Galatasaray'ın futbol dışı şubeleri için sosyal medyada, salonlarda mücadele eden, emek veren insanların olduğu 27 senelik bir forumda herhangi bir şube kapatılmalı diye bir görüşü en azından burada dillendiremezsiniz. Bu kimsenin haddi değildir. Öncelikle bunun altını bir daha kalın bir şekilde çizelim. Böyle görüşleriniz varsa eğer bu forum dışında istediğiniz gibi dillendirebilirsiniz.
Karşılıklı tartışma belli bi saygı neticesinde iyidir. Fakat birbirimize hitaplarda ve ithamlarda saygıyı bırakmamak elzemdir. Forum üyelerimizin bu konuda daha dikkatli olmalarını rica ederim. Haklıyken haksız duruma düşecek durumlardan kaçınalım lütfen.
Oyuncu ve takım özelinde herkesin görüşlerine saygımız var. Lakin aylardır bir oyuncuyu burada sakız gibi ağza dolayıp, bu oyuncunun kendi milli takımında ve kulübünde faydalı olmadığını iddia edip üstüne hala bu formayı giymeye devam eden bir oyuncu hakkında bu görüşleri en basit tabirle talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Bu tartışmaya hiç girmek istemiyordum ama Timmerman geldiğinden beri bu takımın başına Barbolini ile üçüncü farklı baş antrenör geldi. Üç hoca da bu oyuncuya güvenip süre verdi. Bu kız kimsenin kafasına silah da dayamadı beni oynatın ya da bana sözleşme verin diye. Daha bir kaç ay önce geçtiğimiz sezon sonunda orta oyuncu bölgesinde yaşanılan sakatlık sonrası yaşadığımız zorluk ortadayken ve Yuanyuan'ın takıma geç katılacağını da düşünerek hala orta oyuncu tercihlerini sorgulamak bana artık kişisel takıntı olarak geliyor. Smaçör bölgesinde İlkin ve Sylla gibi iki tane beton gibi oyuncu var. Lukasik, bütçe artışı yaşamasak as smaçörümüz olacaktı ki kaliteli bir oyuncu. Bunların arkasından gelen ve bir an panikle transfer edilidiği aşikar olan Frantti'yi yabancı rotasyonunda nasıl Timmerman'ın önünde görebiliyoruz bunu da çok merak ediyorum. Sylla ihtimali daha önceden belirseydi şu an Frantti yükskek ihtimalle kadromuzda bile olmayacaktı. Grobelna'nın pozisyon olarak mecbur olmasını da varsayarsak tabiki de Frantti kenarda kalacak yani. Bu tip kişisel takıntıların yanında diğer insanlara çıkarınız mı var, Galatasaray'ı başarılı görmek istemiyorsunuz gibi saçmasapan bir şey söylemek kimsenin haddine değildir. Normalde mesajı silerdim ama mesajı silip bu postu atsam konu boşa düşebilirdi. Bu sebeple mesajı tutacağım.
Gelelim maça. Takımın henüz oyunu ve rotasyonu oturtamadığını gördük. Kaliteli oyuncularımızın performansları sayesinde 3-0 gibi bir skor alabildik. Rotasyon genişliği ve oyunu oturtmanın hocanın vereceği en zorlu sınavlardan biri olacağı konusuna sezon başlamadan önce değinmiştim. Bu yüzden sezon başında oturmuş bir oyun ve rotasyon görmek iyimser olurdu. İlk sette Sylla, ikinci sette İlkin'in kişisel performanslarını izlemek çok hoştu. Daha ilk maçtan oyuncular ve takım hakkında kesin kanılara varılmaması gerektiğini düşünüyorum. Salondaki seyirciye de değinmek gerekiyor. Kulüp, şube ne olursa olsun bir adım atınca taraftar her zaman iki adım atıyor. Umarım bu sayı artarak devam eder geçtiğimiz sezonlardaki ve file arkasındaki tribün ve yan tribündeki bir avuç Galatasaraylı görüntüsü geçmişte kalır.
Son olarak bir şey daha değinmek istiyorum. Sosyal medyada file arkasında var olan tribüne eleştiriler yapıldığını gördüm. Araya giren pandemi ile bir kaç senelik oluşan boşlukla beraber voleybola yükselen ilgi ile beraber henüz daha salonlara yeni gelen yaşı genç arkadaşların öğrenmesi gereken bir kaç şey var diye düşünüyorum. Bu genç arkadaşların bilmesi gereken şey şudur ki bu takıma o file arkasındaki insanlar yaklaşık on senedir hatta daha fazladır destek veriyorlar. Herkesin Galatasaray'a bakış açısı, yorumlaması ve verdiği destek biçimi farklıdır. Avrupa'nın elit liglerinde oturarak, eldeki kağıdı vurarak veya sadece alkış yaparak yapılan bir tribün kültürü var fakat bunu voleybol böyle izlenir gibi bir genelleme yapılmasını da çok anlamlı bulmuyorum. Balkanlarda ve Türkiye'de basketbolda olduğu gibi voleybolda da agresif tribünlere sahipler. Bu agresif tribünün ben çok defa maça etki ettiğini gördüm. Hatta oyuncuların ağzından da bunun ne kadar etkili olduğunu da çokça dinledik. Nasıl file arkasındakiler insanlara öyle destek verilmez, kalkın ayağa, bağırın gibi bir baskıda bulunmuyorsa, voleybol bilen ve seyreden insanların da file arkasındakilere üstten bakış açısıyla yargılamalarını en hafif tabirle cahilce bulmaktayım.