İlk önce şunu belirtmeliyim, Seimone'u bende herkes gibi çok seviyorum. Takımın Eurocup'ı kazanmasında oynadığı rol, hemen hemen her maçında ortaya koyduğu performans ve kişiliği.. Onu sevmemek için bir neden yok neredeyse. Bu sevgi bana bütün yıl boyunca Minnesota Lynx tarafını tutturdu ve hala destekliyorum, onun başarılı olduğunu görünce mutlu oluyorum. İşin duygusal yönü, neredeyse herkesle aynı gibi. Formamız altında lig şampiyonluğu da görmesini isterdim ama olmadı, ileride neden olmasın.
Ona karşı duyduğum sevgiden sıyrılıp, Galatasaray'ın menfaatlerine doğru bakış attığımda, Seimone'nun yerine bir tek Diana Taurasi beni tatmin edebilirdi, bunu belirtmem gerekiyor. Herkesin ve özellikle Gazanfer'in yaptığı uzun analiz üzerinden ilerlersek, Seimone & Diana kıyasında iyi takım / kötü takım olgusunu kabul edemiyorum. Hiç bir şüphe yoktur ki, Dünya'nın en iyi oyuncuları her zaman iyi takımlarda oynamıştır. Bu takımlarda öne çıkan isim olmakta, o oyuncunun ne derece büyük bir yıldız olduğunu gösterir ki Taurasi bunu bir çok kez başardı. Cappie denmiş, başka isimler de denmiş ama şu atlanıyor. O takımda Diana Taurasi olmasaydı, o başarıların hepsi yakalanamazdı, bunu kimse inkar edemez. Ayrıca en iyi ismin, takımın birinci skor opsiyonunun fazla top kullanmasından normal bir şey görmüyorum, Taurasi'nin bir maçta 5-7 şut falan atmasını mı bekliyorduk? Komik olmayalım lütfen. Seimone'nin burada Eurocup'ı kazanırken, Diana üst üste ikinci Euroleague şampiyonluğuna falan gidiyordu, oralara hiç girmiyorum keza Eurocup seviyesi ile Euroleague seviyesi arasındaki farkı iki yıldır elde ettiğimiz berbat sonuçlardan görebiliriz. Bu arada bir kaç kişi de Phoenix'in iyi kadrosu var demiş, öyle bir şey yok. Taurasi'ye son maça gelene kadar kim doğru düzgün katkı verdi bu yıl? Buna rağmen konferans finallerindeler, hala umutları var. Minnesota'nın bu yılki kadrosunda çok net katkı veren 6 isim var ki Wnba'de o kadar çok ismin katkı verdiği takım sayısı yok denecek kadar az.
Herkesin taraftarlık bakışı farklı olabilir, bunu kabul ediyor ve saygı duyuyorum. Ancak şunu kesinlikle belirtmeliyim ki, bizim başımıza ne geliyorsa duygusallıktan geliyor. Ben artık ikincilikler, kılpayı kaçan kupalar, Avrupa'da hiç bir başarı gösteremeyen takımlar istemiyorum. Tarih, unutulmasın ki bunları yazmayacak, bundan 10 yıl sonra " O hakem faciası olmasa Galatasaray şampiyondu" demeyecek kimse, acı gerçekleri kabul edelim artık. Bu oyun iyiler ile oynanır ve biz de Dünya'nın en iyisine sahibiz, bunu sahada çok net gösterecek zaten, bir şüphem yok.
Yazının sonunda Diana'nın başarılarını yazalım, göz önüne çıksın bazı şeyler;
2 Olimpiyat Altın Madalyası '04 '08
1 Dünya Şampiyonluğu '10
4 Euroleague Şampiyonluğu '07'08'09'10
2 Wnba Şampiyonluğu '07'09
2 Euroleague Mvp'si '09'10
1 Wnba Final Mvp'si '09
Not: Burada kimse Diana Taurasi'yi sevin demiyor, bunu geçmeyin lütfen. Artık kulübümüzün başarısı için ter dökecek oyuncumuza herkes saygılı davranmak zorundadır, aksi düşünülemez.
Ona karşı duyduğum sevgiden sıyrılıp, Galatasaray'ın menfaatlerine doğru bakış attığımda, Seimone'nun yerine bir tek Diana Taurasi beni tatmin edebilirdi, bunu belirtmem gerekiyor. Herkesin ve özellikle Gazanfer'in yaptığı uzun analiz üzerinden ilerlersek, Seimone & Diana kıyasında iyi takım / kötü takım olgusunu kabul edemiyorum. Hiç bir şüphe yoktur ki, Dünya'nın en iyi oyuncuları her zaman iyi takımlarda oynamıştır. Bu takımlarda öne çıkan isim olmakta, o oyuncunun ne derece büyük bir yıldız olduğunu gösterir ki Taurasi bunu bir çok kez başardı. Cappie denmiş, başka isimler de denmiş ama şu atlanıyor. O takımda Diana Taurasi olmasaydı, o başarıların hepsi yakalanamazdı, bunu kimse inkar edemez. Ayrıca en iyi ismin, takımın birinci skor opsiyonunun fazla top kullanmasından normal bir şey görmüyorum, Taurasi'nin bir maçta 5-7 şut falan atmasını mı bekliyorduk? Komik olmayalım lütfen. Seimone'nin burada Eurocup'ı kazanırken, Diana üst üste ikinci Euroleague şampiyonluğuna falan gidiyordu, oralara hiç girmiyorum keza Eurocup seviyesi ile Euroleague seviyesi arasındaki farkı iki yıldır elde ettiğimiz berbat sonuçlardan görebiliriz. Bu arada bir kaç kişi de Phoenix'in iyi kadrosu var demiş, öyle bir şey yok. Taurasi'ye son maça gelene kadar kim doğru düzgün katkı verdi bu yıl? Buna rağmen konferans finallerindeler, hala umutları var. Minnesota'nın bu yılki kadrosunda çok net katkı veren 6 isim var ki Wnba'de o kadar çok ismin katkı verdiği takım sayısı yok denecek kadar az.
Herkesin taraftarlık bakışı farklı olabilir, bunu kabul ediyor ve saygı duyuyorum. Ancak şunu kesinlikle belirtmeliyim ki, bizim başımıza ne geliyorsa duygusallıktan geliyor. Ben artık ikincilikler, kılpayı kaçan kupalar, Avrupa'da hiç bir başarı gösteremeyen takımlar istemiyorum. Tarih, unutulmasın ki bunları yazmayacak, bundan 10 yıl sonra " O hakem faciası olmasa Galatasaray şampiyondu" demeyecek kimse, acı gerçekleri kabul edelim artık. Bu oyun iyiler ile oynanır ve biz de Dünya'nın en iyisine sahibiz, bunu sahada çok net gösterecek zaten, bir şüphem yok.
Yazının sonunda Diana'nın başarılarını yazalım, göz önüne çıksın bazı şeyler;
2 Olimpiyat Altın Madalyası '04 '08
1 Dünya Şampiyonluğu '10
4 Euroleague Şampiyonluğu '07'08'09'10
2 Wnba Şampiyonluğu '07'09
2 Euroleague Mvp'si '09'10
1 Wnba Final Mvp'si '09
Not: Burada kimse Diana Taurasi'yi sevin demiyor, bunu geçmeyin lütfen. Artık kulübümüzün başarısı için ter dökecek oyuncumuza herkes saygılı davranmak zorundadır, aksi düşünülemez.