu işin içinden nasıl çıkacakları?
O çaresizlikle, hukukun 'h'sinden anlamayanlar dahi kulaktan dolma bilgilerle hukuk diyorlar, masumiyet karinesi diyorlar.
Yerim sizin karinenizi ben! Karineyi bırakın, karnelelere bakın cengaverler!
Futbol karnelerine!
Bakın bakalım kim futbol ahlakından sınıfı geçmiş, kim çakmış!
Ne işiniz var sizin yargıyla, hakim misiniz, yoksa savcı mı? "Avukat mısınız?" diye boş yere sormuyorum çünkü yıllardır gazetecilik adı altında birilerinin avukatlığına soyunduğunuzu bilmeyen yok.
Biz hep işin futbol tarafındaydık çok şükür hâlâ oradayız...
Siz ise nasıl olduysa birden bire, spor akademisinden hukuk fakültesine yatay geçiş yaptınız!
Utanmasanız futbol topunun içine hava yerine kanun maddelerini dolduralım falan diyeceksiniz.
Ne de olsa işinize geliyor futbol topunu genel yargıya havale etmek... Çünkü orada işler yavaş yürüyor... Ne kadar geç olursa, sizin için o kadar iyi...
Belki unutulur diye ümit
Herkes aptal bir tek siz akıllısınız öyle mi?..
Kusura bakmayın sevgili okurlar, "Edepsize kusurunu söylemezsen, kabahatini marifet zanneder" derler.
O nedenle ben de hadlerini bilmeyenlere an itibariyle bildirmeye karar verdim.
Üç-beş gözü dönmüş fanatiğe şirin görünmek için bana fiske vuran, evvel Allah yumruk manyağı olur.
Onların her türlü foyalarını ortaya dökmek bundan sonra benim asli görevimdir.
Adım gibi eminim ki dertleri zaman kazanmak... Gargaraya getirip unutturmak!.
Bizim işimiz de hatırlatmak. Sürekli hatırlatmak.
Toplumsal hafızayı diri tutmak.

Şaibeyi savunmak zor
O nedenle işleri zor, bu arkadaşların.
Kaldı ki zaten unutulacak gibi değil bu tapeler.
Eğer onların yerinde olsaydım ve tapelerdeki konuşmaları savunmak zorunda kalsaydım (Allah korusun), değil çocuğumun yüzüne bakmak, aynaya bile bakamazdım. Yüzüm kızarırdı, utancımdan yerin dibine girerdim. Yıllar sonra o yazıyı okuyan bugünün çocuklarının benim hakkımda neler düşüneceğini düşünürdüm; şikeyi savunan adam!!!
Kimse için kolay değil bunca şaibeyi, çirkinliği savunmak. Ne kadar yalaka olursa olsun bir insanın yazabilecekleri maalesef (!) sınırlı.
Taktik değiştirip, temiz futbolu, ahlaklı sporcuyu, hakkaniyetli mücadeleyi savunanlara saldırmaları bundan.
Hiç değilse birkaç gözü dönmüş fanatiğin takdirini kazanmak istiyorlar.
Hesapları bu.
Tapeleri görmezden geliyorlar, salağa yatıyorlar. Noter onaylı şikeyi görseler yine kabul etmezler, noterin hile yaptığını falan söylerler.
Çünkü gözleri kör olacak kadar bağlanmışlar renklere ve de bazı kişilere.
Heykel dikilirse açılışına ilk bunlar gider.

Şikenin resmini yapabilir misin
Sanatçıdır hepsi!
O nedenle hepsine birden sormak istiyorum, ey sanatçı arkadaşlar bana şikenin resmini yapabilir misiniz, ama kolayına kaçmadan şöyle!
Not: Ben bir temiz futbol dilencisiyim... İşsiz kalmayı göze alıp menajer oyunlarına karşı çıkan teknik adamlara... Namusuyla düdük çalan hakemlere... Şikeyi, teşviki, her türlü-hatırı, gönülü elinin tersiyle itip karnı aç olsa da formasını teriyle ıslatan futbolculara...
Temiz futbol izlemek için ekmeğinden kestiğini bilet parasına yatıran gerçek taraftara...
Mecbur kalırsam kırarım ama kalemimi asla satmamdiyen meslektaşlarıma...
Ve önemlisi melek kadar masum olan bu ülkedeki milyonlarca Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Trabzonsporlu çocuklara...
SÖZÜM VAR!..
Şikenin de, şikecilerin de peşlerini asla bırakmam...
Kavgaysa, evvel Allah herkesle kavgaya varım...
Hodri meydan!..

* * *
ŞİKELERİNİZİ NOTERE ONAYLATIN
Futbol ailesinden bir ricam var… Her kim ki şike yapacaksa lütfen noterden onaylatsın!.. Aksi halde biz yine derdimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz... Adamlar ne tape tanıyor, ne para alma görüntüsünü ipliyor, ne de başka bir şeyi... Ya itiraf olacak ya da noter tasdiki. Bizim federasyonu daha aşağısı kurtarmıyor!

* * *
OTEL PARASINI CEBİNİZDEN ÖDEYİN
Alınan bir karar yok, açıklama dediğin iki kelime; iddianameyi bekliyoruz! Üstelik tüm bunlar haftalar öncesinden belliydi.
Öyleyse ne diye böyle gösterişli bir basın toplantısı düzenlediniz? Federasyon binasında da aynı boş açıklamayı yapabilirdiniz.
Yoksa içi boş açıklamayı şaşaayla mı örtmeye çalıştınız?
Swissotel'deki toplantının parasını lütfen cebinizden ödeyin beyler, milletin parasıyla caka satmanın alemi yok.

* * *
KUSURA BAKMA; HASAN ABİ
Federasyonun kamu vicdanına ağır darbe vuran komik kararını duyunca rahmetli Hasan Doğan'la yaptığım röportajı hatırladım. Hasan abi, "Şike de var, mafya da. Mafyayı bitirdik, sıra şikeye geldi" demişti. Ardından Gökdeniz skandalı patlayınca da jet hızıyla olayın üzerine gidip büyük bir bahis vurgununu önlemişlerdi. Şu son skandal karar, onun da kemiklerini sızlatmıştır şüphesiz. Üzüldüğünü biliyorum Hasan abi… Yine de rahat uyu… Beni bilirsin, dünyaya sataşmayı severim. Ölmedik çok şükür.
Öyleyse şikecilerle savaşa devam!

* * *
BEŞİKTAŞ'I KURTARDIM DİYEN KİM?
Köşenin müdavimlerinden Sedat Saydan kardeşim uyardı, ben de tekrar dinleyince aynı kanıya vardım. O konuşmayı herkes bir kez daha izlesin. "Beşiktaş'ı kurtardım" diyen Güreli değil, Mehmet Ali Aydınlar. İyi izleyin. Dolayısıyla eğer ben yanılmıyorsam Aydınlar ciddi şekilde zan altındadır. Güreli sayesinde Beşiktaş'ı neden ve nasıl kurtardığını 70 milyona anlatmalıdır. Anlatmalı ve ikna etmelidir. Aksi halde biz kendisinin sürekli birilerini kurtarmaya çalıştığını düşüneceğiz haberi olsun.

Kaynak: http://www.fotomac.com.tr/Yazarlar/turgay_demir/2011/08/20/hodri-meydan

Harkulade bir yazı, okumanızı tavsiye ederim.
 
Ünal Aysal en sert açıklamasını 6 gün sonra Lig tv ye yapacakmış . Kullanacağı en net ve sert ifade sanrım '' MAA artık istifa edip Fb başkanı olsun zaten başkan olsa bu kadar karar alırdı olacakmış bir gazeteciden duydum arkadaşlar hayırlısıyla cumayı bekliyorum isterse 100 gün hak mahrumiyeti alsın ama muhteşen ötesi olur bu açıklama .
 
Trabzon ve Galatasaray beraber hareket etme kararı alsalar en basitinden şu yayın havuzunu bozmayı gündeme getirip onunla tehtid etse yapamayacakları şey olmaz ama görek bakalım.
 

Üst