Soma...

Vay be maden kazasında 300 insan ölüyor ve hesabı hükümetten soruluyor diye dert yanılıyor. Bu da yeni çıktı siyasete alet etmeyin. Bu ne demek yahu? O madeni denetleme mekanizmasını kurmak benim dayı oğullarının işi galiba?
Adam çıktı 1862'de olmuş kazadan örnek veriyor.
Ülkenin başbakanı yalan söylüyor. Kabataş saldırısı yalanı bile yeterli.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk
 
Tabiki de hükümet hesap verecek.

O maden daha önce denetlenmeliydi.

Ama markete girmesini isteyen korumasını itekleyip markete girmeyi reddeden başbakana " vatandaşı /korumayı yumrukladı" diyen şeref yoksunu CEMAAT MEDYASI kendinize şeref naklettirin yada bırakın bu işi...

Alçaklar !! Vicdansizlar !! Hainler !!
 
Vay be maden kazasında 300 insan ölüyor ve hesabı hükümetten soruluyor diye dert yanılıyor. Bu da yeni çıktı siyasete alet etmeyin. Bu ne demek yahu? O madeni denetleme mekanizmasını kurmak benim dayı oğullarının işi galiba?
Adam çıktı 1862'de olmuş kazadan örnek veriyor.
Ülkenin başbakanı yalan söylüyor. Kabataş saldırısı yalanı bile yeterli.

Sent from my GT-N7100 using Tapatalk

Size sonuna kadar katılıyorum.

1862'ler gitmek başka Ülkelerden örnek vermekte ne demek ?

Meşrulastirmaya mi çalışmak istedi anlamadım.
 
sen kisin de neyin hesabını soruyorsun.Orda atılan bir yumruk da yok zaten.

Ülkenin başbakanına tabi bu adminler olduğu müddetçe çok rahat hakaret edersiniz.Sonrada özgür değiliz dersiniz.

Biz hakaretlere cevap yazdıkmı bir dünya laf.

Demokratik anlayışınız bu zaten.

Sadace siz istediğinizi söyleyin.Hükümet taraftarları yandaş olsun.

İsteyen beni forumdan atabilir.

Kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız.

Nasılsa siyasi fikrini beğenmediklerinizi atıyorsunuz.

Ama sadece konuşursunuz.

Bir maden kazasını bile siyasi çıkar uğruna kullanmaktan bile kaçınmıyorsunuz.

Ülke sevgisi millet sevgisi bu mu?

Başbakana hakaret bu kadar kolay olmamalı ama burası Türkiye.Özgürlüklerinizi sonuna kadar kullanın.
Fikrini beğenmediğimiz kimi atmışız?Alenen yalan söylemeye hiç utanmıyor musunuz?
 
Doğru konuş.Utanmıyormusun ne demek.

Admin sen adminliğini bil.Hakaret etmene gerek yok.

Ukalalık yapma.

Metehan diye bir çocuk vardı neoldu ona?

Utanmıyor musunuz cümlesinin neresinde bir hakaret var, açıklayabilir misiniz?

Ayrıca yumruk olmadığını yazmışsınız. En son ki videoda başbakan'ın gel lan buraya dedikten sonra attığı tokat ve korumalarının eşek sudan gelene kadar dövmesini ya görmediniz ya da görmezden geldiniz.
 
Doğru konuş.Utanmıyormusun ne demek.

Admin sen adminliğini bil.Hakaret etmene gerek yok.

Ukalalık yapma.

Metehan diye bir çocuk vardı neoldu ona?
''Metehan Türko: Farklı bir kimlikle foruma üye olması nedeniyle üyeliği süresiz kapatılmıştır.''
Bir daha insanları zan altında bırakmadan önce ''Duyurular'' başlığına girer bakarsanız böyle zor durumda kalmazsınız.
 
Şu konu altında böyle birşey yazmaya utanıyorum ama zorlar yazdırıyorsunuz! Sizin gözünüz kör, kulaklarınız sağır galiba Ahmet bey, izlediklerinizi görmüyorsunuz, duymuyorsunuz? Yada işinize gelmiyor yalan konuşuyorsunuz. Haddinizi bilin!
 
sen kisin de neyin hesabını soruyorsun.Orda atılan bir yumruk da yok zaten.

Ülkenin başbakanına tabi bu adminler olduğu müddetçe çok rahat hakaret edersiniz.Sonrada özgür değiliz dersiniz.

Biz hakaretlere cevap yazdıkmı bir dünya laf.

Demokratik anlayışınız bu zaten.

Sadace siz istediğinizi söyleyin.Hükümet taraftarları yandaş olsun.

İsteyen beni forumdan atabilir.

Kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız.

Nasılsa siyasi fikrini beğenmediklerinizi atıyorsunuz.

Ama sadece konuşursunuz.

Bir maden kazasını bile siyasi çıkar uğruna kullanmaktan bile kaçınmıyorsunuz.

Ülke sevgisi millet sevgisi bu mu?

Başbakana hakaret bu kadar kolay olmamalı ama burası Türkiye.Özgürlüklerinizi sonuna kadar kullanın.

Ahmet Bey,

Bu yazıyı okumayacağınızı, okusanız da fikirlerinize ters düşen her bir satırı irdelemeden kendinizi müdafaya geçeceğinizi ön görüyorum. Ancak ithamlarınızdan kendime de pay çıkarıyorum. Bu durumda, benim de söyleyeceklerim var.

Özgür değiliz, Ahmet Bey. Giyeceğim kıyafetten, gezeceğim mekana; erişeceğim websitesinden, yapacağım çocuk sayısına kadar kısıtlanıyorum. Birileri bana ne yapmam gerektiğini söyleyip duruyor. 25 yaşındayım ben. Hayatta ne istediğimi biliyorum. Birilerinin "Ben senin iyiliğini, senin için düşünürüm" demesine ihtiyacım yok. Siz alkol tüketmiyor, youtube, pastebin, twitter gibi siteleri kullanmıyor ve gezmekten hoşlanmıyor olabilirsiniz. Bunların yasaklanması sizin hayatınızda bir şeyler değiştirmiyor olabilir. Karşılıklı saygı, birlikte yaşadığımız bu ülkede bir başka vatandaşın hayat tarzı kısıtlandığında, sizin de bundan rahatsız olmanızla başlıyor. Yoksa? Yoksa ayrışıyoruz. Ben, birlikte özgürce var olabilmek istiyorum. Sizi, tabii, bilemem.

Kimse maden kazasını siyasi çıkar uğruna kullanmıyor. Önlenebilir hatalara, şahsen kaza diyemem. Hiçbir yetkili ne kaç işçinin çalıştığı hakkında, ne de işçilerin can güvenliği için alınan önlemler hakkında detaylı ve net bilgi veremiyor. Daha çok kar elde edebilmek için, kayıtsız işçiler çalıştırıldı ve alınması gereken önlemler yine maliyet çıkaracağı için göz ardı edildi, denetimler ise ciddiyetsizce gerçekleştirildi. Bunlar olmasaydı, bu kadar cenazemiz olmazdı. Başbakan, ekran başına geçip 19. yy'dan örnekler veriyor. Gelebildiği en yakın tarih 20. yy'ın başı. Ülke sevgisi diye aynı fikir ve yapılan sorumsuzluğa karşı aynı öfkeyi paylaştığım arkadaşa nutuk atıyorsunuz. Peki Soma'daki bakanların, başbakanın, yani bu ülkeyi yöneten insanların neden canı bizim kadar yanmıyor? Rabia diye her yerde ağlayan adamlar, kendi halkı için neden vicdan azabı çekmiyor, sorumluluk hissetmiyor? Danışmanlar halkı tekmeliyor da, neden bir yetkili çıkıp "o kişi görevinden alınmıştır" diye açıklama yapmıyor? Neden "kendini savundu" deniliyor? Siz bunlara kanacak kadar kör müsünüz gerçekten?

Birilerine hakaret etmek, elbette uygunsuz bir davranış. Ancak kişi istiyorsa, başbakana da hakaret eder, sokaktan geçen adama da... Bu kadar kolay, evet. Kişiyi bağlar. Hukuki bir durum varsa, mahkemeye başvurulur. Sizin ya da benim avukatlığına kimsenin ihtiyacı yok. Başbakana da, iktidarda olan partiye de yaptıkları için minnetar olamam. Zaten bana hizmet etmek için oradalar. Her şey birey için. Bu hep unutuluyor. En büyük yanlışlar, bu unutulunca başlıyor.

Demokrasi anlayışımın ise sizin tarafınızdan eleştirilmesini kabul etmiyorum. Zira, ben sizin yazdıklarınızı okur, sizin söylediklerinizi dinlerken; aşikar ki, siz karşıt görüşlere kulak asmıyorsunuz. Assanız, tartışmanın tansiyonu bu olmazdı. "Demokrasi"nin tanımını iyice öğrenmenizi tavsiye ediyorum.

Dipnot: Adımın altında yazan "administrator" yazısı gözünüzde büyümesin. Forumun ve sitenin sağlıklı çalışıyor olmasının sorumluluğum olduğu anlamına geliyor, diğer üyelerden farkım ya da fazladan bir yetkim olduğu anlamına değil.
 
sen kisin de neyin hesabını soruyorsun.Orda atılan bir yumruk da yok zaten.

Ülkenin başbakanına tabi bu adminler olduğu müddetçe çok rahat hakaret edersiniz.Sonrada özgür değiliz dersiniz.

Biz hakaretlere cevap yazdıkmı bir dünya laf.

Demokratik anlayışınız bu zaten.

Sadace siz istediğinizi söyleyin.Hükümet taraftarları yandaş olsun.

İsteyen beni forumdan atabilir.

Kendiniz çalıp kendiniz oynarsınız.

Nasılsa siyasi fikrini beğenmediklerinizi atıyorsunuz.

Ama sadece konuşursunuz.

Bir maden kazasını bile siyasi çıkar uğruna kullanmaktan bile kaçınmıyorsunuz.

Ülke sevgisi millet sevgisi bu mu?

Başbakana hakaret bu kadar kolay olmamalı ama burası Türkiye.Özgürlüklerinizi sonuna kadar kullanın.

Öncelikle belirteyim yaşınıza hürmeten birhayli seçici kullanıcam kelimeleri.


Sizin başbakanınız maden kazasını siyasi amaçlı kullananın ta kendisidir.Orada gidip alkış bekleyecek kadar siyasi amaçlar gütmüştür bu olayda dünyanın en sevilen başbakanı bile olsa orada tepki görecektir bu olay normaldir küçük bir belde orası ve muhtemelen gittiği yerde yakınını kaybetmeyen kimse yoktur.Ancak başbakanınız o kadar ben merkezli o kadar anlayışsız bir insan ki en ufak bir tepkide bile kaba kuvvete baş vurmuştur.

Ve ekleyeyim ben hesap sorulacak dediğim için forumdan atın demeye getirmişsiniz halkına İsrail döllü diyen adamı ülkeden sürelim o zaman , nasıl fikir ?
 
Ahmet Bey,

Bu yazıyı okumayacağınızı, okusanız da fikirlerinize ters düşen her bir satırı irdelemeden kendinizi müdafaya geçeceğinizi ön görüyorum. Ancak ithamlarınızdan kendime de pay çıkarıyorum. Bu durumda, benim de söyleyeceklerim var.

Özgür değiliz, Ahmet Bey. Giyeceğim kıyafetten, gezeceğim mekana; erişeceğim websitesinden, yapacağım çocuk sayısına kadar kısıtlanıyorum. Birileri bana ne yapmam gerektiğini söyleyip duruyor. 25 yaşındayım ben. Hayatta ne istediğimi biliyorum. Birilerinin "Ben senin iyiliğini, senin için düşünürüm" demesine ihtiyacım yok. Siz alkol tüketmiyor, youtube, pastebin, twitter gibi siteleri kullanmıyor ve gezmekten hoşlanmıyor olabilirsiniz. Bunların yasaklanması sizin hayatınızda bir şeyler değiştirmiyor olabilir. Karşılıklı saygı, birlikte yaşadığımız bu ülkede bir başka vatandaşın hayat tarzı kısıtlandığında, sizin de bundan rahatsız olmanızla başlıyor. Yoksa? Yoksa ayrışıyoruz. Ben, birlikte özgürce var olabilmek istiyorum. Sizi, tabii, bilemem.

Kimse maden kazasını siyasi çıkar uğruna kullanmıyor. Önlenebilir hatalara, şahsen kaza diyemem. Hiçbir yetkili ne kaç işçinin çalıştığı hakkında, ne de işçilerin can güvenliği için alınan önlemler hakkında detaylı ve net bilgi veremiyor. Daha çok kar elde edebilmek için, kayıtsız işçiler çalıştırıldı ve alınması gereken önlemler yine maliyet çıkaracağı için göz ardı edildi, denetimler ise ciddiyetsizce gerçekleştirildi. Bunlar olmasaydı, bu kadar cenazemiz olmazdı. Başbakan, ekran başına geçip 19. yy'dan örnekler veriyor. Gelebildiği en yakın tarih 20. yy'ın başı. Ülke sevgisi diye aynı fikir ve yapılan sorumsuzluğa karşı aynı öfkeyi paylaştığım arkadaşa nutuk atıyorsunuz. Peki Soma'daki bakanların, başbakanın, yani bu ülkeyi yöneten insanların neden canı bizim kadar yanmıyor? Rabia diye her yerde ağlayan adamlar, kendi halkı için neden vicdan azabı çekmiyor, sorumluluk hissetmiyor? Danışmanlar halkı tekmeliyor da, neden bir yetkili çıkıp "o kişi görevinden alınmıştır" diye açıklama yapmıyor? Neden "kendini savundu" deniliyor? Siz bunlara kanacak kadar kör müsünüz gerçekten?

Birilerine hakaret etmek, elbette uygunsuz bir davranış. Ancak kişi istiyorsa, başbakana da hakaret eder, sokaktan geçen adama da... Bu kadar kolay, evet. Kişiyi bağlar. Hukuki bir durum varsa, mahkemeye başvurulur. Sizin ya da benim avukatlığına kimsenin ihtiyacı yok. Başbakana da, iktidarda olan partiye de yaptıkları için minnetar olamam. Zaten bana hizmet etmek için oradalar. Her şey birey için. Bu hep unutuluyor. En büyük yanlışlar, bu unutulunca başlıyor.

Demokrasi anlayışımın ise sizin tarafınızdan eleştirilmesini kabul etmiyorum. Zira, ben sizin yazdıklarınızı okur, sizin söylediklerinizi dinlerken; aşikar ki, siz karşıt görüşlere kulak asmıyorsunuz. Assanız, tartışmanın tansiyonu bu olmazdı. "Demokrasi"nin tanımını iyice öğrenmenizi tavsiye ediyorum.

Dipnot: Adımın altında yazan "administrator" yazısı gözünüzde büyümesin. Forumun ve sitenin sağlıklı çalışıyor olmasının sorumluluğum olduğu anlamına geliyor, diğer üyelerden farkım ya da fazladan bir yetkim olduğu anlamına değil.

Yaptığınız eleştirileri şaşıracaksınız ama çok olumlu karşılıyorum.

Düşüncelerinizi gayet düzeyli bir şekilde dile getirmeniz beni inanılmaz mutlu etti.

Kimse herşeyi beğenmek zorunda değil.Eleştirilerin hakaret olmadan nasıl söyleneceğinin çok güzel bir örneğini yazmızşınız.

Şunu söyliyeyim ben içki içen bir adamım.Hatta şu an eve geldim ve hafif aperatif te almaktayım.

Eğer siz kendinizi baskı altında hssdiyorsanız bunu dile getirmenizden doğal hiçbirşey olamaz.

Benim takıldığım nokta hakarete varan içinde nefret barındıran Başbakana olan eleştirilerin kolayca söylenmesi.

Elbette her yönetimi beğenemeyiz.
Örnek:Ben Antalyada 5 sene CHP li bir belediye altında yaşadım.Şehire hiçbir faydası olmadı.Hatta 5 sene daha seçilseydi İzmirden beter olurdu Antalya.Eleştirdim ama asla küfür etmedim.Aşağılamadım.Halk seçmiş.sadece birdaha seçilmesin diye dua ettim.

Demokrasi elbet bir fikir değildir.Ama bir davranış biçimidir.Onaylamadığımız,saygı duymadığımız bir sürü fikre katlanabilmek müessesesidir.,

Ben Antalyada katlandım.Hatta atalarımız İnönüye katlandı.Ama böyle herkese açık platformlarda siyasi konularda konuşurken biraz daha dikkatli olmamız gerekir.

Umarım adminlerde buna dikkat eder.

Evet ben içki içiyorum,namaz kılmıyorum(Allah affetsin)ama Başbakanı beğeniyorum.

Eleştiriye saygımız sonsuz ama hakaret olmasın.
olursa ne olur?

Bende hakeret etmeden formdan atılana kadar cevap veririm.

Belkide vermem formu terkederim.

Bu forma sonuçta Galatasarayla ilgili birşeyler söylemek için girdik.

Nerden bileceksinki siyasi bir form olacağını.

Fikrimi beğenmeyen bazı üyelerin "babalık"diye hitap ettiğini bile gördük.

Adminler görmemiştir umarım.

Herkesin başkalarına saygı göstermesi hakaret etmemesi dileğiyle....

Unutmayın biri varsa ötekide vardır...
 
Ahmet Bey,

Her şey birey için. Bu hep unutuluyor. En büyük yanlışlar, bu unutulunca başlıyor.

Son 100 belki son 200 yılda (zaman aralığını genişletip Orta Asya'ya kadar da gidebilirim) bu topraklarda (Orta Asya örneği burada çöktü) bireyin hatırlandığına dair ne bir şey okudum, ne de 30 yıllık ömrümde gördüm, yaşadım. Bizim kültürümüzde devlet, derin devlet, yüzeyel devlet, seri devlet, paralel devlet, devletin kademeleri, devletin temsilcileri vs vs her zaman ön planda olmuştur, devletin bireye değil bireyin devlete hizmet ettiği bir anlayış belki de bahsettiğim 5.-6. yy'dan beri süregelmiştir. Demokrasi yerine devlet monarşisinin olduğu bu topraklarda "hizmetli birey efendi" olmanın beklenen, öngörülen sıkıntıları bu yaşadıklarımız.
 
İzmir'de şehrin bir ucundan diğer ucuna, aktarmalı ulaşım sayesinde 2 liraya gidebiliyorsunuz. Hangi sağ partili büyükşehir belediyesi vatandaşa bu imkanı sunabilmiş? Bu verebileceğim en basit örnek... Daha bunun gibi neler sayarım...

Bu ülkede yıllardan beri sağ iktidarlar, sol belediyelerin çalışamaması için ellerinden geleni ardlarına koymadılar. Sonra da halkın karşısına geçip "sol belediyeler çalışmaz" diyerek kara propaganda yaptılar. İşin kötüsü, bunda da başarılı oldular. Saf halkımız da "çalıyor ama çalışıyor" diyerek sağ belediyelerin her türlü yolsuzluğuna, hırsızlığına katlandı.

Kusura bakmayın, bu yazdıklarımın Soma ile ilgisi yok; ama İzmir'in adı geçince yazma gereği hissettim.
 
Önce atarın giderin dibine vurup, metehan denen fake provokatör üzerinden siteyi suçla ardından sert tepki al ve sonra gelen daha naif bir tepkiden hareketle kendine bol enter'li magduriyet yarat.

Gidiş yolu gayet güzel. Ama yemezler..

Alkol üzerinden iki farklı yaklaşımın birbiriyle özgürlükler temelinde ozdeşim kurması kadar da yapmacık bir tutum olamaz.

Soma'da yaşananlar ve daha niceleri demokrasi ya da özgürlük noksanlığı değil sosyal politika yokluğudur. Kayıtdışı istihdam sorunudur. Sendikasızlaştırma sorunudur ve bunların tamamı neoliberal politikaya içkindir. Neoliberalizm pekala demokratik bir yönetimle de mümkündür.

Türkiye'nin Avrupa'dan devşirdiği bu neoliberalizmin sonuçları ise Avrupa'dan çok daha ağır olmuştur.

Kayıtdışılık; Avrupa zirvesi
Sendikalı çalışan; Avrupa'da dipte
Sendikasızlaştırma; Avrupa zirvesi
İş kazası; Avrupa zirvesi
Meslek hastalığı; kaydı dahi tutulmuyor.

Hak temelli vatandaşlık tanımının yapılamadığı bir ülkede alkol yasağı yalnızca sivrisinek ısırığıdır. Öldürmez. Ama hakların yoksunluğü öldürür, öldürdü.
 
Olayı yaşayan genç çıktı konuştu Başbakan istemsiz bir tokat attı dedi.

Zaten önden çekilen videoları da var bildiğin vuruyor başbakan.

Anadolu'da DEVLET BABA geldi sahip çıktı felsefesini bozan adam. Yazıklar olsun. Vicdansızlar.
 

Üst