Jerome Dyson isminin Huertas sonrası büyük bir öfke ve hayal kırıklığı yaşatması son derece normal. Huertas sonrası kim olursa olsun bu etki az çok olacaktı zaten. Ancak Dyson ismini değerlendirirken Huertas'lı, yarı sahada pozisyon seçerek düşük tempoda oynanan oyun üzerinden oyuncuyu değerlendirmek bence yanlış. Huertas olmadıktan sonra gidilen Dyson ve McCollum'da bu sistemle çok alakasız isimler. Transfer dönemi başından beri benimde böyle olur dediğim sistemden Huertas sonrası vazgeçmiş gibi duruyoruz. Daha çok run&gun tarzında, net ribaund sonrası hızlı bir şekilde potaya giden, yüksek tempoda bolca transition yani geçiş oyunu oynayan ve sete set kalmayı çok istemeyen bir takım olacağız. Sete set kaldığında ise forvetlerin yani Schilb, Micov ve Sinan'ın yaratıcılıklarına bakacağız. Bu sistemin doğruluğu veya yanlışlığının tartışılması başka bir mevzu tabi ki.
Dyson veya McCollum'a dönersek eğer McCollum'un transferini zor görüyorum. Oyuncunun Çin'de iyi bir pazarı var ve buralara hele de Eurocup'a gelmek için çok paralar isteyecektir. Dyson hamlesi çok daha olası gözüküyor. En başından söylemem gerekirse Dyson ismini kesinlikle istemiyorum. Oyun konsantrasyonu çok düşük, bolca basit top kaybı ve gereksiz zorlamalar yapan-pota altında çıkamayacağı yerlere hiç düşünmeden dengesizce giriyor her maç- topun kıymetini kesinlikle bilmeyen bir isim. Oyun kurucu meziyetleri-saha görüşü, pas yeteneği, tempoyu ayarlaması asist/top kaybı oranı- vasatın altında yine. Ancak bunları değerlendirirken Sassari gibi 8. saniyede topu potaya atan, hucüm başı ortalama 2 pas yapan bir takımda oynadığını da göz önünde bulundurmak gerek. Ondan kesinlikle tempo ayarlamasını veya yarı sahada tepe pick and rollü sonrası köşe şutörünü bulması istenmedi. Tabi bütün bunlar, hepsinin ötesinde aslında kolejden beri iki numara oynamasından kaynaklı. UConn gibi önemli guardlar yetiştiren-Ray Allen, Richard Hamilton, Kemba Walker, Khalid El-Amin- bir kolejden geliyor. Ancak orada da hep iki numarada oynadı. Sassari senesinde yani bu sene 1 numara oynamaya başladı ki orada da David Logan ile beraber götürüyorlardı işi. Karar anlarında ise oldukça dengesiz bir oyuncu yine. Maç kazandıran sayıları da var son topta kalabalığın içine dalıp hücum faulü yaptırdığı pozisyonlarda var. İtalya final serisi 6. maçında normal sürenin sonunda 5 kişinin içine dalıp hücum faul yaptırdı, ilk uzatma sonunda ise inanılmaz bir penetre sonrası smaç vurup maçı uzattı. Son uzatmada ise 2/2 üçlük 10 sayı ile maçı aldı. Maç içinde bile dalgalanan bir oyunu var yani. Olumsuz yönlerinin yanında olumlu yönleri de var tabi ki. Kesinlikle ilk adımı hızlı, atletik, potaya güçlü gidebilen bir isim. Ribaundu aldığında veya ilk topu hızlı aldığında 2-3 saniye içerisinde potaya kadar gidebiliyor. Perdelemeyi pas vermek için değilde kendisine koridor yaratmak için kullanıyor, orada da direk potaya uzanabilen bir isim olmasının yanında, etkili bir orta mesafe jump shoot tehdidi de var. Yay dışından kötü bir isim. Yüzdesi düşük ama çok aşırı dış şutunu zorlayan bir isimde değil. Önceliği kesinlikle penetre. Savunma konusunda ise, savunmada çok konsantre bir isim değil daha çok pas arası kovalıyor ancak atletik özellikleri savunma yapmaya müsait. Takım olarak savunma yaptığımızda eksik bırakacak bir isim değil kesinlike ama ondan rakibi yıldıracak baskılı savunma beklemek sezon boyu hayalcilik olur. Daha çok motive olduğunda, hırslandığında savunmada iyi iş çıkartıyor. İkili oyun savunmasında ise Sassari sürekli adam değiştirdirdiği için yorum yapmak çok doğru olmaz.
Sonuç olarak toparlarsak Dyson hamlesi benim tercih edeceğim bir hamle değil kesinlikle. Ama toparlamak gerekirse oyuncu ile ilgili analizim bu şekilde.