2024-2025 Euroleague

Nunn 1 buçuk çeyrek bir taraflarını yırta yırta maçı dengeye götürüp üstüne Pana'yı önede geçirdi.Yardımcı koç ise Sloukas ile Ömer'i gereksiz oyunda tutup sürekli bomboş üçlükler verdi.Dışarıdan kaçırmaya başlamış olan Zalgiris boş dış şutlarla ritmi bulunca Pana'nın top kayıplarıylada fark 10 olmuş oldu.

Tamam Ömer süre aldığı bölümleri iyi geçtide gerek var mı yani zorlamaya ?
 
Euroleague'de saygıyı hak eden bazı takımlar var.Zalgiris az bütçeyle çok iş yapanlardan,Münih aşama aşama büyüyenlerden.Galatasaray için istediğim tam olarak bu,hemen final four oynayalım istemiyorum,mutlaka A lisansı alıp her sezon azar azar bütçemizi arttıralım,hep bunu istedim ama olmuyor.

Paris Efes'i yenmiş,ilk sezonlarında iyi iş çıkarıyorlar,bu başarı tesadüf değil,top 8 dışında kalırlarsa büyük sürpriz olur.

Olimpiakos çıkışta,Bartzokas'ın takımı toparlayacağını yazmıştım,koç olarak Bartzokas'ı çok beğeniyorum.

Çok garip bir sezon oluyor ve böyle sürecek gibi,herkes herkesi yenebiliyor,rekabet düzeyi muhteşem.
 
Ben de uzun yıllardır aynı düşünceler ve hislerdeyim ancak umarım bir gün... Bayram Bey'in söylediklerine ekleyeyim: Bayern Münih de bu yatırım ve büyüme işlerini iyi yapan, oldukça da keyif veren bir takım yıllardır.
Zalgiris hep böyleydi fakat bu sezon sanki o azim ve hırslarının karşılığını kağıt üzerinde alıyorlar gibi artık.
 
Sezon başında Basketbol Şampiyonlar Ligi mi, Eurocup mı tartışması biraz da çalakalem yapılırken yazdıklarımı biraz genişletmek istiyorum. Galatasaray birkaç doğruyu bir araya getirdiğinde, zaten arşa yürüyor. Söz konusu doğrular bir araya gelemediğinde ise doğrudan nadasa bırakma görüntüsü doğuyor. Profesyonel erkek futboldan başlayarak, böyle bir genetik kod baskın takriben son 40 yılda.

Bu sezon kadın futbol Şampiyonlar Ligi'ndeki gibi, Euroleague'de tek Türk takımı olmadığımız müddetçe bizden 7-8 milyon dolarlık bütçeyle potansiyel çeyrek final adayı çıkamaz. Eşyanın tabiatı gereği Fenerbahçe Beko'yla rekabet gelişir ki, kendileri de salon üzerinden kültürel anlamda hemen her şeyden vazgeçerek bu finansal akışı sağlıyorlar. Sadece Efes'in şampiyonluk adayı olarak varlığı dahi, Galatasaray maçı esnasında evinde üst jenerasyondan Naumoski dinleyen Galatasaraylılarda bir fokurdama yaratır. Bana sorarsanız bir Faruk Süren gelsin, bir Ünal Aysal gelsin. 2010 ve 2011 yazlarında attığımız adımları daha da kuvvetli şekilde atalım. Fakat söz konusu bir başkan kültü ve sonucunda finansal akış olmadığı müddetçe, 4 milyon dolarlık bütçeyle Eurocup'ta; ya da 8 milyon dolarlık bütçeyle Euroleague'de var olduğumuzda tam da bugünlerde Gsbasket'e çizik atılmaz. Tecrübeyle sabit. O sebeple bilfiil Basketbol Şampiyonlar Ligi'ni kazanalım, Saporta-Korac ikilisini tamamlamış olalım diyorum. Başkan ve bütçe beni bu cümlelere itiyor.

Zalgiris ve Bayern örneklerine dair birkaç cümle de kurmak istiyorum. Euroleague'in eski halinde imza şampiyonluklarından birini kazanmış olan, alt yapı ve ülke üzerinden 2000'lerde en az 10 üst düzey Litvanyalı profilinde oyuncu yetiştiren, biraz kafayı kaldırdığında Micic'e şekil verebilen Zalgiris için bu sezonki görüntü düşük profilli olmaktan fazlasını ifade etmiyor bana. Tofaş için Türkiye Ligi'ndeki hal neyse, Zalgiris için Euroleague'deki görüntü de o. Yiğitcan Saybir'i geliştirmek, şut atamayan fakat dövüşen Litvanyalı kısalar yetiştirmek 90'ların sonu ve 2000'lerin başındaki görüntülerinin ardından dişin kovuğunu doldurmuyor. Son 25 sezonda, bir profesyonel 3 amatör branşta 7 Avrupa kupası kazanmış olan Galatasaray'a dair de fotoğrafı buradan yorumluyorum.

Bayern Münih içinse, Sırplar ve Yunanları salonun yarısını doldurup dönem özelinde olabildiğince tribün yaparken görmek ciddi bir keyif. Zamanında biz de yaşamıştık, erkek futbolun silindiri Bayern Münih'i basketbolda yenmek haz veriyor. Onun dışında bu Alman takımları ne diye Euroleague'de, ne amaca hizmet ediyor sorusu en başta Euroleague'i geriye atıyor. Bütün hissenin Sırp takımlarına verilmesi gereken ortamda, statüleri galiba daha yukarıda ki bana hep Euroleague Galatasaray'a gelmeli dedirtiyor bu fecaat tablo. Aynı cümleyi Karşıyaka ve Beşiktaş için de kuruyorum.

Gsbasket'in, bugün 50'li yaşlara merdiven dayayan ilk jenerasyonunun bir Fransız kulüp üzerinden yaklaşık 20 yıl önce yaptığı bir tartışmaydı bu. O sebeple keyifle yazıyorum içeriği. Ez cümle, Türkiye'de kadın voleybolun erkek basketbolu ciddi ciddi yerinden etmeye başladığı günlerde Euroleague'in Kasım-Aralık renkleri Galatasaray için model olamaz. Olursa da, Gsbasket keza Abdi İpekçi bugünkünden çok daha tenha olur.
 
El Clasico'yu son çeyreğin sonlarına doğru izlemeye başladım,hakemlerin hiçbir kıstası yok.Yani bazı maçlarda basit pozisyonları 5 dakika izleyip duruyorlar.Son 2 dk altında Hezonja steps yapıyor,jump ball veriyorlar.Campazzo oyun durduktan sonra sportmenlik dışı olabilecek bir temasta bulunuyor,5 saniye izleyip geçiyorlar.

Uzatmaların ise ikisinide Real Madrid haketti bence.İlk uzatma sonunda Punter'ın blok yer miyim korkusu,süre varken son hücumu kullanmayıp,Abrines'in boş üçlük deneyip kaçırması,2.uzatmada Satoransky'inin oyuna girip çıktığı anlar ise Barça'nın sonu oldu bence.Çünkü zaten kötü hücumlara kalmışsın,hiçbir şey vermemiş adam geliyor top kaybı yapıp üstüne karşı alanda pişkince faul yapıp 2 atış hediye ediyor.O noktadan sonra yine öne geçtiler ama yetmedi tabi.
 
Paris FC rol model alınabilir, Zalgiris bir kültür ya da bir ekol ise ve bize olmaz deniliyorsa...
Ergin Ataman Hocanın baskan olmasi bekleniyorsa daha vaktimiz var benden söylemesi o yüzden biz basket bilen basket seven yöneticiler bulmalıyız acilen.
 
Sezon her hafta yazdığımız gibi enteresan olmaya devam ediyor. Henüz 12 maç tamamlanmışken tepedeki takımlar oynadıkları maçların 1/3'lik kısmını kaybetmişler.
Liderlik 12 haftada belki 10 kere el değiştirdi. Pana yukarıdan aşağılara düştü, Zalgiris liderken aşağılara düştü, Barcelona, Fener keza böyle. Gerçekten çok farklı bir sezon oluyor.
FAKAT , Paris Basketball'a ayrı bir konu açmak lazım. Sezona ilk 2 maçını kaybederek giren takım son 8 maçta 8 galibiyet alarak belki de bilmediğimiz birtakım rekorları kırdı. Tiago Splitter koçluk kariyerinin ilk sezonunda Avrupa'da enteresan işlere imza atıyor. Bu sezonun hikayesi onlar için çok merak uyandırıyor bende.
 
Olympiakos-Paris maçı... son zamanlarda izlediğim en iyi maç. Oly muhteşem döndü. Kusursuz bir 3 buçuk dakika bekliyor bizi.
 
Ben bu eleştiriyi daha öncede yapacaktım.Paris basketbol aynı hatayı sürekli yapıp duruyor.Yani 7 dk kala 20 sayı önde olduğun maçta 3 buçuk dk'da 20-0 seri yemezsin.Artık süreyi kontrol edersin,vites düşürürsün,Tj Shorts'u çıkarmazsın.Bunu Paris her maç yapıyor.Maç sonlarında yapmaması lazım.
 
Son düzenleme:
Ne maç oldu be,Paris kazandı.3 buçuk dk içinde Oli'nin yaptığı dönüş,eğer maçıda kazansalardı Euroleague tarihine net geçerdi.Fournier'in bulduğu son üçlük,sonra son topu kaybetmesi,her anlamda muazzam bir son çeyrek oldu.

Yalnız Paris'e ne kadar bayılsamda son çeyreklerde dikkatli olmalılar.Senle oynayan rakipler sana ayak uydurmaya çalışıyorlar,bu yüzden 2 dk içinde bir anda 10-0 seri zaten yiyen takımsın.Tj Shorts'u biraz bekleyip son 4 dk falan oyundan alsan daha mantıklı olacaktı.

3 buçuk dk içinde 20 sayı öndeyken 20-0 seri yemek nedir ya.Böyle bir şey daha önce hiç denk gelmedim Euroleague'de.

 
Splitter NBA'de edindiği tecrübeleri iyi şekilde uyguluyor Avrupa'da. Messina çöpü gibi basketbolun içine edip insanları soğutmak yerine olumlu anlamda bir şeyler katmış takıma belli. Trinchieri, Splitter, Ergin Ataman gibi sürekli pozitif ivme ile güzel şeyler izleten koçlara ihtiyacı var basketbolun. İçi geçmiş, basketbola hayrı dokunmayan adamlardan arındırılmalı.
 
Puan durumuna bakıyorum,lider Paris,sadece 3 yenilgi almışlar,ligde ilk sezonları ve müthiş başarı elde etmiş durumdalar.

Real efsanesine bu sezon ne oldu bilmiyorum ama bunun acısını gelecek sezondan itibaren çıkarırlar,bazen böyle kötü sezonlara ihtiyaç var.

Pana 6 yenilgi almış,normal tabi,fantasy oyununun sitesine giremiyorum ve uzun süredir koçum Ergin Ataman.

Milano üst sıralara çıkmış,hayret verici şekilde kazanmaya başladılar,hiç alışık değiliz buna.
 
Puan durumuna bakıyorum,lider Paris,sadece 3 yenilgi almışlar,ligde ilk sezonları ve müthiş başarı elde etmiş durumdalar.

Real efsanesine bu sezon ne oldu bilmiyorum ama bunun acısını gelecek sezondan itibaren çıkarırlar,bazen böyle kötü sezonlara ihtiyaç var.

Pana 6 yenilgi almış,normal tabi,fantasy oyununun sitesine giremiyorum ve uzun süredir koçum Ergin Ataman.

Milano üst sıralara çıkmış,hayret verici şekilde kazanmaya başladılar,hiç alışık değiliz buna.
Bayram Bey, oyuna bir şekilde girip Ergin Hocamı azad etmeniz lazım yoksa çok sıkıntı yaşayacaklar :)
 

Üst